Lezgi Halk Âdetleri

0
1166

KİM

Lezgi atasözlerinden birisinin Türkçe anlamı şöyledir: “Kimsiz köy, bacasız ev gibidir.” Kim, ilk sırada gelen Lezgi halk âdetlerindendir.

Kim, Lezgi halk kimliğinin dayanağıdır. Lezgi köyünün olmazsa olmazı, onun süsüdür. Geçmişle bugün arasında köprü rolünü oynar. Kimin yaşatıldığı köyde büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilir. Bereket yok olmaz. Aksakallı erkeğin, ak saçlı kadının sözüne değer verilir. Kimsiz köy, temelsiz bina gibi çabuk tarumar olur. Bundan dolayı aksakallılar, aksaçlılar “Kimi koruyup saklamak gerekir.” diye öğütte bulunurlar. Kim, gençlerin sabrı, mertliği, cesareti öğrendiği yerdir.

Âdetlere göre kim, köyün merkezinde, en işlek yol üzerinde bulunur. Buraya diğer bir deyişle aksakallıların toplandığı yer adı da verilir. Köye ve köy sakinlerine ait bütün meseleler burada hallolunur. Önemli kararlar burada alınır. Şenlikler, bayramlar, yas merasimleri, düşünce alışverişleri, diğer toplantılar burada gerçekleştirilir. Ailevi geçimsizliklerden, komşular arası anlaşmazlıklardan, kuşaklar arası çatışmalardan dolayı baş veren bütün hadiseler burada görüşülür.

Kime hayırlı işleriyle köyde nam salmış en saygın ve en sözü geçer kişi başkanlık eder. O, aksakallıların arasından seçilir. Bu kimse, orada toplananların sözlerini sabırla dinleyip son sözü söylemek yetkisine sahiptir. Bir vakitler kimin kararları herkesi bağlardı ve herkes buna boyun eğmek zorundaydı. Kim, kadıların ve hâkimlerin kararlarını bile yok saymak gücüne sahipti.

Kadim zamanlarda kimin kararı ile kanlı muharebelerin önü alınırdı. Köy önderleri Sovyetler Birliği dönemi öncesinde kenthudalar, Sovyetler Birliği sonrası kolxoz başkanları veya sovhoz yöneticileri köyün geçimi, yolların inşası, toprakların paylaştırılması gibi önemli işleri, aksakalların önüne kimde çıkarır, bu konular kimde müzakere edilerek karara bağlanırdı.

Kim, köy ahalisinin ahlak okulu, eğitim merkezi idi. Günümüzde kimlerin işlevleri eskisine göre zayıflamış da olsa Lezgi köylerini onlarsız düşünmek mümkün değil.

MEL

Lezgiler arasında yer etmiş âdetlerden biri de meldir. Bu sözün anlamı gönüllü imececiliktir. Mel, Lezgilerin çalışma hayatı ile alakalı en coşkun âdetlerden ve ilginç şenliklerden birisidir. Dayanışma, dostluk, kardeşlik, birlik ilişkileri temelinde yükselen, insanları yakınlaştıran, yardımlaşmayı yaygınlaştıran bu şenlik, yılın belirli dönemlerinde gerçekleştirilir.

Ev inşa etmek isteyen ailenin işini kolaylaştırmak maksadıyla kerpiç doğramayı, dam örtmeyi, duvar sıvamayı kent sakinleri üstlenir. Mel, aynı zamanda köprü dikme, yabani ot temizliği, koyun kırkımı, yün tarama, bağ dikme gibi işlerde de görülür.

Davul, zurnanın devreye girmesi melin coşkusunu artırır. İş birliği yapılarak güç işlerin üstesinden gelinmesi olan mel, Lezgiler arasında saygın bir yer tutar. Melin olmazsa olmazı çalgıcıların katılımıdır. Sabah erkenden çalınan ekünar (sabah) havası bu haberi köye duyurur. Sonra muştucular ev ev dolaşıp haberi iletirler.

Mele katılan kadınlar ellerinde çubuklara bağlanmış şal, başörtüsü, kumaş yürüyüşe geçer. Bunlar mal sahibine verilecek hediyelerdir. Önde kırmızı bayrak tutmuş kadın yürür. Bu tesadüfi değildir. Kırmızı, melin sembolüdür. Kadınlar hep bir ağızdan şarkı söyleye söyleye mahallelerden geçerek köyde bayram var havası estirirler. Geleneksel olarak Perizada’ya öncelik verilip diğer şarkılara geçilir. İki kadın nöbetleşe sözleri söyler, koro söylenenleri tekrar eder.

Birkaç kişi omuzları üstünde boynuzlarına kırmızı bez bağlanmış koç veya danayı taşır. Ev sahibi getirilen şalları, başörtülerini ve kumaşları yüksek bir yere bağlar, şenlik sonuna kadar hediyeler orada sergilenir. Mele oğlanlar ve kızlar da gruplar hâlinde şarkılar söyleyerek katılırlar.

Omuz omuza verip çalışmış erkekler, mola vakti geldiğinde sofra başına geçer. Konuklara, kesilmiş hayvanların etinden hazırlanan yemekler ikram edilir. Yemek sonrası yeniden çalışmaya koyulanlar işi tamamladıktan sonra şenlik başlar. Şarkı, raks, deyiş, oyun gece yarısına kadar sürdürülür. Zurnacıların çaldığı yol havası ile gece sonlandırılır.

 

DEM

Lezgi âdet-ananelerinin, Lezgi medeniyetinin, Lezgi güzel sanatlarının bir arada sergilendiği merasimlerden biri de demdir. Halkın zengin kültürel mirasından izler taşıyan dem, Lezgi müziğinin, Lezgi dans sanatının, Lezgi estetiğinin unsurlarını sistematik bir şekilde koruyup günümüze taşıyan araçlardan en önemlisidir. Demde Lezgi folklorunun ayrılmaz parçası raksların, şarkıların, giysilerin, takıların, aksesuarların seçkin örnekleri bir arada sergilenir.

İnsanları yakınlaştırmak, gençleri tanıştırmak gücüne malik olan demlerin tarihi hakkında kesin bilgiler olmasa da bu merasimde kadim ayinlerin izlerine rastlanılması, onun köklerinin derinliğini ortaya koyar.

Demi çok aşamalı Lezgi düğününün son evresi olarak değerlendirebiliriz. Düğün haberi, âdet üzerine köye sabah erkenden, yüksek bir yerde veya damda çalınan seher havası ile bildirilir. Düğün üç gün devam eder. Yaz veya sonbahar ayları tercih edilir. Hava karardıktan sonra gece yarısına, bazen gün doğumuna kadar devam ettirilen raks yarışı başlar.

Önceden belirlenmiş geniş sahaya köyün yaşlı-genç, erkek-kadın bütün bireyleri toplanır. Yaşlılar âdet üzerine dairesel biçimde oturur. Ayaktaki gençler onların arkasından oyunları izlerler. Bu, gençlerin kendilerine karşı cinsten arkadaş seçmesi için en uygun yer sayılır.

Lezgi rakslarının asırlar boyu yaratılmış orijinal kuralları, kendine göre güzellikleri vardır. Bunu çiftlerin danslarında daha net hissetmek mümkündür. Çiftlerin dansları genellikle üç bölümden oluşur. Birinci bölümde erkek, sahaya çıkıp yavaş ritme uyarak daireler çizer. Bu hem meclistekileri selamlamak hem de kızı gözaltı etmek içindir. Erkek beğendiği kızı davranışları, işaretleri ile raks meydanına davet eder. Fakat bunu başkalarının dikkatini çekmeyecek biçimde yapmalıdır. Kız, eğer erkekten hoşlanıyorsa davete icabet edip dansa katılır. Böylece, raksın ikinci bölümü başlar.

İkinci bölümde gençler duygu ve heyecanlarını birbirlerine raks figürlerinin aracılığıyla yansıtırlar. Eğer erkeğin beğendiği kız raks meydanına çıkmazsa düğün evinin kız veya gelinlerinden birisi raksa katılır. Çiftlerin oyunu rastgele olmamalı, davranışlar birbirini tamamlamalıdır. Oyun sırasında kız ve erkeğin ellerinin birbirine dokunması yasaktır. Kız, erkek arkadaşını seçtikten sonra raksın üçüncü bölümü başlar.

Bu, erkek tarafından gerçekleştirilen çeviklik ve hız dansı bölümüdür. Sonra o, meclisi selamlayıp çıkar. Bu bölümler birbirini bütünlemeli, tek tasvir hattı korunmalıdır.

Lezgi demlerinin sunucusu araçı diye adlandırılır. O, mecliste kuralları uygular. Raks etmek için sıra bekleyen gençleri gözaltında tutar. Merasimi baştan sona yönetir, sorumluluk üstlenir. Düzgün raks etmeyen, çizgiden çıkan rakkasların ayaklarına çubukla vurmak yetkisine maliktir. Bir zamanlar demin göze görünmez senaryosu mevcut idi. İçkili kişiler meclise sokulmazdı. En iyi dans edenler alkışlanırdı.

 

(Üfüq- S’nin Lezgiler Büroşüründen)

 

Türkiye Türkçesine çeviren: Abdullah Kubalı, İzmir

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz