Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Yüzleşmek

İnsan hayatı, bildiğimizi sandığımız onlarca, yüzlerce hatta milyonlarca şeyin ötesinde katrilyonlarca kere sonsuz bilmediklerimizle doludur. İnsanın bildiği onca şeyi kazanana kadar nice binlerce yanlışa ‘doğru’ diye sarılmış ve onca yanlışı nadide bir çiçekmiş gibi bağrında barındırmıştır. İnsan hayatını kuşatan bunca hata, kusur, yanlış, cinayet, hezimet, yıkım, kıyım, her türlü çatışma, acı ve gözyaşı vs.’nin çokça olması ve bunun da mütemadiyen artarak devam ediyor olmasının nedenlerinden birisi kişi ya da kişilerin yüzleşememesidir. Peki ‘yüzleşmek’ ne demektir ve neyi kast ediyoruz?

Kubbealtı Lügatı, Yüzleşmek: karşılıklı f. (< yüzle-ş-mekBir hususta söylenenleri veya olanları yüz yüze gelip birbirine tekrarlamak1, der. Türk Dil Kurumu Sözlüğü de bundan pek farklı bir şey söylemez.

Yüzleşmek:

  1. nesnesiz, -le Bir olayı ileri sürenle, inkâr eden kimseler yüz yüze gelerek sözlerini tekrarlamak.
  2. nesnesiz, -le, Yüz yüze gelmek.
  3. nesnesiz, -le, mecaz: Farkına varmak, iyice anlamak, (TDK) demektedir. Dikkat edilirse her iki sözlük de ‘Yüzleşmek’ kelimesini tarafların bir araya gelerek kendi görüşlerini deklare etmesi anlamında ele almışlardır. Burada taraflar herhangi bir sonuca varabilecekleri gibi herhangi bir olumlu sonuca da varamayabilirler. Hatta sonucu daha berbat, içinden çıkılamaz bir hale de getirebilirler. Oysa yüzleşmede asıl amaç sorunun çözümlenmesidir. Bunun için de adaletin tesis edilmesi gerekir. Böylece de dünyamız daha yaşanır bir hal alacaktır.

Her yanlış taammüden işlenmeyebilir. Kimi yanlışlıklar kazara olabilmektedir. Her iki durumda da ortaya çıkmış herhangi bir sorunun çözülebilmesi için yüzleşmek şarttır. Adil ve makul bir şekilde… Yüzleşme, kişisel çıkar için değil hakkaniyetin yani adaletin tesisi için olmalıdır.

Yüzleşmeyi kolaylaştıran ya da zorlaştıran etmenlerden birisi de kişilerin birbirlerini yeterince tanıyor olmamalarıdır. Daha önce yayımlanan ‘Tanış Olmak’ adlı bir köşe yazımda, ‘‘Adigeler ‘bilişmek’ anlamına gelen ‘зэрэш|эн-zereş’en’ kelimesini kullanırlar, tanışmak için ya da birbirimizle insanlaşmak şeklinde tercüme edebileceğimiz ‘Зэрэц|ыфын – zerets’ıfın / зэрэц|ыхун – zerets’ıxun’ kelimesini. Başka dillerde de mutlaka karşılığı vardır tanımanın, tanış olmanın,”2 demiştim. İnsan tanışırken insanlaşmalı mutlaka. İnsanoğlu masum değildir. Hataları gidermek için yüzleşmek gerekir. Birisi ya da birileriyle yüzleşmek gerektiği zamanlarda da insanlarla önceden tanış olmuşsak yani insanlaşmışsak yüzleşmemiz hem daha kolay hem de daha verimli olacaktır.

Yüzleşmeyi sadece bireysel bazda ele almamak gerekir. Yüzleşmenin toplumsal olanı da vardır. İnsanların masum olmadıkları gibi toplumların masum olmadıklarını da biliyoruz. Tarih bunun sayısız ve acımasız kanlı sahneleriyle doludur. Böylesi toplumların liderlerinin varlığı kadar, onların peşlerinden zafer naralarıyla koşturan ve onlara alkışlar yağdıran halk kitlelerinin varlığı da bir gerçektir. Ne var ki bireysel bazda insanlar ve toplumlar zamanla geçmişi yeniden değerlendirme fırsatı yakalar. Bu yakın tarih için sorun çözme amaçlı olabilir ancak uzak geçmiş için ise tarihle yüzleşme demektir. Tarihle yani tarihinle yüzleşme. Tarihte yüzyıldan fazla bir süre devam eden ve Adigelerin sürgün ve soykırıma uğramasıyla sonuçlanan Adige – Rus savaşları, günümüz için toplumsal yüzleşmeyi zorunlu kılan bir tarihi olaydır.

Geçmişte yaşananları doğru olarak anlatmak bugün yaşayan halkların düşman olmasını gerektirmez. Ancak tarihte ne yaşanmışsa doğru olarak anlamak ve objektif olmak gerekir. Çar dürüst ve doğru olsaydı Rus halkı onu tahtından indirmez, soyunu yok etmezdi. Çarlık sadece Adigey topraklarını, sadece Kafkasya’yı işgal etmedi. Baltık cumhuriyetlerinin tamamını; Ukrayna’yı, Ermenistan’ı, Gürcistan’ı, Türki cumhuriyetlerini, Sovyetler de Balkanları işgal etmişti. Çoğumuzun hatırlayacağı gibi en son 1978 yılında da Afganistan’ı işgal etmişti. Hep işgal ettiler. O gün Rus halkı bunu görmüş ve hanedanı alaşağı etmişti. Aynı halk onu indirenleri de indirdi. Bugün ise federasyon yönetim biçimini tercih etti. Çarı da istemedi, Sovyetleri de istemedi. Federasyonu istedi. Bunlar Rusya halklarının kendi tercihleri. Burada halk ve yönetim kendi tarihiyle yüzleşti. Başkalarıyla da yüzleşti. Onlarca ayrı etnik halk kendi tercihlerini bağımsız olmaktan yana kullandı.

Almanlar da faşizmi tarihe gömdüler, İtalyanlar da… Almanya’da bugün faşizmden bahsedemezsiniz. Onların da ataları öyle bir kötülük yaptılar. Ancak o sadece tarihlerinin bir parçası. Kimse ona sahip çıkmıyor. Bugün onlar da federasyonu tercih ettiler. Bir yüzyılda iki kez dünya savaşı vermiş bir Avrupa toplumu bugün Avrupa Birliği’ni kurdu ve her halk kendi kendini yönetiyor. Tüm üyeler, birliğin içerisindeki ortak normlara bağlı olarak… ABD de öyle. Onlar da birbirlerini katlettiler ama bugün federasyon halindeler. Geçmişte Osmanlı onca etnik topluluğu bir arada idare debildi. Gelecek güzel olsun istiyorsak geçmişte olup bitenleri doğru olarak öğrenmeli ki yeterince tahlil edilmeli ve gerekli dersler çıkarılmalıdır. Yeryüzünün geleceğinin birlikte, olabildiğince doğru bir şekilde mütemadiyen yenilenerek yapılanması sürdürülmelidir. Yeryüzü savaşlardan yoruldu. İnsanlar ölüyor, canlılar ölüyor. Çevre ölüyor. Ekonomiler yok oluyor. İyilerin, geçmişle yüzleşenlerin geleceği daha sağlıklı kurgulayacağı kanısındayım. Öyle değil mi?

Yüzleşmek lazım… Kendimizle, başkalarıyla, yaptıklarımızla, tarihimizle yüzleşmek gerekir. Yüzleşmek sonuçta bir nefis muhasebesidir. Korkmadan herkes ve her şeyle yüzleşmek gerekir. İnsanların kimi konularda tanış olamayacaklarını (insanlaşamayacaklarını) da biliyorum. Ama yine de yüzleşmek lazım. Yüzleşmediğimiz her konu, her olay gelecek kuşaklara bıraktığımız sorunlar yumağı demektir, kapanmamış hesaptır. İnsanoğlu yapıp ettiklerini, ekip biçtiklerini, sövüp saydıklarını, alıp vermediklerini, kırıp döktüklerini, hırslarını gözden geçirmeli, doğru veya yanlışlarını mahşerî vicdan süzgecinden geçirmelidir.

Yüzleşmek kişinin ya da toplumun kendisini haklı çıkarması demek olmamalıdır. Yüzleşmek aslında hakla haksızın hesaplaşıp doğruyu bulması ve adaleti tesis etmesi olmalıdır.

“Nefislerinizi temize çıkarmayınız.3

 

1 Kubbealtı Lügatı. http://www.lugatim.com/s/y%C3%BCzle%C5%9Fmek

2 Tanış Olmak, Alaattin Bayram, 26 Eylül 2012, Kaf-Fed Köşe Bucak Yazılar

3 Necm suresi – 32. Ayet

Yazarın Diğer Yazıları

Kökeni Adige dili olan ve farklı dillerde yaşayan bazı kelimelerin örnek çözümlemeleri -11

Assuva (Aşuwa)1 Assuva, Batı Anadolu bölgesinde 22 şehir devletinin Hititlerin baskılarına karşı oluşturdukları askeri, siyasi güç birliği için kullanılan bir ifade. Bu konfederasyonun varlığıyla birlikte...

Kökeni Adige dili olan ve farklı dillerde yaşayan bazı kelimelerin örnek çözümlemeleri -10

Değerli okurlarım, bu köşe yazısı ile birlikte aynı başlık altındaki seri yazılarımın onuncusunu okumuş olacaksınız. Tüm çalışmalarım Adigece referanslı, Otej Teoremi esaslı etimolojik çalışmalardır....

Kökeni Adige dili olan ve farklı dillerde yaşayan bazı kelimelerin örnek çözümlemeleri – 9

Bu yazımda yine Hatt-Hitit toplumlarında terminolojiyi oluşturan ve bu dillerde geçen bazı kelimeleri etimolojik yönden, yeri geldiğinde sentaks, morfoloji gibi dilbilimin değişik alanlarında da...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img