Sevgili dildaşlarım ve de canım kardaşlarım;
Kendi kültürüne (çağdaş anlamda) ve tarihsel geçmişine, saygılı ve de bağlı kalmayan ve bunu envayi çeşit gerekçelerle süsleyip “kalmak istiyorum ama…!“ ile savunmaya girenler lütfen, birazcık olsun, aklımızla dalga geçmesinler.
Ben düşünce ve anlayış olarak polemikten haz etmiyorum. Onun için yazılarımda kılı-kırk değil, kırkı sıfırlamaya çalışıyorum. Ne var ki, kendi kültürüne, iki söz etmek için, zaman ve imkan bulamayan pek çok dildaşım “Din ve Ahlak” üzerine destan yazıyorlar. Be dostum, iki satırda köyünün ve de seni-sen yapan geçmişinden söz et! Nedir seni senden bu denli uzaklaştıran sorun? Varsa nedenlerini yaz! Neyse şu Ramazan’ın ilk gününde kafa şişirmeyelim, diyorum ve ekliyorum.
Kadim, tarihsel varlığımızın ve inancımızın, mirası bazı sözcükleri, unutmayalım ve unutturmayalım:
1) Тхьа – Tanrı
2) ТхьалъэIупIэ – Tanrıya yakarışda ve istekte bulunulan mahal
3) ТхьалъэIу – Dua
4) Хьадэ – Ölü
5) Хьадрыхэ – Ahiret
6) Хьадэ – Iус – Ölü evinde verilen yemek, ancak bu yanlış telakilere neden olmaktadır. Buradaki yemek meselesi koşullara bağlı olarak uzaktan gelen konuklar içindir.
7) Псэхэх – Azrail
8) ПсэкIуэд – Günah
9) Псапэ – Sevap
10) Псэ – Ruh-Can
11) Игьуэ – Zaman
12) Игьуэ Нэмыс – Zamansız, zamanı gelmemiş Çerkes insanını farklı kılan, dinsel inancı değildir.
Ya nedir?
Şudur: Ortak evrensel insani değerleri, yaşam biçimi ve davranışları kabul eden, bunu da pratize eden bir halk oluşundandır. Şu günlerde birilerini tanıtırken “Bu insan yalan söylemez. Çalmaz. Ahlaklıdır. İhanet etmez!” vs. gibi hasletler sıralanır. Bunlar, zaten bir insanı övmek için sıfatlamalar olamaz. Çünkü, bu hasletler yine normal bir insanda olması gereken değerlerdir. İlla ki bir şey söylemek gerekiyorsa “emin ve güvenilir!” tanımı yeterlidir. Ama bir şartla, önce “sen güvenilir ve emin olacaksın ki, tanımladığın insana güvensinler. Daha düne kadar Çerkes olmayan insanların çoğunluğu, annesinin, eşinin ya da bir arkadaşının Çerkes olması ile övünürdü. Hatta “Kardeşim, o Çerkestir. Yalan söylemez. İhanet etmez! “ ile tanımlanırdı.
Ya şimdi?
Onun da yanıtı sizlere ait olsun!
Toplumlar arası farklılıkları, “üstünlük” veya tersi olarak telaki etmek ürkütücü. Maalesef, olanda budur. Oysa farklılıklar, doğanın kaçınılmaz bir tanzimi olduğunu görerek ve bu farklılığı, daha iyi olma yarışında belirleyici done olarak kabul etmelidir. Evet, Japonlar veya Norveçliler örnek toplumlardır, demek neden bir başka anlam veya anlamayı çağrıştırır? Bu cümleden olmak üzere, “Çerkesler, geleneklerine bağlı, kendi içinde uygar insanlardır” demek neden yadırganır ve hatta “Ulus Devlet” kavramına neden zararlı olsun? Kısaca gayri iradi varlığımızın vericileri olmayanlar, neden “yok” edici rolü üstlenirler?
NOTLAR:
1) Kendi kökenini ve tarihsel varlığını, herhangi bir gerekçe ile inkar ve reddeden bir kimse, kendi aidiyeti dışındaki hiçbir kişi veya topluma yararlı olamaz ve sadık kalamaz. Çok basit maddi çıkarlara tutsak olmuş bir kişiyi veya bir toplumu; akıl, iz’an ve insani ahlak sahibi kimse kabul edebilir mi?
2) Dünyanın neresinde ve ne gerekçe ile yaşıyorsak yaşayalım, gezegenin yaşam alanları tüm canlıların ortak mülküdür. Bu anlayış Çerkes insanının özgün karakteridir. Bu anlamda sadakat ve bağlılık, kendi tarihsel ve kültürel varlığının inkarı anlamına gelmez.
3) Ey bölünmüş gönüller, kafalar; hiçbir inanç, inançsızlık, soy ve ibadet yeri, insandan daha değerli ve kutsal değildir. Japon, Hindu ve Çinli öldürülürse “Aman onlar zaten görsel inançlıdırlar“ mı diyeceksiniz ? Madem ki; Doğu da, Batı da Tanrı’nındır, o halde kutsallık nedir?” Toprak mı, ırk mı, inanç mı? İnsan aklı denkleminde “bunun yanıtı, insandırdostlarım, insandır!“ dersek, yanlış mı olur? Kıbrıs Türk’ü öldürülürken, İslam coğrafyası ve halen orasının bağımsız bir ülke statüsünü kabul etmeyen, edemeyen Türkiler ve İslam dünyası nerede? Bırakınız, “Müslüman Müslüman’ı öldürüyor. Şu kadar Müslüman öldürüldü.” Söylemini! Müslüman olmayanların öldürülmesi mi gerekiyor? Öldürmek, göksel veya görsel inanç sistemlerinin hangisinde meşrudur? Bu ayrımcı söylemleri terk edip, “insan, insanı öldürmesin!” inancında ve inadında çağrı yapalım! Ne dersiniz?
Sayı: 2018 07
Yayınlanma Tarihi: 2018-07-01 00:00:00