Kuban havzasında yerleşik yaşamı en uzun süre devam ettiren antik dönem kabileleri Sindlerdi. Sindlerin çağdaşları; Meotlar, Dandariler, Zikhler, Trapetler, Kerketler, Dızığlar, Psesler gibi boylardı. Kafkasya’da yerleşik yaşamı, kent yaşamını Sindika Krallığı adıyla Sindler başlatmışlardı. Sindika Krallığı’nın kurulduğu kentin neresi olduğu üzerine farklı görüşler ileri sürülmüştür.
Antik Çağ Çerkes-Meot araştırmalarıyla tanınan N.V. Anfimov ve daha başka pek çok yazara göre Sindika Krallığının kurulduğu yerin Azak Denizi (Meot Denizi) kıyılarındaki Gorgippia kenti olduğu kabul edilmiştir. Taman yarımadası ile daha doğu Kuban ırmağının kıyılarına kadar uzanan topraklarda, Antik Çağ’da Sind kabileleri yaşamaktaydılar.
Sindlerle ilgili söz eden ilk yazılı kaynak, MÖ 6. yüzyılda Efes’te yaşamış Yunan şairi Hipponaks olmuştur. Yine Makedon kökenli yazarlardan Polien’de MÖ 5. yüzyılda Sindika Krallığıyla ilgili olarak söz etmiştir. Polien, Meot kabilelerine ait ünlü bir kızdan söz etmektedir. Bu kız Tirgatao’dur.
Meot kızı Tirgatao adıyla öyküleşmiştir. Meotlar döneminde Bosfor Krallığı, Sindikalılar sayesinde topraklarını genişletmişlerdi. Meot Kızı Tirgatao, Sindlerin kralı Hekatey’le evlidir.
Hekatey Bosforluların başına geçer. Hekatey’i Bosforluların başına getiren Tiran Satir’dir. Tiran Satir Hekatay’i Bosforluların başına getirince, kızını Sindika Kralı Hekatey’e verir. Meot Kızı Tirgato ile evli olan Hekatey’den, Meot kızını öldürmesini ister. Sindika Kralı Hekatey, karısı olan Meot kızı Tirgatao’yu öldürmez, gizlice bir kaleye hapseder, muhafızlar başına kor. Bir süre sonra Tirgatao kaleden kaçmayı başarır. Akrabalarının yaşadıkları yere geldiğinde babasının öldüğünü öğrenir. Beraberinde Meot Denizi (Azak Denizi) yöresinde savaşçı kabilelerden çok kimseyi de yanına alarak Sindika Kralı Hekayey’in ve Sindlerin kalesini yerle bir eder. Hekatey’i başa getiren ve kızını Hekatey’le evlendiren Tiran Satir’in hükümranlığına son vermek üzereyken, Satir’in oğlu Metrodor’u rehin alır. Sonunda Meot kızı Tirgatao barışa razı olur. Tirgatao’nun adamları barışa yanaşmazlar. Tiran’a güvenmezler. Tiran Satir barış görüşmesi için kendi adamlarından iki kişiyi Tirgatao ile barış görüşmesine gönderirken Meot kızını gizlice öldürmelerini söyler. Tiran Satir’in adamları Meot Kızı Tirgatao’ya suikast düzenlerler. Bu suikastta Tirgatao, üzerindeki kemer sayesinden kama darbesinden kurtulur. Tirgatao’nun korumaları Tiran Satir’in adamlarını ve oğlu Metrodor’u öldürürler. Tiran Satir’de öldürülür; krallığı yok edilmek üzereyken Tiran Satir’in ikinci oğlu Gorgippia, zengin armağanlarla Tirgatao’yla anlaşır.
Sindika Krallığının kurulduğu kent, adını Tiran Satir’in oğlu Gorgippia’dan almıştır. Sindika Krallığı’nın Gorgippia’da kurulduğu pek çok Antik Çağ kaynaklarıyla doğrulanmıştır.
Sindika Krallığı, MÖ 4. yüzyıldan başlayarak, MÖ 5. yüzyılın sonlarında Bosfor’dan bağımsız olarak uzun yüzyıllar varlık sürdürmüştü. Sindlerin yerleşim köyleriyle, kentlerinde sosyo-ekonomik ilişkiler açısından Antik Çağ İyon Grek kolonileriyle ticaretleri vardı. Sindler, Yunan ticaret kolonilerinin Karadeniz sahillerinde kurdukları, karasal sınırları belirli olan Panhagoria, Germonassa, Gorgippia ve daha başka kıyı ketleriyle ilişkiler içerisindeydiler.
Sindlerin ilk yerleşim yerleri, ilk başkentleri en başlarda: “Aboraka şehriydi. Antik Yunan coğrafyacısı Strabon Sindika’da denize yakın olan Aboraka adlı bir şehrin bulunduğundan söz eder. Bu şehrin Semibrat (Yedikardeş) harabelerinde olduğu, Semibrat kurganlarının doğusunda Kuban ırmağının sol kıyısındadır. Başka bilgilere göre, Psif ve Nepil çayları arasındaki şehre ‘Şançir’ deniyordu. Bu sözcüğün etimilojisi Çerkes dilinde ‘eski ya da kadim Sindika’ şeklinde yapmak mümkündür.” (*)
Çerkeslerin aydınlarından olan Han Girey ise bu harabeleri “Şahhir” olarak nitelendirmiştir. Bu isim Kemirgoy prensi Şancir (Sind-Şand) isminden gelmedir şeklinde açıklamıştır. Kemirgoy kabilelerinin köylerinde yer edinen “Şinciy”, açıklamasının “Sind” isimleriyle bağlantılı olduğunu; bu soyun, Sindlerin Nart mitolojilerindeki “Çintler” “Sindler” olduğunu ileri sürmüştür.
Yöredeki kurgan arkeolojik araştırmalarında bu şehirlerin kuruluş tarihlerini MÖ 5. yüzyılla, MÖ 6. yüzyıllarla ilişkilendirenler vardır. Sonraki ismi Semibrat (Yedikardeş) olan kentin harabelerinin temellerindeki araştırmalarda taş duvarlar; kalınlığı ve genişliğiyle dikkat çekmiştir. Semibrat (Yedikardeş) harabelerinin surlarını, MÖ 2. yüzyılda yaşamış Makedonyalı antik yazar Polien’in öyküsündeki “Meot Kızı Tirgatao” savaşlarında harabeye çevrilen yerin burası olduğu anlatılmaktadır.
Harabede büyük taş yapılardan oluşmuş, kabile toplulukların yaşadıkları yerlerin kalıntıları açığa çıkartılmıştır. Semibrat kenti, yer altı mezarlarında pek çok dönemsel nesneler elde edilmiştir. Mezar alanlarında tunçtan üzengi takımlarıyla birlikte gömülmüş at iskeletleriyle, kabile beyi olduğu düşünülen kişinin iskeleti açığa çıkartılmıştır. Kılıç, mızrak uçları, tunçtan ok uçları elde edilmiştir. Mezarlarda çıkan bu nesnelerin savaşçı kabilelerin Beyi olan iskelete ait olduğu ileri sürülmüştür. Kuban ırmağı kıyılarında yer alan kurganlarla, kent harabelerinin surları ve mezar odalarında Sindikalılara ait pek çok değişik eşyalar açığa çıkartılmıştır.
(*) Nurbiy; Lovpaçev, Çerkes Arkeolojisi ve Sanatı, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Çev., Kayhan Yükseler. 2013. İst.