Аланты Хъæлæс – Osetlerin Sesi – Nisan 2018

0
695

Alan Kültür ve Yardım Vakfı Yeni Yönetimini Belirledi

Türkiye Osetlerinin tek vakfı ve anavatandaki temsilcisi olan Alan Kültür ve Yardım Vakfı 25.02.2018 tarihinde yapılan Genel Kurulu’nda Vakfın yeni yönetimini aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

Yönetim Kurulu:

Sadrettin Kuşoğlu (Başkan), Muammer Tekin (Genel Sekreter), Nuh Kuş (Muhasip), Ayça Kayaş (Üye), Ömer Kuşhan (Üye), Banu Sarıaslan (Üye), Metin Türkay (Üye), Adnan Kılıç (Üye), İsmail Erdoğan (Üye), A. Can Aslan (Üye); Denetim Kurulu: Sefa Batıbay, Nuran Kanpolat, Süheyla Kılıç, Engin Polat (Yedek), Yalçın Arpat (Yedek)

Camiamıza hayırlı olmasını diliyoruz.

Geçtiğimiz dönem görev yapan ve Osetya’daki Tavasiev Çocuk Sanat Okulu öğrencilerinin sergilerinin İstanbul ve Ankara’da açılması; Oset Köylerimiz Poyrazlı, Boyalık ve Karabacak’da 3000 kadar ağaç dikerek Beslan Melekleri Hatıra Ormanları oluşturup Poyrazlı’da bir de, daha sonra Portal Çağdaş Sanat Çevresi’nden genç Oset sanatçıların gelip bir de anıt-çeşme yaptıkları, Beslan Melekleri Anıt Korusu’nu oluşturan; Vakfın gelişen ihtiyaçlarına artık cevap vermeyen eski yerinden yeni merkezine taşınmasını sağlayan; İstanbul’da 500 kişinin izlediği muhteşem Oset Kültür Festivali’ni gerçekleştirip ikisi bakan 50 kişilik bir ekibi ağırlayan; Oset Gençlik Festivali için anavatana yedi gencimizi gönderen; Poyrazlı’daki Anıt Koru ve Çeşmenin açılışı münasebetiyle Beslan Anneleri grubundan üç anneyi davet eden ve ilk kez Beslan Katliamının bir köyümüzde anılmasını sağlayan; bu arada hem Güney hem de Kuzey Osetya’da devlet başkanları düzeyinde görüşmeler yapıp Osetya’nın köklü iki üniversitesi ile bizim çocuklarımızın orada ücretsiz okuması için protokoller imzalayıp İzmit’te KO-A devlet yatırım ajansı temsilcilerini Sanayicilerle buluşturan; Dünya Osetlerinin üst kuruluşu olan ‘Ştır Nıhaş’ın toplantısında Türkiye Osetlerini yedi kişilik bir ekiple temsil edip Konsey’in divan heyetinde ve komitede de yer alan; tüm bunlara ek olarak sülale günleri, yüksek katılımlı xiştærler (büyükler) toplantıları düzenleyen geçmiş dönemin Yönetim Kurulu Üyeleri Sadrettin Kuşoğlu, Jale Kuşhan, Nuran Kanpolat, Ayça Kayaş, Janset Arpat, Pınar Yıldırım, Nuh Kuş, Ömer Kuşhan, Oset Hoşkan ve Mesut Zorlu’ya da emekleri için teşekkür ederiz.


“Ştır Nihaş”, halk mahkemesi kuracak

“Ştır Nıhaş” (Oset Yüksek Konseyi) Koordinasyon Kurulu, 1 Mart’taki toplantısında “Tærkhon” adıyla toplumun saygıdeğer büyüklerinin (xiştærtæ) yer alacağı bir konsey (halk mahkemesi) oluşturulmasına oybirliği ile karar verdi. Bu konseyin etik değerlere ve temel geleneklere (İron Æğdaw) ters düşen Osetlerin uyarılması, gerekirse de toplumdan dışlanmasının yanı sıra kan davalarını bitirmek gibi görevleri de üstleneceğini açıkladı. “Ştır Nıhaş” başkanı Kuçitı Ruslan bu tür kurulların Oset geleneklerinde olan bir yapı olduğunu sadece günümüz şartlarına uygun olarak yeniden canlandırılacağını beyan etti.

“Ştır Nıhaş” aynı zamanda bir Sülaleler Konseyi’nin de oluşturulacağını ve bu konseyin ana görevinin gençlerin çağın gereklerine göre uyarlanmış bir şekilde ahlaki yaşamalarını ve geleneklere ters düşmeyecek şekilde davranmalarını, giyinmelerini sağlamak olacağını bildirdi. Bu konseylerin hem halkın saygısını kazanacağını hem de devlet katında sözünün geçeceğini de umduğunu söyledi. Kuzey Osetya-Alanya’daki mevcut binin üzerindeki sülalelerden yaklaşık yetmiş kadarı şimdiden Sülaleler Konseyi’ne temsilcilerini seçmiş durumda.

http://vladikavkaz.bezformata.ru/listnews/osetin-sozdaet-obshestvennij-sud/65285214/


Osetlerde Davet Yemeği Gelenek ve Kuralları(1. Bölüm)

Yemeğin Akışı

Osetler, son iki yüz yıldan uzun bir süre boyunca büyük sosyo-politik değişmelerin yaşandığı çağlar boyunca atalarıyla olan bağlarını, geleneklerini ve törelerini korumayı başardılar. Oset Sofra Görgü Kuralları (yakışır/yakışmaz; yapılmalı/yapılmamalı) oldukça ayrıntılı kurallarıyla belki de bunların en ilginç ve önemli olanlarındandır. Bu gelenekler, komşu köyler arasında ya da belirli bir topluluğun kökenine bağlı olarak küçük farklılıklar gösterse de, yüzyıllar önce ortaya çıkmış ve bu kadim ulusun karakterini ve ruh dünyasını gösteren temel kuralları içerir. Aşağıda Oset davet yemeklerinin genel kurallarını tanıtmaya çalışacağız. Umarız sadece Osetler tarafından değil, aynı zamanda Sarmat-Alan-Osetlerin tarihine ve kültürüne meraklı farklı kökenli insanlar tarafından da ilgiyle okunacaktır.

Osetler için, geleneksel davet yemekleri hiçbir zaman sadece yeme, içme ve sohbet amaçlı bir ortam olmamıştır. İnanç, yaşam biçimi ve davranış normlarıyla da yakından bağlantılıdır bu yemekler. Osetya’da halen daha uyulan Sofra Görgü Kuralları, bugüne kadar bu sofralarda hiç bulunmamış birine, bu yazılı olmayan kurallar ve sınırlamalar garip ve aşırı derecede katı görünebilir. Fakat bir Oset için bu normlar onun varlığının, dünya görüşünün, manevi ve ahlaki mirasının bir parçasıdır.

Ne İbrahimi dinlerin Osetya’daki geçmişi fazla geriye gider ne de bunlar derine kök salabilmiştir. Bu yüzden Osetler sofrada çoğunlukla “Huısaw” (Tanrı) ve “Zuar”lar (Huısaw’ın insanlarla ilişkilerini düzenleyen yardımcıları) için dua edegeldiler. İşte bu nedenle Sofra (Fıng / фынг, sözlük anlamıyla “masa”) sadece yemek yeme yeri değil aynı zamanda kutsal bir yerdi ve burada etik olmayan davranışlara ve benzer serbestliklere kesinlikle izin verilmedi. Bir süre önce (artık aramızda olmayan), ünlü Oset aktör Watatı Bibo, genç insanlara şöyle demişti: “Atalarımızın kiliseleri ve camileri yoktu. Sofra onların en erişilebilir kutsal yerleriydi. Osetler sofranın başında dua ettiler, bir araya geldiler ve en önemli kararlarlarını aldılar. Bu nedenle sofrada kutsal bir yerde olunduğu bilinciyle davranılması gerektiğini unutmayın. “

Oset Sofra Görgü Kuralları

Yemekten önce masanın düzgün kurulması önemlidir. Genellikle bu süreç konuk sayısına ve beğenilerine göre yapılır, ancak buna ek olarak Osetya’da diğer gelenek ve normlar tarafından da düzenlenir. Osetya’daki “bærægbon” (kutsal gün) ve kutlama sofraları şöyle düzenlenir: sofranın başında oturan büyüğün (“Xiştær”) yüzü Güneş’in doğduğu yöne bakar, yer darsa veya sofra bu şekilde kurulamıyorsa, xiştær girişin tam karşısında oturur yani giren çıkan herkesi görebilecek bir konumda. (Bilindiği gibi Kafkasya’da “baş köşe” kapıdan en uzak noktadır. UG)

Öncelikle sofraya tuz ve bıçak konur. Sonra, yemek için belirli bir hayvan kesilmişse (inek, öküz veya koyun gibi), dikkatlice temizlenmiş ve haşlanmış başı (alt çenesi ve dili alınmış olarak) ve boynu büyük bir tabak içinde sofranın büyüğünün önüne konur. Yemek mutlu bir kutlama içinse, hayvanın boynu kafanın sol tarafına konulur. Cenaze yemeği içinse sağ tarafına. (Bunun nedenleri bir sonraki paragrafta açıklanacaktır.)

Sonra, Sofranın Büyüğü’nün (en önemli kişinin)önüne üç adet “Wælibæx” (geleneksel Oset Böreği) ve içkiler konur. Daha sonra iri parçalar halinde haşlanmış etler, beş-altı kişiye bir tabak olacak şekilde sofraya konur. Ayrıca, sofranın büyüğünün önüne hayvanın sağ omuz bölgesi (“Bajıg”), tek parça olarak en üstteki üç sağ kaburga ve ön sakatattan (karaciğer, ciğer ve kalp) hazırlanmış ve iç yağına sarılarak (“æhşænbal”) pişirilmiş şiş üç wælibæx’in üzerine konur. Osetya’nın birçok bölgesinde insanlar hayvanın başının üstüne sağ kürek kemiğini de koyarlar. Atalarımız kurbanın kürek kemiğinden geleceği okurlardı. Bu yüzden bu kemiği etinden iyice ve bıçak değdirmeden temizlerlerdi. Etinden iyice ayrılan bu kemiği el ile kırmak gerekirdi. Şimdilerde büyük şehirlerde kurbanlar kesiliyor olsa da artık kürek kemiğinden anlam çıkaran kalmadı.

Beklenen misafir sayısı 5’in üzerindeyse, masanın üzerine yerleştirilen ve her biri üzerine üç wælibæx bulunan birkaç tane tabak olur. Yalnızca 5-6 konuk bulunuyorsa, masada tek bir set tabak ve tek sayıda olacak şekilde içecek konur. Masa hazır olduğunda, birisi yemeğin organizatörüne “Wınaffægænæg” veya küçük bir davetse ailenin büyüğüne bunu bildirir. Bunu takiben bu kişi, önceden belirli olan sırayla, xiştær yani masanın yöneticisinden başlayarak (“fıncı xiştær” veya “badtı xiştær”) konukları masaya davet eder. Ancak masanın yöneticiliğinin mevcut en yaşlı kişiye verilmesi gerekmez. Ancak, bu kişinin yaşlılardan biri olan, kendini bilen, bilge, ağzı laf yapan ve insanların saygısını kazanmış birisi olması gerekir. Bu kişinin içkiye dayanıklı olması da gerekir ayrıca.

Misafirler eve geliyorlarsa ve yemek sebebi buysa, evin büyüğü veya yaşlı akrabalarından biri “xiştær” görevini alır. Düğünler, (gelin alma, gelin gönderme) büyük kutlamalar (“Kuıvd”) durumunda, masanın yönetici xiştær’i ve yapılacak işler evin büyüğü tarafından belirlenir ve Oset kültüründe xiştærlik sorumluluk gerektiren çok önemli bir görevdir. Herkesin altından kalkabileceği bir iş değildir bu. Masada, Oset normlarının ve geleneklerinin düzeninin yanı sıra, konukların iyi vakit geçirmesi ve ruh hali xiştære bağlıdır. Xiştær masanın başında, doğuya bakacak şekilde oturmalıdır. Xiştær’den sonra herkes, yaşına uygun bir şekilde sırayla oturur: xiştær’in sağ tarafına ikinci xiştær, soluna üçüncü xiştær…

Daha eski zamanlarda (bugün bile resmi kutlamalarda: düğünler, dini bayramlarda), kadınlar erkeklerle aynı masada oturmadı. Kadınların masasında da Oset gelenek ve göreneklerine uygun bir düzen olurdu. Zamanımızda, genç insanların yemeklerinde genellikle kadın erkek karışık oturulur, ancak her zaman sofranın başında yine yaşça büyük erkekler oturmaktadır.


Davetliler oturunca, yaşlılar üç-beş genci çağırırlar. Bunlar gelip sağında dururlar. Xiştær, üç wælibæx’ı sağa sola çeker ki yukardan bakıldığında üç tane olduğu belli olsun. Üsttekini xiştær kendi soluna doğru, onun altındakini sağına doğru çeker en alttaki yerinde kalır. Neden böyle yaparlar? Bana göre, üç wælibæx, dünyayı yaratan, eşsiz, büyük ve kutsal Huısaw’a dua içindir. En üstteki wælibæx’ı kendi soluna çekerken aslında bunu Huısaw’ın sağ tarafına çekmiş ve O’nun nazarına sunmuş olur. Çünkü burada önemli olan biz değil dua edilendir. (Osetler’de sağ tarafa bir kutsiyet atfedildiği için en üsttekinin sola çekilmesini açıklıyor yazar. UG)
Ardından, yaşlının müsadesiyle, masaya hizmet eden gençlerden bir tanesi, xiştær’den başlayarak masanın başındaki üç büyüğün bardaklarını doldururlar. Osetlerin kutsal günlerinde (“bæræg bontæ”) Tanrı adına yapılan ilk dua ile xiştærin önündeki üç wælibæx de kutsanmış olur. Sofranın büyüklerine dua için gereken Oset birası genellikle ahşaptan ve güzelce oyulmuş özel bir kap (waşamonga) içinde sunulur. Burada Oset arağı veya votka gibi sert içkilerin kullanımı geleneklerden sapma olarak görülür.

Xiştær, sağ elinde bira kabı ve kesilen hayvanın omuz kısmı (“bajıg”) sol elinde olmak üzere ayağa kalkar. Ondan sonra sofradaki herkes ayağa kalkar. İkinci büyüğün (birincinin sağında oturan) sağ elinde bardak ve sol elinde üç kaburga olur. Üçüncü xiştærin (soldan birinci kimse) ise sağ elinde bardak ve sol elinde sakatattan yapılmış şiş vardır. Osetya’nın farklı vadi (“Kom”) ve köylerinde (“Khæw”) şişler farklı olabiliyor.
Xiştær’in elinde waşamonga, sağındaki ikinci xiştærin sağ elinde içki sol elinde üçlü kaburga ve solundaki üçüncü xiştærin sağ elinde içki sol elinde şiş.

Yazan: Kuçitı Ruslan
Çeviri: Elmas Güneş / Ufuk Güneş.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz