Bir Kafkasolog: Wolfgang Feurstein

0
1463
Wolfgang Feurstein 1941 Mannheim doğumlu. 27 yaşındayken Türkiye’de yeni gelişmeye başlayan çay tarımı hakkında yüksek lisans tezi yazmak üzere 1965’te Türkiye’ye geldi. Çay tarımını araştırırken Lazları keşfeden Wolfgang, bundan sonraki gerek akademik gerekse şahsi hayatını Laz çalışmalarına adadı. Birçok kez Türkiye’ye geldi ve bir kaç kez sebepsiz yere tutuklandı, askeri mahkemede yargılandı, beraat etti. En son 1977’de yine sebepsiz yere tutuklanınca artık Türkiye’ye bir daha dönmedi. Ancak çalışmalarına devam etti. Lazların maddi kültürü üzerine yüksek lisans tezi, Laz ve Megrel halklarının kültürel çalışmaları ile ilgili de doktora hazırladı. Sadece bir bilimci olarak değil, bir aktivist olarak da Laz-Megrel çalışmalarının içerisinde yer aldı. Hatta öncülük etti. 1984’te şimdi kullanılan Latin temelli alfabeyi hazırladı. Kitap, dergi ve bültenler yayınladı, geniş bir arşiv oluşturdu. Wolfgang’ın emeği çok büyükse de Alman olması kırılgan Laz aydınlarını tedirgin etmiştir. Bu sebeple de Türkiye’de pek görünür olmamış, tanınmamış bir kültür emekçimizdir.
Wolfgang şimdi 79 yaşında, “Lazcaya Laz kültürüne, Megrel çalışmalarına ne katabilirim, ne fayda sağlarım” diye aklı, birikimleri ve bedeniyle çalışıyor. Hakkında söylenecek çok şey olduğu gibi, onun da taa 1965’ten beri gözlemlediği Lazlar üzerine daha söyleyecek çok sözü var. Ben şahsen kendisine olan minnettarlığımı iletmek isterim. Sağlıklı, uzun bir ömür dilerim!
Lazca çalışmalarında yeni gelişmeler
Yeni yılda, Ocak ayının ortasında Laz edebiyatı dergisi “Uncire” yayın hayatına başlayacak. Bir dilin gelişmesi ancak edebiyatla olur. Lazca gibi bu alana yeni girmiş diller, edebiyat oluşturma konusunda sayısız engellerle karşılaşır: standardizasyon, terimsel eksiklikler, referans bulamama, yazı kalitesi, yazan kişilerin azlığı vs. Lazca son 10 yılda epeyce yol kat etti aslında. Hem dünya edebiyatından çeviriler, hem telif bir kaç eser Lazca nesri bir nebze olsun güçlendirdi. Şiir, özellikle Nurdoğan Anaşi, Yılmaz Avcı gibi bir kaç başarılı örnekle ilerliyordu. Umuyoruz, Uncire dergisiyle birlikte yeni hikâyecilerimiz, şairlerimiz, romancılarımız ortaya çıkacak.
Laz Kültür Derneği’nden Aralık ayı sonunda üç çalışma daha çıkacak. Bunların arasında Xasan Helimişi’nin 1949’da yazdığı ancak yayınlanmamış “Çandaş Gverdi” (Yarım Düğün) adlı müzikal bir piyesi de var. İki perdelik bu piyes I. Dünya Savaşı’nda yaşanmış bir aşk hikâyesini konu alır. Evlendikleri sırada askere alınan Şefik ile Rus işgalinden ötürü muhacir olarak ailesiyle birlikte köyünü terk edip Trabzon’a gitmek zorunda kalan sevgilisi Şadiye’nin mektupları hikâyenin ana gövdesini oluşturur. Özellikle Şadiye’nin muhacirlikte çektiği sıkıntılar, toplumsal çelişkiler anlatılır. Şefik, bu insanlık dışı düzenden ancak Şadiye’nin ölümünden sonra Sovyetler’e kaçarak kurtulabilecektir.
Diğer çalışmalardan biri İsmail Güney Yılmaz’ın Şinaxeri adlı ikinci şiir kitabı ve diğeri de Yüksel Topaloğlu’nun Evvel Zamanda Tolikçet adlı farklı bir köy monografisi.
2020 yılından yenilerinin eklenmesi dileği ile!

Seçmeli Lazca dersleri ne âlemde?

Haziran 2012’de ilköğretimde “Yaşayan Dil ve Lehçeler Seçmeli Dersi” müfredata girdi. Bir yıl sonra 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde Lazca seçmeli dersler fiilen başladı. Fındıklı’da 2 okulda, 78 öğrencinin seçimiyle 4 sınıf açıldı.
Arhavi’de de bir okulda 13 öğrenciyle bir başka sınıf daha açıldı. Toplam 91 öğrenci bu dersi seçerek sınıflar açılmış oldu.
2014-15 döneminde Arhavi, Fındıklı, Ardeşen, Pazar ve Borçka ilçelerindeki 8 okulda 274 öğrenci Lazca dersini seçti. Ancak 2014-15’te bu sayı düşmeye başladı ve sürdürülemeyerek bu yıl tüm Türkiye’de bir tek Lazca seçmeli ders bile açılamadı.
Bu gerçekten büyük bir kayıp. Seçmeli derslerin büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Laz dernekleri, aktivistleri acilen bunun sebeplerini, sonuçlarını ve çözüm yollarını araştırmalı ve bu durumu düzeltmeliler. Bu onların birincil görevi olmalı!

 

Sayı: 2020 01
Yayınlanma Tarihi: 2020-01-01 00:00:00