Dünya Anadili Günü etkinlikleri kapsamda 22 Şubat Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, ZAZA-DER’in çağrısıyla HADİG, Gürcü Kültür Evi, İstanbul Kafkas Kültür Derneği, Laz Enstitüsü, Pomak Dernekleri Federasyonu’nun katıldığı bir kutlama düzenlendi.
İstanbul Kafkas Kültür Derneği (İKKD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ümit Dinçer’in açılış konuşmasının ardından araştırmacı Murat Topçu programa ilişkin bilgi verdi. Katılımcılar alfabetik sırayla Abazaca, Adigece, Gürcüce, Hemşince, Lazca, Pomakça ve Zazaca hakkında bilgi verirken ortak vurgu; yok olma tehlikesi altındaki dillerin yaşatılabilmesi için tek çıkış yolunun birlikte hareket etmek olduğu yönündeydi.
Dillere ilişkin yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine de yer verilen sunumlardan sonra anadillerde şiirler, fabllar okundu, şarkılar söylendi, gelecek yıllarda daha geniş katılımla bir araya gelinmesi hedeflendi.
Programda Adigeceyi tanıtan metni okuyan ressam Blenaue Eyüp Ataş ile sohbet etme fırsatımız oldu. Uzunyayla’nın Gebelek Köyü’nden, Kabardey. 2011’den beri İstanbul’da yaşıyor. Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun. Tuval üzerine yağlıboya ve heykel çalışmaları olan sanatçı, kişisel ve karma sergilerde yer almış.
Türkiye diasporasında Çerkeslerin dile, kültüre ilişkin çabalarında sanata pek fazla yer kalmadığına değinen Blenaue Eyüp, “Gönül isterdi ki sanata ilgili olsunlar çünkü herkesi, her şeyi geliştirebilecek bir şey sanat” diyor. “Etkinlikte bugün farklı halklar var, buna dair ne dersiniz” sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Aslında çok güzel bir durum, Türkiye’nin rengârenk kültür yapısını da gösteren bir durum. İyi kullanılırsa çok enerjik bir hale de dönüşebilir. Bunu bir ayrılık olarak değil de bütünlük, zenginlik, renk olarak görmek lazım. Hepimizin dilini koruyabilmesi, kültürünü yaşayabilmesi anlamında birbirine saygısı olmalı, çok önemli.”
Haber: Gül Yılmaz