NASA roketleriyle haşır neşir olmaya başlamadan önce savaş uçaklarının pilot kurtarma sistemlerinin dizaynı ve testlerinde uzun yıllar çalışmış bir mühendis olarak bu inanılmaz karışık ve tehlikeli sistemlerin F-16’ların birçok Türk pilotu da dahil olmak üzere yüzlerce hayat kurtardığını görmek bana daima ayrı bir gurur vermiştir. Fırlatma koltuklarında kullanılan piroteknik dediğimiz birçok malzeme ve parça aslında uzay araçlarının ayrılma sistemlerinde kullanılan parçalardan pek farklı değil.
Tam her şey bitti, düşüyorum derken son anda size hayat verecek o kolu çekmek, 15g’lik ivmeyle yarım saniye içinde roket üzerinde 50-60 metre uçmak ve binlerce metre yüksekten paraşütle inmek hiç bir pilotun asla karşı karşıya kalmak istemeyeceği bir tecrübe olsa da, fırlatma koltukları pilotları sevdiklerine tekrar kavuşturacak yegane teknoloji ve jetlerin vazgeçilemeyecek bir parçası.
Fırlatma kolunu çektiğiniz andan paraşütün açılmasına kadar geçen süre en fazla dört saniye. Ama o dört saniyede senkronize bir şekilde birçok sistemin peş peşe ve milisaniyeler içinde çalışabilmesini sağlamak ancak aylar hatta yıllar süren testler ve analizlerle mümkün.
Kolu çektiğiniz an ilk olması gereken şey uçağın kanopi kapağını küçük roketlerle fırlatmak ya da akrilik malzemeli kanopiyi üzerine yerleştirilmiş patlayıcı kablolarla kırmak. Bu ilk adım başarısız olursa fırlatmanın geri kalan bölümünün başarılı ve sağlıklı olma ihtimali çok düşük. Kanopi açılmasını takiben, pilot fizyolojisi ve özellikle omurga sağlığı bakımından en zor ve kritik evre olan katapult ateşleme kısmı başlar. Koltuk uçağa sabit dikey bir ray üzerinde saatte 50 kilometreye varan bir hızla yükselirken özellikle omurilikte çok büyük bir baskı oluşur. Buna ek olarak hızlı uçuşlarda rüzgârın pilotun vücuduna, özellikle kafa ve bacaklara olan baskısı da ciddi yaralanmaların en birinci sebebi.
Çift pilotlu jetlerde sistem biraz daha kompleks hale geliyor. Zamanlamayı ayarlarken bu koltukların aşırı rüzgârda birbirine çarpmasını önleyecek sistemleri de eklemek zorundasınız. En önemli kısımlardan birisi de yine piroteknik ateşleyicilerle paraşütü fırlatıp, pilotu güvenli bir şekilde koltuktan ayırmak. Paraşütün açılmasıyla artık hayata tekrar tutundunuz demektir. Tabii aşağıda sizi bekleyen bir düşman yoksa.
Hiç unutmam, bundan yıllar önce ACES fırlatma koltuklarının teknik komitesinde sivil görevli olarak çalışırken o senenin dünyada meydana gelen tüm jet kazalarının listesi önümüze gelmiş ve bizden her kazada bu fırlatma koltuklarının performansını tetkik ve analiz etmemiz istenmişti. Listenin en başında bir Türk Hava Kuvvetleri F-16 jetinin pilotunun ACES fırlatma koltuğuyla güvenli bir şekilde yara almadan kurtulduğu Tokat Zile civarındaki kazanın raporu vardı. Bu pilot kurtarma sisteminin hemen her parçasında emeği geçen bir mühendis olarak ordumuzun değerli bir pilotunun hayatının kurtulmasında katkım olması beni çok mutlu etmişti. O genç pilot bugün hava kuvvetlerimizde değerli bir orgeneral.