Cenevizliler Çerkesya’da (1266-1475) (1. Bölüm)

0
2111

Çerkesya’nın XIII-XV. yy. tarihi, önceki döneme kıyasla çok daha ayrıntılı biliniyor. Bu bilinirliği, önemli ölçüde bu dönemin İtalyan yazarlarına borçluyuz. XIII-XV. yy’larda Çerkesya hakkında yazan İtalyan yazar grubunun içinde özellikle Ceneviz ve Venedik kökenliler iyi derecede bilgi sahibi kalabalık bir grubu oluşturuyor. Cenova ve Venedik, XII. yy’dan başlayarak ekonomik anlamda en gelişmiş Avrupa devletleri sayılıyorlardı. Demokratik cumhuriyet düzenine sahiptiler ve seçilmişler tarafından yönetiliyorlardı. Deniz ticareti konusunda Akdeniz bölgesinde hiçbir devlet onlarla yarış edemezdi. Cenova ve Venedik tahıl, baharat, silah, inşaat malzemesi ve köle ticaretini kontrol ediyor ve yürütüyorlardı.

Karadeniz’e Cenevizliler, Venedikliler, onlarla beraber Pisalılar, Floransalılar, Toskanalılar ve diğer İtalyan tacirler daha XII. yy’da girmeye başlamışlardı.1 Cenevizliler 1169 yılında İmparator Manuel I. Komnenus’tan kendileri için çok önemli olan Karadeniz’de ticaret yapma izni veren fermanı herkesten önce almayı başardılar. 1204 yılında Haçlılar Bizans Konstantinopolis’ini işgal edip, bütün İtalyan ticari kuruluşlarını ve depolarını yağmaladılar. Latin İmparatorluğu denilen -başkenti Konstantinopolis olan Haçlı devleti – yapının hüküm sürdüğü 1204-1260 döneminde İtalyan tacirler, muazzam vergiler yüzünden Karadeniz havzasında iş yapma imkânı bulamadılar.

1260 yılında, bütün bu süre boyunca Trabzon’da beklemiş olan Bizanslılar, İmparator Mihail Paleologos önderliğinde Haçlıları kadim başkentlerinden kovup Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurmayı başardılar.2 Bu başarılı askeri operasyon Ceneviz filosunun desteğiyle gerçekleştirilmişti ve daha 1261 yılında Ceneviz’le Mihail Paleologos arasında, fiili olarak Karadeniz havzasında ticaret yapma tekelini Cenevizlilere hediye eden bir antlaşma imzalandı.3 Nimfe Antlaşması adını alan (1261) bu antlaşma diğer İtalyan cumhuriyetleri için de bir miktar aradan sızma yolları bırakmıştı ve bu fırsattan faydalanmakta gecikmediler, Azak Denizi’nde Porto Pisano adını verdikleri bir yerleşim kurdular.4 Daha sonra 1265 yılında Cenova’nın gereğinden fazla güçlenmesinden endişe eden Mihail Paleologos, Karadeniz’i Venediklilere de açtı.5 Gene de Karadeniz havzası bölgesinde liderlik pozisyonu Cenevizlilerde kaldı.

Cenevizliler ana ticari yerleşimlerini antik Feodosya’nın bulunduğu yerin yakınında bir yere kurdular. Cenevizlilerin yerleştiği mevki Kefe (Caffa) olarak adlandırılıyordu. Bu isim Cenevizlilerin yerleşimin yerine de verildi.6 Özellikle, Kırım’da 7, önemli sayıdaki Çerkes mevcudiyeti bağlamında Caffa toponiminin Adige kökenli olması olasılık dahilindedir. Batı Çerkesya’da uzun süre bulunan James Bell, Pşad yöresinde bulunan bir Kvaff vadisinden söz eder.8 Tarihi Çerkesya toponiminde Caffa’ya çok yakın bir dizi örnek vardır.9 Çok sayıda Cenevizli tarihçi, Kefe’nin kuruluşunu 1266 yılına tarihlemektedir. En baştan itibaren Kefe’nin ticari-ekonomik partnerlerinden birisi Zihya (Zichia) oldu. O tarihlerde Çerkeslerle meskûn olan Tana (Azak) ile Sebastepolis (Sohum) arasındaki sahada, XIII-XV. yy’larda 39 Ceneviz ticari yerleşimi vardı. Tüm bu yerleşimler, çoğunlukla da mahalleler, sahildeki Zih (Çerkes) yerleşim noktaları ve şehirlerinin içinde bulunuyordu. Zihya’daki Cenevizliler ve Venedikliler yalnızca yerel beylerin veya önderlerin izniyle yerleşiyorlardı; bunların ticari yerleşimleri, Zih önderlerine haraç ödüyorlardı ve dokunulmazlık hakkına (dominium directum) sahip değillerdi.10 Kefe, dokunulmazlık hakkına sahip yegâne Ceneviz yerleşimi idi. Bu özel durum Kefe’nin pozisyonuyla ilgili idi. Doğu Kırım zaten Çerkesye sınırları dışında idi, ama henüz Tatarya’nın parçası değildi. Ve Kefe yönetimi Tatarlara karşı Çerkeslere, Çerkeslerle bir sıkıntı olduğunda da Tatarlara dayanarak siyasi manevra yapmak gibi istisnai bir imkâna sahipti. Yüksek ekonomik önemlerine rağmen Ceneviz yerleşimlerinin siyasi-hukuki statüleri oldukça düşük bir düzeydeydi ve mahiyet itibariyle yabancı topraklarda bulunan yerleşimler idi.

Bir sıra Ceneviz yerleşiminde Kefe’nin resmi temsilcisi bile bulunmuyordu. Mesela Kerç Boğazı’nda işgal ettiği yer ve barındırdığı nüfus bakımından Zihya’nın en önemli şehri olduğu halde Matrega’da konsolos yoktu. Filipp Brun, burada Ceneviz konsolosunun bulunmayışını Matrega’nın Zih beyine bağımlı olmasıyla açıklıyor.11

İçinde çok sayıda Cenevizli barındıran diğer önemli şehirler Mapa (Mara, bugünkü Anapa), Batiyar (Batiar, bugünkü Novorossiysk) ve Kopa (Sora, bugünkü Slavyansk –na-Kubani) doğrudan doğruya Zih feodallerine bağımlı idiler ve buralarda da Kefe naip-konsolosu bulunmuyordu.

Don’dan Kuban’a uzanan tüm saha, üzerinde bulunan İl Peşe (İl Pesce), Kopa (Copa, Locopa) veya Kopario (Copario), Santa Kruçe (yerel adı bilinmiyor), Bakinahi (Bachinachi) veya Balzimahi (Balzimachi), San-Corcio (San-Giorgio) ve Lotar (Lotar) gibi liman ve yerleşimlerle birlikte Çerkes beylerinin hâkimiyetinde idi. Bunların adları İtalyan kaynaklarında duruyor: Belzebuk (Belzebuc), Parsabok, Biberd, Kertibey, Petrezok (Petrezoc) vb… Matrega ve tüm Taman yarımadasında XV. yy. ortalarında Kostomoh (Costomoch) ve Kadibeld (Cadibeld) adlı Zih beyleri hüküm sürmüştü. Bunların topraklarının Zihya içlerinde nereye kadar uzandığı bilinmemektedir. Ayrıca, Çerkes (Zih) beyleri Doğu Kırım’da da mülk sahibi idiler. Bu beylerden belgelerde rastlanan bazıları: Papa XXII. İoann ile yazışan ve Katolik dininin gayretkeş mümini, 1320’li yıllarda Vosporo (Vospero, Çerkio veya Kerç) hâkimi Verzaht (Verzht), 1330’lu yıllarda Vosporo hâkimi ve Katolik dinine girmiş Millen.13 1379’dan 1386’ya kadar Altınordu’nun Kırım naibi de Zihiy-Gerkesiy. Carkas (Jarkas), Çerkes-bek adlarıyla maruf gene başka bir Zih veya sarayı Solgat’da (Solhat) bulunan Jankasius-Zih (Jhancasius-Zich). Kendisi Mamay taraftarı idi ve 1379 yılında Kefe yönetimini Kulikovo sahrasında yapılan savaşta Mamay’ı desteklemek üzere milis gücü seferber etmeye zorladı. 1380 yılında seferberliği reddeden koloni yönetimini cezalandırmak üzere Kefe okrugunun 18 köyünü yağmaladı. Mamay’ın ölümünden sonra Toktamış döneminde de mevkiini korudu. Kefe ile Altınordu arasındaki anlaşmada imza onundur. Bu anlaşmanın 6. maddesine göre daha önce ilhak ettiği o 18 köyü iade etmeyi taahhüt ediyor. Çerkes-bek veya Jankasius-Zih, Altınordu’nun Mamay ve Toktamış gibi birbirine o derece düşman iki yöneticisi zamanında naiplik postunu korumuş olması onun ne derece bağımsız olduğunun kanıtıdır.14 Çerkes-bek’ten (Jankasius-bek), Verzaht’tan, Millen’den başka, Çerkesya ile sınırdaş bir yöreden öne çıkan bir bey daha biliniyor. 1358 yılı civarında Tana’da Altınordu’nun naibi olarak Sihabey’in (Zihabey) adı geçiyor. İtalyan belgesinde şöyle tarif ediliyor “Egregius et potens vir Sichabey, dominus Tane.”15 Kopa 1440 yılında Zihya’nın batı vilayetlerinin beyleri arasında en kıdemli olduğu anlaşılan  Uzdemiroko (L’sdemoroch) adlı bir bey tarafından yönetiliyordu (L’sdemoroch Dominus Jeticorum). 1471 yılında adı geçen Petrezok Bey de aynı yüksek unvanla anılıyor. Kopario’da XV. yy. boyunca Berzebuh (Dominus Coparii Berzebuch), büyük otorite sahibi zevcesi Borunda (Domina Borunda), oğulları Kambelot’un (Cambelot) adları geçiyor.

Matrega’da XV. yy’da önce nüfuzlu Bika-Katon’un (Tatarca prenses anlamına gelen Bike hatun olsa gerek-ç.n.) babası olan Berezok (Berozoch) adlı birisi hüküm sürmüştü. Bika-Katon’dan iktidar Vikkentiy de Gizolfi ile evliliğinden olan oğlu Zakkaria de Gizolfi‘ye (Zaccaria de Ghisolfi) geçti. Fakat o süzereni (hamisi) ve muhtemelen anne tarafından akrabası olan Kadibeld ve Kostomoh’un kuklası haline gelmişti

Kadibeld 1457 yılında Gizolfi’yi Matrega’dan kovdu, ama bir süre sonra dönmesine izin verdi.

Roma Papası XXII. İoann’ın, Vosporo’da (Kerç) misyonerlik yapan peder Françesko di Kamerino tarafından Katolik dinine döndürülen Çerkes beyi Verzaht’a yazdığı mektubun tarihi 1333’tür.Papa, Verzaht’a Katolikliğin yararına olarak gösterdiği “gayret” için teşekkür ediyor.16 Millen Bey’in de Katolikliğe geçtiği haber veriliyor.17 Öyle anlaşılıyor ki, Katoliklik inancı ciddi başarı elde etmiş. XV. yy.. başında Çerkeslerin Matrega’da ikamet eden bir başpiskoposluk ve iki piskoposluk kürsüsü vardı. 1349 yılında Çerkesya’ya gelen ilk Katolik piskopos olan Fransisken İoann köken bakımından bir Çerkes aristokratı idi.18 1346’da Roma’da bulunduğu sırada Papa VI. Klement tarafından Piskopos mevkiine getirilmişti.19

Çerkesler ve Cenevizliler arasındaki karşılıklı ilişkiyi anlatan bir keyfiyet de Kefe’de bile, orguzii (orgusii) denilen mevcut yegâne askeri birlik, Çerkes paralı askerlerden oluşmakta idi. Bu Çerkesler şehrin atlı polis teşkilatını oluşturuyor ve hatta ufak ticari işler yapmalarına imkân veren dolgun maaşlar alıyorlardı. Filipp Brun, “Tüzükte onların da Kazak olarak adlandırıldıkları, oysa bu terminle ne Rus ve ne de Tatarların kast edilemeyeceğinden” hareketle bu orguzilerin Çerkes olduğu kanaatindedir.20 Bununla ilgili olarak Edmund Spencer’in gözlemi dikkate değer: “Muhtemeldir ki, asırlar boyunca yarı askeri, yarı haydut yaşam tarzı süren ve bir zamanlar Mısır ve Türkiye sultanlarına, Kırım hanlarına muhafızlık yapan Çerkesler, çevre halklar tarafından, bu yaşam tarzına sahip her halka verilen bu isimle (Kassack) biliniyorlardı.”.21 XIII-XV. yy’ın bir özelliği Çerkeslerin orta Dnepr boyuna (Zaporojya) kitlesel göçleridir. Bundan dolayı o yöre Çerkasiya olarak adlandırılmıştı.22

209 yıl süren tüm Ceneviz-Çerkes ilişkileri dönemi boyunca, Zihya (Çerkesya) beyleri, Kefe konsolosları veya Ceneviz makamları tarafından başlatılmış tek bir silahlı ihtilaf yoktur. Böyle bir “barışseverlik” her iki taraf için de geçerli muazzam bir ticari çıkar ilişkisinden kaynaklanıyordu. Çerkes beyleri mantalite olarak tüccarlık mesleğini hakir görürken, Cenevizliler için bu iş tüm hayatlarının varlık sebebi idi. Onlar, kendilerinden önce ve sonra da yabancıların doldurduğu, Çerkesya’nın bu sosyal nişini organik bir şekilde dolduruyorlardı.

Zihya’da Cenevizli mevcudiyetinin en önemli veçhelerinden biri, köle ticareti ve Memluk Sultanlığı için asker sevkiyatında aracılık etmekti. Karadeniz sahilinin kuzeyinden ve Çerkesya’dan Mısır’a köle ihracatı geç Eyyubiler döneminde geniş boyutlara ulaştı.23 Daha sonra, 1262 yılında Sultan I. Bibars (1261-1277) İmparator Mihail VIII. Paleologos ile (1259-1282) Memluklara Karadeniz’e serbestçe giriş imkânı tanıyan bir anlaşma imzaladı.24 1262 yılında Sultan Kalaun (1289-1290) da Mihail VIII. ile benzer bir anlaşma imzaladı.25 Kefe’de köle satın alımıyla ilgili olarak özel bir sultanlık acente bürosu –tuggar al–khas- kuruldu. Bizans, Ceneviz-Memluk ittifakına karşı duracak durumda değilken, Roma Papalığı ve Kıbrıs kralları tarafından bu yönde bazı girişimler oldu. 1311 yılında Viyana’da Papa Klement V. ve Kıbrıs kralı Henrih II. de Luzinyan arasında, Karadenizli kölelerin Mısır’a sevkine engel olmak amacıyla ortak hareket etmeye dair bir antlaşma imzalandı. Şarl Verlinden’in işaret ettiği gibi bu birlik, Memluklardan ziyade Cenevizlilere karşı kurulmuştu.26 Luzinyanlar, Cenevizliler ve tüm diğer Hıristiyan tacirlerin Mısır’a köle sevkine 1317, 1323, 1329, 1338 ve 1425 yıllarında müdahale edebildiler, ama bu hareketlerin etkililiği çok sınırlı oldu. Sonuçta Cenevizliler Karadeniz köle pazarının önemli bir payına sahip olmaya devam ettiler. 1379 yılında Ceneviz ve Bahri Memluk sultanı Hacci I. (çocuk yaştaki Kalaunid’in sultanlığı döneminde fiili yönetici Çerkes emiri Barkuk-Barquq idi) arasında Memluk takviye sevkiyatını düzenleyen yeni bir anlaşma daha imzalandı. Emmanuel Piloti yalnız bir yıl (1420) içerisinde Kahire sultanının Kefe’den 2000 köle aldığını söylüyor. Piloti, kâr hırsıyla Memlukların askeri gücünü artıran Cenevizlilerin bu tutumundan şikâyet etmektedir. Cenevizlilerin taşıdığı Karadenizli kölelerin milliyetinden bahsederken Em. Piloti Çerkesler (Cercassi), Ruslar (Rossi) ve Tatarları (Taitres) sayıyor.27

1431 yılında Sultan Barsbay, Kefe yönetimi ile kendi acentelerinin bu şehirde edinecekleri köleleri gümrüksüz olarak ihraç etmesine imkân veren bir anlaşma yaptı.28 1432 yılında Filistin ve Suriye’yi ziyaret eden Burgundili aristokrat Bertrandon de la Brokvier, Sultan Barsbay’ın Kefe temsilcisi olan Cenevizli Centile İmperiale’ye Şam’da rast geldiğinden bahseder.29 Cenevizlilerin, Çerkesya’da olduğu gibi, Mısır Çerkes aristokratları için de aynı şekilde ticari acentelik rolünü oynamış olmaları dikkate değer.

Ayakta kaldığı tüm dönem boyunca Ceneviz Kefe’si (1266-1475), Memluk Sultanlığı ordusu için yeni asker sevkiyatının serbest şekilde gerçekleştirildiği bir nakliye noktası olmuştur. Çerkesya ve Cenova’nın stratejik ortaklığına düzenli olarak gölge düşüren yegâne şey, kıyı Çerkesya’sında (Alba Zichia) kimseye bağlı olmayan başına buyruk toplulukların gerçekleştirdiği deniz korsanlığı idi. Kefe konsoloslarının Çerkesya beyleriyle yaptıkları çok sayıda anlaşma dağlılar tarafından muhakkak ihlal ediliyordu. Batı Kafkasya dağlıları -Zihler, Kerketler, Aheyler ve Heniohlar- daha antik çağlardan beri korsanlıklarıyla ünlü idi.30 Zih korsanlarının en aktif oldukları yer, Kefe için stratejik öneme sahip bir yer olan ve Kefelilerin Kopa’ya veya Batiyar’a giden galyotların yolu üzerindeki boğaz bölgesi idi. Bir defalık bir vurgun bazen 50000 asper (12-17. yy. arasında Doğu Akdeniz’de dolaşımda olan bir çeşit Türk ve Mısır gümüş parası-ç.n.) tutarını bulabiliyordu.31 Kefe’nin, antik çağlarda olduğu gibi kıyı Zihya beyleriyle bağlantılı olan korsanları cezalandıramaması, bazen ticareti tamamen durma noktasına getiriyordu. Kefe yönetiminin korsanlarca el konulan malları geri alabildiği tek bir olay malumumuzdur. Kefe’de çalışan bir noterin nisan ve mayıs aylarına ait kâğıtları arasında, sahip olduğu toprakları Gürcistan ve Mingrelya üzerinden Karadeniz’e uzanan İran Moğol hükümdarı Argun-han’ın galyotlarından birine kumanda eden deniz yüzbaşısı Vivaldo Lavacio’nun bir kontratına raslanmıştır.32 Buradan anlaşılıyor ki, Argun-han, Karadeniz sahilindeki topraklarının Zihlerin saldırılarına karşı korunmasını istemektedir. Cubga (Dchubg) körfezinde Lavacio, daha önce yerli korsanların Ermeni ve Grek tacirlerin gemilerinden ele geçirdikleri malları geri alabilmiştir.33

Literatürde geniş olarak tekrarlanan diğer iki epizod, bu mesleğin Zihya’da kazandığı siftah temposu hakkında bir fikir vermektedir. 1298-1463 döneminin Bizans tarihi yazarı Laonik Halkokondil, 1458 civarında Zihlerin Artabil adlı birisinin önderliği altında, o dönemde Trabzon şehri ve çevresinden ibaret olan Trabzon İmparatorluğu’na saldırdığından bahseder.34 Çerkes korsanların 1572’deki akını da en az bu boyutlarda idi. İran’daki Venedik elçisi Vinçenzo di Alessandro, 25 Temmuz 1572 tarihinde Konya şehrinden yazdığı raporda “Çerkeslerin 24 gemi ile gelerek buradan 300 mil uzaktaki tüm sahil köylerini yağmaladıklarını, Türk bağlarını yıktıklarını ve çok sayıda insanı kılıçtan geçirdiklerini, kadınları esir aldıklarını, bütün eşya ve mallarına el koyduklarını, bunun sonucu olarak bu şehre de (Konya-S.H.) geleceklerinden korktuklarını” anlatmaktadır.35 Trabzon’da yörenin savunması için 6 adet silahlı galyot donatılmıştır. Sultan Selim’in emri üzerine (II. Selim kast ediliyor) galyotlar limandan çıkmayacaklar, yalnızca şehri savunacaklardır, zira Çerkeslerin daha fazla gemi ile geleceklerinden korkulmaktadır. Elçi şöyle devam ediyor: “Oysa bana Gürcistan ve Çerkesya yolu üzerinden gitmem emredilmişti, ama bu korsanların korkusundan geri döndüm”.36 Her ne kadar 1572 yılına ait bu son epizod kronolojik olarak ele aldığımız dönemin sınırları dışına taşıyorsa da, bunun XV. yy. için de tipik bir resim olacağını kuvvetle tahmin ediyoruz.

Ceneviz-Çerkes ilişkilerinin ruhu ve karakterini, Kopario hâkimi olan Belzebuk ve Parsabok’un tarihi fevkalade güzel bir şekilde sergilemektedir. XIII. yy. sonunda çok sayıda Cenevizli tacirin yerleştiği Kopario’nun uzun bir tarihi vardı. Antik dönemde burada içerisinde bir Helen ticari yerleşimi de olan oldukça önemli bir Sind şehri vardı.37 XII. yy’da Koparioluların Konstantinopolis’te aynı adı taşıyan bir fondakoları (ticari han) vardı.38 Kuban ağzından 28 İtalyan mili mesafede bulunan Kopa veya Kopario, Matrega’dan sonra Zihya’nın ikinci en büyük şehri idi. Her yıl nisan-mayıs döneminde burada çok büyük bir panayır düzenlenirdi. Aynı zamanda Kopa, yerel Zih beyleri arasında paylaşılamayan bir yer olması hasebiyle, sakin bir yerleşim yeri olmaktan uzaktı.39 Matrega’da olduğu gibi Kopa’nın birçok sakini de Kefeli kreditörlere borçlu idi. Kefe konsoloslarının alacaklarını tahsil edememeleri veya borçlularını tutuklayamamaları, yerel hâkimlerin kendi vatandaşlarını ve müşterilerini korumaya her daim hazır olmalarının bir sonucuydu. Ayrıca birçok Zih aristokratı da Kefe’ye büyük meblağlar borçlu idiler ve yıllarca borcu geri ödeyeceklerini vaat etmekle yetiniyorlardı.

Kopa beyi Belzebuk, XV. yy’ın tüm 60’lı yılları boyunca devamlı olarak tüm borçluları tutuklayıp Kefe’ye yollamayı vaat etmiş, ama sonuç olarak bu sözünü yerine getirmemiştir. 1470 yılında borcunu ödemeyi de kategorik olarak reddetti, bu durumda legal olarak Kefe’de görünmesi imkânsız hale geldi, çünkü hem yetkililer ve hem de kreditörler ona karşı son derece düşmanca duygular besliyorlardı. Borçlarla ilgili olarak uzun süre devam eden dava, durumu Kefe ve Kopa bölgesinin Zihlerini silahlı bir çatışmanın sınırına kadar getirdi. 1471 yılında Kefe yönetimi, Kopa’ya giden ticari gemilerin korunması için bir hafif kadırga silahlandırdı. Bu, Kopa ile Kefe arasındaki ilişkileri daha da bozdu. Ticari kervanlara saldırılar, kısmen Berzebuk Bey’in bunların korunmasıyla artık ilgilenmemesi nedeniyle daha da sıklaştı.

Kefe idaresi, olağanüstü tedbirler almak zorunda kaldı ve tüm Ceneviz cemaatine Kopa ile iş yapmayı yasakladı. 18 Mayıs 1471 tarihinde konsolos ve muhasebeciler, Cenova’daki San-Corcio bankasına şu haberi veriyorlardı: “Büyük zararlar ve Zihlerin her yıl Kopario’da tacirlerimize ve vatandaşlarımıza yönelik tehditlerine gelince, bu yıl bu Zihlerle şöyle veya böyle bir anlaşmaya varılana kadar, kimsenin oraya gitmesine izin vermeme kararı aldık.”40 Kefe yönetimi bu bir nevi boykotla Belzebuk’u borç yükümlülüklerine uymaya zorlamayı umuyordu. Bir süre sonra -hâlâ 1471 yılındayız- konsoloslar, Zihlerin Kopa’da tuz kıtlığı çekmeleri sayesinde çözüme ulaşıldığını açıkladılar. Bu ürün geleneksel olarak, yabancı tacirler, bu durumda da Kefe’li Cenevizliler tarafından tedarik ediliyordu. Tuzun yokluğu, Kopa sakinleri için hem ana gıda maddesi ve hem de ihraç ürünü olan balığın işlenmesini imkânsız hale getiriyordu.

Takip eden olaylar, idarecilerin hesaplarında yanılmadıklarını gösterdi, zira daha San-Corcio bankası reasürans kuruluna yazdıkları, stratejilerini anlatan mektubu imzalamadan, Zihya’ya gönderdikleri elçi Kavalino Kavallo, Kefe’ye döndü ve Zih beyleriyle yeni bir anlaşma yaptıklarını söyledi. Kefe konsolosu Oberto Skvarçiafiko, bu konuyla ilgili olarak Cenova’ya şu haberi verdi: “Her şeyi bizim isteklerimize göre ayarlamayı ve Biberdi Bey ve Zihya beyi Petrezok ile ve keza, Kopario beyi Belzebuk ve eşi ile bir sözleşme yapmayı başardı”.41 İkinci Kefe elçisi, Filippe Kiavroia da (Philippo Chiavroia) aynı şekilde hemen Cenova’ya “Yerel Zih ve Kopa beyleriyle tacirlerimiz için çok avantajlı anlaşmalar yapıldığını” müjdeliyordu.42 Böylelikle Ceneviz elçisi, çok muhtemelen büyük bir Zih grubunun üst düzey yöneticisi olan Petrozok ile, belgede nerenin hâkimi olduğu belirtilmeyen Biberd Bey ve Kopa hÂkimi Belzebuk Bey’le bir anlaşmaya varabilmişti. 1471 yılına ait iletide adı geçen Biberd, 1452 yılı civarında Yosafat Barbaro’nun söz ettiği Çerkes beyi Biberd ile karşılaştırabilir.43

Anlaşmaya varılır varılmaz birçok tekne hiç beklemeden Kefe limanından Zihya’ya hareket etti, Kefe idaresi de bir temsilcisini Kopa’ya yolladı.

Yukarıda sözü edilen anlaşmanın doğurduğu iyimserliğin erken olduğu görüldü. Gene bir Kopa hâkimi olarak tarif edilen, muhtemelen yukarıda sözü edilen Belzebuk’un hamisi veya eş hâkimi olan Parsabok isimli biri Kefeli Cenevizlilerin mallarına el koydu. Zarara uğrayanlar arasında yüksek mevkiden Gregorio De Marini adlı bir şahsiyet de vardı. San-Ciorcio reasürans kurulu, Kefe konsoloslarına, mağdurların tüm zararlarını tazmin etmek için ellerinden geleni yapmaları talimatını veriyordu, ama aynı zamanda Zihya’ya daha fazla ambargo uygulamayı da yasaklıyordu. Cenevizliler Parsabok’la müzakere yapmaya mecbur kaldı. Bu beyin yörenin gerçek efendisi olduğu anlaşılıyor. Anlaşmayla ilgili olarak reasürans kurulu 15 Aralık 1472 tarihinde Kefe konsolosuna şöyle yazıyordu: “Kopa beyi Parsabok ile tarif ettiğiniz şartlarda yapılan barış anlaşmasını faydalı buluyoruz…”45

Bu konu ile ilgili yazışma bir sonraki yıl da devam etti. 30 Temmuz 1473 tarihinde reasürans kurulu, Kefe konsolosuna şöyle yazıyordu: “Zihya Beyi’nden haber aldığınıza ve tacirlerimizin kârlı işler yapma umuduyla Kopa’ya hareket ettiklerine çok sevindik”.46 Görüldüğü gibi, Çerkesya ile ticaret o kadar önemli idi ki, riske rağmen Cenevizliler mevcut sıkı ilişkilerini korumaya çalışıyorlardı. Bir süre sonra Parsabok, Kefe ve Ceneviz için nahoş bir sürpriz daha yaptı. Tekneleriyle kendisine tüm gerekli malzemeyi taşıyan Kefeli birisiyle gizli bir işbirliğine girerek Kopa’da kendisine bir şato inşa etti. Reasüranscılar ona yardım edenleri lanetlediler.47 Şatonun inşası Parsabok’un hemşerileri üzerinde hiçbir etki yaratmadı, çünkü Çerkeslerin zihin dünyasında şato veya kale inşa etmek zayıflık belirtisi sayılıyordu. Ama Kefe sakinleri üzerinde bu şato moral bozucu bir etki yarattı. Kefe idarecileri Biberd ve Kopa’ya komşu diğer Zih beyleriyle ilişki kurarak, Parsabok’un güçlenmesinin yalnızca Ceneviz ticareti için değil, Zihya’nın istikrarı için de tehlike olduğunu ileri sürerek, onları Parsabok’a karşı doldurmaya çalıştılar. Kefe idaresinin bu provokasyonun ne sonuç verdiğini bilmiyoruz. Parsabok’un yarattığı örnek, San-Ciorcio bankasının Karadeniz’deki tüm Ceneviz yerleşimlerine hitaben özel bir kararname yayınlamasına sebep oldu. Bu kararnamede, Pont’un (Karadeniz) yerel hâkimlerinin kale yapmak için kullanabileceği taş, inşaat kerestesi, demir ve tüm diğer malzemenin satışı veya nakliyesi yasaklanıyordu.

Aynı kararnamede tüm Ceneviz vatandaşlarına Parsabok ve onun himayesindekilerle ticaret yapmayı yasaklayan bir madde vardır. Bu kararname bizzat Kefeli Cenevizliler tarafından anında ihlal edildi, çünkü Zih ticareti tüm güçlüklerine ve tehlikelerine rağmen ziyadesiyle karlı idi. 48

Zihler, Cenevizliler tarafından yiğit ve aynı zamanda hilekâr bir kral kavmi olarak algılanıyordu. Venedikli Yosafat Barbaro, Zihlerin savaşçı ve hilekâr olduğunu yazıyor. Kefe ve Cenova arasında 1473 yılı yazışmalarında Zihler “hilekâr” etiketiyle yaftalanıyor.49 Kefe tüzüğünde Tana surlarının Çerkesya tarafının güçlendirilmesi için mecburi bir kesinti ödeme kuralı vardır.50 Çerkesler ve Ruslar üzerine akın yapma cüreti gösteren Tatarlar, Ambroco Kontarini nezdinde “delilik derecesinde cesur” nitelemesine lâyık görülüyordu.51 Tatarlar çok gerekmedikçe Çerkesya’ya gitmezler ve Kırım’dan Astrahan’a giderken Çerkesya’nın etrafından dolanırlardı (intorno apreso la Circassia).52 XV. yy’ın tüm son çeyreği boyunca Çerkesya’da yaşayan Cenevizli Corcio İnteriano, Çerkeslerin Kırım’a devamlı olarak akın düzenlediklerini yazıyor ve şu tespiti yapıyordu: “Bir avuç Çerkes bütün bir İskit (Kırım Tatarları kast ediliyor-S.H) kalabalığını kaçmak zorunda bırakıyor, çünkü Çerkesler çok daha atik ve silahları daha iyi, atları daha iyi ve zaten kendileri de daha fazla cesaret gösteriyorlar”.54 Mısır’daki Çerkesler hakkında İnteriano, “Dünyanın en büyük hâkimleri” ifadesini kullanıyor.55 Çerkesler hakkındaki görüşlerini İtalyanlar XVII. yy’da da değiştirmediler. 1624-1634 yılları arasında Kırım’daki Dominiken misyonunun başı olan Emiddio D’Askoli, şöyle yazıyor: “Çerkesler kan asaletiyle övünürler, Türkler onları asil, atlı savaşçı anlamına gelen Çerkes spaga (sipahi-ç.n) adıyla anar ve büyük saygı gösterirler”.56 Cenova ve Zihya arasındaki karşılıklı ilişkilerin niteliğini anlatan bir durum da 1462 yılında Belzebuk Bey’le “pro conducendis populis”, yani asker kiralama üzerine bir konvansiyon imzalanmasıdır.57 Son Trabzon imparatoru David, Burgundi dükü Filipp’e yazdığı 22 Nisan 1439 tarihli mektupta, Osmanlılara karşı hazırladığı Haçlı seferinde Zihleri kendi müttefiki olarak gösteriyor.58

Karadeniz havzasındaki o dönem uluslararası ilişkiler sisteminde Çerkesya’nın işgal ettiği özel önem, başka bir ciddi vaziyetle de ilişkiliydi. 1071 Malazgirt yenilgisinin sonucu olarak Selçuklular Anadolu’nun tüm tarım topraklarını işgal ettiğinde ana tahıl tedarik kaynaklarını yitiren Konstantinopolis için Zihya, Bizans İmparatorluğu’nun başta gelen tahıl tedarikçilerinden birisi olmuştu. Aynı dönemden itibaren Zihya’dan tahıl ithali güney Karadeniz sahilindeki Bizans şehirleri için de hayati önemi haiz hale geldi. Trabzon İmparatorluğu (1204-1461) toprakları üzerindeki Ceneviz yerleşimleriyle birlikte, geleneksel tarım periferisini Heriana (Şiran-ç.n.) ve Paypert’in (Bayburt-ç.n.) buğday tarlalarını Selçuklu ve Osmanlı emirliklerine kaybetmişti. Bu nedenle, Trabzon ve Konstantinopolis’i besleyen belli başlı tahıl ambarlarından biriydi.⁵⁹

(Devam edecek)

(www.aheku.org)

 

Çeviri: Uğur Yağanoğlu


Kaynakça:

  1. Карпов С.П. Strässle, P.M. Der Internazionale Schwarzmeerhandel und Konstantinopel 1261—1484 im Spiegel der sowjetischen Forschung. Bern, etc., 1990 // Византийский временник. -М., 1992. -С. 192. -Т. 53.
  2. Кация Р.Н. Италийские колонии на черноморском побережье Кавказа и их взаимоотношения с местными народами (конец XIII—XV вв.). Автореферат диссерт. на соиск. к. и. н. -М., 1985. -С. 13. 3. Ковалевский М.М. К ранней истории Азова // Труды двенадцатого археологического съезда в Харькове. 1902 г. -М., 1905. -С. 152. -Т. II.
  3. Григорьев А.П., Григорьев В.П. Коллекция золотоордынских документов XIV века из Вене ции. СПб.: -Изд-во С.-Петерб. ун-та, 2002. -С. 48—49.
  4. Ковалевский М.М. К ранней… -С. 157—158, 160.
  5. Устав для Генуэзских колоний в Черном море, изданный в Генуе в 1449 году. Латинский текст с переводом и примечаниями В. Юргевича // Записки Одесского общества истории и древ ностей. -Т. V. -Одесса, 1863. -С.808—809; Atti della Società Ligure di Storia Patria. Vol. VII: Codice diplomatico delle colonie Tauro-Liguri durante la signoria dell’Ufficio di S. Giorgio (1453—1475). Tomo secondo, ordinato ed illustrato dal socio p. A. Vigna. Parte II. Genova, 1879. P. 676. Далее ссылки на это издание -ASLSP.
  6. Зевакин E.C., Пенчко Н.А. Очерки по истории генуэзских колоний на Западном Кавказе в XIII и XV веках // Исторические записки. 1938. -Т. 3. -С. 103—104.
  7. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 95.
  8. L’officio dei quattro borghesi di Caffa chiede pur egli la rimossione del suddeto vescovo e sollecita spedizione di grano. 1455, 6 settembre. (Filza di Caffa, n. 07) // ASLSP. Vol. VI: Codice diplomatico delle colonie Tauro-Liguri durante la signoria dell’Ufficio di S. Giorgio (1453—1475). Tomo primo, ordinato ed illustrato dal socio p. A. Vigna. Genova, 1868. P. 368.
  9. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 95.
  10. Брун Ф. Черноморье. Сборник исследований по исторической географии Южной России. Ч. II. Одесса, 1880. -С. 232—233.
  11. Pubblici, L. Dal Caucaso al Mar d’Azov: l’impatto dell’invasione mongola in Caucasia fra nomadismo e società sedentaria (1204—1295). Firenze: Firenze university press, 2007. P. 51—52. 13. Колли Л. Каффа в период владения ею банком св. Георгия (1454—1475) // Известия Таври ческой Ученой Архивной комиссии. -№47. -Симферополь, 1912. -С. 86. 14. Viaggi fatti da Vinetia, alla Tana, in Persia, in India, et in Costantinopoli: con la descrittione particolare di città, luoghi, siti, costumi, et della porta del gran Turco: & di tutte le intrate, spese, & modo di gouerno suo, & della ultima impresa contra Portoghesi. In Vinecia : Aldus, 1543. P. 16 (оборот). 15. Хотко С.Х. Черкесия и княжество Кремук на «Карте мира» (Mappamondo) Фра Мауро, 1459 г. // Вестник Адыгейского государственного университета. Серия «Регионоведение: филосо фия, история, социология, юриспруденция, политология, культурология». -Майкоп: изд-во АГУ, 2014. -Вып. 3 (144). -С. 96—101.
  12. Брун Ф. Черноморье. -С. 234.
  13. Зевакин Е.С. и Пенчко Н.А. Очерки… -С. 110.
  14. Kressel, R.Ph. The Administration of Caffa under the Uffizio di San Giorgio. University of Wisconsin, 1966. P. 390.
  15. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 109.
  16. Richieste presentate all’ufficio di san Giorgio da Zaccaria Ghizolfi, signore di Matrega, e risposte dello stesso, sulle mutue relazioni dei loro possessi. 1472, 13 aprile. Запросы, сделанные Захарием
  17. Адыгейский республиканский институт гуманитарных исследований имени Т.М. Керашева

де Гизольфи, сеньором Матреги, в управление банка Сан-Джорджио, и ответы на них, о взаимных имущественных отношениях. Документ 1015 // ASLSP. Vol. VII. Parte I. Genova, 1871. P. 844. 21. Хан-Гирей. Записки о Черкесии. -Нальчик, 1978. -С. 197.

  1. Толковый словарь адыгейского языка. Составители А.А. Хатанов, З.И. Керашева. Под ред. А.Н. Абрегова, Н.Т. Гишева. -Майкоп, 2006. -С. 449, 406.
  2. Байер Х.-Ф. История крымских готов как интерпретация Сказания Матфея о городе Фео доро. -Екатеринбург: Издат-во Уральского ун-та, 2001. -С. 215—216.
  3. Ферран. Путешествие из Крыма в Черкесию через земли ногайских татар, в 1709 году // АБКИЕА. -С. 110—111.
  4. ASLSP. Vol. VII. Parte I. P. 780.
  5. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 110.
  6. Брун Ф. Черноморье. -С. 234.
  7. Устав для Генуэзских колоний… // ЗООИД. Т. V. С. 804; ASLSP. VII. Parte II. P. 673. 29. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 111—112.
  8. Там же. -С. 112.
  9. Relazione del console e massari di Caffa all’ufficio di s. Giorgio sugli affari della colonia. 1471, 16 и 18 maggio. Filza di Caffa, n. 106. Доклад консула и массариев Каффы управлению (банка) Сан-Джорджио о делах колонии. 16—18 мая 1471 г. Документ 981 // ASLSP. Vol. VII. Parte I. P. 784. 32. ASLSP. Vol. VII. Parte I. P. 711.
  10. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 113.
  11. Rispondono a parecchie le ere del console e massari di Caffa su affari interni della colonia. 1472, 7 e 17 febbraio. Документ 1006 // ASLSP. Vol. VII. Parte I. P. 836.
  12. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 112—113.
  13. Nuovi ordini e commissioni dei Protettori al console o massari di Caffa. 1472, 15 dicembre. Документ 1038 // ASLSP. Vol. VII. Parte I. P. 883.
  14. Зевакин Е.С., Пенчко Н.А. Очерки… -С. 98.
  15. Commissioni, ordini ed istruzioni dei Protettori, in risposta a precedenti lettere dell’ufficio consolare di Caffa. 1473, 30 luglio. Документ 1072 // ASLSP. Vol. VII. Parte II. P. 57. 39. Kressel, R.Ph. The Administration of Caffa… P. 397.
  16. Брун Ф. Черноморье. -С. 234.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz