KAFFED’in organize ettiği, 30 Nisan-1 Mayıs 2011 tarihleri arasında 60 dernekten 27 kadının katılımıyla Ankara Gazipark Otel’de gerçekleştirilen 1. Çerkes Kadın Platformu’nun sonuç bildirgesini yayımlıyoruz.
KAFFED tarafından gerçekleştirilen Ortak Akıl I ve II toplantılarında Türkiye’nin önemli bir siyasal dönemeçten geçmekte olduğu ve Türkiyeli
Çerkesler olarak kimliğimizi koruyabilmek, yaşatabilmek, yeniden-üretebilmek için söz konusu süreç içinde aktif olarak yer almak gerektiği belirlemesinde bulunulmuştur. Bu belirlemeye dayanarak, demokratik hedeflerimiz için kadın-erkek eşitliği zemininde birlikte harekete geçmek gereğinden hareketle, Çerkes kadınları, kendi konumlarını, sorunlarını, bu sorunlar için çözüm önerilerini tartışmak ihtiyacıyla bir Çerkes Kadınlar Platformu oluşturmaya karar vermişlerdir. Çerkes Kadınlar Platformu’nun oluşturulmasına yönelik buluşmaların birincisi ise, KAFFED öncülüğüyle ve 30 Nisan-1 Mayıs 2011 tarihleri arasında 60 dernekten 27 kadının katılımıyla Ankara’da Gazipark Otel’de gerçekleştirilmiştir. Birinci Çerkes Kadın Platformu, Bursa Çerkes Kültür Derneği temsilcilerinden Emel Bezek ile Kayseri Uzunyayla Kafkas Derneği temsilcisi İlkay Karaduman’ın yaptıkları Adigabze hohu ve Kocaeli Kafkas Kültür Derneği temsilcilerinden Gunda Ankuab’ın Abhazca hohu ile açılmıştır.
Kadın diliyle hohu
Çerkeslerin geleneklerinin yıllardır anayurt ve diasporadaki Çerkeslerin kimliğini birbiriyle ortak, başkalarından farklı kıldığı, ancak geleneğin de yıllar içinde değişikliğe uğradığı ve yeniden kurulduğu bilinmektedir. Emel Bezek ve Gunda Ankuab tarafından yapılan hohu -Adigece, Abhazca ve Türkçe olmak üzere- geleneğimizin kadın dili farklılığıyla kurulmasına bir örnek olarak bu bildirgenin de ilk sözcüklerini oluşturmaktadır.
Мы бзылъфыгъэмэ яунагъо зыми фэмыныкъоy
Чыжьэк1э бгъаплъэмэ шъыпкъэ гурыоу
1офыш1э к1омэ дэй зэш1ок1эу
Дэй хэбгъэхьэмэ дахэ хэк1ып1эу
Узырэ бзаджэрэ къафэмык1оу
Бзаджэр 1эк1ыб яфэхъоу
Гухэк1рэ гук1аерэ ямы1эу
Тыдэк1и абэмэ зыфаер зэригъотыл1эжьэу
Исабиймэ ягухахъо илъэгъоу
Жъыфал1э олъ1эфэ орэтхъ
Ти ошъогу къаргъоу
Тич1ылъэхэр шъухъант1эу
Дунаеу тызытетыр
Хэгъэгоу тызэрисыр мамырэу
Мамырныгъэм фэбанэу
Огъуи, гъабли, зауи къафэмык1оу
Ц1ыф лъэпкъхэр зэгуры1оу
Пк1э зэфыти1эу
Тидэхагъэ зэдэтыугощэу
Нэ джагъо къытхэмыплъэу
Жьэ джагъо къытхэмыхьау
Нэ ш1ук1э тызэплъыжьэу
Гук1аерэ гукъаорэ зэфытимыэу
Тызэдэ1ужьэу
Тижъыхэр дгъаш1оу
Тиныбжьык1эхэр ш1у тлъэгъоу
Типк1э инэу
Тикъарыу уардэу
Тызэкъотэу тызэготэу
Егъаш1эм тытхъэу тэрэпсэу.
Bu kadınların ailesi hiçbir şeye ihtiyacı olmadan
Geleceğe baktığında doğruyu görerek
Yaptıkları işlerde sorunları çözerek
Kötülükleri güzelliğe dönüştürerek
Hastalık ve kötülüklerden korunarak
Kırgınlık ve ümitsizlik yaşamadan
Kötülükler hep arkalarında kalarak
Hangi yöne dönse istediklerine ulaşarak
Çocuklarının güzel günlerini görerek
Yaşlanıp ölene kadar mutlu yaşasınlar
Üzerinde durduğumuz dünya
İçinde yaşadığımız ülke
Arkamızda duran anavatan barış içinde olsun
Barış için çalışsın
Kuraklık, kıtlık, savaş görmesin
Gökyüzümüz berrak
Yeryüzümüz yeşil olsun
Halklar birbirini anlasın
Biz de birbirimizi anlayalım
Kötü sözler aramıza girmesin
Kem gözler bize bakmasın
Birbirimize iyi niyetle bakalım
Birbirimize kırgınlığımız, küskünlüğümüz olmasın
Hatalarımız az olsun
Büyüklerimiz akıllı olsun
Yaşlılarımıza değer verelim
Gençlerimizi sevelim
Birbirimize değer verelim
Güzelliklerimizi paylaşalım
Birbirimizi dinleyelim
Yan yana dayanışma içinde olalım
Birbirimize kırgınlığımız olmasın
Değerimiz büyük
Gücümüz sonsuz olsun
Utancımız olmadan yaşayalım
Halkımızın bugünü, yarını mutlu olsun
Mutluluk ve güzellikle uzun yaşayalım
Adige yaşamı ebediyen var olsun
Sağ olun, var olun.
Huşt Emel
Акыр иаҧсоу аҩызцəа бзеиала шəаабеит!
Иахьа ара аҳəсақəа рхеидкылара аиқəыршəара азы аус адызуалаз аҩызцəа, даара иҭабуп ҳəа расҳəоит. Аҧҳəыс лус, лыҧсҭазаара дахыҟазаалак имариаӡам. Уи раҧхьаӡа инаргыланы дануп, нас даҧшəымоуп, ахəшҭаара иахылаҧшоу лоуп. Иахьатəи аамҭазы
аҧарагьы лырҳоит, акариерагьы ҟалцоит. Арҭ зегьы реицнагара мариаӡам. Ҳапроблемақəа рацəоуп… Иахьатəи ҳаилатəараҽы, арҭ азҵааракəа мҩак иаҳзықəҵо, иалҳхыз амҩақəагьы ҳзыманшəалахо Анцəа ииҳəааит!
Абзиарақəа шəымазааит.
Değerli arkadaşlar, hepiniz hoş geldiniz!
Öncelikle bu organizasyonu hazırlayan ve emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum.
Kadın nerede yaşarsa yaşasın, hayatı hiç kolay değil. Sorumluluklar çok fazla. O önce bir anne, bir eş, günümüzde para kazanan ve kariyer yapan bir kişi. Bunların hepsini beraber götürmek hiç de kolay değil. Sorunlarımız çok fazla. Bugünkü toplantımızda, en azından birkaç sorunumuza çözüm bulmayı umuyorum.
Tanrı yolumuzu açık tutsun!
Gunda Ankuab
Birinci Çerkes Kadınlar Platformu’nda, tartışma konularının kavramsal çerçevesini çizen konuşmalar ile sonrasında gerçekleşen tartışmalar sonucunda şu genel belirlemelerde bulunulmuştur:
Kadınlar dünyanın farklı coğrafya ve kültürlerinde ortak sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmakla birlikte, baskın kimliklerin ötekisi olarak muamele gören azınlık kadınları katmanlı ayrımcılıklara maruz kalmaktadır: Azınlık kadınları bir yandan içinde bulundukları toplumun sosyoekonomik koşulları ile içinde şekillenen ataerkil yapının üzerlerine yüklediği sorumluluklar, diğer yandan ait oldukları topluluğun ortak paydasını oluşturan kültürün devamı konusunda kendilerinden beklenen geleneksel rol beklentileri arasında kalmaktadır. Başka ifadeyle, baskıya uğrayan toplulukların kültürlerini egemen kültürün etkisinden koruma refleksiyle kadınlara yönelik olarak büründüğü aşırı korumacılık, kendi gelenekleriyle baskın toplumun gelenekleri arasında sıkışan kadınların, katmanlı ayrımcılık ve eşitsizliklere maruz kalmasına neden olmaktadır.
Diğer yandan azınlıklara mensup kadınlardan öncelikle ait oldukları topluluğun var olma mücadelesi içinde etnik kimlik bilincinin ve kültürünün korunup yaşatılabilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması beklenmekte, bu yüzden de ve, kadınlar yüz yüze bulundukları bu katmanlı sorunlarla mücadelelerini çoğu zaman belirsiz bir geleceğe ertelemek durumunda kalmaktadırlar. Ancak, dünya genelinde ortak sorunlar yaşıyor olmakla beraber kadınlar, dolayısıyla çifte ötekileştirilmeye maruz kalan azınlık kadınlar arasında, bu sorunları deneyimleme ve bunlarla mücadele biçimi anlamında kültür, yaş, etniklik, sınıfsal konum, eğitim gibi değişkenlere bağlı olarak ortaya çıkan önemli farklar bulunmaktadır. Yani kadın deneyimleri kendi içinde de çok farklılaşmaktadır.
Türkiye’deki Çerkes kadınlarının durumuna bakıldığında bu belirlemelerin büyük ölçüde onlar için de geçerli olduğu görülmektedir. Çerkeslerin ortak kültürünün temelini oluşturan Xabze de bu anlamda özellikle de kırsal kesimlerde yaşayan Çerkes kadınları üzerinde ikili bir etkiye yol açmaktadır. Çerkes kadınlarından, değişikliklere uğramakla birlikte yüzyıllardır ortak kültürün temelini oluşturan Xabze’yi gelecek kuşaklara aktarmaları beklenmekte, böylelikle geleneğin sürdürülmesi rolünü üstlenen kadınların baskın kültürün etkilerinden korunması özellikle önem kazanmaktadır. Başka ifadeyle, Xabze içinde kadına ilişkin geleneği kuran kodlar daha korumacı, dolayısıyla Çerkes kadınlarının kamusal alanda varlığını engelleyici bir nitelik kazanabilmektedir.
Bunun bir örneği, eğitim durumlarına bakılmaksızın Çerkes kadınlarının çalışma hayatında yeterince yer alamıyor olmasıdır. Ayrıca miras geleneğimizde olduğu gibi, kız çocukları aleyhine ayrımcılık örnekleriyle de karşılaşılmaktadır.