ABHAZYA’DA 1917- 1921 ARASI DÖNEM (3)

0
1419

Abhaz Halk Konseyinin dağıtılması Çıkarma kuvvetlerinin tasfiye edilmesinden sonra Menşevik otoritelerin Abhaz Halk Meclisine, bilhassa devlete karşı eylem ve niyetlerinden şüphelendikleri muhalif kesime yaklaşım ve tutumu değişir. Bu değişim daha sonra, tehlikeli görülen meclisin dağıtılması ve bazı milletvekillerinin görevlerinden uzaklaştırılması şeklinde tezahür eder.

Abhaz Halk Konseyi (AHK), Mazniev’e haddini bildirememesi bir yana, kısa süre sonra 15 Ağustos 1918’de daha uzlaşıcı (Gürcü tarafının isteklerine kulak veren) yeni AHK oluşturma amacıyla Gürcü hükümetine bağlı silahlı kuvvetlerin müdahalesine uğramıştır.

Yeni kurulan AHK başkanı Varlam Şervaşidze (Çaçba) 2 Eylül 1918’de Abhazya İç İşleri Bakanı R.Çhotua’ya olan öfkesini Tiflis’e şöyle belirtmiştir: “Hükümet birlikleri tarafından evlerin kundaklanmasının ne halka, ne de devlete izah edilebilir bir gerekçesi olamaz.”1

A.Şervaşidze ve taraftarları AHK’de oluşan durumdan çıkış yolu arayışına girmişlerdir. Abhaz Halk Konseyinin zorla dağıtılmasının hemen ardından Gürcistan hükümetince atanmış bulunan Abhazya İç İşleri Bakanı R. Çhotua ve Abhazya bölge komiseri İ. Maan da Gürcü hükümetine karşı komplo kurmakla suçlanarak uzaklaştırılırlar.

Abhaz Halk Konseyi üyelerinden Simon Aşkhatsaa, İ. Maan, D. Alania, V. Çaçba, G. Acamov gibi isimler tutuklanarak Gürcistan’ın merkezi Tiflisteki “Metekh” hapishanesine kapatılır. Tüm Abhazya’da tenkil faaliyetleri sürer ve ileri gelen Abhaz aydınları ağır baskılara maruz bırakılır. Gürcü Hükümeti tarafından Abhazya Olağan üstü Komiseri olarak atanan V. Çkhikvişvili tarafından oluşturulan özel bir cezalandırma birliği Cgerda, Atara vd. Abhaz köylerini yakıp yağmalar. Cezalandırma birliğine Abhazya’daki direnişin kökünü kazımak koşuluyla 200 bin ruble vaat edilir. Cgerda ve yakınındaki diğer köyler 9 gün boyunca 300 kişilik bir Gürcü Birliği tarafından işgal edilir.

Gürcü Menşevik askerleri Türkiye’den gelenlerin sığındıkları ailelerin evlerini yakmaya başlar. Cgerda, Ktol, Kındığ gibi köylerde Tataş Marşan, Habıc Aşuba, Cırguı Aşuba, Tamşıgu Aşuba, Kerentuh Amıçba, Ahmet Kazancıoğlu, Murat Marşan, Mahid Basarya, Kegua Kivut ve Recep Bagapş gibi isimlerin evleri yakılır.

12 Eylül 1918’de, İstanbul’da bulunan Dışişleri Bakanı Haydar Bammat’ın başkanlığındaki Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti delegasyonu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu temsilcisi Guido Panfilli’ye, Abhazya yöresinin Gürcüler tarafından işgalini kınayan bir protesto notası verir. Bu nota Panfilli tarafından 14 Eylül’de Viyana’ya ulaştırılır.

Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti delegasyonunun notasında, Abhaz halkının 8 Kasım 1917 günü Sohum’da yapılmış bulunan genel kongresinde Kafkasya Dağlıları Birliği içinde yer almaya karar verdiği belirtilmektedir.

Panfilli’nin Viyana’ya gönderdiği raporda, Haydar Bammat’ın Abhazya’daki Gürcü saldırı ve katliamlarını sözlü olarak da protesto ettiği bildiriliyor. Raporun ekinde, Bammat tarafından sunulan Abhaz Halkının Olağanüstü Delegasyonu’nun 25 Mayıs 1918 tarihli deklarasyonu ile Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Hükümeti’nin Abhazya Bölge Temsilcisi Simon Basarya tarafından Dışişleri Bakanı Haydar Bammat’a gönderilmiş olan 26 Ağustos, 5 Eylül ve 8 Eylül tarihli acele telgraflar da bulunuyordu. Haydar Bammat, düşmanları karşısında savunmasız bulunan Abhaz halkı için tek kurtuluşun yöreye ortak bir müttefik Devletler (Alman, Avusturya-Macaristan, Türk ve Bulgar) birliği gönderilmesi olduğunu belirtir.

15 Eylül 1918 günü Waldburg tarafından, İstanbul’dan Berlin’e Alman imparatorluk hükümetine gönderilen bir raporun ekinde Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Delegasyon Başkanı Haydar Bammat’ın, Abhazya ve Zakatala yörelerinin Dağlı Halklar Birliği’ne dahil bulunduğunu bildiren bir bildirgesi yer almaktadır.2

1918 Eylül ayında General Alekseev ile Kuban temsilcileri Byç ve Vorobiev’in katıldığı Gürcistan Cumhuriyeti ile Kuban Bölge Hükümeti temsilcilerinin toplantısı düzenlendi. Vorobiev toplantıda şu açıklamalarda bulundu: “Gürcistan sınırlarını, Abhazya’nın dışında çizmeli. Söz konusu ülkenin kendi kaderini tayin etme çabaları orada birkaç yüz Gürcü’nün yaşadığı gerekçesiyle göz ardı edilemez.”3

General Alekseev’in katılımıyla yapılan bu toplantıyı (12-13 Eylül 1918) esas alan N. Vorobiev, “Gürcülerin Sohum bölgesi (Abhazya) üzerinde hak iddiasının asılsızlığı” başlıklı bir kitap yayınlamıştır.4 Kitapta, Abhazya’yla ilgili coğrafi, tarihi, etnografik, ekonomik ve diğer konulardaki denemelere yer verilmiştir.

N. Vorobiev şöyle yazmıştır: “Gagra kazasını5 ve Sohum bölgesini ele geçiren gönüllü ordu komutanlığının büyük, birleşik, bölünmez Rusya temsilcileri ve Abhaz halkı temsilcilerinin taleplerine rağmen belirtilen topraklardan askerlerini çıkartmak istemeyen Gürcü Cumhuriyeti temsilcilerinin hangi duygularla hareket ettikleri sorusu akla geliyor.”

Abhaz Halk Konseyinin ikinci kez dağıtılması

Gürcü hükümetinin temsilcisi E. Gegeçkori Tiflis’e, 15 Eylül 1918’de Soçi’ye General M.S. Alekseev’e gelen “Abhaz heyetinin” Abhazya’yı Gürcistan’ın silahlı müdahalesinden kurtarma talebinde bulunduğunu bildirmiştir.6

Gürcistan hükümetinin açıklamasına göre, AHK, General Alekseev’in desteğiyle 1918 yılının Ekim ayı başında Abhazya’yı Gürcistan’ın silahlı müdahalesinden kurtarmak amacıyla güya devrim girişiminde bulunmuştur. Bunu gerekçe gösteren Gürcü hükümeti, itaat etmeyen AHK’yi 9-10 Ekim 1918’de güç kullanarak ikinci kez dağıtmıştır. Abhazya İşleri Bakanı R. Çhotua (azledilmiş), Abhazya bölge komiseri İ. Marganiya (Maan) Gürcistan Cumhuriyeti’ne karşı komplo kurmakla suçlanmış; bazı AHM üyeleri ise tutuklanmış (16 kişi) ve Tiflis’teki Metehsk hapishanesine gönderilmiştir (S. Aşkhatsaa, İ. Maan, D. Alania, V. Çaçba, G. Acamov, M. Şlatter vd). Abhaz aydın sınıfının neredeyse tüm önde gelen temsilcileri sürgün edilmiştir. Böylece birkaç ay içerisinde (15 Ağustos ve 9-10 Ekim 1918’de) Gürcü hükümeti Abhaz Halk Konseyini iki kez güç kullanarak dağıtmıştır.

Yeni Meclisin seçiminden önce Sohum bölgesi geçici olağanüstü komiserliğine, işgal ortamında seçim hazırlıklarına başlayan V. Çhikvişvili tayin edilmiştir. Tüm Abhazya’da cezalandırma müfrezeleri boy göstermiştir.

Harvard Üniversitesi arşivindeki belgeye göre, İttifak birlikleri komutanı İngiliz General Tomson 5 Aralık 1918’de Gürcü hükümetine başvurmuş ve “iddianame olmaksızın yasadışı şekilde tutuklanan” Abhaz Halk Meclisi üyelerinin derhal serbest bırakılması talebinde bulunmuştur.7 Almanya Birinci Dünya savaşında yenilmiş olduğu için bu dönemde Gürcistan topraklarını terk etmişti. Almanların desteğinden mahrum kalan Gürcü yetkililer bu yüzden bu isteği yerine getirmek zorunda kaldılar.

General Denikin ile görüşme

Abhaz halkının temsilcileri, içinde bulundukları zor durumdan çıkış için yolu arayışını sürdürdü. Bu bağlamda Ocak 1919’da General A.İ. Denikin ile bir görüşme gerçekleştirdiler.8

İttifak komutanlığı Gürcü hükümetinden, ele geçirilen Sohum bölgesi ile ilgili politikasını değiştirmesini talep etti.

General A.İ. Denikin 1 Şubat 1919’da kaleme aldığı özel mektubunda İngiliz Generalleri Forestie Wokker ve Miln’a şunları ifade etmiştir:

“Abhaz halkının resmi temsilcileri Halk Konseyi Üyeleri tarafından imzalanmış aşağıdaki taleple tarafıma başvurdular: “ ‘Abhaz halkı Karadeniz sahilinde Bzıp ve İngur Nehirleri arasında bulunan Sohum bölgesi nüfusunun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bolşevik saldırılarına karşı Gürcistan’dan yardım talep etmek zorunda kalmışlardır. Bu talebi fırsat bilen Gürcüler Sohum bölgesine askerlerini sokup kendi yönetimlerini yerleştirmiş ve kendi menfeatlerine gelecek şekilde iç işlerine karışmaya başlamışlardır. Abhaz halkının önde gelen siyaset adamlarına karşı acımasız tenkillerde bulundular. 15 Ağustos 1918’de Abhaz Halk Meclisini güç kullanmak suretiyle dağıtıp saygıdeğer aksakallılarımızı tutukladılar. Yeni Mecliste sadece Gürcülerin himayesindeki kişiler yer almış, tüm Abhaz, Ermeni, Rus ve Gürcistan’ın himayesini kabul etmek istemeyenler azledilmiştir. Bu girişimler Gürcülere karşı halkta büyük bir öfke uyandırmış ve Mecliste şiddetli bir muhalefet oluşturmuştur. 9 Ekim’de Meclis ikinci kez dağıtılarak en saygıdeğer kişiler tutuklanmış ve Tiflis’e, Metehsk hapishanesine gönderilmiştir. Şu anda Gürcistan Meclis için yeni seçimler ilan etmiş olup bunu silahlı kuvvetlerin baskısı altında düzenlemektedir. Fakat Abhaz temsilciler Gürcü emrivakisiyle düzenlenen bu seçimlere hiçbir şekilde katılmayacaklarını ve Gürcistan’ın kaderleri üzerinde tahakküm kurmasını kesinlikle kabul etmeyeceklerini beyan etmektedir.’

Dolayısıyla Abhaz temsilciler benden, birincisi, Gürcü otoritelerinin baskısı altında yapılacak meclis seçimlerinin durdurulmasını; ikinci olarak da ittifak komutalığına Gürcü birliklerinin Abhazya’dan derhal çıkartılmasını teklif etmemi, böylece Abhaz halkını kanlı karışıklılıklar doğurabilecek zorbalıklardan kurtarmayı ve barış içinde yaşamaya başlama olanağının sağlanmasını arz ediyorlar.”

General Denikin: 1) Sohum bölgesinin (Abhazya) derhal tarafsız ilan edilmesini; 2) Gürcü birliklerinin İngur Nehri’nin dışına çıkartılmasını; 3) Abhazya’dan Gürcü yönetiminin uzaklaştırılmasını; 4) Düzeni sağlama yetkisinin kendilerinin seçtiği Abhaz otoritelere bırakılmasını talep etmiştir.

Denikin’in Abhazya’da öncelikle kendi stratejik çıkarlarını izlediği belirtilmelidir. Fakat objektif bakıldığında, Abhaz konusuna kararlı yaklaşımı GDC’nin (Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti) imparatorluk iddialarını dizginlemiştir.9

1917 sonrası bölgede oluşan durumu S. Danilov “Abhaz Halkının Dramı” çalışmasında10 oldukça net şekilde açıklamış ve şöyle yazmıştır: “Şubat devrimi tüm Kafkas halkları tarafından oldukça duygulu, hatta sevinçle karşılanmıştır. 1917’nin yazında Abhazya’da hayat her hangi bir değişime uğramadan devam etmiş, komünist propagandacılarının konuşmaları Abhazlar arasında tasvip görmemiş, ilgi uyandırmamıştır. Öğrenci E. Eşba, N. Lakoba, M. Lakoba, M. Tsagurya, K. İnal-ipa gibi en faal ve güçlü Abhaz komünistler bile söylemlerini Abhazların kalplerine ulaştıracak yolu bulamamıştır. Asırlardır kendi düzeni, zengin örf ve adetleri ile yaşayan halk cazip propaganda sloganlarının tesiri altında kalmamıştır. Şüphesiz, Abhaz halkının bu sloganlardan uzaklaşmasında kendilerini komünist sayan Karadeniz donanması tayfalarının (Abhazya limanları ve kıyı kentlerine demirlendikleri sırada) zorbalıkları büyük rol oynamıştır.11 Mayıs 1918’de Transkafkasya Cumhuriyeti dağılmış ve Gürcistan bağımsız devlet ilan edilmiştir. Abhaz halkı temsilcileriyle görüşmelerden sonra Abhazya özerkliğini kazanmıştır. Ülke yönetimini eline almak isteyen Abhaz Ulusal Halk Meclisi kurulmuş, fakat faaliyetinin ilk gününden itibaren sosyal demokratlar tarafından yönetilen Gürcü otoritelerince ciddi engellemerle karşılaşmıştır. Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti temsilcileri bulundukları yerlerde diğer halkların eğilimleri ve geleneklerini çok fazla dikkate almamıştır. Bilhassa Abhazya’da Abhaz halkının çıkarları ile örtüşmeyen politikalar yürütmüştür. Abhazya topraklarında tüm idari görevler Gürcülerin elindeydi, tüm devlet kuruluşlarını da Gürcüler yönetiyordu. Toprak konusunda Abhaz Halk Meclisi ile Gürcistan temsilcileri arasında derin uyuşmazlıklar mevcuttu. Aralarındaki karşıtlık derinleşmeye devam ediyor ve iktidara karşı açık ayaklanmaya dönüşmeye gebe bir hal alıyordu. Nihayet Abhazların sabrı taşmış ve yeni işgalcilerden kurtulmaya destek talebiyle temsilcilerini Gönüllü Ordu Komutanlığına göndermiştir. Birçok Abhaz, subay ve atlılar gizlice Abhazya’dan ayrılmış ve Kuzey Kafkasya ile Rusya’nın güneyinde başarıyla ilerleyen General Denikin’in Gönüllü Ordusu saflarına katılmıştır. Bundan haberdar olan Gürcü askeri otoriteleri Abhaz Halk Meclisi’ni dağıtmıştır. Abhazya’nın siyasi ve idari yönetimi tutuklanmıştır. Ülkenin Gürcü otoriteleri tarafından yönetildiği dönemden itibaren Abhazya’nın ekonomik durumu hissedilir derecede gerilemiştir.”12

23 Şubat 1919’da İngiliz General Wokker ile sohbet sırasında Noy Jordanya Abhazya’ya geniş özerklik tanıyacağı sözünü vermiştir.13 Abhazya’nın kendi kaderini tayin hakkı konusu daha 18 Mayıs 1918’de (Gürcistan’ın özgürlüğünün ilanı öncesinde) Alman barış heyeti başkanı General Von Lossov’un Menşevik liderlere gizli mektubunda gündeme getirilmiştir.14

Yeni Halk Konseyinin isim değişikliği

İngilizlerin desteğiyle Denikin’in amacına ulaşacağından çekinen Gürcü hükümeti acil olarak AHK “demokratik” seçimlerini düzenlemiştir. 18-20 Mart 1919’da meclis ilk oturumunu yapmış ve “Abhaz Milli Meclisi” (AMM) olarak isim değişikliğine gidilmiştir.

Oturumun açılış konuşmasında Gürcistan Cumhuriyeti Abhazya temsilcisi İsidor Ramişvili şu beyanda bulunmuştur: “Halk arasındaki gerici grupların bağımsızlık arzusunu biliyoruz, fakat bunun için bu küçük halk henüz hazır değil. Esaretçiler köleleştirebilirler ve bu düğümden halk kendi başına kurtulamaz. Biz istilacı değiliz ve burada istediğimiz toprak değil. Biz, gelecek büyük şanlı sosyalizme birlikte yürüyeceğimiz silah arkadaşları arıyoruz.”15

Müteakip gün Sohum Menşeviklerin yerel organı “Naşe slovo” gazetesinde İ. Ramişvili’nin konuşmasında düzeltmeler yapılmıştır: “Abhaz halkının bağımsız yaşama çabası gayet doğaldır. Fakat bu küçük halk buna henüz hazır değil ve bağımsızlık adı altında çeşitli esaretçiler boynuna ip geçirecekler ve kurtulmak çok zor olacaktır. Ne zaman Abhazya bağımsız yaşama gücünü hissederse, bu adımın atılmasına yardımımız garantidir.”16

Yeni seçimleri utanmazlıkla suçlayarak öfkelenen Abhaz Menşevikleri (Tarnava, Bazba, Çukbar, Kobaxia, Tsvijba, Bartsıts, Dzukya v.d.) 18 Mart 1919’de Gürcü Menşevikler grubundan ayrılmış ve “bağımsız sosyalistlerle” bloklaşarak “enternasyonalist sosyal demokratlar grubunu” oluşturmuşlardır. Aralarındaki önemli uyuşmazlık konusu “Abhazya’nın özerklik haklarının kapsamı” konusuydu.17

“Seçimler” sonucunda Gürcü Menşevikler Abhaz Milli Meclisinde çoğunluğu (27 koltuk) oluşturmuş, genel olarak “bağımsızcıları” temsil eden Abhazlar ise azınlıkta (8 koltuk) kalmıştır.

Şüphesiz ki İngiliz Komutanlığı üzerinden uygulanan Gönüllü Ordu’nun baskısı, Gürcistan Cumhuriyeti’ni AMM’deki yandaş çoğunluğu vasıtasıyla 20 Mart 1919’da hiçbir bağlayıcılığı olmayan “Abhazya’nın Özerklik Tutanağı”nı kabul etmeye zorlamıştır.18 Denikin ile Soçi çatışması ve sonucu ile telaşlanan Gürcü hükümeti Abhazya’nın gelecek yapılanmasında atılacak müteakip adımlardan endişelenmiştir. Söz konusu yapılanmayı, Denikin’in yoldaşı, “Özel Kurul” askeri yönetim şefi General A.S. Lukomskiy şöyle tanımlamıştır: “İngiliz komutanlığına da bildirildiği gibi, mevcut sorunun en iyi çözüm yolu, nüfusunu ağırlıklı olarak Abhazların oluşturacağı ve üzerinde Gürcistan’ın hiçbir hak sahibi olmayacağı Sohum tarafsız bölgesinin oluşturulması olabilirdi. Bu tüm uyuşmazlıkları çözümleyecek, yaygaracı, fakat güçsüz Gürcü hükümeti ise bu karara boyun eğecekti. Fakat bu adım atılmadı ve Gönüllü Ordu Komutanlığı ile Gürcü hükümeti arasındaki uyuşmazlık devam etti. Her iki taraf da İngiliz komutalığına arabuluculuk yapması için başvurdu.”19

D. Emuhvari (Eymhaa) imzalı “Abhazya’nın Özerklik Tutanağı” ise sadece iki maddeden oluşuyordu. “Doğrudan, genel, eşit ve gizli seçim hakkı ile seçilen Birinci Abhaz Milli Meclisi” deniliyordu belgede. 20 Mart 1919 tarihindeki oturumunda Abhaz halkı adına karar almıştır: “1) Abhazya özerk birim olarak Gürcistan Demokratik Cumhuriyet’e dâhil olacak; bu konuda Gürcistan Cumhuriyeti hükümeti ve Kurucu Meclisi bilgilendirilecektir. 2) Özerk Abhazya’nın anayasasının tanzim edilmesi merkez ve özerk yönetim arasındaki ilişkilerin belirlenmesi için Gürcistan Kurucu Meclisi ile Abhaz Milli Meclisi üyelerinden eşit sayıda karma komisyon seçilecek ve hazırlayacakları hükümler Gürcistan Kurucu Meclisi ile Abhaz Milli Meclisi tarafından kabul edildikten sonra Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti Anayasasına kaydedilecektir.”20

Fakat özerklik tutanağı kâğıt üzerinde kalmış, üç farklı Anayasa tasarısı ise AMM ile Gürcü hükümeti arasındaki uyuşmazlıklardan dolayı onaylanmamış ve kabul edilmemiştir.

Ocak 1920’de AHM’nin bilgisi dışında olağanüstü askeri mahkeme kurulmuş ve bu mahkeme tarafından birkaç ay içinde 20 kişi kurşuna dizilmiştir. Ayrıca 129 kişi hakkında da yargılama başlatılmıştır.21

7 Haziran 1920 tarihinde Sohum’da oluşturulmuş bulunan RKP(b)22 Yöre Komitesi yeniden örgütlenir. Komite, yörede Sovyet iktidarının kurulması gayesiyle ve Menşevik Gürcü hükümeti aleyhinde etkin bir çalışma içine girer. Bu çalışmalar neticesinde çok geçmeden Gudauta’da 8 parti komitesi kurulur ve 560 kişiden oluşan 14 “Kiaraz” savaşcı müfrezesi örgütlenir.23

Kasım 1920 sonuna doğru RKP(b) Kafkasya Bürosu’nun kararıyla ve bizzat V.İ. Lenin tarafından görevlendirilen, başlarında Efrem Eşba ve Nestor Lakoba’nın bulunduğu Kafkasyalı Abhaz-Bolşevik grubu, Anadolu’daki komünist örgütlerin durumunu incelemek ve görüşmeler yapmak üzere Türkiye’ye gönderilir.

Laz Kazım Kurdoğlu’nun motoruyla Anadoluya geçen Abhaz Bolşevikler grubunda E. Eşba, N. Lakoba, K. İnal-ipa, Y. Damenia, M. Lakoba, H. Mkanba, M. Tarnaa, D. Ecibiya ve H. Ecibiya v.d. isimler yer alır. Türkiye’de bunlara Batum’da yaşayan Abazalardan H. Cihoğlu da (Nestor’un eşi Sariya’nın öz kardeşi) katılır.

Nestor, Trabzon’da kendisini üst düzey sivil ve askeri yetkililerle tanıştıracak olan Kahya Bey ile irtibat kurar. Grup ağırlıklı olarak bu ülkedeki Abhaz diasporasına -XIX. yy’da Osmanlı Devletine sürgün edilmek zorunda kalan muhacirlerin ahfatlarına- dayanıyordu. Bu bağlantı, Kemal Paşa’nın çevresinde bazı etkili Abhazların bulunması dolayısıyla da gerekliydi. Bunlar arasında ilk sırada Türkiye’nin gelecekteki Başvekili ve Atatürk’ün yakın arkadaşı olan Hüseyin Rauf Orbay (Abhaz soyadı yer alıyordu.

E. Eşba, M. Lakoba ve K. İnal-ipa Trabzon’dan Samsun’a gider ve daha sonra Mustafa Kemal Paşa ile de bir görüşme yaparlar. Nestor Lakoba, Rize, Trabzon ve İstanbul’da bazı çalışmalar yürütür.24

Abhazya Anayasası ile ilgili mücadele

Gürcistan hükümeti başkanı adına ayrıntılı “notlardan” birinde V. Şervaşidze (Çaçba) başkanlığındaki Abhaz Milli Meclisi25 Kasım 1920’de aşağıdaki beyanda bulunur:

“Henüz Özel Kafkas Komitesi döneminde 9 Şubat 1918’de, Abhazya ve Gürcistan ilişkilerinin temel çizgilerini iki devlet oluşumunun birliği olarak tanımlayan sözleşme akdetilmişti. Bu ilişkiler ayrıca 8 Haziran 1918’de Abhazya ile Gürcistan Cumhuriyeti Hükümeti arasında imzalanan anlaşma ile düzenlenmiştir. 20 Mart 1919’da Abhaz Milli Meclisi toplanmış Abhazya’nın özerkliğinin sarsılmazlığı teyit edilmiştir. Bunlar, halkın üç yıl zarfında Abhazya’nın özerkliğinin tartışılmazlığına olan güvenini pekiştiren zemini oluşturmuştur.

Yukarıda bahsi geçen sözleşmeler, tutanaklar ve hükümet teminatlarına dayanarak Abhaz Milli Meclisi Gürcistan ile Abhazya arasındaki ilişkilerin nihai olarak düzenlenmesi için defalarca Kurucu Meclis’e heyetler göndermiştir. Kaldı ki Milli Meclis’teki hazırlık çalışmalarına Gürcistan Cumhuriyeti’nin olağanüstü yetkilileri de katılmıştır. Fakat heyetler istenilen sonuca ulaşamamıştır. Özerkliğin sarsılmazlığına ilişkin tüm hükümet teminatları uygulamadaki gerçeklerle uyuşmamıştır. Aslında 1918’den itibaren hükümet, Abhazya’nın Anayasa tasarısını hazırlayan komisyonlarda ihtilaf konusu bile olmayan hakları çiğneyerek Abhazya’nın tüm yaşam alanlarındaki istilasını gittikçe genişletmiştir. Bir tarafta ülkenin yetkili kurumlarının özerkliğin sarsılmazlığına ilişkin sayısız teminatları; diğer tarafta Abhazya’nın iç işlerine yapılan müdahaleler ile oluşan çelişki, Abhazya’da, hükümetin yanı sıra yerel yasama organına -Abhaz Milli Meclisine- güvensizlik oluşturmuştur.26 Gürcistan ile Abhazya arasındaki ilişkiler halen düzenlenmemiştir, dolayısıyla her iki taraf için de bağlayıcı unsur bulunmamaktadır.

Abhaz Milli Meclisi adına son heyet, Gürcistan Cumhuriyeti hükümetine 20 Mart 1919 tarihli tutanağın içeriği ile ilgili açık, net, belgelendirilmiş yanıt alma talebiyle başvurur. Ayrıca Abhazya Anayasası tasarısının görüşülmesi için, Milli Meclis ile Kurucu Meclisten eşit katılımlı karma komisyonun derhal oluşturulması ve tasarının hızlı şekilde Kurucu Meclisi tarafından onaylanmasında ısrar eder. Abhaz halkı bu Anayasayı yaklaşık üç yıldır beklemektedir.”

Belirtilen belge o dönemde “RSFSC Gürcistan Yetkili temsilcisinin 19 Kasım 1920 tarihli raporuna” temel oluşturmuştur.27

Belirtildiği üzere, AMM heyeti, Abhazya Anayasası tasarısını Gürcistan Kurucu Meclis temsilcileri ile eşit şartlarda kurulan karma komisyonda görüşmek üzere 6 Kasım’da Tiflis’e gelmiştir.28 Fakat hükümet, AMM heyetiyle Abhazya’nın gelecek Anayasasını görüşmeyi ve Kurucu Meclis ile Milli Meclis’te kabul etmeyi kesinlikle reddetmiştir. Böylece 20 Mart 1919 tarihli Tutanağın 2. Maddesi ihlal edilmiştir.

Bu bağlamda AMM Anayasa Heyeti’nin 5 Aralık 1920’de verdiği son beyanatta şu ifadeler yer almıştır: Abhazya Anayasası’nı görüşme ve kabul etme metodu ile ilgili Abhaz Milli Meclisi ile merkezi hükümet arasındaki köklü görüş ayrılığından dolayı heyet geri dönecektir.”29

“Abhazya özerkliği” deyim yerinde ise hayal olmuştur. Gürcistan hükümeti etnikler arası ilişkiler alanında baskıcı politikasını artırmıştır. General A.S. Lukomskiy bunu şöyle belirtmiştir: “Gürcü hükümetinin Soçi bölgesini temizlemesinden sonra, komşu Sohum bölgesindeki Ermeni ve Abhaz halkına karşı tutumundan dolayı uyuşmazlıklar devam etmiştir.”

Bu konuyla ilgili olarak General Denikin 26 Şubat 1919’da İngiliz Askeri Ataşesi General Briggs’e başvurmuştur: “Soçi bölgesi Ermeni Milli Birliği’nin resmi temsilcileri, Sohum bölgesi, özellikle Gudauta kazasındaki Ermeni nüfusunu Gürcü ordularının zorbalığına karşı koruma talebiyle tarafıma başvurmuştur. Gürcü Orduları’nın Soçi bölgesini temizlemesi esnasında, Gürcü askeri otoriteleri, Sohum bölgesi Gudauta kazasındaki Ermeni yerleşkelerine köy başına 1000 çuval mısır, kuru ot ve fasulye olmak üzere tazminat cezası uygulamıştır. Belirtilen köy sakinlerinin ürünleri olmadığından, Gürcülerin taleplerini yerine getirememişlerdir. Bunu bahane eden Gürcü Orduları köyleri kuşatmış, 10 Şubat’ta da top ve makineli tüfekle barışçıl halkın üzerine ateş etmişlerdir.

Yukarıda açıklanan Soçi bölgesi Ermeni Milli Birliği’nin beyanatı, Bzıp Nehri’nin ötesinde yerleşik Gürcü ordularının cephe gerisinden sürekli top ve makineli tüfek seslerinin duyulduğuna ilişkin bana verilen askeri şeflerin raporları ile doğrulanmaktadır.

Ekselansları,

Kafkasya’daki yüksek İngiliz Komutanlığına, savunmasız Ermeni nüfus üzerinde uygulanan zorbalığı protesto ettiğimi ve hunharlıklarının sonlandırılması için Gürcü hükümetine daha fazla baskı yapılması talebimi bildirmenizi arz ederim.”30

Hükümet AMM’yi göz ardı ederek Gagra ve Gumısta kazalarında boşalan arazilere Batı Gürcistan kökenlileri yerleştirmeyi planlamıştır. Gürcistan Cumhuriyeti’nin uyguladığı aşırı milliyetçi politika sonucunda binlerce Yunan (H. İoanidi verilerine göre yaklaşık 5 bin Yunan) ve Ermeni köylü Abhazya’yı terk etmiştir.31

Gürcü hükümeti diğer konularda da küstahça davranış sergiliyordu. Menşevikler, nüfusun çoğunluğunun Rusça konuştuğu Abhazya’nın özelliklerini dikkate almadan bölgeyi “ulusallaştırma” programını hayata geçirmek amacıyla okullara “Gürcü (resmi) dili eğitimini zorunlu” kılmıştır.32

AMM karşı çıkmasına rağmen, küçük Anayasa Komisyonu 29 Aralık 1920’de Tiflis’te, Milli Meclis temsilcilerinin katılımı olmaksızın “Abhazya’nın Özerk Yönetimine İlişkin Nizamname” tasarısını hazırlamıştır.33

Bununla birlikte 4 Ocak 1921 tarihinde V. Şervaşidze’nin başkanlığında toplanan AMM oturumunda, Abhazya Anayasası’nın hazırlanması ve kabul edilmesi sürecinde AMM’nin yasal haklarının çiğnenmesine bağlı olarak, Anayasa Heyeti’nin Tiflis’te Kurucu Meclis Divanı’na ifade ettiği protesto raporu dinlenmiş ve onaylanmıştır.34

29 Ocak 1921 tarihinde TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa ile bir görüşme gerçekleştiren Efrem Eşba, 30 Ocak günü Sovyet Rusya’daki diplomatik görevinden Ankara’ya dönmüş bulunan Oset kökenli Dışişleri Bakanı Bekir Sami Kundukh ile bir görüşme yapar.35

Kurucu Meclis ancak Gürcistan Cumhuriyeti hükümetinin devrildiği dönemde, 21 Şubat 1921’de Gürcistan Anayasası ile birlikte Abhazya’nın özerklik “Nizamnamesini” onaylamıştır. Fakat bu kadar gecikmiş kararın hiçbir önemi ve yasal geçerliliği yoktu, zira Kurucu Meclis’in kabul ettiği 20 Mart 1919 tarihli AMM tutanağıyla uyuşmamaktaydı.

Nestor Lakoba ve Maksim Gabaçiye haricindeki Heyet resmi temaslarından sonra geri döner. Nestor Lakoba ve arkadaşı M. Gabaçiye 1921 Şubat ayı sonuna kadar Sakarya’ya bağlı olan Melen havzasında ki Kobaşlar köyünde Süleyman Bganba’nın evinde kaldı. Nestor Lakoba’nın gelişi Abhaz Diasporasında büyük heyecan uyandırır. Eskişehir, Bilecik, İnegöl, Adapazarı, İzmit, Düzce, Bolu ve köylerinden Abhaz büyükleri başkanlığındaki heyetler hergün Lakoba’yı ziyarete gelir. Lakoba’nın gelişinin tek amacı ve gelen Abhaz heyetleriyle yapılan görüşmelerin tek gündem maddesi Abhaz Diasporasının Anavatan Abhazya’ya geri dönüşüdür. Nestor Lakoba 1921 Şubat ayı sonunda Diasporaya veda ederek Abhazya’ya geri döner.

Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmeleri

19-22 Şubat 1921 tarihleri arasında Kuban ve Karadeniz kıyısı arasında konuşlanmış bulunan Kızıl Ordu birlikleri Abhazya’ya yardım ve Sovyet iktidarını kurma gerekçesiyle harekete geçer. Şubat ortalarında Sohum’da Abhazya Bolşeviklerinin yöre komitesi toplanır ve geçici Abhazya Devrim Komitesi oluşturulur. Efrem Eşba ve Nestor Lakoba henüz görevli olarak Türkiye’de bulundukları için liderliği fiilen Nikola Akırtava yürütür. Kuban-Karadeniz bölgesinde bulunan küçük bir Abhaz birliği, 19 Şubat sabahı, 31. Tümenin 274. Alayı ve Soçi-Tuapse yöresinden gelen kızıl muhafız birliklerinin refakatinde Psow Irmağı’nı aşarak Abhazya’ya girer. “Abhazya Devrim Komitesi” adına Gürcü Menşevik hükümetine karşı isyan başlatılır.36 Abhaz halkı Gürcü işgalinden kurtulmak için Kızıl Ordu ve Bolşevikleri bir fırsat olarak görür.

21 Şubat 1921’de Gürcü birlikleri Gudauta’yı boşaltmak zorunda kalır. Gudauta’da öğretmen A. Çukbar başkanlığında bir geçici Güvenlik Komitesi oluşturulur.

22 Şubat 1921’de Soçi’de, Abhazya Devkom’ın halka ilk seslenişi ve Kafkasya Bürosu Merkez Komitesi’nin yardımı ile ilgili bilgilerin yayınlandığı N. Akırtava (Akırtaa) başkanlığında “Golos Trudovoy Abhazy” (Emekçi Abhazya’nın sesi) gazetesinin birinci sayısı çıkartılıır. N. Akırtava’nın (Akırtaa) telgrafına cevaben G. Ordjonikidze şöyle yazar: “Sömürgecilerine karşı ayaklanan Abhazya emekçileri ve köylülerinin yardımına gelmeseydi, Kızıl Ordu kendine ihanet etmiş olacaktı”. Öncesinde ise RKP (b) Merkez Komitesi talimatıyla Stalin Sergo’ya şu telgrafı göndermiştir: “…Ayaklanan ve yakınlarında 9. Ordunun bulunduğu Abhazları unutmayın”.

23 Şubat 1921 tarihinde Gürcü birlikleri ile Kızıl ordu ve Abhaz partizanlar arasında çarpışmalar sürer.

25 Şubat tarihinde “Kiaraz” birlikleri 374. alay ile birlikte Lıhnı’yı ele geçirir.

26 Şubat sabahı Kızıl Ordu’nun 274. Alayı ile Abhaz partizanlar Gudauta’ya girer. Gudauta ilçesinde Sovyet iktidarı yenilenmiş, Z. Benya liderliğinde ilçe devkom kurulmuştur. Üyeliğine M. Gobeçiya, V. Agrba, İ. Vardania, M. Tarnaa, İ. Çamagua, Z. Otırba, İ. Yurçenko v.d. isimler girmiştir

3 Mart’ta Gürcü orduları Noviy Afon’u terk etmek zorunda kalır. Aynı gün Kızılordu Birlikleri ve Abhaz partizanlar Gumısta Irmağı’na ulaşır.

4 Mart günü Sohum ele geçirilir. 4 Mart 1921’de Sovyet iktidarının kurulması Abhaz halkı tarafından Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti’nin işgalinden ve iktidar Menşevik partisinin baskıcı rejiminden kurtulma olarak algılanmıştır. 1864 yılında kaybedilen Abhazya devlet yapısı 57 yıl sonra yenilenmiştir.

6 Mart 1921 tarihinde Türkiye’deki görevinden dönen Efrem Eşba ve Nestor Lakoba gibi liderlerinde katılımıyla en yüksek yasama ve yürütme organı olarak “Abhazya Devrim Komitesi” (Devkom) oluşturulur. Parti yönetim merkezi “Abhazya RKP (b) Organizasyon Komitesi” faaliyetine başlar.37

6-7 Mart tarihinde Kızıl ordu mensubu 1. Süvari alayı Oçamçıra’yı ele geçirir. 8 Martta İngur Nehri’ne ulaşılır.38

10 Mart’ta Abhazya Devkom Lenin’e telgraf gönderir ve tüm Abhazya sınırlarında Sovyet iktidarının tesis edildiğini bildirir. 16 Mart 1921’de Moskova’da RSFSC ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında Dostluk ve Kardeşlik antlaşması imzalanır. Sözleşme gereği Türkiye, Gürcistan SSC’in Batum üzerindeki hakkını kabul etmiş, iki gün sonra ise (18 Mart 1921) Acarya’da Sovyet Hükümeti kurulmuştur.39

26 Mart 1921 tarihinde, Menşevik Gürcü hükümetinin işgalinden kurtulmuş olan Sohum’da oluşturulmuş Abhazya Devrim Komitesi kararlarını V.İ. Lenin, J.V. Stalin ve RSFSC hükümetine telgrafla bildirir: 1) Abhazya bir Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak ilan edilmelidir. 2) Sovyet Abhazya, Sovyet Federasyonu’na doğrudan doğruya girmelidir. 3) Abhazya’da burjuvaziye ve köylülere yönelik yürütülecek sosyal politikalar ılımlı ve ihtiyatlı olmalıdır.40

1918’de Sovyet rejimi fikri Abhazya’da geniş destek bulmamışken, 1921’de sosyal ve siyasi şartlar köklü değişikliğe uğramıştır. Hem Abhazlar, hem de çok uluslu Abhazya halkının son derece öfkesini uyandıran Gürcistan hükümetinin milliyetçi politikası (Rusça yerine Gürcücenin dayatılması, Yunan, Ermenilerin sürgün edilmesi, Abhazya’ya Gürcülerin göç planı, v.s.) 4 Mart 1921’de ülkede Sovyet rejiminin tesis edilmesini kolaylaştırmıştır. Bolşeviklerin Abhazya’daki taktiği de değişmiştir. Abhaz Bolşevikleri Şubat ve ilkbahar 1918’de yapılan ciddi yanlışlar ve eksiklikleri göz önünde bulundurarak, yerel özellikleri dikkate almaya başlar ve tüm Abhazya nüfusunun desteklediği AHM’nin Abhaz halkının bağımsız devletini yenileme fikrini benimser. 1918’de Bolşevikler burada sadece Sovyet rejimini ilan etmişken, Mart 1921’de ise Abhazya SSC şeklinde Abhaz devletinin bağımsızlığını deklare etmiş, yani ülkenin ‘siyasi kaderini kendinin belirlemesi’ tezini hayata geçirmiştir

 

1.S.S.C.B Devlet arşivi, f.339, d.6, s.70; G.A. Dzidzarya, Devrim Öncesi Abhaz Aydın Sınıfının Oluşumu, Sohum-1979, s.304

2.Wolfdieter Bihl; Die Kaukasus-Politik der Mittelmächte, II. Wien-Köln-Weimar 1992, s. 193, 327.

3.Lit.Gruzya, 1989, № 11, s.151

4. Rostov na Don, 1919

5.II. Nikolay’ın akrabası prens A.P. Oldenburgskiy tarafından inşa edilen Gagra iklimsel merkezinden söz edilmektedir.

6.SSCB Devlet Arşivi, f. 130, d. 433, s. 12; G.A.Dzidzarya, Abhazya tarihi, s.205

7.Lit.Gruzya, 1989, № 11, s.152-153

8.Naşe slovo, 1919, 16 Ocak

9.bkz. Denikin-Yudeniç-Vrangel. M.-L., 1927, s.96-97.

10.S.Danilov. Abhaz halkının trajedisi. Münih, 1951

11.Şubat 1918’deki Sohum olaylarından söz edilmektedir. “Dakya” devrimci gemisi girmiş, tayfalardan biri Abhaz prensi Nikolay Emuhvari (Eymhaa) tarafından öldürülmüş, E. Eşba’nın emriyle prens teslim edilmiş ve Emuhvari “Derzkiy” torpidosunda idam edilmiştir. Konuyla ilgili bkz. G.A. Dzidzarya, Efrem Eşba, Sohum-1983, s.3234

12.S Lakoba Abhazya’nın Siyasi Tarihi Üzerine Denemeler. Alaşara Sohum 1990, s.32

13.Lit. Gruzya, s.156

14.G.A. Dzidzarya, Abhazya Tarihi, s.178

15.Naşe slova, 21 Mart 1919.

16.Naşe slova, 22 Mart 1919.

17.G.A.Dzidzarya, Abhazya. Tarihi, Tiflis 1963 s.223

18.Naşe slovo, 21 Mart 1919

19.Denikin-Yudeniç-Vrangel, s.98

 20.Naşe slova, 21 Mart 1919; Lit.Gruzya 1989, №11, s.155156

21.Prof. Timur Açugba, Kronolojik Abhazya Tarihi, İstanbul 2015, s.76

22.RKP(b): Rusya Komünist Partisi(Bolşevik)

23.Oçerki istorii Abkhazskoy ASSR, II, S, Sohum 1964, s.3334

24.S. Lakoba, Abhazya’nın Siyasi Tarihi Üzerine Denemeler, Alaşara Sohum-1990, s.80-82

25.Heyet üyeleri: İ. Paşalidi, A. Ubirya, V. Gurdjua, D. Zakharov, M.Tarnaa, D. Alania, M. Tsagurya

26.S. Lakoba, Abhazya’nın Siyasi Tarihi Üzerine Denemeler, Alaşara, Sohum-1990, s.32

27.SSKP MK merkez arşivi, f.85, l.15, d.42, s.19-19; AGM arşivi, f.3, l.1, d.39, s.117-119

28.Slovo, 9 Kasım 1920

29.Lit. Gruzya, 1989, № 11, s.157

30.Denikin-Yudeniç-Vrangel, s.96

31.G.A.Dzidzarya. Abhazya.., s.32.5-326; B.E.Sagarya, Tarih tekerrür ediyor – Bzıp, 30 Kasım 1989.

32.Naşe slova, 20 Kasım 1919.

33.Lit. Gruzya, s.158.

34.AGM arşivi, f.3, l.1, d.54, s.20-27 ve arkası.

35.G.A. Dzidzariya. Yefrem Eşba, Sohum 1983

36.İstoriya Abkhazi (Uçebnoye posobiye), Gudauta1993, s. 325

37.Abhazya’nın devrim komiteleri. Doküman ve belgeler bülteni. Sohum, 1961, s.32

38.Oçerki İstorii Abkhazskoy ASSR, II, Sohum 1964, s.51-52

39.İç savaş ve SSCB askeri müdahale. Ansiklopedi, M. 1983, s.25

40.B.E. Sagariya. Abhazyada ulusal devletin kuruluşu(1921-1931). Sohum, 1970. s. 26

""

""

 

Sayı: 2019 02
Yayınlanma Tarihi: 2019-02-01 00:00:00