Kitap: Çerkesler-Coğrafya, Aydınlanma ve Kültür

0
574

Cevdet Aykan

1925 yılında Tokat, Erbaa’da doğdu. 1965-1969 yılları arasında CHP Tokat milletvekili,1973-1979 yılları arasında ise Adalet Partisi senatörü olarak TBMM’de bulundu. İlk Nihat Erim hükümetinde bağımsız olarak Köyişleri Bakanı (1971), ikinci Nihat Erim hükümetinde ise Sağlık Bakanı (1972) olarak görev yaptı. Doğru Yol Partisi kurucu üyesidir. Erdemir’in Yönetim Kurulu Başkanı olmuş (1980-1982), ayrıca TPAO yönetim kurulunda (1992-2002) bulunmuştur. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapmıştır. İngilizceden çevirdiği eserlerin yanında telif eserleri, ayrıca gazete ve dergilerde yayımlanmış inceleme, makale ve çevirileri vardır.

***

Soru değişir, bilinen değişir, anlatı değişir.
Çerkesler 1770-1870 yılları arasında yaşanan Osmanlı-Rus ve Rus-Çerkes savaşları sonucunda anayurtları Kuzey Kafkasya’dan Anadolu’ya geldiler. Gelmeleri sürgündü. Bu yıllar Osmanlı Devleti için çöküş, Batı için ise Aydınlanma ve modernleşme çağıydı.
Tokat’ın Çerkes kökenli bir ailesinden olan psikiyatrist ve devlet adamı Cevdet Aykan, Çerkeslerin Anadolu’ya sürgünlerini, zamanın yeniliklerinin ve değişimin dışında kalışlarının etki ve sonuçlarıyla ve tarihin bilgisiyle anlatıyor. Çerkesler, Anadolu’da görgüleri, bilgileri ve edepleriyle bilindiler. Cevdet Aykan bu bilinirliği bir sosyal ahlak meselesi ve insanlık hakkı olarak görüyor.
Bu kitap, zamanın bilgisinin ve değerlerinin dışında kalmanın; liderliğin ve sosyal ahlakın yaşamımız ve geleceğimiz üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak isteyen okurlar için yazıldı.

Ortak ülkemiz TÜRKİYE, ciddi bir ÇÜRÜME içinde.
Bu çürüme içinde, mensubu olmaktan hep onur duyduğum KAFKASYALILAR-ÇERKESLER ayrıca berbat bir sosyo-psikoloji içinde; çok dernek ve çok federasyonlu ama ÖRGÜTSÜZ ve BAŞSIZ(XASE) halde, kafası kesilmiş tavuklar gibi ne yaptığını bilmez halde debelenmekte.
Topluma yeni bir yön verme iddiasındaki adları genellikle YURTSEVER olan, çoğunlukla MİLLİYETÇİ, IRKÇI ve diğer DİNCİ yapılar bu çürümeye AYRIŞMAYI eklemiş haldeler.
Her kabilenin(HALKIN değil, kabilenin; hatta ailenin) kendisini yüceltip diğer kardeşlerini yok saydığı ETNOSANTRİZM- EGOSANTRİZM moda haline gelmiş.
KÖKTEN DİNCİLİK ise öte yanda almış başını gidiyor; siyasi iktidar gücüne biat ederek!
Tam da bu günlerde, NEDENLER ve SONUÇLARI ile GELECEĞE dair kafa yorduğum zamanlarda yayınlanan bir kitaba dikkat çekmek istedim.
Konuya vakıf olmayan, Türkçesi zayıf bir editör elinde kitabın değeri epey zedelense de, İÇERİK olarak şimdiye kadar yayınlanan HAMASET ve GEÇMİŞE ÖVGÜ dolu, YARINA HİÇ BAKAMAYAN eserlerden farklı bir çalışma bu.
Neydik, ne olduk, daha önemlisi NEDEN BÖYLE OLDUK; NE OLACAĞIZ vb. diye kafa yoran tüm TÜRKİYE insanlarına, ama özellikle geleceğimize ilişkin projeleri olduğu iddiasıyla ŞOVEN veya DİNCİ yaklaşımlarla hiç de kültürüne uygun davranmayanlara dikkatle okumalarını öneririm.
Topluma yön verme iddiası içindeki gruplara mensup olan insanlarımız, baksınlar bakalım hal ve söylemleri, hareketleri, farklı yapı ve insanlara saygısız tavırları, takma isimlerle önlerine gelene iftira atıp hakaret etmeleriyle, KAFKASYALI’ya-ÇERKES’e benziyorlar mı!?
Geçmişte Anadolu ve Ortadoğu halklarının güven ve saygısını hakkıyla kazanmış bir kimliğin torunlarının, herkesi kendine düşman yapma; saçmalıklarıyla kendisine güldürme haline dikkat çekmek istiyorum.
Kültürüne taban tabana ters kimlik göstergeleri ile o kimliği, diaspora ya da Kafkasya’da yaşatma iddiası kadar yanlış ne olabilir!?
İyi okumalar!

Yalçın Karadaş
2.8.2017, İstanbul

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz