WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve Londra Zooloji Derneği’nin Yaşayan Gezegen 2018 Raporu açıklandı.
1998 yılından bu yana, iki yılda bir hazırlanan, Yaşayan Gezegen Raporu, gezegenimizin sağlığını ve küresel biyolojik çeşitliliğin güncel durumunu ortaya koyuyor.
Raporda insanlığın 1970 yılından bu yana memeli hayvanlar, kuşlar balıklar ve sürüngenlerin yüzde 60’ının neslinin tükenmesine yol açtığı belirtilirken, vahşi yaşamın bu şekilde imha edilmesinin sivil yaşamı da tehdit ettiği uyarısı yer aldı.
Küresel nüfusun artan gıda ve kaynak tüketiminin vahşi yaşama büyük ölçüde zarar verdiğini belirten WWF Direktörü Mike Barret, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İnsanlık olarak uçurumun kenarına doğru uyurgezerler gibi ilerliyoruz. Eğer insan nüfusunda yüzde 60’lık bir tükenme olsaydı, bu durum Kuzey ve Güney Amerika, Afrika, Avrupa, Çin ve Okyanusya’nın boşaltılması anlamına gelirdi. Bu, insanlık olarak doğaya verdiğimiz zararı gözler önüne seriyor.”
Öne çıkan detaylar
*Doğadaki biyolojik çeşitlilik yok olma sinyalleri veriyor.
*Son 44 yılda canlı popülasyonları yüzde 60 azaldı.
*Türleri tehlike altında olan hayvanlar arasında, Amur Leoparı, Siyah Gergedan, Borneo Orangutanı, Cross River Gorillası, Hawksbill Kaplumbağası, Javan Gergedanı, Malezya Kaplanı, Güney Çin Kaplanı, Sumatra Orangutanı bulunuyor.
*Tatlı su canlılarının nüfusu 1970’ten bu yana yüzde 81 oranında geriledi.
*Kuruyan göl, kirlenen akarsu haberleri artıyor. Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından cazip bir coğrafya olmaktan giderek uzaklaşıyor.
*Medeniyetin oluşmasından bu yanan insanların memeli hayvanların yüzde 83’ü ile bitkilerin yarısını yok ettiği tahmin ediliyor.
“İnsanın varlığı doğal kaynaklara bağlı”
Yaşayan Gezegen 2018 Raporu’nu değerlendiren WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar şunları söyledi:
“İnsanın varlığını sürdürebilmesinin doğal kaynaklara bağlı olduğu gerçeği her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Buna rağmen doğayı endişe verici derecede tahrip etmeye devam ediyoruz. Bizler bu gidişatı tersine çevirebilecek son nesiliz. Hızla, uluslararası düzeyde harekete geçerek doğayı ve biyolojik çeşitliliği koruyacak önlemler almamız gerek. Bu rapor, önümüzdeki birkaç yılda yapacaklarımızın dünyanın geleceğini belirleyeceğini gösteriyor. Henüz geç kalmadığımızı, hâlâ yapabileceğimiz şeyler olduğunu da.”