Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Ahmet Kafadar Efsane Bilim İnsanı

Şimdiye kadar buradaki yazılarımda hep NASA uzay araştırmalarını ve NASA’da şahsen çalıştığım projeleri anlattım. Asıl uzmanlık alanım, piroteknik denilen patlayıcı ve ateşleyici maddelerin uzay araçlarının ayrılma sistemlerine uygulanması. Peki ben nasıl oldu da böyle ilginç, bir o kadar da adrenalini yüksek bir alanda çalışma fırsatı buldum?

1994’te hayatında patlayıcının yakınından bile geçmemiş bir mühendis olarak ilk kez Denver’da büyük mucit Ahmet Kafadar’ın şirket odasına girdiğimde, onun ve kurduğu şirketin bana Amerikan havacılık dünyasının ve en sonunda da NASA’nın kapılarını açacağını hiç düşünmemiştim. Halen okuldayken biraz iş tecrübesi kazanmak için girdiğim ve sonra 14 yılımı geçirdiğim OEA şirketinin kurucusu, adını daha önce hiç duymadığım Gaziantepli bir Türktü. Ahmet Kafadar’ın 1950’lerde kurduğu şirket, 1990’larda Amerika’nın kendi alanında en ileri ar-ge çalışmalarının yapıldığı NASA ve birçok büyük havacılık şirketinin ana tedarikçilerinden biri olmuştu.

Ahmet Bey’in bu şirketin kurucusu ve sahibi olmanın ötesinde bugün havacılık ve uzay sistemlerinde kullanılan birçok buluşun mucidi olduğunu öğrendiğimde şaşırmış, bir yanda da o efsane şirketin bir parçası olmaktan gurur duymuştum. Ama sanırım en büyük buluşu, arabalarda kullanılan hava yastıklarının çok hızlı bir şekilde açılmasını sağlayan ateşleme sistemiydi. Bu büyük buluş sayesinde şirket 80’lerde birkaç kat büyümüş ve sadece Amerika değil dünyanın da sayılı piroteknik şirketleri arasına girmişti.

Savaş uçaklarının fırlatma koltuklarından uzay mekiği ayrılma sistemlerine, yolcu uçaklarının acil çıkış slide’larına kadar birçok sistemin kritik parçalarının da patent sahibiydi bu “Müthiş Türk” lakabıyla bilinen bilim insanı.

Ahmet Kafadar gibi bir dehayla kısa süre de olsa çalışma imkânı bulduğum için kendimi gerçekten şanslı hissediyorum. 1998’de vefatına kadar her fırsatta bana bu ilginç mühendislik dalının püf noktalarını öğreten ve yol gösteren, sadece teknik alanda değil hayat tecrübesiyle, azmiyle ve inanılmaz iş ahlâkıyla bana örnek olan bu değerli bilim insanını bir kez daha saygıyla anıyorum.

Sırrı Oğuz
Sırrı Oğuz
1966 yılında Sinop’ta doğdu. 1987 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ABD’de Ohio State University’den uçak mühendisliği ve University of California’dan uzay mühendisliği mastırları aldı. 1994-2008 yılları arasında uçak ve uzay sistemlerinde kullanılan piroteknik malzemeler ve pilot fırlatma koltukları konusunda proje ve dizayn mühendisi olarak çalıştı. 2008’den beri NASA Johnson Uzay Merkezi’nde insanlı uzay aracı piroteknik sistemler yöneticisi olarak çalışmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

Uzayın kahramanları – Astronotlar

Her mesleğin kendine göre riski var. Ama bilim uğruna yüzbinlerce ton yakıtlı bir roketin en tepesinde küçük bir kapsül içinde uzaya fırlatılmayı meslek edinen...

Neuralink – İnsan beyninin yapay zekâ ile savaşı mı?

Geçen ağustos ayında yüzyılın belki de en eksantrik girişimcisi diyebileceğimiz Elon Musk ilk defa kafasına bir çip yerleştirilmiş Gertrude adındaki denek bir domuzu basın...

Mars’a yolculuk

Bugün dünyaya baktığımızda oldukça zor bir dönemden geçtiğimizi görmek zor değil. Küreselleşme, artan karbon emisyonları, savaşlar, aşırı nüfus, gelir ve yaşam kalitesindeki eşitsizlik ve...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img