Fesapş,
Geçen sayıda iş yoğunluğum sebebiyle yazı yetiştirememiş olmanın acısını çıkartmak gerek diye düşünüyorum. Ara ara, farklı konuları da değerlendirmek şart.
Rusya Federasyonu’nda (RF) toplumumuz açısından çok ciddi bir oylama yapıldı. Anavatanımızı ve bizleri yakından ilgilendiren bu ilk oylamada milletvekillerimizin de tasarı lehinde oy kullanmasının nedeninin genel olarak, hakim unsur olan Rusların gözüne batmamak adına olduğunu düşünüyorum. Aslında bizler, anayurdunda yer yer çoğunluk bile olsak, birlikte hareket etmediğimiz ve güçlü bir politik duruşa sahip olmadığımızdan bu tür sonuçlara alışmış olmamız gerekir.
Çıkan sonucu kısaca özetlemek gerekirse, anayurdumuzda yerel diller, okullarda zorunlu ders statüsünden çıkarıldı. Böylece, yerel diller resmi diller olsa da, Rusçanın resmi devlet dili olarak öğretimi mecburi hale getirilerek, yerel dillerin seçmeli ders olarak kademeli olarak azaltılması ve nihayetinde eğitim sisteminden çıkartılmasının hedeflendiği aşikârdır.
RF siyasi sisteminde, kanun tasarıları Devlet Dumasındaki 3 oylama sonrasında, Federasyon Konseyinde görüşmeye istinaden, devlet başkanının imzası ile hayata geçiyor.
Düzenleme durdurulabilir mi? Düşük bir ihtimal dahilinde olsa da her türlü olumsuzluğa hazır olmak zorundayız.
Ancak, bu durumu bizim bizimle imtihanımız olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar biz Çerkesler, sınırlarımız içerisindeki rollerimizi oynadık. Büyük bir ihtimalle de oynamaya devam edeceğiz. Oysa, anadillerimiz bizlerin onurudur.
Ciddi metotlar ile aile içerisinde onurumuza sahip çıkmaktan başka çaremiz var mı? Bırakalım, alfabeler düzmeyi. Dili nasıl sevdirip, nasıl yaygınlaştırabiliriz; nasıl çocuklarımıza ve dahi kendimize bu işin kazanımlarını gösterebiliriz gibi sorulara çözüm arayalım, planı yerine getirelim. Sorun alfabede değil, sorun kafamızdaki engelleri kaldırmaktadır: Öğrenip ne yapacak, İngilizce öğrensin daha iyi, kiminle konuşacağız, konuşulanı anlıyorum ama cevap veremiyorum, çok zor telaffuzu vs.
Bir de konuştuğunuzda karşınızdaki size burun kıvırmayacak. Kabul etmemiz gerekiyor; 21. yüzyılda yaşıyoruz, 17. yüzyılda değil.
27 Haziran’da anma etkinliği düzenlenecek olan Çamerya Arnavutları Katliamını aktardığım makalem ile ilgili olarak, İzmir Çamerya Derneği’nden makalemi kullanmak istediklerine dair bir yazı aldım. Çok sevindiğimi itiraf etmeliyim. Demek ki Jıneps okunuyor, takip ediliyor. Demek ki yazılarımız kitlelere ulaşıyor. Bir diğer memnun edici olay ise izin istenmesi ve kaynak gösterilmesidir. Emeğe saygı kavramının işlediğini gösteren naif bir detay bence.
Dostlar, lütfen gazetenizi okuyun, okutun. Emeğe saygı gösterin ve sahip çıkın.
Sevgi ve Muhabbetle,