Kuzey Kafkasya, tarihin pek çok döneminde demografik bakımdan hep çeşitlilik gösteren diller, dinler, halklar coğrafyasıydı. 1989-1991’lerden başlayarak Sovyet sonrası dönemde, nüfus değişimleri Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde, Rusya Federasyonu (RF) içinde en çarpıcı süreç bu dönem olmuştu. Nüfus hareketleri RF üzerinde önemli etki doğurmuştu. Sovyet sonrası RF’nin Kafkasya üzerinde politik baskıları, istikrasızlıkları, hem ekonomik, siyasi, insani; hem de coğrafi bakımdan Kafkasya, daha 1994 Rus-Çeçen savaşıyla çetin bir süreç yaşadı. Sadece Çeçenya’da 200 binden çok insan hayatını kaybetti. Kafkasya için çok ağır kayıplarla, katliamların, yüksek insani bedellerin etkisi sonraki yıllara yansıdı. Savaş koşullarında hem Çeçenya’da hem Kafkasya özelinde, on binlerce insanın dünyanın çeşitli bölgeleriyle, RF içlerine gitmesine sebep oldu.
Kafkasyalıların yaşadıkları topraklarda dışarı yönlü yer hareketleri, RF üzerinde de etkili oldu. Rusların yaşadığı topraklara, önemli oranda Kafkas insanı dağıldı. Kafkasya cumhuriyetlerinde yaşayan Rus etnisitesinin de dışarı, yer hareketleri oldu. Bu da Kafkasya’da Ruslar tarafından istenilmese de “Russuzlaşma” denilecek bir süreci başlattı. RF daha Çarlık zamanında, 18. ve 19. yüzyıllardan itibaren Kafkas topraklarına Rus milleti, yani daha geniş anlamıyla Slav toplulukları yerleştirmişti. Rus etnisitesinin Kafkasya’ya yerleştirilmesi ile -Kafkas topraklarında tarımsal alanlarda tarım üretimiyle başlayan, sonrasında ise özellikle Sovyet döneminde modern sanayi ile bölgenin sanayileşmesi, modernleşmesi, nispi kalkınması Sovyet döneminin planlamalarıyla da olsa, 1956’lara kadar- Rus nüfusu Kafkasya’da artmıştı. Ancak 1960’lardan başlayarak eski Sovyet coğrafyasında, parti politikaları, Glasnost ve Perestroika sürecinde Kafkasya’daki Rus etnisitesi yani Slav toplulukları gün gün Kafkasya’dan ayrılmalar göstermişti. Rus etnisitesinin Çarlık zamanında Kafkasya topraklarına yerleşimleri, 1960’lardan başlayarak tersine dönmüştü.
Ancak 1989-1991’de başlayan Sovyetlerin dağıtılması süreci, RF’de olduğu gibi Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde de hem ekonomik istikrarsızlık, hem yaşam koşullarının zorluklarını başlattı. Ardından 1994 birinci, 1999-2000 ikinci Rus-Çeçen savaşı, Kafkasya’da hem Rus hem Kafkas etnisitesinden 400 binle-600 bin insanın bölgeden ayrılmasına sebep oldu. Tabi ki bu rakamların en çoğu Çeçen ve Dağıstan etnik yapısından olan topluluklardı. İçlerinden Moskova’ya, ya da yine Rus nüfusun olduğu Kafkasya-RF arasındaki nispi, daha göreceli iş ve ekonomik koşulların iyi olduğu bölgelere yerleşmişlerdi. 1990’lardan başlayarak, Stavropol Krayı ile Krasnodar Krayı bölgesinde Çeçenlerin, Dargilerin, Avarların sayıları beşte bir oranında artmıştı. Bu nüfus hareketlerinin etkileri ve sonuçları öylesine büyümüştü ki: “1990’ların başlarında RF’deki her on ikinci göçmenin kayıtlı bulunduğu Stavropol Krayı bu göçten özellikle etkilendi. Birinci Çeçen savaşını sona erdiren 1996 yılındaki ateşkesten sonra bu kişilerin bazıları evlerine dönebildi veya tekrar yerleşebildi ancak ikinci Çeçen savaşı ayrıca büyük bir göçmen nüfus yarattı… Memorial tarafından temin edilen istatistiklere göre, Aralık 1999 ile Haziran 2002 yılları arasında 568.449 kişi Çeçenya’yı ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler olarak terk etti.” Kafkas etnisiteli topluluklar, topraklarını zor yoluyla terk etmişlerdi.
Çeçenler; “Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri dışındaki en büyük Çeçen nüfuslarının Rostov Oblastı (15.469), Moskova şehri (14.465), Stavropol Krayı (13.208) ve Volgograd Oblastı’nda (12.256) olduğunu kaydeden 2002 Tüm-Rusya Sayımı’na yansıyan 2002 yılında ikinci Çeçen savaşının resmi olarak sona ermesiyle birlikte bazı etnik Kafkasyalı göçmenler cumhuriyetlere dönmeye başladı… 225.000 kişinin Çeçenya’ya döndüğü tahmin edilmektedir.”
1991’lerden başlayarak önemli oranda Rus nüfusu da coğrafyayı terk etti. Sovyet sonrası dağılmalar savaşsız bölgeler olan Adığe, Kabardey, Karaçay-Çerkes gibi cumhuriyetlerde, iş bulmak daha zorlaşmıştı. En çok Rus nüfus ya da geniş söylemle Slav toplulukları da Kafkasya’yı terk ettiler. “Nüfus sayımı verilerine göre, 1989 ile 2010 yılları arasında etnik Rus nüfusu her bir Kuzey Kafkasya cumhuriyetinde genel olarak 466.484 kişi azaldı. Resmi rakamlar, Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerindeki Rus nüfusun 1989 ile 2002 yılları arasında 374.600 kişi azaldığını gösterirken, uzmanlar bu rakamın neredeyse 50.000 kişi daha düşük tahmin edildiğini ileri sürmektedir. Sadece 1991 ve 1992 yılları arasında Çeçenya’dan kaçan 120.000 ve birinci Çeçen savaşının patlak vermesinden sonra terk eden 200.000 kişi ile birlikte bu dönemde etnik Rus nüfusunun büyük olasılıkla 415.000 azaldığı ve böylece Cumhuriyetlerdeki Rus nüfusun 1989 yılında 1.36 milyondan 2002 yılında 940.000 arasına indiği” bilinmektedir…
Kafkasya cumhuriyetleri kentlerinde geniş ölçekli sanayi merkezleri yoktu. Önemli sanayi tesisleri de dağıtılan Sovyetler sonrası kapanmayla yüz yüze kalmış, kısmi ya da göreceli işlevsizleşmişti. Rus-Çeçen savaşları, RF içerisinde, Kafkasya’da istidam krizlerine de neden olmuştu. Kafkasya cumhuriyetleri yerel iktidarları zayıf ekonomik yapıları nedeniyle de, halklar arasında politik, siyasi, entelektüel elitler açısından bir liberalleşmeleri olmadığı gibi, eski “demokrat yöneticilerle”, bu dönemdeki “yeni demokrat yöneticilerin” devlet yönetiminde belirleyici ağırlıkları yoktu.
Kaynak: Sovyet Sonrası Rusya’da Etnik İlişkiler, Kuzey Kafkasya’da Rus Olanlar ve Rus Olmayanlar, Andrew Foxall, Çev. Serkan Özdemir. Koyu Siyah Yay. 2015. Ank.