Göç

0
512

Bir ülkeden başka bir ülkeye neden göç edilir? En genel anlamda iki nedene ayırmak mümkün. Ya zorunluluk, ya da gönüllü olarak göç edilir. Sürgün, savaş ve doğal felaketler nedeniyle yer değiştirme bir zorunluluk iken gönüllülük temelinde ülke değiştirmenin sonsuz nedenleri sıralanabilir. 1864 Çerkes sürgünü sonucu dünyaya dağılmış Çerkeslerin Ana Vatana yeniden dönmeleri, kısmen zorunluluk kısmen de gönüllülük gerektiren durum var denilebilir. Ana vatan için zorunluluk, daha çok, geçmişte planlı olarak bozulan demografik dengenin düzeltilmesi, yani yeniden dengelenmesi için bir zorunluluktan söz edilebilir. Özellikle Abhazya ve Adigey için çok daha ciddi sorun durumunda. Birey için zorunluluk denince akla Suriye iç savaşının içinde kalmış Çerkeslerin savaş alanından ayrılmaları akla gelebilir. Bu sorun Suriye’de sadece Çerkesler için değil tüm Suriye yurttaşları için zorunlu bir durum. Zaten nüfusun yarısına yakın bir kısmı Suriye dışına, komşu ülkelere sığınmışlardır…Ana Vatanını tercih edenlerin sayısı ciddiye alınacak miktarda değildir. Her şeye rağmen gelenlerin tamamına yakını da Avrupa ülkelerine ciddi riskler alarak tekrar gitmişlerdir.
Suriye dışında yaşayan Çerkeslerin Ana Vatana göç etmeleri tamamen gönüllülük temelinde olabilir ancak. Peki bir yerden başka bir yere gönüllü olarak göç etmenin en önemli gerekçesi ne olabilir? Cazibe… Yaşadığı yerden daha cazip olmayan bir yere gönüllü olarak ciddi yoğunlukta bir nüfus hareketi düşünülemez. İnsanın doğasına uymaz. Cazibenin boyutlarının büyüklüğü çekiciliği arttırır. Ancak asgari koşullar denilebilecek şeylerin de olmadığı yere nüfus hareketinin olması düşünülemez bile. Örneğin, bir birey, aile ya da grup olarak Ana Vatana göç etmenin minimum koşullarını sıralarsak; asgari iletişim için bir dil, asgari yaşam standardı için de bir iş gerekmektedir. Birincisi olmadan ikincisi olsa da mümkün değil. Ana Vatan koşullarını bu anlamda incelersek çok cazip olmadığını görürüz. Öncelikle diasporadakiÇerkeslerin Ana vatanlarına dönmelerini teşvik eden bir devlet politikasından da söz edilemez. Hatta tam tersi durumdadır denilebilir. İkincisi, dönecek vatandaşların asgari düzeyde bile olsa bir geçim sağlayacakları ‘’iş’’ bulma konusunda da çok çekici görünmüyor. Devlet desteği yok ve onun yerini alacak organize olmuş, güven veren sivil toplum örgütleri de yok. Bu nedenle tek başına ‘’Ana Vatan çağırıyor’’ söylemi hamasetten öteye geçmiyor, etkili olmuyor…

O halde diasporadaki sivil toplum örgütleri Ana Vatandaki sosyal, hukuksal ve ekonomik koşulların düzelmesi ve yaşamak için ‘’cazip’’ hale gelmesi için düşünmeli ve daha yaratıcı olmalıdır. Örneğin Kaberdey Balkar cumhuriyeti için meslek edinme-edindirme; tarımın, hayvancılığın geliştirilmesi öncelikli ve tek çare gibi görünüyor. Buna turizmi de eklemek mümkündür. Göç edecekler bir tarafa, yerleşik vatandaşların Ana Vatanda kalmaları açısından bile hayati önemdedir günümüz iş ve yaşam koşulları…
Yukarıda harmanlanmaya çalışılan ipuçlarının her biri ciddi şekilde incelemeye, üzerinde düşünülmeye ve uygun araç ve gereçlerin ve özellikle sahici koşulların sağlanmasına hem muhtaç hem de zorunludur. Tek tek başlıklar haline getirip, konuşulmalı, tartışılmalı ve gerekli düşünce sistemleri geliştirilmelidir.
Haydi bakalım…
Nalçik/ 25.08.16

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz