“Çeçenlerin iradeleri güçlü”

0
630
Manit Cremer

Sosyolog Marit Cremer, yıllardır Almanya’daki Çeçen diasporası ile ilgili araştırmalar yapıyor. Cremer, uluslararası Memorial İnsan Hakları Örgütü’nün 1993 yılında Berlin’de açılan şubesi için çalışıyor.

Cremer, Çeçenya’dan Almanya’ya gelen Çeçenlerin ikinci jenerasyonuyla ilgili çalışmalarında entegrasyon sürecinin değerler üzerindeki etkisini inceliyor.
Cremer’in son çalışması, geçtiğimiz on yıldır Almanya’da yaşayan genç Çeçenler üzerine odaklanmış. Gençlerle yaptığı biyografik görüşmelerde yaşam şartları, din, gelecek gibi konulara odaklanılıyor.
Cremer, “Büyük çoğunluğu âdetleri terk etmiş, bir kısmı geleneklerinden Batı değerlerine kaymış, bir kısmı ise farklı bir dünya görüşü şekillendirmiş. Çok dindar olanları da var, çok az kısmı ise aşırı gelenekçi” diyor.

-Çeçenlerin ne kadarı entegre olmak ya da Avrupa değerlerini benimsemek istiyor?
-Bu, Almanya’ya nasıl kabul edildiklerine bağlı. Çoğunun ilticası önce reddedildi ve hatta bu birden fazla kez yaşandı. İnsanlar yarın ya da öbür gün Polonya, Rusya ya da Çeçenya’ya gönderilip gönderilmeyeceklerini bilmiyorlar. Almanya’ya kabul edilmeyenler Fransa ya da Norveç’e gidiyor. Ya da çocuklar tam bir okula alışmışken aileleri başka bir kampa ya da şehre gönderiliyor. Hatta aynı yıl içinde birkaç kez tekrarlanıyor bu. Tüm bunlar, entegrasyon motivasyonunu düşürüyor. Yine de Çeçenlerin iradeleri güçlü ve bürokratik engelleri aşmaya hazırlar.

Toplumsal baskı

-Onlarla yüz yüze mi görüşüyorsunuz, ya da anket araştırması yoluyla mı yürütüyorsunuz?
-Evlerine gidiyorum. Sesli kayıt alarak ortak röportajlar yapıyorum. Güven tesis etmek kolay değil. İnsanlar korkuyor, konuşmaktan kaçınıyor. İnanılmaz heyecanlı bir iş.

-Güvensizliğin nedeni ne?
-Söylediklerinin Çeçen hükümetine aktarılması ile ilgili çekinceleri var. Ayrıca kendi içlerinde de çok güçlü bir toplumsal baskı var. “Kızını şununla gördüm” gibi sohbetler duyuyorum. Kadirovcular da insanları korkutuyor.

-Kadirov ajanlarına karşı tedbir alınıyor mu? Almanya’nın Rusya ile ilişkilerini bozmak istemediği için bu tip önlemler almadığı söyleniyor.
-Nedenin bu olduğunu sanmıyorum. İnsan hakları tüm insanlar içindir, kötü insanlar da dahil. Ama suç işlendiğinde objektif bir araştırma yapılmalı ve işbirliği yapanlar kovuşturulmalıdır.

Savaş, belirsizlik, travmalar

-Aile içi şiddet ne durumda?
-Bu ciddi bir sorun. Çocuklarını alıp kocasını terk eden kadınlara dair olaylar sık yaşanıyor. Şiddete neden olan etkenlerden bir kısmının deneyimlenen savaştan kaynaklandığını düşünüyorum. Yaşamdaki belirsizlik, gelecekteki belirsizlik ve zihinsel travma da diğer etkenler… Kadının kocasına itaat etmesini dikte eden gelenekler de var. Ama bir yandan da erkekler, “aileyi geçindiren birey” statüsünü kaybetmeye başladı, işleri yoksa evde oturuyorlar. Bu da onları rahatsız ediyor ve eğer kadın sosyalleşirse saldırganlık tetikleniyor.

-Çözümü nasıl olabilir?
-Bazı aileler âdetlerinden uzaklaşıp İslam’a daha fazla yöneliyor. İlginçtir, bazı Çeçenler bana şunu söylüyor: “Kuran, erkeklerin kadınları desteklemesi ve ev işlerine yardım etmesi, çocuklara bakması gerektiğini söylüyor. Allah’tan korkan erkekler buna uyuyor ve eşleriyle tartışmıyor. Eşlerinin de Almanca öğrenmeye ve meslek edinmeye vakti kalıyor.”

-Çocukların ebeveynlerine itaat etmesi geleneği ne durumda?
-Almanya’da çocukları koruyan devlet kurumları var. Ama eğer bir Çeçen kadın oraya yardım istemek için giderse yakınları onaylamıyor. Çeçenler, aile işlerine karışılmasını istemiyor. Almanya yasaları ise “Eğer çocuklar tehlikedeyse devlet tepki göstermelidir” der. (kavkazr.com)

Çeviri: Serap Canbek

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz