Clara Zetkin, Rosa Luxemburg konuşulmaz 8 Mart’larda

0
712

İKKD Seteney Kadın Çalışma Grubu’nun 8 Mart etkinliği davetiyle İstanbul’a gelen Erciyes Üniversitesi Çerkes Dili ve Kültürü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Madina Pashtova’yla buluşup Türkiye diasporasında yaşama, kadınlara dair sohbet ettik.

İKKD Seteney Kadın Çalışma Grubu’nun 8 Mart etkinliği davetiyle İstanbul’a gelen Erciyes Üniversitesi Çerkes Dili ve Kültürü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Madina Pashtova’yla buluşup Türkiye diasporasında yaşama, kadınlara dair sohbet ettik. Bu sohbette, mart sayımızda kadınlara yönelttiğimiz soruyu Pashtova’ya da sorduk.

Gül Yılmaz

-Çerkes kültüründe kadın olmaya dair neler söylemek istersiniz?

-Anavatan ile diasporadaki kadın farklı. Burada (İstanbul) gördüğüm kadın ile Uzunyayla’da farklı. Kafkasya’da ve diasporada köy yaşamında bütün yük kadının üstünde; ama kente gelince değişiyor. Anavatanda kadın da erkek de zor koşullarda yaşıyor. Hedeflenen şeylere ulaşmaları için koşullar ağır, bunu da çoğu zaman yapamıyorlar. Ekonomik, sosyal yaşam şartları daha ağır olsa da tüm bu zorluklara rağmen kadınlar okumaya, üretmeye yatkınlar.

Aslında bizim toplumda ideale yakın bir yapı oluşturulmuş, sonra diğer toplumların etkisiyle değişimler olmuş; kadına şiddet gibi, neyse ki çok öne çıkan bir durum değil. Habze’ye göre erkeğin kadına el kaldırmaması, şiddet uygulamaması gerekir, bu konuda eğitirler. Ancak anavatanda da en az burası kadar, hatta fazla şiddet olduğunu düşünüyorum.

“Şehirde bir sal gibi nereye gideceğini bilemez hale gelir”

İdeal Adıge kimliğini taşıyan kişi bunu yapmamalıyım diye düşünür; köyde yaşıyorsa aile ne der, evlendiği kişinin ailesi ne der diye düşünür. Şehirde bir sal gibi nereye gideceğini bilemez hale gelir. Kendine yer edinemeyen, becerisini açığa çıkaramayan erkek evde şiddete yönelir. Çerkes geleneklerini gerçekten bilen ve uygulayan şiddete başvurmaz! “Gerçek insan olan erkek, kadına saygı duyan, yüceltendir” der Kazanıkue Jabağı. Bu sözün geçerli olduğu bir ailede büyüyen çocuk kentte de bunu uygular.

– 8 Mart nasıl geçer anavatanda?

-İşyerlerinde çiçek ve teşekkür yazısı, ikramiye gibi hatırlamalar… Çalışanlar bir sofra kurarlar bu gün için. Clara Zetkin, Rosa Luxemburg konuşulmaz (gülüyor). Bayram gibidir.

– Peki, toplumsal cinsiyet eşitliğini konu edinen, feminist kuram ve yöntemi esas alan çalışmalar yaygın mı anavatanda?

-Evet, bu tür çalışmaların çoğunu gazeteciler yapar. Cinsiyeti esas alan toplumsal araştırmalar var feminist bakış açılı değil. Örneğin benim çalışmalarım geçmişten bugüne bir folklorist olarak yaşamı inceleme üzerine kurulu. Bizden sonraki nesil daha çok ilgileniyor. Feminizm felsefesini, seçimlere katılma gibi hakların feminist mücadeleyle kazanıldığını biliyorlar. Kapitalist ülkelerde bu hareket yükselirken SSCB’de yoktu, ancak bugün de popülerliğini yitirdi, zaten feminizm yöntemi de değişti; artık cinsiyet temelli çalışmalar daha yaygın.

– Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Öğrencilerinizin ürünlerine, sizin yazılarınıza gazetemizde yer vermeyi çok arzu ederiz…

Adigeceden çeviri: Erdoğan Yılmaz

 

Sayı : 2020 04

Yayınlanma Tarihi: 2020-04-03 00:00:00

Önceki İçerik5 pasaport 54 ülke…
Sonraki İçerikÇerkesk’te Azamat ile dans, Ayub ile sambo
Gül Yılmaz
1965 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji Bölümü’ndeki lisans eğitimini 1986’da tamamladı. İÜ Çocuk Sağlığı Enstitüsü Oksoloji Bölümü’nde yüksek lisansını yaparken Milliyet gazetesinde düzeltmenliğe başladı. İÜ Sosyal Antropoloji Bölümü’nde 1990 – 1992 yıllarında üstlendiği okutmanlık görevinden sonra iki yıl Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda çalıştı. Cumhuriyet gazetesiyle döndüğü düzeltmenliği, emekliliğinin ardından Radikal, Karşı Gazete’de ve serbest düzeltmen olarak çeşitli yayınevlerinde sürdürdü. “Çocuk İsimleri Sözlüğü” adlı kitabı yayına hazırladı (Epsilon Yayınevi). Bazı yurtdışı gezilerine ilişkin izlenimlerini yazdı (Cumhuriyet, Jıneps, Hürriyet Seyahat). Dönem dönem Ruhi Su Dostlar Korosu koristi ve Kafkas halk dansları oyuncusu oldu. 2018-2019’da İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin “Türkiye’de Kültürel Çoğulluğun Bağımsız Araştırmacıları ve Sivil Toplum Kuruluşları İçin Ağ Oluşturma ve Eğitimi”ne katıldı. Halen Hürriyet Gazetesi/Ekler’de yarı zamanlı düzeltmenlik yapıyor ve Aralık 2018’den bu yana Jıneps gazetesi yayın kurulu üyesidir.