Ankara Adliyesi’nin asansörlerinde Xabze’yi uygulama deneyimi kargaşaya neden oldu.
Babamla bir iş için Ankara Adliyesi’ne giderken, komşularından Çerkes bir amcamız, adliyede çalışan eski bir öğrencisinin işlemleri hızlandırabileceğini söyleyerek bize eşlik etmeyi önerdi. Memnuniyetle kabul ettik ve adliyeye birlikte gittik.
Çok katlı binada, sayısı yetersiz ama çok kişiyi içine alabilen geniş asansörler bulunuyordu. Bizim ise farklı katlardaki farklı bölümlerden evrak takibi yapmamız gerekecekti. Asansör kullanma mecburiyeti ve yoğun insan kalabalığının, Xabze’ye uygun davranma duyarlılığındaki üç Çerkes için sorun olacağını ilk anda anlayamadık.
Ancak katlara inip, çıkmak zorunda kalınca, durum hem biz, hem iş takip etmeye gelen vatandaşlar, hem de duruşmalarına yetişmeye çalışan avukatlar için giderek zorlaşmaya başladı.
Çünkü, asansör geldiğinde Çerkes komşumuz bana, babam, kendisi yaşça daha büyük olduğu halde bizim için geldiğini düşünerek ve misafir yerine koyarak komşumuza, ben Xabze’den haberdar ama çok da hakim olmayan biri olarak kararsız kaldığımdan her ikisine birden yol veriyordum. Biz asansöre ilk adım atma şerefini birbirimize ikram ederken, yanımızda, arkamızda kim varsa bizden önce asansöre doluşuyor ve düğmeye basıp hareket ediyorlardı.
Asansörler geliyor, gidiyor, biz Xabze’den taviz vermediğimizden binemiyorduk. Bir seferinde asansör kapısının tam önünü tutmuş, gelmesini bekliyorduk ki kapı açıldı. Biz yine birbirimizi ilk sokmaya çalışırken, arkamı bir döndüm ki; çoğu cübbeli 15-20 kişi, bir yandan asansörün önünü tutmuş, diğer yandan birbirini kabinin içine itmeye çalışan biz üç Çerkes’e kocaman açılmış gözlerle bakıyorlardı.
Bu arada biz, öncelik verme nezaketinde ısrar ederken, diğer taraftan asansörü bu kez kaçırmama gayretimizden dolayı, artık durumu birbirimizi itip, kakmaya vardırmışız demek ki, arkamızdakilerde ne bir söylenme, ne bir memnuniyetsizlik belirtisi… Üstlerinde cübbe, kollarında dosyalar, hiç seslerini çıkartmadan, şaşkın gözlerle bizi izliyorlardı.
En sonunda komşumuz dedi ki ’Xabze’mizde yaşı daha küçük de olsa hanımlar önceliklidir. Önce senin binmen gerekli. Sonrasında babanla biz anlaşırız.’
Yani kibarca ‘Bizi ittirip durma!..’ dedi. Öyle utandım ki, günün devamında önüme gelen asansör kabinine benden sonra kim bindi diye hiç bakmadan, ilk ben atladım.
NOT: Çerkes toplumunda sosyal yaşamı düzenleyen kuralları genel yaşantımıza yansıtmaya kalktığımızda bazen böyle durumlar yaşayabiliriz, güler, geçeriz. Bu durumlar Xabze’nin gözümüzdeki değerini eksiltmez, hatta, ne müthiş bir değerler manzumesi olduğunu tekrar hatırlarız.