Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

“Ubıhça trajedisinden ders almalıyız”

Son yıllarda anadile ilginin artırılması ve unutulmaması için dernek ve kurumlar 14 Mart Adige Dil Günü’nü kutluyor. Dünyanın pek çok ülkesinde yaygınlaşarak kutlanması, çalıştayların yapılıyor olması gelecek için umut verici. İstanbul Kafkas Kültür Derneği de bu kapsamda bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe ‘Guğa Gup’, Adigece şarkılarıyla Khocase Şahin Arıkan ve Si Wored grubu, şiirleriyle Pse çocuk grubu, Jıletej Fatima, Adigecenin sorunlarına ilişkin konuşmasıyla Tamzoko Marina ve Adigece çalışmalarıyla üstat Bırsır Batırbiy katıldı.
Ubıhça-Adigece-Rusça sözlüğü yakın zamanda yayımlayan Prof. Dr. Bırsır Batırbiy, konuşmasında anadilin önemine vurgu yaparken Ubıhçanın başına gelen trajediden ders almamız gerektiğini belirtti. Batırbiy, 1981 yılında Tiflis’te düzenlenen ve dünyanın farklı coğrafyalarından araştırmacıların katıldığı bir toplantıda, Fransa’dan gelen Daniel Trug (Druk) ile tanıştıktan sonra Ubıhça çalışmaya başladığını, çalışmaları derinleştikçe de Ubıhçanın Adigece de Abazaca da olmadığını gördüğünü, farklı bir dil olduğunu söyledi.
Profesör Batırbiy, Ubıhların Adigeler ile Abhazların arasında yerleşik olduğunu, Adigelere yakın oturanların Adige boyları içinde, Abazalara yakın oturanların ise Abaza boylarıyla karıştıklarını, ancak sülale isimlerinden Ubıh olduklarının anlaşıldığını belirterek şunları söyledi:
“Şimdi Ubıhlar nerede? Adigey’de ‘Ubıhım, Ubıh adını unutmadım’ diyen pek çok sülale yaşıyor. Onlar Adigelerin arasında. Bugün kendini Bjeduğ, Abzax, Şapsığ ya da Kabardey saysa da sülale isimlerinden Ubıh olduklarını anlıyoruz, nasıl mı? Taşıdıkları anlamlardan… Örneğin ‘şü-шъу’ eki alanlar; Peneşü, Eşü, Staşü Khoşü gibi ‘Şü-шъу’ eki alanların hepsi Ubıh. Staşü dediğinde çıkan anlam ‘nereye gitti-ne oldu’. ‘Şü-шъу’ eki primitif oldu; Adigecedeki ‘Ko –къо’ gibi.
Evliya Çelebi’yi biliyorsunuz, 1641 yılında geldi, o diyor ki ‘Sadzlar Abhaz, Abhazca diye yazdıklarının hepsi Ubıhça’. Peki, bu ne anlama geliyor? Sadzlar hem Ubıhça hem de Abazaca konuşuyorlardı. Bu da Sadzların ve Ciğetlerin Ubıh olduğu anlamına gelir’.”

Çurmit Sebahattin
Çurmit Sebahattin
Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Çerkes Kuşçular Köyü’nde 1973 yılında doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Lise 1’den sonra okul hayatını bitirip inşaatlarda çalışmaya başladı. 1990 yılında İstanbul’a gitti. Orada İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin gençlik kollarında ve sosyal faaliyet kollarında yer aldı. 2005 yılında yayınlanmaya başlayan Jıneps gazetesinin yakınında, okuru olarak başladığı yayın serüvenine yayın kurulu üyesi olarak devam ediyor. Şimdilerde ise köyünde organik tarım yapma gayretinde.

Yazarın Diğer Yazıları

Uzunyayla’nın üzerindeki hayalet…

Endüstriyel patates üretimi son yıllarda aldı başını gidiyor. Daha çok verim alabilmek için toprağın kaldırabileceği yükten çok daha fazla gübre, ilaç kullanımı yeraltı sularının...

Ve masal bitti…

“Anadilimizdeki her sözcük okulda yaramazlıktı” Eski bir mızıkanın tuşlarında başlamış, ağır aksak arşınlarken yalnızlığını Uzunyayla, o eski ihtişamından kırıntılar barındıran bir bozkırdı artık. Her şey...

Gümüşün keçeyle dansı

İstanbul Kafkas Kültür Derneği (İKKD), Ankara Çerkes Derneği ve Kayseri Kafkas Derneği’nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri “Geçmişten Günümüze Nartlar’ın Mirası” adlı sergi, İKKD Bağlarbaşı salonunda gerçekleştirildi....

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img