Masaldan gerçeğe düşmek acıtıyor insanın kalbini. Bitmesin istiyorsun ama gerçek o kadar acımasız ki masalın içindeki gerçek bile uykularını kaçırıyor. En büyük acı elbette anayurduna başka bir ülkeye gider gibi vize ve benzeri pek sorunla cebelleşerek gitmek. Sokaklarında, caddelerinde anadilin yerine işgalcilerin dilli egemen olmuşsa, azınlık kalmışsan; araya giren bunca zaman, bunca ayrılık bizi bizden almaya çalışmışsa elbette sürgün ve soykırım devam ediyor.
Xekuj, bizim hayat kaynağımız, kimimiz oraya giderek hasret gideriyoruz, kimimiz onun rüyası ile hayatımız yaşanır kılıyoruz, kimimiz de tüm zorluklara göğüs gererek yeniden daha güçlü bağlarla kök salıyoruz. Yeterince örgütlü davranamadığımız için kimlikten, kültüre kadar pek çok değeri kaybediyoruz, kaybetmeye de devam ediyoruz.
Ve her şeye rağmen Xekuj bizim umudumuz. Umudumuzu yeşertmek için diaspora ile anavatan arasındaki köprüleri sıklaştırmalıyız. Her olumsuzluğu önümüze konulmuş bir engel olarak görmek yerine örgütlü ve organize bir şekilde zorlukları aşmanın yoluna bakmalıyız. Oşhamafe her ne kadar Elbruz olduysa, Şhaguaşe her ne kadar Belaya olduysa da biz biliyoruz ki Oşhamafe Oşhamafedir, Şhaguaşe Şhaguaşedir. Gerçeklerimizi kendimize sakınmadan olanca çıplaklığı ile söyleyerek geleceğe umutlu, dirençli tohumlar atmak için Xekuj’un sesine ses vermeliyiz.
Umut çocuktur, gençtir, gelecektir. Guaşehan diasporada doğdu ve anavatana yerleşti ailesiyle; Saida anavatanda doğdu. Şimdi Guaşehan ve Saida xekujde birlikte Adıgecenin içinde bir gelecek yeşertiyorlar.
Eylül 1861’de Adıge temsilcilerin, Maykop yakınlarındaki Mamrıkuıcey’de (Hamketi) Çar II.Aleksandr ile son görüşmeyi yaptıkları ve katliamın başladığı yer…
Efsaneye göre bu kulede Adıyıf otururmuş, geceleri seferden gelen kocası için saçlarını köprü yapar, kollarıyla da yolunu aydınlatırmış, böylece kocası Yıncıc nehrine düşmeden evine dönermiş… Şimdi burada büyük bir otel var Adıyıf’ın adını taşıyan.
Xekuj’da yılkılar hala asi ve özgür…
Burası Kuban ve Labe nehirlerinin buluştuğu yer. Hemen yakınında Hatıkuay köyü var. Dedelerim Ubıh topraklarından çıkmak zorunda kaldıklarında buraya gelmişler, buradan da sürgün edilmişler Ruslar tarafından.
Habez Rayonu’nda yapılmış bu anıt… 1763-1864 yılları arasında ölen ve sürgün edilen atalarının anısına.
Xekuj’de meydanlarda, park girişlerinde Adıge kültürüne, kimliğine katkı yapmış insanların heykelleri var. Ama maalesef açıklamalar, biyografiler Rusça. Bari diyorsun anavatanında biyografilerin anadilinde olsaydı ya!