‘Bizler elle yapılmış, dizayn edilmiş, çeşitli vaatler ile bir araya getirilmiş diasporalar değiliz’

0
608

Gürcistan yönetiminin 8 Ağustos 2008 tarihinde Güney Osetya’da gerçekleştirdiği katliamın 12. yıldönümünde, ABHAZFED ile Alan Kültür ve Yardım Vakfı tarafından hazırlanan; BİRKAFFED, ÇERKESFED ve KAFFED tarafından desteklenerek 97 kurum tarafından imzalanan bir bildiri yayınlandı.

Bildiğiniz üzere Kuzey Kafkasya STK’ları olarak 08.08.2020 tarihinde, Gürcistan Silahlı Güçlerinin Güney Osetya’ya saldırarak binlerce sivil masumu öldürmesinin 12. yıldönümünde; çeşitli törenler ve mesajlar ile kaybettiklerimizi andık ve sorumluları tarih önünde bir kez daha yargıladık. Böylesine acıları bir daha hiçbir halkın yaşamamasını diliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kafkasya Diasporası Temsilcileri olarak belirtmek isteriz ki, bizler; Anayurtlarımızdan Anadolu’ya keyfi sebeplerle değil, sürgünle gelmiş halklarız. Ailelerimizin bir yarısı Anavatanımızda kalırken ya da ölürken diğer yarısı büyük acılar ve zorluklar çekerek Anadolu’ya gelebilmiştir.
Bizler hiçbir zaman Anavatanlarımız ile bağlarımızı koparmadık. Bedenlerimiz ve zihinlerimiz Anadolu Topraklarına alışırken, ruhumuzun ve kalbimizin bir yanı hep anavatanımız için yaşadı.
BİZLER ELLE YAPILMIŞ, DİZAYN EDİLMİŞ, ÇEŞİTLİ VAATLER İLE BİR ARAYA GETİRİLMİŞ DİASPORALAR DEĞİLİZ.
Türkiye Kuzey Kafkasya Diasporası olarak, 1864’ten beri Anavatanlarımız olan; Abhazya, Adigey, Çeçenistan, Kabardey-Balkarya, Karaçay-Çerkesk ve Osetya’da iyi ya da kötü ne oldu ise müdahil olduk. Acıları paylaştık, aşmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Sevinçlere ortak olduk. Çünkü biz hep bir olduk.
Diğer taraftan, 1864’ten günümüz Türkiye’sine gelindiği her aşamada, Kuzey Kafkasya Diasporası olarak Anadolu’nun bir gerçeği ve rengi olduk. Vatanından koparılmanın ne demek olduğunu iyi bilenler olarak, 2. Anavatanımız Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sarıldık, kan olduk, can olduk, komutan olduk, asker olduk, işçi ve işveren olduk. Hepsinden gurur duyduk.
Bizler büyük sürgüne kadar Anavatanlarımızda Abazalar, Adigeler, Çeçenler ve Osetler olarak nasıl kardeşçe yaşadı isek, bugün Türkiye’de de öyle yaşıyoruz. Birbirimizi kolluyor ve her zaman dayanışma içerisinde oluyoruz.
Bizler; hem büyük sürgünden önce, hem de diaspora yıllarında çevremizde yaşayan halklar ile iyi ilişkiler kurduk. Günümüzde Türkiye’de birçok Abaza, Adige ve Oset; köy içinde ve yakınlarında; Gürcüler, Lazlar, Kürtler ve Türklerle komşuluk etmekte, akrabalık ilişkileri kurmakta, organize olmakta, aynı devletin halkı olmayı becerebilmektedir.
Tüm bunların yanında, faşist ve emperyalist güçlerin; kendi amaçları doğrultusunda, halkların kardeşliğini göz ardı ederek faşizan söylem ve eylemlerde bulunmaları 27 yıldır alışkın olduğumuz bir olgudur.
Özellikle dikkat edilmesi gereken ise; hepimizin aşikâr olduğu bu emperyalist güçlerin; Türkiye’de komşuluk hukuku içerisinde, birbirine saygı ve sevgi duyarak yaşayan halkların arasına nifak tohumları ekme çabasıdır. Üzülerek görüyoruz ki şer odaklarının bu çabaları bazı kesimlerde karşılık bulmuş; altı boş, karşılığı olmayan, sipariş üzerine kurulmaya çalışılan, olmadığı halde varmış gibi gösterilen hayali diasporanın hayali kurumları, Güney Osetya Katliamı ile ilgili demeçler vermiştir.
08.08.2008 tarihinde gece yarısı, masum Oset halkının üzerine füzelerle, roketlerle, tanklarla saldırıp; kadın, çocuk, yaşlı demeden iki bine yakın cana kıyıp, sonrasında mağdur pozisyonu alarak “Bize saldırdılar’’ demek, en basitinden, akıl tutulmasıdır. Kimin kime ne zaman saldırdığını merak edenler, şimdi bir suçlu olarak aradıkları o dönemdeki liderlerinin uluslararası medyaya verdiği demeçleri inceleyebilirler.
Faşist Gürcistan Yönetimi’nin 2008’de yaptığı soykırımı bizler 12 yıldır anmaktayız. Tam 12 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir kesimden aksi bir söylem gelişmemişken, ansızın ortaya çıkan birileri 3 gün önce sözde bir bildiri yayınlamışlardır.
Soykırımın 12. yıldönümünde yapmış olduğumuz açıklamamızın ardından, Gürcistan kökenli olduğunu iddia eden bir kısım STK’ların yaptıkları açıklamada; Gürcistan’ın iki bölgesinin Rusya Federasyonu tarafından 2008 yılında işgal edildiği iddia edilerek, Rus emperyalizmi kınanmış ve ülkemiz Türkiye göreve davet edilmiştir.
Elbette ki emperyalizmi her durumda kınamak gerekmektedir. Bunun yanında, hiç kimsenin kendi emperyalist-faşist düşüncelerini örtbas etmek için ‘hedef saptırması’ da kabul edilebilir bir durum değildir.
Bildiride adı zikredilmeden, ‘iki bölge’ diye geçiştirilen yerler, Abhazya Cumhuriyeti ve Güney Osetya/ Alania Cumhuriyeti’dir. Anavatanlarımız olan bu iki ülke, tarihin hiçbir döneminde Gürcistan boyunduruğunda olmamıştır. Abhazya ve Güney Osetya; Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde, yasal referandum haklarını kullanarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.
SSCB’nin kurucu unsuru ve bölgenin kadim halkları Abhaz ve Osetlerin bağımsızlık kararına, Faşist Gürcistan Yönetiminin cevabı ağır olmuş, Gürcistan tarafından yapılan saldırılarda; sivil ve savunmasız binlerce insan öldürülmüş, yerinden, yurdundan edilmiştir. Bu savaşlarda; Abhaz, Oset ve kardeşlerine hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen diğer Kuzey Kafkasyalı kardeşlerimiz Adige ve Çeçenlerle birlikte binlerce Gürcü hayatını kaybetmiştir. Yakın tarihte gerçekleşen ve her türlü yorumdan uzak bu emperyalist saldırıların bedeli kan ile ödenerek Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığı ile sonuçlanmıştır. Bu saldırı kararlarını vererek, binlerce canın kaybedilmesine yol açan basiretsiz yöneticiler, bugün bizzat Gürcü Halkı tarafından lanetlenmekte ve dünyada saklanacak yer aramaktadır.
Bizler için yok hükmündeki bu bildiri, ileriki günlerde olabileceklerin bir habercisidir. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti bu dış destekli yapay diaspora oyununu görmelidir. Devletimiz, içerisinde kardeşçe yaşayan halkların arasını açacak olan tüm oyunları bozmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kardeşçe yan yana yaşadığımız bu halklar; kendileri ile tarihi ve coğrafi hiçbir bağı olmayan kişilerin ve kurumların oyununa gelmemeli, ülkemizin huzurunu bozmamalıdır.
Bizler; Türkiye’de faaliyet gösteren Kuzey Kafkasya Sivil Toplum Kuruluşlarının çatı örgütleri olarak, bu oyuna gelmeyecek, kukla yönetimlerin uyguladığı hiçbir mantığı olmayan politikalara geçit vermeyeceğiz.
Bizler, Gürcü halkının düşmanı değiliz. Gürcistan Halkı da Kuzey Kafkasya Halklarının düşmanı değildir. Gürcüler, Kuzey Kafkasyalı diğer halklar gibi, o coğrafyanın kadim halklarındandır. Bugün yapılması gereken; yaşananlardan ders alarak, bu topraklarda, barış içinde nasıl yaşanacağına odaklanmaktır.
Türkiye’de ve Kafkasya’da her daim birlikte yaşayan Abhaz, Gürcü, Adige, Çeçen, Oset ve diğer kardeş halkları birbirine düşürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

 

Metne imza atan 97 kurum

Ankara Abhaz Kültür Derneği, Bilecik Abhaz Kültür Derneği, Bolu Abhaz Kültür Derneği, Bursa Abhaz Kültür Derneği, Darıyeri Hasanbey Köyü Abhaz Kültür Derneği, Düzce Abhaz Kültür Derneği, Eskişehir Abhaz Kültür Derneği, Fındıcak Abhaz Derneği, İnegöl Abhaz Kültür Derneği, İstanbul Abhaz Kültür Derneği, Karaelmas Abhaz Kültür Derneği, Kayalar Abhaz Kültür Derneği, Kocaeli Abhaz Derneği, Sakarya Abhaz Derneği, Samsun Abhaz Derneği, Sinop Abhaz Kültür Derneği, Tufanbeyli Abaza Kültür Derneği, Alan Kültür ve Yardım Vakfı, Poyrazlı Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Ankara Çeçen Derneği, Ankara Birleşik Kafkas Kültür Derneği, Ankara Dağıstanlılar Derneği, Kayseri Birleşik Kafkas Derneği, Eskişehir Kuzey Kafkasya Kültür Derneği, Kahramanmaraş Çeçen Derneği, Adana Anadolu Kafkas Derneği, Bursa Birleşik Kafkas Derneği, Çifteler Kuzey Kafkas Kültür Derneği, Osmaniye Kuzey Kafkasya Kültür Derneği, Sivas Çeçen Derneği, Kırıkkale Kafkas Derneği, 1864 Erbaa Çerkes Derneği, Ahlat Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği, Çerkes Hakları Derneği, İstanbul Çerkes Derneği, Kafkas Eğitim ve Kültür Derneği, Kafkasevi Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği, Kozlu Çerkes Derneği, Ladik Çerkes Derneği, Maltepe Çerkes Derneği, Marmara Çerkes Derneği, Merzifon Çerkes Kültür Derneği, Meydandüzü Köyü Çerkes Kültür Derneği, Tokat-Erbaa İverönü Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Adana Çerkes Kültür Derneği, Afşin Kafkas Kültür Derneği, Antalya Çerkes Derneği, Arıkbaşı Köyü Kafkas Derneği, Aydın Kuzey Kafkas Kültür Derneği, Balıkesir Adığe – Çerkes Kültür Derneği, Bandırma Kuzey Kafkas Kültür Derneği, Biga Kafkas Kültür Derneği, Bolu Kafkas Derneği, Bozüyük Kuzey Kafkas Kültür Derneği, Bursa Çerkes Kültür Derneği, Çerkes Derneği (Ankara), Çerkes Kültür Evi Derneği, Çorum Kafkas Kültür Derneği, Denizli Kafkas Kültür Derneği, Düzce Adige Kültür Derneği, Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği, Gaziantep Çerkes Derneği, Göksun Çerkes Kültür Derneği, Gönen Kafkas Kültür Derneği, Hamamözü Çerkes Derneği, İnegöl Çerkes Adığe Kültür Derneği, İskenderun Çerkes Derneği Adige Khase, İstanbul Kafkas Kültür Derneği, İzmir Çerkes Kültür Derneği Kafkas Çerkes Derneği, Kahramanmaraş Kafkas Kültür Derneği, Karacabey Kuzey Kafkasya Kültür Derneği, Karadeniz Ereğli Kafkas Kültür Derneği, Kayseri Kafkas Derneği, Kiçir Adıge Derneği, Kocaeli Kafkas Derneği, Kütahya Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği, Manisa Çerkes Kültür Derneği, Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Mustafakemalpaşa Çerkes Kültür Derneği, Nazilli Kafkas Derneği, Reyhanlı Çerkes Derneği, Sakarya Kafkas Kültür Derneği, Samsun Çerkes Derneği, Sinop Kafkas Derneği, Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği, Soma Kafkas Kültür Derneği, Söke Kafkas Derneği, Sungurlu Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği, Susurluk Kafkas Derneği, Şarkışla Kafkas Derneği, Tokat Çerkes Derneği, Turhal Kafkas Kültür Derneği, Uzunyayla Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği (İstanbul), Uzunyayla Kültür ve Dayanışma Derneği (Kayseri), Vezirköprü Kafkas Kültür Derneği, Yalova Çerkes Birliği Kültür ve Yardımlaşma Derneği.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz