21 Mayıs!

0
566

Nalçik’te 20 Mayıs akşamı başlar anma etkinlikleri. 101 yıl süren (1763-1864) Rus-Kafkas savaşlarında vatanı ve özgürlüğü için can verenleri anmak ve bu tarihsel acının izlerini taşıyan Çerkes halkının hala varım – var olmaya da devam edeceğim haykırışı.

Pse Jığ yani Hayat Ağacı anıtında ğıbzeler seslendirilir. Ruhları huzur bulsun diye, jerıme ve haluve dağıtılır. Savaşarak veya yurdunu terk ederken yollarda ya da gittiği yerlerde can verenleri unutmadığımızı ve unutmayacağımızı daha derinden düşünür ve hisseder insanlar. KAFFED çağrı yapmış, iki otobüs dolusu soydaş Türkiye’nin dört bir yanından toplaNmış geliyorlar. Bekliyoruz. Konuşuyoruz, haberleşiyoruz. 20 Mayıs programı akşam başladı ve bitiyor henüz yetişmediler.

Günlerdir yağmur yağıyor Nalçik’te. Bu yıl çok yağdı. Ertesi gün 21 Mayıs, yine yağış görünüyor. Varsın yağabildiği kadar yağsın! Kimsenin yağmur diye bir derdi yok zaten. Misafirlerde kulağımız, gözümüz; bekliyoruz.

Reyhanlı, Ankara, Antalya, Düzce, İstanbul, Kayseri, Çorum, Kastamonu, Muğla… Bunca farklı yerden onca yolu kat edip de, üstelik geçen yıl gelenlerin sınırdan çevrildiklerini de bilerek yola çıkmışlar. Sınıra dek her şey yolunda gitmiş ancak sınırda otobüslerin Rusya Federasyonu’nda seyahat izin belgeleri olmadığı için geçmelerine izin verilmemiş. Ülke sınırından aslında araçsız olarak yani yayaların geçmesi yasak olduğu halde -yolcular araçsız kaldıkları için olsa gerek- yayan olarak sınırı geçişlerine izin verilmiş. Grubu karşılamak üzere giden arkadaşların çabalarıyla sınıra en yakın nokta olan Osetya’nın Valdikafkas şehrinden temin edilen 2 araç ile misafirlerin Nalçik’e ulaşmaları sağlandı. Yaklaşık 50 saatlik çetin bir kara yolculuğu ve sınırdaki şoka rağmen Nalçik’e ulaşanlar hiçte hallerinden şikayetçi görünmüyorlardı. Gelebildikleri için herkes mutluydu çok yorgun da olsalar.
21 Mayıs sabahı saat 9’dan itibaren Lenin Caddesi’nin sonunda bulunan demiryolu istasyonunun önünde toplanmaya başlar insanlar her yıl. Bu yıl ise sağanak yağan yağmur altında toplanıyoruz. Kimi faşesini kimi Çerkeskasını giymiş. 21 Mayıs’ın sembolü olmuş yeşil şeritler kiminin kolunda kiminin göğsünde takılı. Bayraklar var pek çok kişide. Bir de tüm caddeyi enine kaplayan büyük bayrak. O kadar çok yağıyor ki saat 10’da başlayacak olan yürüyüş anına dek büyük bayrak açılmadı. Çünkü ebadı büyük ve kumaş ıslandıkça ağırlaşacak.

Atlılar bekleniyor. Kabardeyin her yerinden neredeyse her köyden atlılar gelir Nalçik’e 21 Mayıs‘ta. Atlıların tümü Çerkeskalı bazıları da yamçılı. Her yaştan atlı. Yaşlılar da gençler de var aralarında. Saat tam 10’da atlılar ulaşır yürüyüşün başlayacağı noktaya. Hiçbir gecikme olmaz. Uzak yerlerden gelenler gecikme riskini ortadan kaldırmak için bir ya da bir kaç gün önce atlarını hipodroma getirip bırakırlar. 21 Mayıs sabahı da oradan atlarına binerek toplu halde yürüyüşün başladığı noktaya ulaşırlar. Bu yıl da 150 civarında atlı vardı. Atlıların hemen peşinden yürüyüş korteji oluşturulur. Büyük bayrak açılır. Dört bir yanından tutar insanlar bayrağın. Kargaşa olmaz, herkes yerini bilir. Ğo borusu üflenerek sembolik olarak insanlara çağrı yapılır, halkının geleceği için can verenlere saygı yürüyüşüne gelin! Geleceğinizi alanları unutmadığınızı var olmaya devam edeceğinizi gösterin! çağrısıdır.
Kalabalıkta gözüm Türkiye’den gelenleri ararken, birçoğunu büyük bayrağı taşırken fark ettim. Mıknatıs gibi çekmişti bayrak onları. Sanki her yıl buradaymışlar da bayrak taşıma görevi de onlara verilmiş gibiydi. Aslında hemen hepsi ilk kez Nalçik’te 21 Mayıs anma programına katılıyor olmalarına rağmen davranışlarıyla sanki her yıl burada bizimle birlikte gibiydiler. Hem şaşırdım hem de duygulandım.

Herkes ıslandı. Yamçı ve kalpak taşıyanlar kısmen daha az ıslandılar ancak incecik faşeleri ile katılan narin kızlarımız sırılsıklam oldular. Her yıl farklı köylerden gelen ulusal kıyafetli çocuklarımız yine bu yıl da yağmura rağmen aramızdaydılar. Ancak onlar için tedbir alınmıştı. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda görmüşsünüzdür. Cadde boyunca üstlerine kalın plastik gerilerek yağmurdan ıslanmamaları sağlandı.

Atlılar ve yürüyüş korteji “Hayat Ağacı” anıtına ulaştıktan sonra orada toplanmış olan kalabalığa dahil olurlar. Ğıbzeler kısa konuşmalar ardından anıta çiçekler bırakılır. Daha sonra tören sona erer. Müzede her yıl farklı etkinlikler olur 21 Mayıs temalı. Bu yıl kum gösteri sanatçısı Ğukepşokho Şaomir’in gösterisi vardı.

Kabardey’in insanı için bu yılın en takdir edilen hareketi Türkiye’den gelen gruptu. Misafirler yerel halkın bu olumlu tepkilerinden pek haberdar olmasalar da Türkiye’den yola çıktıkları andan itibaren halk onlardan haberdardı. Merakla beklediler ve sınırdan geçtikleri haberini alanların derin bir oh! çekişlerine en yakından tanık olanlardanım. Gelen gruptakilerden benim yeni tanıştığım insanlar kendisiyle barışık olmanın en tipik örneği idiler. Aralarında eski dostlarım da vardı elbette ketum, kararlı ve optimist insanlar.

Geldikleri ve bizlerle yan yana yürüdükleri için gurur duyduk. Hiçbir talepleri olmadı, beklentileri de serzenişleri de şikayetleri de. Bundan sonra da çok olsa gelen insan sayısı, her yıl artarak devam etse. Çok isteriz.

Kaldıkları kısa süreye rağmen, Nartan Kılıç Ulusal Kültür Gençlik Merkezi’ni görmek isteyen gruptaki gençler de bizleri ayrıca mutlu ettiler bu talepleriyle.
Umarız bu ortak ses devam eder, umarız birbirine uzanan eller yarınlar için yeni umutlar doğurur.

21 Mayıs sadece yitip giden canları anmak değil geleceğe uzanmanın çaresini aramaktır… Geleceği kurgulamak ve talep etmektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz