Güneş, su, hava, toprak…
Çiçek, yaprak, gövde, kök…
Zaman hep asılı durur Evren’inin sonsuzluğunda, geçmiş akrebin, gelecek yelkovanın ucunda devinip durur ha bire.
Ve sen…
Asılı durursun hepsinin üzerinde…
Sen; bir varoluş. Sen; bir medeniyet.
Sen ; bir kültür.
Sen; bir dil.
Sen; bir halk.
Sen ki yaşamı yaşam kadar hak eden bir halk!
Bir Amerikalı kadar mağrur…
Bir İngiliz kadar soğuk…
Bir Alman kadar çalışkan…
Bir Fransız kadar centilmen…
Bir İtalyan kadar hovarda…
Bir Çinli kadar mucit…
Bir Hintli kadar sofist…
Bir Japon kadar saygılı…
Ve sev kendini korkmaksızın;
Bir Türk kadar korkusuz,
Bir Rus kadar özgüvenli,
Bir Kürt kadar cefakâr,
Bir Ermeni kadar kaygılı…
Bir Akdeniz ol masmavi…
Karadeniz’e benze, hırçın ve kızgın…
Ege’ye uzan kıyıdan kıyıya sevdayla…
Güneş ışıtsın altın ışıklarıyla bedenini, bir daha içten sev kendini aldırmaksızın geceye, güne, kanatlanıp uç düşlerinin ardına, rüzgâr kanatlı atlarınla…
Sevgiyi paylaş insanlarla; İnsanca…
Sözde değil özde olsun; Barış…
Değersin; yarına kalmaya…
Değerlisin; yarın da var olmaya…
Sessizlik, davetiyedir ölüme, ölümse bir daha var olamamak…
Kıyma kendine!
Dilin var!
Kültürün var!
İyisi ve kötüsüyle geçmişin var!
Dünya da yerinde var…
Hakkın var aydınlanmaya…
Hakkın var yaşamaya…
Hakkın var sen olmaya…
“Dağlı” sın bir Türk, bir Rus kadar…
“Vahşi”sin bir Alman, bir Amerikalı kadar…
“Hain”sin en hain kadar…
“Masum”sun en masum kadar…
“Kahraman”sın en kahraman kadar…
Ve iyi kadar iyi…
Ve kötü kadar kötüsün…
Sev kendini her şeyin ile…
Diğer halklardan ne sevabın daha çok ne de günahın, bir gıdım dahi oynamaz o hak terazin…
Rüzgâr savurur her şeyi, herkesi, ayırt etmez, seni de…
Küçümsetme kimseye kendini,
Kimseyi de küçümseme,
Sindir içine herkesle eşitliğini…
Sindir içine tüm halklarla kardeşliğini…
Paylaş insanca sevgini…
Bir anne şefkatiyle besle kendini…
Bir baba vefasıyla koru kendini…
Bir çocuk gibi, karşılıksız sev kendini…
Son Guaşe gitmeden önce,
Son Thamade bitmeden önce,
Son nehir, son ağaç kurumadan, son çiçek solmadan, son can düşmeden önce,
Son söz yitmeden önce,
Bir hesap çıkar kendine, geçmişine ve geleceğine dair…
Unutma geçmişini, yaz reçeteni geleceğe dair…
Korkma, yaşamda kendine yer ver…
Sev kendini bir Rus kadar…
Sev kendini bir Türk kadar…
Sev kendini bir İngiliz kadar…
Ve kimseyi ötekileştirme, ötekileşme!
Eşitle kendini cümle aleme, eşit kal…
İnsan kal…
Kendin ol, kendin kal, çünkü;
“Boşuna çekilmedi bunca acılar
Sen hayata layıksın, hayat da sana
Hey sen ne güzelsin kavgamın halkı
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Çocuklar inanın, inanın çocuklar”
Bitirip geçmişin kara sayfalarını
Korkmaksızın hırçın ve sert kavgalarından
Yelken açacağız maviliklerine yepyeni bir hayatın…
Korkma sev kendini;
Sevdan kendine olsun;
Kendin ol,
Çerkes kal.