‘Kendi kültürümüze aç bir toplum olduğumuzu düşünüyorum’

0
1946

Perit Jan Aydemir’in 34 sanatçıyla çalışarak yayına hazırladığı ve Adige-Abaza ezgilerinden oluşan “Лъэмыж – Köprü” adlı albümün Kalan Müzik’ten çıkışı COVID-19 pandemisi nedeniyle ertelenmişti. Adeta “geçmişe saygı” niteliğindeki albümün ekimde yayımlanacağını öğrenince kendisiyle bir araya geldik, bu defa sohbetimizi Jıneps okurları için yaptık. 


-Perit merhaba. Okurlarımıza kendini tanıtır mısın…
-1996 yılında Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin Nalçik şehrinde doğdum, aslen Düzceliyim. 1999 yılında ailemle beraber İstanbul’a geldim. O zamandan beri İstanbul’da yaşıyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim.

-Müzikle ne zamandan beri ilgileniyorsun ve hangi enstrümanları çalıyorsun?
-Ben 6. sınıftayken ailemle beraber İstanbul Kafkas Kültür Derneği’ne (Bağlarbaşı) gitmeye başladık. O sene Mafe dans ekibinin şımd koreografisinde oynadım. Yazın Düzce’ye gidince de dedemin akordeonundan o koreografinin müziğini çalmaya çalışmıştım. O zamandan beri müzikle ilgileniyorum diyebilirim. Ana enstrümanlarım akordeon ve basgitar ama bunun dışında apepşıne, şıkepşıne gibi etnik enstrümanlarla da ilgileniyorum.

-Albüm yapma fikri ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?
-Liseden beri kayıt teknolojileriyle uğraşıyordum ama albüm çıkarmak gibi bir gayem yoktu. 2016’da Nalçik’e gittiğimde, Betal İvanov ile beraber albümde de dinleyebileceğiniz kafe kaydını aldık. Bu kayıttan sonra albüm yapma fikri kafamda şekillenmeye başladı.

-Albümün isminin “Лъэмыж – Köprü” olmasına nasıl karar verdin?
Aslında albüm ismine albüm hazırlıkları bittikten sonra karar verdim. Bir süre isim arayışım oldu. Akabinde, 2013’te kaybettiğimiz Tıj İlkay’ın düzenlemesini yaptığı lheperuş kaydının albümde olması, Tıj İlkay Dönüş Yolu Misafirhanesi’ne can veren derneğin isminin de “Лъэмыдж Хасэ” olmasından yola çıkarak hem albümün anavatan ve diaspora ile olan bağını özetlemesi hem de misafirhane ile olan ilişkisi sebebiyle bundan daha uygun bir isim olamayacağına karar verdim.

-“Köprü” albümü kolektif bir çalışma mı?
-Evet, albümde hem anavatandan hem diasporadan 34 farklı sanatçıyla çalıştım. Destek veren bütün müzisyenler çaldıkları enstrümanlara oldukça vâkıf insanlar ve hepsi de albüme kendilerinden renkler kattılar.

-Parça seçimlerinde neleri gözettin?
-Arkadaşlarımla çalmaktan ve dinlemekten zevk aldığımız Adige ve Abaza ezgilerini albüme koymaya çalıştık.

-Son zamanlarda anavatan-diaspora işbirliğiyle birçok işe imza atıldı. Sen bu albümde anavatandan kimlerle çalıştın?
-Azamat Bekov, Betal İvanov, Artur Dyshekov, Arsen İndarakov, Nesren Şırayder fiilen albümde çalan insanlar. Bunlar haricinde Aslan Liev ve Roma Fakov da teknik anlamda bana çok yardımcı oldular.

-Kalan Müzik, etnik müzik ile başarılı işlere imza attı. Albümü Kalan Müzik’ten çıkarmayı nasıl planladın?
-Kalan Müzik, Anadolu’daki kültürleri kayıt altına alıp yaşatmayı kendine vazife edinmiş ve bu kültürlerin müziklerinin dünya çapında yayılmasına destek veren bir değerli oluşum. Ben de bu kolektif emeğin Kalan Müzik gibi prestijli ve köklü bir yerden çıkmasını istedim.

-“Köprü” bir pandemi dönemi albümü diyebiliriz. Bu dönem, albümü nasıl etkiledi?
-Tam albümün çıkacağı hafta Türkiye’de ilk COVID-19 vakası görüldü. Akabinde Kalan Müzik iki aylığına basım ve yapım işlerini askıya aldı. Görüşmelerimizden sonra da 2020 Ekim ayının uygun olacağına karar verdik. Ön çalışmasının da uzun sürmesi sebebiyle albümü daha da fazla bekletmek istemedim.

-Aklında nasıl bir kitleye ulaşmak vardı?
-Kendi kültürümüze aç bir toplum olduğumuzu düşünüyorum. Bu sebeple diaspora veya anavatanda yapılan hemen her işin halihazırda diasporadan birçok alıcısı olduğunu görüyoruz.
Dolayısıyla böyle bir çağda kendi yaptıklarımızı yine kendimize dinletmenin de ötesinde, başka insanlara kendimizi anlatmak, dinletmek gerektiğine inanıyorum. Ben, başka halkların ezgilerini dinlemekten oldukça keyif alırım. Umarım bizim başkalarının müziğini dinlemeyi sevdiğimiz kadar diğer insanlar da bizim müziğimizi dinlemekten keyif alır.

-Albüm nerelerde satışta olacak? Online platformlarda da görebilecek miyiz?
-Pandemi dolayısıyla kapalı olduğundan dolayı derneklerde satış olmayacak. Şimdilik İstanbul, Ankara, Kayseri ve Düzce’de lokal işletmelerde satışı olacak. YouTube, iTunes, Spotify, Fizy, Deezer gibi online platformlardan da ulaşılabilecek.

-Türkiye’den kaliteli Çerkes albümlerinin çıktığını düşünüyor musun?
-Evet, düşünüyorum. Son 10 yıldan beri Türkiye’de yapılan işler gerek yapılan albümler olsun gerek buradaki müzisyenlerin icraları olsun oldukça umut verici. Müzik konusunda, kalite standardı açısından artık Kafkasya’yı yakaladığımızı düşünüyorum.

-Aklında yeni projeler var mı?
Aslında bu albümün içeriğini oluşturan müzikleri de halihazırda mevcut repertuvarımdan kırparak oluşturdum. Aklımda halen yapmak istediğim parçalar var ama bunlarla ilgili çalışmaya şimdilik başlamadım. Uzun vadede o parçalarla da bazı işler yapmak isterim.


Albümde yer alan parçalar

1. Къэнжал Зауэ | Kanjal Savaşı
2. Мазэгъуэ Жещ | Mehtaplı Gece
3. Къафэ | Kafe
4. Си Шыкlэпшынэ | Şıgepşınem
5. Аҧсны | Abhazya
6. Кlуринэ и Уэред | Gurina’nın Şarkısı
7. Лъэпэрышъу | Lheperuş
8. Зы Усэ Иуыжъ Ситщ | Bir Şiir Peşindeyim
9. Абидэт и Къафэ | Abidet’in Kafesi
10. Аҧсны Аҧсуа | Abhaz Dans Ezgileri
11.Дюзджэ Лъэпэрышъу | Düzce Lheperuş
12. Бицца Бара | Evlen Onunla
13. Нартан | Nartan

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz