Seçilmiş belediye başkanlarına kayyım atanmasını gündeme alan Venedik Komisyonu, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararlarını “tutarsız” olarak niteledi ve demokrasinin temel prensiplerinin ihlal edildiğini savundu.
Açıklamada Türkiye hükümetine, alınan kararların iptal edilmesi çağrısında bulunan Venedik Komisyonu, OHAL’in kaldırılmasına rağmen etkilerinin sürdüğünü vurguladı.
Açıklama
“Böyle bir tehdit, bürolarını terörist eylemleri desteklemek için kullanabilecek seçilmiş yetkililerin görevden alınması da dahil olmak üzere olağandışı önlemleri haklı kılabilir.
Ancak bu tür önlemler, ilgili yasal hükümlere saygı göstermeli, kanıtlara dayanmalı ve izlenen amaç ile orantılı olmalıdır.
Venedik Komisyonu ayrıca, daha önceki vesilelerle yaptığı gibi, başarısız darbe girişiminin hemen ardından, Türk makamlarının tehlikeli bir silahlı komplo ile karşı karşıya kaldıklarında, Türkiye’de bazı olağanüstü tedbirlerin gerekli olabileceğini kabul etmektedir.
Bununla birlikte, olağanüstü hal 2018’de sona erdi. Yapısal rejim değişikliklerinin çerçevesine dayanarak, Türkiye’de yürürlükte olan yerel yönetim sistemine yapılan değişikliklerin kalıcı olarak getirilmesi endişe vericidir.
Bu değişikliklerin gerekliliği, olağanüstü hal sırasında bile şüpheli görünüyordu. Bu endişe elbette OHAL’in sona ermesi ile daha da büyüdü.
OHAL’in süregelen etkileri ‘ciddi kaygılara’ yol açıyor. Buna ek olarak, Venedik Komisyonu’nun görüşü demokrasinin temel ilkeleriyle -seçmenlerin iradesinin ve seçilen yetkililerin haklarının- ve hukukun üstünlüğünün -yasallık ve hukukun da dahil olduğu- özgür ifadesine saygı gösterilmesinin kesin gerekliliği görüşünde.
Yüksek Seçim Kurulunun aldığı kararlar uluslararası norm ve standartlarla tutarsızdır ve tersine çevrilmelidir.
Demokrasinin düzgün işlemesi için, en fazla oy alan adayların seçilmiş sayılması ve diğer siyasi partilerin ikinci sıradaki adaylarının seçilmemesi çok önemlidir.
İçişleri Bakanlığı’nın kararları, seçilmiş belediye başkanlarının hükümet yetkilileri tarafından değiştirilmesine olanak tanıyan OHAL mevzuatına dayanmaktadır. Yerel özyönetimin doğasını zayıflatan bu kararlar yürürlükten kaldırılmalıdır.”