Diplomatik (!) ‘soykırım’ güzellemesi

0
517

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov 13 Şubat’ta Sputnik’e verdiği röportajda Çerkeslerle ilgili gerçek dışı ifadeler kullandı:
“Rusya’da olduğu gibi Türkiye’de de ortak tarihimizdeki olaylar etrafında çok sayıda önyargı, mit ve efsane mevcut. Bunlar da geçmişe ilişkin vizyona bağlı olarak sıklıkla günümüz gerçekleriyle ilgili algılıyı doğrudan etkiliyor.
Örneğin, 19. yüzyıl Kafkasya Savaşı sonucu Çerkeslerin Kuzey Kafkasya’dan Türkiye’ye göçü. İstanbul Başkonsolosu olduğum sırada, bir dönem, Kafkasya Savaşı’nın bitiş yıldönümü ile ilgili neredeyse her gün binamız önünde Rusya karşıtı protestolar düzenlenirdi. Sloganlar açıkçası rahatsız ediciydi, ‘Rusya katil, Kafkasya’dan defol’ türünden. Ayrıca Rusya yönetimine yönelik doğrudan hakaretler vardı.
Bu gösterilerin organizatörleri ve katılımcıları ile çok konuştuk, tartıştık. Bunun neticesinde de tüm bunların, tarihi süreçte yerleşmiş önyargılardan kaynaklandığını görmüş olduk. Bu oturmuş ön yargılara göre Rusya, topraklarını genişletmeyi ve ‘etnik temizlik’ gerçekleştirmeyi takıntı haline getirmiş; barışçıl komşuları olan Çerkesler ve Şapsığlar gibi halklara saldırıp onları yurtlarından eden kötü ve saldırgan bir ülke. Şimdi de Türkiye’de birileri bu güzel efsaneye inanmak istiyor, özellikle de (zamanında) gerçekten acı çekmiş olan ve anılarını yeni nesillere aktaranların torunları. Bu bir yandan ‘düzgün çizilmiş’ bir tablo, ancak farklı bir açıdan bakıldığında her şeyin bu kadar basit olmadığı görülüyor. Nedense bu tabloya uymayan diğer tarihsel gerçekleri aklına getiriyorsun ve aniden her şey siyah beyaz değil renkli çıkıyor ve artık hiçbir şey basit değil. Misal, tüm refahı; akınlar, cinayetler, yağmacılıklar ve köle ticareti üzerine kurulan komşularla yan yana yaşamanın Rus köyleri için ne demek olduğunu düşünen oldu mu? Her ay, her hafta ve her gün bu ‘barışçıl’ dağlıların gelerek erkekleri öldürüp kadın ve çocukları esir aldığını hatırlayan var mı?
İşte dönemin Rus hükümeti tüm bunlara sabrediyordu, ama sabır tükendi ve ön plana ordu çıktı. Önce barış içinde yaşamayacakları ‘ayıklamaya’ ve onların kriminal hayat tarzını engellemeye çalıştı. Bu insanlara iki seçenek sunuldu, ya düzlük bir yere taşınıyorsunuz, size toprak veriliyor ve üretim yapmaya başlıyorsunuz ya da göç edin, kardeş Türkiye sizi kabul etmeye hazır. Bazıları gitmeyi seçti, gitti de. Gerçi çok çekti, yol boyunca açlık, soğuklar, hastalıklar. Kalmayı tercih edenler de oldu ve kaldı. Onlar da çekti, ama Rusya ve Sovyetler Birliği’nin diğer halklarıyla birlikte farklı nedenlerle.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz