Аланты Хъæлæс – Osetlerin Sesi – Ağustos 2020

0
1021

Yahya Alpay’ın ardından

Alan Vakfı’nın 30 kurucu üyesinden biri olan şairimiz Ts’æxiltı Yahya Alpay’ı 100. doğum yıldönümünde saygı ile anıyoruz.

Yahya Alpay (Цъӕхилты Молло Мустафайы Фырт Йахйа Алпай) 17 Temmuz 1920 tarihinde Sarıkamış Bozat Köyü’nde doğmuş ve 24 Haziran 2004’te Ankara’da hayata gözlerini yummuştur.
Kafkas Vakfı ve Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun kuruluşlarında önemli katkıları olmuştur.

Anavatan ile ilişkilerin kurulmasında çok önemli bir rol üstlenmiş ve “Türkiye Diasporası ile köprümüz” diye anılmıştır. Nart Efsaneleri ve Oset Edebiyatı konularında kapsamlı araştırmalar yapmıştır. Ardından Osetya’da basılan iki İronca şiir kitabı ve tüm camianın hayran olduğu örnek bir Oset kişiliği standardı bırakmıştır.

Ruxşag Wæd…

Ts’æxiltı Fatma Alpay’ın kaleme aldığı yazıyı yayınlarken aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyoruz.

 

Yahya Alpay, Osetya’daki Lamerdon Köyü’nden gelip Sarıkamış Bozat Köyü’ne yerleşen Ts’æxil Sülalesinden Aslanbey’in oğlu Molla Mustafa ve Kafkasyalı gelin Habatæ (Хабатӕ) sülalesinden Aşiyat’ın (Gadişiat yedi evladından en küçüğüdür.

Lise tahsilini Kars’ta tamamlayarak, yedek subay olarak süvari alayında yaptığı ve binicilik ödülleri de kazandığı askerliğinin ardından Sarıkamış’tan ayrılmıştır. Kuşatı Ervah (Necmiye) ile evlendi ve üç çocukları oldu, eşi de çocukları da kendilerine tek bir incitici söz dahi etmediğini söylüyorlar. Uzun yıllar Toprak İskân Müdürlüğü’nde görev yapmış, emekliliği sonrasında Oset Kültürü ve İron Dili üzerine çalışmalarına yoğunlaşma fırsatı bulmuştur.

Alan Vakfı Ankara Şubesi’nde ve Ankara Kuzey Kafkas Kültür Derneği’nde Kiril Alfabesi ile İron Dili eğitimini ilk başlatan kişi olmuş ve uzun yıllar gönüllü olarak devam etmiştir hocalığa.


İron kültürünü iyi bilen, çevresine öğretmeye çalışan, her anını İron kültürünün güzelliğiyle yaşamış “kıymetli büyüğümüz” (Нӕ Зынаргъ Хистӕр) sıfatını hak ederek herkese örnek olmuştur. Değerli bir yaşam sürüp ardında güzellikler bırakarak 2004 yılında bizlere veda etmiştir.

Şiirlerinde doğduğu toprakları, özlemini çektiği yakınlarını, anavatan Kafkasya’yı, Oset geleneklerini, hayata ve ötesine dair hislerini samimiyetle anlatmıştır. Osetçe yazdığı şiirlerinden oluşan iki şiir kitabı vardır ve kitapları Osetya’da İronca yayınlanmıştır.

Doğumunun 100. yılında, Yahya Alpay’ı birkaç şiirinden oluşan dizeleriyle, sevgiyle anıyoruz…
Рухсаг ӕмӕ дзӕнӕтаг уӕд…


Мæ Кæстæртæн!

Æгас цæут, мае кæстæртæ!..
Сымахæй æсрæзы бæстæ,
Нæ сихсийы лæджы хъæстæ…
Æнцад куыд уа дунейы цард,
Куыд никуы уæ бахъæуа кард,
Æнæбары ма ‘рцæуа мард…
Уæ цард уæд бæзгæ уæ кадæн,
Фæразон ут зындзинадæн,
Тынг аргъ кæнут уарзонадæн…
Макæмæ кæйсут æнадæй,
Уæхи хъахъхъæнут æгадæй,
Ма фæцух ут иудзинадæй…
Хистæртæн кад хæс нымайут,
Кæстæртæм уæ цæст фæдарут.
Царды цинæй æфсæст цæрут…
Бузныг уæ куыд уой адæм,
Куыд уæ зоной, бæззут кадæн.
Хуыздæрæй хуыздæр уæд уæ фидæн…

17.09.1995 Аnкаrа


Gençlerimize

Hoş geldiniz gençlerimiz!..
Sizlerle gelişiyor ülke,
Tükenmiyor kişinin soyu..
Dünya yaşantısı huzurlu olsun,
Hiçbir zaman gerekmesin bıçak size,
Zamansız gelmesin ölüm…
Yaşantınız şerefimize uygun olsun,
Zorlukları yenecek gücünüz olsun,
Sevgiye çok değer verin…
Dürüstlüğe sıkı tutunun,
Şerefinize şeref katın,
Düzeninizi tadında bırakın!..
Kimseye hor bakmayın,
Kendinizi koruyun kötülükten,
Ayrı kalmayın birlikten…
Büyüklere saygıyı borç sayın,
Küçüklerinizi kollayın.
Hayat sevinciyle dolu yaşayın…
İnsanlar sizden memnun olsunlar,
Saygıya değer olduğunuzu bilsinler.
İyiden iyiye gitsin geleceğiniz…

Çeviri: Xoşontı Kadri ÖĞÜN


Neyi Seviyorum

Ben seviyorum:
Kartalı tepelerde,
Tepeleri dağlarda,
Dağları kara ormanla,
Ormanı coşan suyla,
Coşan suyu balıklarla.

Ne çok seviyorum seni
Doğduğum köy
Benim için sensiz
Hayatın tadı yok

İyinin iyisi
Olsa da yaşamım
Asla unutmam, seni
Yeminim sana…

Çeviri: Ts’æxiltı Fatma Alpay


Zadaleskli Nana

Bu sayımızda SOIGSI Kuzey Osetya Beşeri ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Kuzey Osetya gazetesinin ortak projesi olan “A’dan Z’ye Alanya” dizisinden SOIGSI Folklor ve Edebiyat Bölümü Kıdemli Araştırmacısı Filolog ve Folklorist Dr. Diana Vaynerovna Sokayeva’nın (сокаты диана) Zadelesk’li Nana (Задалески Нана) başlıklı makalesinin çevirisini yayınlıyoruz. Zadelesk’li Nana, Timur’un Alanya’yı yakıp yıkıp, soykırım uyguladığı zaman pek çok sülalenin yetim kalmış evlatlarını issız yollardan kaçırarak dağlardaki güvenli bir köy olan Zadalesk’e ulaştırıp orada Tekiev sülalesini yardımı ile ayrı bir evde büyütmüş ve bu sülaleleri yok olmaktan kurtarmış, efsaneleşmiş bir Alan kadını / æfşın’ıdır. Temmuz’un 3. Cumartesi / Ağustos’un ilk Cumartesi günü Zadalesk/Digorya’da ve tüm Osetya’da aziz hatırası anılmakta ve bu bayramda ikramları o yıl kız evlatları doğmuş aileler yüklenmektedirler Nana’ya şükran borcu sayarak. Ailelerin refahı ve evlatların gelecekleri ve mutlulukları için duayı ise en kıdemli yaşlı kadın (æfşın) yapmaktadır. Geçtiğimiz yıl bu anma gününün resmî bir bayram olması amacı ile Larisa Khabitsova başkanlığındaki Kuzey Osetya Kadınlar Konseyi bir çağrı yapmış ve olumlu karşılanmıştı. Yazıda bahsi geçen Vladikafkas’ta dikilecek anıt için ise halen kesinleşmiş bir karar verilmemiş maalesef.

Çevirimi kontrol eden Sayın Ælbortı İrmæ Akdemir’e teşekkür ederim.

Atsætı Ufuk Güneş

Tarihte zamanın akışında anahtar bireyler ortaya çıkar. XIV.Yüzyılın sonlarındaki Oset halkı için bunlar kıtasal süper gücün kurucusu AKSAK Timur ( Timurlenk, Tamerlan) ve Zadalesk’li Nana’dır. Birincisi Moğol istilasından sonra hayatta kalan Alanlar’ı tamamen yok etmeye çalıştı, ikincisi Alan çocuklarını ve dolayısı ile Oset halkının geleceğini kurtardı.

Akademik kaynaklarda Timur’un (1336-1405) kökeni, 13. Yüzyıl’da Orta Asya’daki Amu Derya (Ceyhun) nehrinin sağ yakasındaki tarihi Mâverâünnehir bölgesindeki Moğolların asil bir Türk kabilesi olan Barlaslar’dan gelme olarak geçmektedir. Kabilesinde fakir ama etkili bir adam olan Taragay’ın oğluydu; okuma yazma bilmeyen ama çok karizmatik ve akıllı biriydi, idolü ise Cengiz Han’dı.

Genelde Alanlar’ın, yüzyıllar boyunca Kuzey Kafkasya ovasında ve dağlarında yaşadıkları ve Timur ile Moğollar’ın onları dağlara ittiğine inanılır ki bu yanlıştır. Timur Alanya’nın bu ovalarında ortaya çıktığında Aşağı Culat, Yukarı Culat, Macar ve Türk-Moğol Altın Orda Hanlığı’nın başka çokuluslu şehirleri mevcuttu.

1238’de Moğol-Tatar birliklerinin işgalinden sonra, sadece dağ Alanları hür kalmıştı. 1393 yılında Timur, İran’ın fethini tamamladı ve 1395’ten 1400’e kadar, o zamanlarda hükmettiği Gürcistan’dan Alanya’ya bir çok sefer düzenledi. Alanlar, özellikle Oset folklor metinlerinin de kanıtlandığı gibi, cesurca kendilerini savundular. “Ahsak-Timur”; “Ahsak-Timur’un Digorya’ya nasıl ulaştığı hakkında; “Ahsak-Timur ve Ladart” efsanelerinin ve “Zadalesk’li Nana” şarkısının doğrudan trajik olaylar sırasında ortaya çıkması pek olası değildir. Tipik olarak, folklor eserleri tarihsel hafızayı gelecek nesillere aktarmak için daha sonraları ortaya çıkarlar.

Folkloristler ve etnograflar folklor metinlerini kaydetmeye başladığı zamana kadar tarihi “Zadalesk’li Nana” şarkısı korundu: seçkin Oset sanatçı Tugantı Maxarbek, ünlü âmâ Oset ozanı (Nart Efsaneleri anlatıcısı) Zarakh Savlaev’den 1894’te Zadalesk köyünde kaydettiği versiyon bilinenlerin en eskisidir. Daha sonra Oset halkının etnografyasını ve folklorunu titizlikle inceleyen Maxarbek Tuganov, bu konuyu “Osetya Halk Bilimi ve Timur” başlıklı ayrı bir çalışmada ele aldı. (Mah Dug dergisi, 1952, No. 2). Makalede, ünlü efsane anlatıcısı Zarakh Savlaev ile bir görüşmesinde duyduğu ilginç bilgileri aktarır (“Çocukken, Zadalesk köyündeki bir mezarda kalıntıları hala bozulmamış olan inanılmaz bir kadın hakkında efsaneler duydum. Bu kadının birkaç yüzyıl önce ölmesine rağmen, görünüşü, kıyafetleri, saçları halen daha sanki yeni ölmüş gibi duruyordu”; “Sawloxa’nın oğluyla sabahın erken saatlerinde Morga mağarasına, efsaneye göre Zadaleski Nana’nın gömüldüğü yere gittik”); ve, şarkı / gelenek yaratmanın tarihsel bağlamını araştırır; Zadalesk’li Nana ile ilgili şarkının metni aşağıdaki şekilde verilmiştir:

Kanlı yağmur, kanlı yağmur
Tapan Digorya’nın üstünde, Tapan Digorya’nın üstünde.
Ahsak-Timur’un demir ağızlı kurtlarından,
Yeşil tarlaları siyaha döndü.
Demir çubuklu kafeslerden daha sıkı, daha sıkı
Etrafını çevrelemiş (sarmış).
Tapan Digorya’nın liderleri,
Cesur gençleri, biri diğerinden daha iyi,
Düşmanın ellerinde kendi kanlarında boğuldular
Azalarak, ölüler krallığına gönderildiler.
Son adama kadar savaşsalar da,
Fakat Digorların hemen hepsi öldüler.
Şimdi çatışma başladı, sonra mavi alev sıçradı
Tapan Digorya’nın kalabalık köylerine.
Kalan kadın ve erkekler
Hepsi götürüldü, götürüldü.
Böylece Tapandigorları öldü, gelecekleri olan evlatlarını kaybettiler.
Feryat ve hıçkırıklar sonrasında evsiz çocuklar kaldı
Küllerde, siyah küllerde.
Ama insanların mutluluğu olan
Bir kadın ortaya çıktı
Yetimleri kuzu sürüsü gibi toparladı
Gece gündüz onları vahşi hayvan ve düşmandan korudu.
Ovadan – ormana, ormandan – çayırlara,
Digorya geçidine yöneldi,
Çocuklarıyla Tsagat’ı geçip, Zadalesk’e yerleşti,
Bitkilerin kökleriyle, meyvelerle onları beslemeye başladı,
Büyüdüklerinde güçlendiler, köyler kurdular,
Ortak anneleri Zadalesk’li Nana’yı,
Onurlarla, ihtişamla, Zadalesk yakınlarındaki Morg Mağarası’nda gömdüler.*
Tugantı Maxarbek, şarkı / efsane metninden şu sonuçları çıkarıyor: Osetler sadece dağlarda değil, aynı zamanda ovada da büyük topraklar işgal ettiler ve Timur birliklerinin darbesi öncelikle ova sakinlerini vurdu; ovadan dağlara kaçanlar dağlardaki yeni yerleşim yerlerine de eski yerleşim yerlerinin adlarını verip aynen kullandılar ( “Diyelim ki “ ’Ştır Dıgur / Стыр Дыгур” ismi bölgenin en eski ismi ve “Donıfarş / Доныфарс” ve “Tapan Digora / Тапан Дигора” isimleri daha sonra ortaya çıktı, Osetlerin ataları Alanlar’ın Don’dan (Su’dan U.G.) ve etrafındaki ovalardan sürüldüğü zamanlarda. Bu gelenek de değerlidir çünkü bu tarihsel dönemde direnme cesaretini gösteren herkesin imha edildiğini doğru bir şekilde göstermektedir.” ) Osetya’nın toponimini inceleyen Tugantı Maxarbek, “Cıjældon / Джызæлдон”, “Æfşinıbadæn / Æфсиныбадæн”, “Çıjcıtıxox / Чызджытыхох”, “Quşxæmayxıtıppır / Хъусхæмайхытыппыр”, “Bağatarıtsad / Багъатарыцад”, “Qærægæş / Хъæрæгæс” gibi coğrafi yer isimlerinin Timurlenk ile ilgili efsanelerle ilişkili olduğu sonucuna vardı. 1928 yılında, Dærğævş / Дæргъæвс Vadisi sakini yaşlılardan Varjiev Inarıko, Tsirixov Mogamed ve Baymatov Tsıppu, (Варзиев Инарыко, Цирихов Магомет, Байматов Цыппу) Maharbek Tuganov’a, “ Cıjældon /Джызæлдон” adının Timur saldırısı ile ilişkili olduğunu söylediler. “Gizel’ / Гизель” köyü yakınlarındaki savaşta o kadar çok Timur savaşçısı öldü ki akarsu kanlarından kırmızıya döndü, bu nedenle bu nehre “qızıl / “хъызыл”, yani Türkçe ve Tatarca “kırmızı” deniyordu. Sonra “qızıl” sözcüğü Osetçe sesi alarak “cıjæl / джызæл” oldu.

Bu tür yer adlarının geniş bir bölgeye dağıldığı gerçeğine bakarak, Timur’un Osetya’nın mevcut tüm yamaçlarını tamamen işgal ettiği ve bazı yerlerde dağlık alanlara da nüfuz ettiği sonucuna varabiliriz. Bu bağlamda, Zadalesk’li Nana’nın yüzlerce çocukla kaçışının ne denli zorlu bir iş olduğu anlaşılabilir. Bu şarkının söylenen diğer versiyonu, 1977’de K.L. Khetagurova SOGU (СОГУ им. К.Л. Хетагурова) öğrencileri tarafından 75 yaşındaki Xaymantı Alixan Хайманты Алихан’dan kaydedilmiştir.** Başka bir efsaneye göre: “Gizel’den batıya, Urşdon / Урсдон Nehri kıyısındaki Digor köylerinin yukarısında, 4-5 km mesafede bir yerde “Karagaş” (“Карагас” / “ Qærægæş – Хъæрæгæс”) adında bir yer var” bu isim de Timurlenk ile ilgilidir. “Qærægæş” kelimesi de Türkçe-Tatarca “Kara Orman” anlamına ve (“Şawqæd / Саухъæд”), “Abanoz” (“Şawbælaş / Саубæлас”) anlamına gelir.

Anlatılanlara göre, bu bölgede yoğun bir orman vardı. “Timurlenk, birliklerinin geçişini kolaylaştırmak için bu ormanın kesilmesini emretti. Timurlenk bu bölgede yaşayan Alanlar’ın sığırlarını tamamen yok etti; bu yerlerin sakinleri yakacak odun ve ağaçları sırtlarında taşıdılar ve çok işkence gördüler. Bir kadın, istilacılara şu sözlerle lanet okudu: “Ah, köy, boğanın boğa işini yapmadığı, insanın insan işlerini yapmadığı bakımsız bir köy oldu artık.” Bu lanet üzerine istilacılar bulaşıcı bir hastalığa yakalandı ve hepsi öldü.”

Zadalesk’li Nana ve kurtardığı çocukların takip ettikleri yol şarkı / efsanede oldukça genel olarak açıklanmaktadır: ovadan ormana, ormandan çayırlara, geçitten geçerek Zadalesk Köyü’ne kadar uzanır. Ancak spesifik yer adları da geçer – “Digor Geçidi” (“Şurxæftsæg / Сурхæфцæг”) ve “Tsagat / Цагат” bölgesi. Onları geçtikten sonra Zadalesk’li Nana ve çocuklar Zadalesk Köyü civarındaydı. Tugantı Maxarbek de Zadalesk’li Nana’nın çocuklarla beraber yolunu yoğun bir ormandan Tsagat’tan geçerek dağlara; Beştaw’dan (Бештау) geçerek Zadalesk’in yukarısındaki Æræfa Vadisi’ne (Ирæфикоммæ) şeklinde tanımlar.

Zadalesk’li Nana’nın çocuklarla kaçtığı ve şarkı / efsanede atıfta bulunulan ova “Tatartupp / Татартупп” civarıdır: bu konuda neredeyse tüm araştırmacıların görüş birliği vardır (M. Tuganov (М. Туганов), L.P. Semenov (Л.П. Семенов) vb.). Orta Çağ’da burası Yukarı Culat şehriydi. 1958’de E.İ. Krupnova (Е.И. Крупнова) önderliğindeki Kuzey Kafkasya araştırma gezisinde antik yerleşimin harabelerinin ayrıntılı ve kapsayıcı bir incelemesi yapıldı. Kazılar sonucunda Altın Orda şehrinin uzun süredir mevcut olan Alan yerleşiminin bulunduğu yerde ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Moğol döneminde, önemli bir kültür, el sanatları ve ticaret merkezi haline geldi. Gösterişli Tatartupp minaresi harabelere şöhret sağladı. XVIII. yüzyılın sonunda Johann Anton Guldenstadt antik yerleşimi ayrıntılı bir şekilde tanımladı: Minareyi, onunla birlikte bir caminin kalıntılarını, başka bir minarenin kalıntılarını ve iki Hıristiyan kilisesini gözlemledi. “Yukarı Culat Ulu Camii yakınında ve Hristiyan kilisesinin içinde, kafataslarının analizi kent ahalisinin Kafkas olduğu sonucuna yol açan, mezarlar vardı” (Emma D. Zilivinskaya / Эмма Д. Зиливинская).

Zadaleski Nana hakkındaki şarkıların / efsanelerin içeriğinden, kurtardığı çocukların torunlarının sadece Zadalesk’e değil, aynı zamanda Makhchesk / Махческе; Kamata / Камата; Wællagkom / Уæллагком ve Ustur Digoræ’ya Устур Дигорæ’da (modern yerleşim olarak “Tapan Digoria / Тапан Дигора”) yerleştikleri anlaşılmaktadır.

Zamanımızda, Profesör Xaçirti Anzor’un (Анзор Хачиров), Zadalesk köyündeki sakinlerin ve değer bilir insanlarımızın çabaları Zadalesk köyünde Zadalesk’li Nana Evi Koruma Alanı’nı yarattı. Zadalesk’li Nana imgesi kutsal nitelikler kazanmıştır: insanların ifadelerine göre, çocukların sağlığı ve refahı için ona dua eden herkese yardım eder ve Nana ile yetimlerin kurtuluş yerinde mucizevi şifalar gerçekleşir. 2017 yılında Kuzey Osetya-Alanya’da Zadalesk’li Nana imgesini konu alan en iyi heykel için bir yarışma düzenlendi. Bu konu tüm Osetleri ilgilendirir, bu nedenle kazanan anıtın Zadelesk’e veya Vladikavkaz’ın merkezi bir yerine dikilmesi düşünülmüştür. Her halükarda, Alan tarihinin ve Osetya’nın bu kahraman kadınına ait bir anıtın Vladikafkas’da yükselmesini diliyorum!

Çeviri: Atsætı Ufuk Güneş

* Задалески Нана
Тогуарæг æркодта, тогуарæг æркодта
Тъæпæн Дигорæбæл, тъæпæн Дигорæбæл!
Ахъсахъ Темури æфсæнцъух берæгътæй
Саг цъæх будуртаг ку батар æнцæ,
Æфсæнбид кауæй æнгомдæр, федардæр
Саг фалæнбулай æртеголæ ‘нцæ
Тъæпæн Дигорæн сæ финдзцæуæг адæм,
Сæ хъал фæсевæд, лæгæй — лæг хуæздæр,
Се’знæгти къохæй тоглæсæн кæнунцæ,
Кунæг кæнунцæ, мæрдтæмæ евгъуйунцæ.
Фæстаг лæги уæнгæмæ бæргæ тохунцæ,
Фал бунцагъд фæцæнцæ Тъæпæн Дигорæ!
Уæд сугъдæ ку схуæцуй, цъæх арт ку сгъазуй
Тъæпæн Дигорæн се ‘вулд гъæутæбæл.
Сæ байзайæггаг дæр — силæй дæр, нæлæй дæр —
Хасти ку фæцæнцæ, хасти ку фæцæнцæ!
Ку бабун æнцæ Тъæпæн Дигорæ,
Æвæстаг ку фæцæнцæ; кæугæ, дзиназгæ.
Уæд байзайунцæ дзæгъæл сувæллæнттæ
Сæ сугъд бундорбæл, сæ сау фунукбæл.
Уæд ма разиннуй дзилли амондæн
Силæстæг дуйнебæл, æма седзæрти
Æ разæй ку скæнуй, фусти къуари хузæн.
Æхсæвæй-бонæй сæ гъæуай ку кæнуй
Гъæддаг сирдæй дæр, фудгæнæгæй дæр.
Будурæй гъæдæмæ, гъæдæй æрдозæмæ,
Дигори Æфцæгмæ е’рух ку раттуй,
Цæгатбæл бахезуй æма æд сувæллæнттæ
Задалески Сæри ку’рбунат кæнуй.
Алли зайæгойæй сæ хæссун ку байдайуй.
Хæссун ку байдайуй. Ку растур унцæ,
Ку сгъомбæл унцзе, гъæутæ ку сунцæ.
Сæ еумæйаг мадæ Задалески Нанай мард
Кадæ, цити хæццæ уæд ку байвæрунцæ
Задалески фалдзос — Морги лæгæти.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz