‘Sancak-Şerif’ veya ‘Deliberti’ (Çerkes bayrağının kökeni problemi)

0
1345

Özet: XIX. yy’ın 30’lu ve 40’lı yıllarında Kuzeybatı Kafkasya Adige halkı, artan dış tehdit arka planında hızlı bir siyasi konsolidasyon aşaması geçirdi. İlk defa olarak Kuran üzerine milli ant (Düşmanlığa son vermeye, savaş ve barış meselelerinde birlik olmaya dair), yasama meclisi (Üst mahkeme fonksiyonuna sahip), kolektif yürütme organı (Meclis), hariciye temsilciliği (Osmanlı İmparatorluğu’nda elçilik, Kafkasya’daki çarlık askeri liderliği ile müzakereler) gibi kurumlar teşkil edilmişti. Konsolidasyon sürecinin ifadesi, Adigelerce Sancak-Şerif olarak adlandırılan milli bayrağın kabulüyle oldu. Literatürde en yaygın kanaat, hem böyle bir bayrak yaratma fikrinin ve hem de bayrağın heraldik anlamlandırmasının fikir babasının tanınmış İngiliz diplomatı ve yayıncısı David Urquhart olduğu yönündedir.

1. Urquhart’ın rolüne bütünüyle karşı çıkmadan bu makalede, Sancak-Şerif’in bizatihi aşağıdaki Çerkes kaynaklarının analizini yapmaya çalıştık: Yerel heraldik gelenekler (anahtar sembollerin, okların ve yıldızların birlikteliğinin izine XIX. yy. ilk çeyreğinde Kabardey valisinin bayrağında ve keza 1672 tarihli Rusya “Tsarskiy titülyarnik”e (Çarlık unvanları albümü-ç.n.) dahil Kabardey arazisi armasında rastlanmaktadır); bizatihi Çerkes askeri-siyasi ittifakının yaratılmasının anlamı; bu ittifakın tam yetkili elçisi Seferbey Zanoko’nun rolü.

Son birkaç yıldır Adigey Cumhuriyeti devlet bayrağına olan ilgi arttı. Bayrağın 24 Mart 1992 tarihli “Adigey Cumhuriyeti (AC) Devlet Bayrağına Dair” 2 numaralı yasayla kabul edildiğini hatırlatalım. AC’nin devlet bayrağı çok geniş bir toplumsal kabul gördü, her yıl 25 Nisan’da Adigey’de, Karaçay-Çerkes’te, Kabardey-Balkar’da ve tüm dünyadaki Adige cemaatlerinde, Adige bayrağı gününün kutlanması bu kabulün ne kadar yaygın olduğunun kanıtıdır. Buna rağmen bu sembolün geçmişine dair tarihsel bilgi, çok düşük seviyede kalmaya devam ediyor. Mesela, Wikipedia’da konuyla ilgili açıklama tek bir cümleden ibarettir: “Bayrak Kafkas savaşı sırasında Britanyalı David Urquhart tarafından Çerkes sembolleri kullanılarak, Büyük Britanya’nın kurmaya çalıştığı Bağımsız Çerkesya’nın sembolü olarak 1836 yılında yapılmıştır”. (1)

İdeolojik ve komplo teorileriyle bağlantılı tarihi süreç algılarının yeniden canlandığı günümüzde, önerilen D. Urquhart’ın müellifliği meselesi, Britanyalı casusların “saf dağlılara” yutturduğu bir şey olarak Adige bayrağına saldırılmasına sebep oldu. “Atajukin” mahlası ardına gizlenen bir yazar, okuyucularını, Adige bayrağının Adigelikle ilgisi olmadığı gibi, Rusya İmparatorluğu’nun bir ideolojik düşmanı tarafından yaratıldığı fikrine inandırmaya çalışmaktadır. Makalenin açık şekilde provokatif karakteri, D. Urquhart’a yönelik bir dizi aşağılayıcı sıfatta kendisini göstermektedir: “XIX. yy’ın önde gelen Rus düşmanlarından ve Rusya’ya karşı enformasyon savaşının gerçek öncülerinden biri”, “Komplekssiz bir insan”, “Hakiki bir ‘beyaz derili’ vatansever”, “Klasik bir propagandist timsali”, “Harika çiçek” (pis kokulu), “Britanya ‘piar yönetiminin’ unutulmaz yıldızı”, “Britanyalı maceracı”. (2)

Komplo teorisindeki bir sonraki kırılma, tarihsel bir olgunun (burada Kafkas savaşındaki Çerkes direnişi) dış güçlerin müdahalesinin (bu müdahale devrin tüm şartları hesaba katılmadan analiz ediliyor ve hemen düşman, yıkıcı ve gizli olarak yaftalanıyor) bir sonucu olarak açıklanmasıdır. Açıktır ki, hayali İngiliz casusları (Çerkesya’nın denizden ablukaya alındığı koşullarda hiçbiri yakalanmamış ve teşhir edilmemişti), Rusya-Kuzey Kafkas ilişkilerinin karakterine, siyasi süreçlerin yoğunluğuna ve niteliğine can alıcı şekilde etki edemezdi. Çerkes halkı güçlü bir imparatorluğun ordularına karşı savaşmaya başladığı sırada, J. Bell, J. Longworth, D. Urquhart ve hatta İmam Şamil henüz dünyaya gelmemişlerdi. Bu açıdan Adige bayrağı her şeyden önce, bir vakıa olan devlet oluşumu sürecini yansıtan bir Adige sembolüdür.

Tanınmış Şarkiyatçı P. Henze bu konuyla ilgili olarak şu tespitte bulunuyor: “Sovyet tarihçileri, komplo teorilerine olan tüm bağlılıklarıyla Çerkes direnişini Urquhart ve ardından gelen, Rusya’nın Kafkasya’daki medeniyet taşıyıcı misyonunun tarihsel olarak kaçınılmaz olduğunu kabul etmek istemeyen küskün Türk paşalarından destek alan İngilizlerin bir eseri olarak takdim etmeye çalıştılar. Son İngilizin ayrılmasından sonra Çerkes kararlılığının azalmayıp, tam tersine artmış olması gerçeği, Sovyet gerekçelendirmelerinin yanlış olduğunun en iyi kanıtıdır” (3: 86).

K.F. Dzamihanov’un görüşüne göre Çerkes direnişinin dış politikada aldığı pozisyonlarda, İngilizlerin ideolojik etkisi ciddi bir faktör olmakla birlikte, bunu abartmamak gerekiyor (4: 19-20). J. Glizon, büyük ihtimalle D. Urquhart’ın kaleminden çıktığı anlaşılan “Çerkesya’nın bağımsızlık deklarasyonu”nun Çerkes askeri liderlerinin onayıyla yazıldığından şüphe edilemeyeceğinin altını çiziyor (5: 179). P. Henze, “Çerkeslerin mücadeleyi yürüttükleri ortamın büyük stratejik bağlamının farkında olduklarını “ belirtiyor. (3: 85-86). Mesela J. Bell şöyle yazıyordu: “Soçi prensi yaşlı Ali Ahmet, İngiltere’nin ve diğer Avrupalı düvel-i muazzamanın Yunanistan lehine işe karıştığını, oysa bu ülkenin hürriyet uğruna Çerkesya’nın yürüttüğü savaşın, süre olarak dörtte biri kadar bile savaşmadığını söyledi” (6: 69).

Bilimsel literatürde bağımsız Çerkesya bayrağının, Britanya’nın İstanbul elçiliğinde sekreter olup, en etkili siyasi analistlerden biri olarak kariyerine başlayan David Urquhart (1805-1877) tarafından yaratıldığı iddiasına sıkça rastlanmaktadır (7: 93). 1834 yılında D. Urquhart Çerkesya’ya kısa ama sonuçları bakımından önemli bir seyahat gerçekleştirdi ve orada Adigelerin askeri-siyasi liderleriyle görüştü (8: 49-50; 9: 28). Mütevazı siyasi makamına rağmen Urquhart, Britanya’nın Osmanlı İmparatorluğu ve “Doğu sorunuyla” ilgili dış politikasını temelden değiştirmeye yönelik siyasi hareketi örgütledi ve başkanlığını yaptı. Urquhart, İskoçya ölçüsündeki bir ülkenin kudretli bir süper devletin “bir milyon süngüsüne” karşı başarıyla direniyor olmasından büyük bir coşkuya kapılmıştı. Urquhart’a göre, Çerkesya gibi hiçbir zaman hiç kimseye boyun eğmemiş bir ülke, bir siyasi taviz olarak ele geçirilmemeliydi. Dağlıların yiğitçe direnişinden etkilenen Urquhart, “Rusya’nın hiçbir zaman Karadeniz Çerkeslerini fethedemeyeceğinden” emindir (10: 54-55). Bir önemli şartla, hürriyet ve adalete herkesten daha fazla değer veren İngiltere Çerkesya’ya dost elini uzatırsa.

Bazı Rus kaynaklarına göre D. Urquhart, Çerkesya’ya 1836 Haziran’ında üç adet birleşik Çerkesya bayrağı gönderdi. Urquhart bayrağa “Hürriyet” veya “Bağımsızlık” adını vermişti, Çerkesler de bayrağa Sancak-Şerif diyorlardı: “Geçen yılın Haziran ayında Davud Bey (Urquhart – S.H.) Şapsığlar, Natuhaylar ve Abadzehler için ortasında üç siyah oklu beyaz bir çember olan aynı renkte üç adet bayrak yollamıştı, söylediğine göre bunlar kralın Çerkeslere yolladığı bağımsızlık bayrağı idi” (8: 108-109). Karadeniz Kafkas hattı orduları kurmay başkanının rapor yazısında (Şubat 1839) “Bu bayrağa Deliberti adını verdiler” (8: 178). Deliberti adı belli ki, “Hürriyet” anlamına gelen “The Liberty” kelimesinden kaynaklanıyordu.

Sancak-Şerif adı “Kutsal sancak” anlamına gelir: Türkçe sancak, “bayrak”, “vilayet”, “devlet” anlamlarını içeriyor; şerif ise Arapça, eşraf, asil; şerifler de peygamber Muhammed’in soyundan gelenler anlamına geliyor. Dolayısıyla Sancak-Şerif ifadesini “Peygamber sancağı” olarak tercüme edebiliriz (11: 498). Böyle bir semantik yorum formel olarak tamamen doğrulanıyor, zira Osmanlı sultanı tüm Müslümanların başı, halife olarak “Peygamber sancağı” hediye etmeye yetkilidir. Bu bayrağın bir kutsal, dinsel mücadele sembolü olarak tasavvur edilmesi, gazavat düşüncesiyle bağlantılıdır (Arap geleneğinde peygamber Muhammed’in katıldığı savaşlar veya seferler böyle adlandırılır): XIX. yy’ın 20’li yıllarından itibaren Çarlık tecavüzüne karşı gösterilen direniş Çerkesler tarafından gazavat olarak adlandırıldı (12: 77, 311).

Hem D. Urquhart’ın 1834 yılında Çerkesya’ya yaptığı tek ziyaret ve hem de bunu takip eden İngiliz-Çerkes temasları, Osmanlı Türkiye’sindeki tam yetkili Çerkes temsilcisi Seferbey Zanoko (1789 Anapa – 1859 Yukarı Abin’deki Vordobgaç Vadisi) üzerinden ve bir ölçüde onun yönetiminde gerçekleştiriliyordu. En azından “Çerkesya elçisinin” izni olmadan D. Urquhart bu denli önemli bir işi üstlenmiş olamazdı. Sancak-Şerif’i Türkiye’den tanınmış savaş önderi Şuruhuko Tuguz’un yoldaşı, meclis vekili Hatajuk adlı birisi getirdi. Bayrak Nathokuace ve Şapsığ’ın başkadısı Hacioko Mehmed-Ali’nin köyünde muhafaza edildi (8: 117, 131).

Mehmed Hacı Ali-Efendi veya Molla Haciyuk, D. Urquhart’la müzakereleri yürüten kişi idi. J. Longworth onu “Devlet sekreteri” olarak adlandırıyor: “Rusya Nesselrod’la, İngiltere Palmerston’la öğünebilir, Çerkesya’nın da onlar gibi mükemmel bir madrabazlık ustası olan kendi Hacı-Oli’si var”. Longworth “Mehmed–Efendi’nin gerçek bir vatansever olduğunu” kabul ediyor (9: 105, 121-122). 1837 yılı nisanında bir Rus kaynağı Mehmed-Efendi’nin “Çerkesya’da Reis-Efendi’ninkine benzeyen bir siyasi rol oynadığını” belirtiyor (8. 108) (Arapçada reis-baş demek, Türkçede efendi-bir devlet adamı unvanı ve keza âlim anlamı taşır, burada Türkiye’nin dışişleri bakanı kastediliyor.-S.H.).

1. Spencer milli bayrağın ortaya çıkmasında D. Urquhart’ın rolü hakkında hiçbir şey söylemiyor, buna karşılık ilk bayrak örneğinin Osmanlı İmparatorluğu’nda yüksek bir statüye sahip bir Çerkes prensesi tarafından dikildiğini, bayrağın halk kongresinde göndere çekilmesi şerefinin de cesur önder Hirsis-Sultan-oğlu’na (Bu isim altında Cançat sülalesinden meşhur savaş önderi Hırtsız Ale veya Hırtsızıjiko Al’i anlamak gerekiyor) (13: 50) verildiğinin altını çiziyor. Demek oluyor ki, ilk Sancak-Şerif düşüncesi ve ortaya çıkışı Çerkes liderleriyle sıkı sıkıya ilişkilidir.

Adige bayrağının heraldik kökleri Kabardey valisi (kıdemli prens, пщышхуэ) Kuçuk Canhotov’un, üzerinde uçları yukarı dönük iki çapraz ok ve birleşik Kabardey’in sembolü olan üç yıldız bulunan sancağıyla ilişkilidir. (14: 142, рис. 4). Canhotov’un sancağı da 1672 tarihli “Tsarskiy titülyarnik” için çizilen “Kabardey arazisi” armasına dayanır (15: 49. Çok muhtemeldir ki, bu dönemde Rusya arazisindeki armaların derlenmesi işiyle Avusturya imparatoru tarafından Aleksey Mihayloviç’e yollanan Heraldmeister Lavrentiy Hureleviç (Kureliç) görevlendirilmişti (16: 218-219).

Paradoksal olarak, 1836 yılında muhtemelen Batı Adigelerinden bir prens tarafından İstanbul’da (Çok muhtemeldir ki, D. Urquhart’ın da katkısıyla) yaratılan bağımsız Çerkesya bayrağının kökeni, 1672 yılında Moskova’da çizilen Kabardey armasına dayanmaktadır.

Sancak-Şerif’in ilk varyantında oklar, belki armanın kendisinin yuvarlak formundan esinlenerek bir çember içine yerleştirilmiştir. Y. V. Pçelov “Tsarskiy titülyarnik”ten farklı olarak “Kabardey amblemi çok bariz heraldize karakteriyle diğerlerinden tamamen ayrılıyor; üzerinde açıkça heraldik biçime sahip bir kalkanın (hilal tasvirli) yer alması dikkate değer” diyor (15: 51). Söz konusu element bu heraldik cetveldeki sadece bir armada daha var, “Tur saltanı” armasında (Türk sultanı olsa gerek-ç.n.). Y.V. Pçelov şu tespitte bulunuyor: “Heraldik kalkanların ve ana amblemlerin benzerliği, Kabardey armasının esin kaynağının Türk arması olduğunu düşündürüyor. Burada çıkış noktası Kabardey’in, Türkiye gibi İslam dünyasına dahil oluşudur. Kabardey büyük ölçüde bağımsız olduğu için (yani diğer Altınordu hanlıkları gibi doğrudan Rus devleti bünyesine dahil edilmemişti), fiili olarak Rus çarlarının himayesi altında olan yegâne Müslüman toprağı idi. İşte bu durum armaya yansıtılmıştı” (15: 51-52).

“Kabardey arazisi” armasının ikinci unsuru olan kesişen okların kökenini Y. V. Pçelov açıklayamadı, fakat bu unsurun “İver arazisi hükümdarının” armasında mevcut olduğuna işaret etti. Araştırmacı, bu amblemin (kesişen oklar) Adige dünyasında “Titülyarnik”teki Kabardey ambleminin çizilmesinde bir ölçüde etkili olmuş Çerkasskiy prenslerinin sülalesinde de” var olmuş olabileceğine işaret ediyor (15: 52).

Kabardey eşrafıyla akrabalık ve siyasi ilişkilere sahip Seferbey Zanoko (Babası, Anapa şehrinin ve kalesinin kurucusu Mehmed-Girey Zan, Büyük Kabardey Valisi Atajuka Hamurzin’in öz dayısı idi (17: 370). Sancak-Şerif’in tasarlanması sırasında yerel heraldik tecrübeyi kullanmış olabilirdi. Kesişen oklar semantik (anlam yükü bakımından-ç.n.) olarak kutsal bir yerdeki antla ilişkili olabilir. Adigelerde andı kutsal bir yerde içme geleneği vardı. Bu seremoni sırasında taraflar anlaşmanın yıkılmazlığının işareti olarak ok kırarlardı. Ant içildikten ve anlaşma yapıldıktan sonra taraflar okları kırar ve sonra okları sözlerinin sağlamlığının işareti olarak Tatartup’a bırakırlardı (18: 136).

1. Zanoko bayrağın tasarlanmasına izin verebilecek yegâne yetkili Çerkes lideriydi. J. Bell, Seferbey’in İstanbul’a gidişinin kişisel bir şey olmadığını, önceden Çerkesya’nın çeşitli bölgelerini dolaşarak “Ülkeye dış devletlerden yardım sağlamak göreviyle elçi olarak tayin edilmeyi sağlamak için önderlerin ve etkili şahsiyetlerin” desteğini aldığının altını çiziyor (19: 174).

Türkiye’deki Rus elçisi Butenev Kafkas kolordusu kumandanı Baron Rozen’e yazdığı mektupta bu önemli keyfiyeti vurguluyordu: “Elinde (Seferbey kastediliyor-S.H.) yaklaşık 200 dağlı özdenin ve komutanın mührünü taşıyan yazılı bir yetki belgesi var” (8: 101). Seferbey’in Çerkesya’nın çeşitli bölgelerini dolaştığı dönem, anlaşılan 1831 yılı yazı ve sonbaharı civarıydı. O tarihte halkı konsolide etmek ve ant içmeye ikna etmek için Maykop’tan Büyük Zelençuk’a taşınan halk meclisi üyeleri arasında adı geçiyor (20: 79). S. Zanoko meclisin siyasi lideri idiyse, askeri lider olarak da Prens Aslambek Beslanov seçilmişti (20: 94). S. Zanoko Rus makamlarından gizli olarak 1832 ilkbaharında denizyoluyla Türkiye’ye geçti (21: 2-206).

Bir Rus kaynağına göre İngiliz elçisi Lord Palmerston, Konstantinopol’e “Türk hükümeti ve Türk başkentindeki İngiliz temsilcileriyle müzakerelerde bulunmak üzere on iki Kafkas kabilesinin starşinalarının yetkilisi sıfatıyla gelmiştir: Müzakerelerin gidişatı hakkında Ponsonbi Bell’e bizzat yazmıştır” (22: 103). Sefer-Bey’in temsilcisi olduğu bu ittifak aşağıdaki on iki bölgeden müteşekkildir: Natuhaç, Şapsığ, Abzeh, Bjeduğ, Temirguy, Hatukoy, Makoş, Besni, Başilbay, Teberdeh, Braki ve Karaçay” (6: 338). Abzehya’da, Besleney’de, Başılbay’da, Karaçay’da ve Teberdeh’de [Rus belgelerinde “teberdintsı” olarak adlandırılan (23: 4) ] bu dönemde (1821’den itibaren) Çerkes direnişinin örgütlenmesinde çok önemli rol oynamış olan Hajret Kabardeyleri (24: 406) bulunduğu için, S. Zanoko İstanbul’da “Hür Kabardeyler”i de (Rostislav Fadeyev’in ifadesiyle) temsil ediyordu (25: 162). Yalnızca Atajukin prensleri arasında bile 9, Kaytukinler arasında 15, Misostlar arasında 5 Hajret vardı.

Seferbey’in Sancak-Şerif’i Çerkes mücadelesinin uygun bir sembolü olarak algılayıp, kopyalarını Çerkesya’daki silah arkadaşlarına yollaması önemlidir. Mesela, 1838 Ocak ayında Anapa’dan yollanan bir müfreze Seferbey’in iki direkli gemisini Ozerek Koyu’nda ele geçirip yakmıştı, ama Çerkesler barut ve bayrağı nüfuzlu meclis üyesi Mansur Haudoko’nun (Şupako) ikamet ettiği Ostagay Köyü’ne taşıyabilmişlerdi (5: 354; 8: 136-137).

Sancak-Şerif ismini, Osmanlı İmparatorluğu’yla siyasi ve dini bağları muhafaza etme çabası ve Çerkeslerin ana bayrağı olarak sultanın yolladığı bayrağı kabul eden geleneğe bir saygı işareti olarak değerlendirmek mümkündür. Seferbey sultan sarayında de facto elçi olduğu için, ancak Çerkesya’nın Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde bir vassal devlet olduğunu vurgulayan bir sancağa onay vermeliydi.

En nüfuzlu prenslerden birine sultan sancağı ihsan etme geleneğinin izine Besleney’in başprensi Murzabek Kanokov’un “sultan sancağına sahip olduğunu, savaş halinde kendisine bağlı tüm halkların bu sancak etrafında toplandığını” haber veren Yarbay Butskovskiy’de rastlıyoruz (26: 3). Burada halklar derken kastedilen, Abazin (Aşharuwa) toplulukları idi. Bu haberi, tüm Kubanötesi vilayetlerinin Osmanlı himayesi altında birleştiği şeklinde de yorumlayabiliriz.

Velhasıl, Sancak-Şerif Çerkeslerin bağımsızlık uğruna yürüttüğü ölümüne mücadelenin sembolü oldu ve hızlı bir sosyo-politik transformasyon süreci koşulları altında ortaya çıktı. Onun yaratılması sadece Çerkeslerin Büyük Britanya tarafından askeri-siyasi olarak desteklenmesi fikrinin önde gelen lobicisi D. Urquhart’la değil, İstanbul’daki daimi Çerkes temsilcisi S. Zanoko ile de bağlantılıdır. Bayrağın heraldik kaynakları; Çerkesya ile, feodal Kabardey yönetimi ile, Çerkasskiy prenslerinin tarihiyle bağlantılıdır ve Rus devletiyle yoğun askeri-siyasi ve kültürel temaslar dönemine dayanır. (https://arigi01.ru)

 

Çeviri: Uğur Yağanoğlu)

 

  1. Флаг Адыгеи. URL.: https://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%A4%D0%BB%D0%B0%D0%B3_%D0%90%D0%B4%D1%8B%D0%B3%D0%B5%D0%B8
  2. Атажукин Р. Под нашим знаменем не нашего авантюриста (Памяти «незабвенного» героя информационной войны). 29 сентября 2017 г. // http://cherkesleaks.ru/glavnoe/pod-nashim-znamenem-ne-nashego-avantyurista/
  3. Henze P.B. Circassian Resistance to Russia // The North Caucasus Barier. The Russian Advance towards the Muslim World. – L.: Hurst & Company, 1992. – P. 62–111.
  4. Дзамихов К.Ф. Из документальной истории Кавказской войны: «Декларация черкесской независимости». – Нальчик: Издательство КБИГИ РАН, 2014. – 64 с.
  5. Gleason J.H. The Genesis of Russophobia in Great Britain. A Study of the Interaction of Policy and Opinion. – Cambridge, 1950. – IX (Preface), 314 p.
  6. Бэлл Дж. Дневник пребывания в Черкесии в течение 1837–1839 годов. В двух томах / Дж. Бэлл. Пер. с англ. К.А. Мальбахова. – Нальчик: ГП КБР «Республиканский полиграфкомбинат им. Революции 1905 г.», издательский центр «Эль-Фа», 2007. – Т. 1. – 408 с.
  7. King Ch. The Ghost of Freedom. A History of the Caucasus. — Oxford University Press, 2008. – 291 p.
  8. Шамиль – ставленник султанской Турции и английских колонизаторов. Сборник документальных материалов / Под ред. Ш.В. Цагарейшвили. – Тбилиси, 1953. – 561 с.
  9. Лонгворт Дж.А. Год среди черкесов / Пер. с англ. В.М. Аталикова. – Нальчик «Эль-Фа», 2002. – 542 с.
  10. Robinson G. David Urquhart. Some Chapters in the Life of a Victorian knight – errant of Justice and Liberty. – Oxford: Basil Blackwell, 1920. – XII, 328 p.
  11. Миллер А.Ф. Мустафа-паша Байрактар. Оттоманская империя в начале XIX века. – М.-Л.: Издательство Академии наук СССР, 1947. – 507 с.
  12. Адыгские песни времен Кавказской войны. – Нальчик: «Эль-Фа», 2005. 438 с.
  13. Спенсер Эд. Путешествия в Черкесию / Пер. с англ. Н.А. Нефляшева. – Майкоп: РИПО «Адыгея», 1994. – 153 с.
  14. Максидов А.А. Знамена кабардинских князей и дворян // Генеалогия Северного Кавказа. – Нальчик: «Эль-Фа», 2003. – № 5. – С. 141-144.
  15. Пчелов Е.В. Кабардинская земля в царском титуле и русской государственной геральдике XVI – начала XX века. – Нальчик: Изд-во КБНЦ РАН, 2007. – 86 с.
  16. Лакиер А.Б. Русская геральдика / Худ. Б.А. Лавров. Подготовка текста и послесловие Н.А. Соболевой. – М.: Книга, 1990. – 432 с.
  17. Кабардино-русские отношения в XVI-XVIII вв. / Под ред. Т.Х. Кумыкова, Е.Н. Кушевой. Составители: Н.Ф. Демидова, Е.Н. Кушева, А.М. Персов. – Т. II. – М.: Издат-во АН СССР, 1957. – 424 с.
  18. Ногмов Ш.Б. История адыхейского народа. Составленная по преданиям кабардинцев / Вступ. статья и подготовка текста Т.Х. Кумыкова. – Нальчик, 1994. – 232 с.
  19. Бэлл Дж. Дневник пребывания в Черкесии в течение 1837-1839 годов. В двух томах / Пер. с англ. К.А. Мальбахова. – Нальчик: ГП КБР «Республиканский полиграфкомбинат им. Революции 1905 г.», издательский центр «Эль-Фа», 2007. – Т. 2. – 328 с.
  20. Дело о восстании абазехов и других горских племен. 1831 г. // РГВИА. Ф. 13454. Оп. 6. Д. 42. 125 л.
  21. Рапорт Ана пской крепости коменданта ген.-м. Вышеславцова командующему войсками на Кавказской линии и Черномории, господину ген.-л. и кавалеру Вельяминову, от 23 мая 1832 г. // РГВИА. Ф. 13454. Оп. 8. Д. 9. Л. 2-2 об.
  22. Из истории происков иностранной агентуры во время кавказских войн // Вопросы истории. – 1950. – № 11. – C. 101-125.
  23. РГВИА. Ф. 14257. Оп. 3. Д. 390: О поселении вновь покоряющихся горцев внутри наших кордонных линий на землях покорных нам туземцев. 17 октября 1856 – 5 декабря 1857 г. – 30 л.
  24. Антропов. Описание закубанцев // РГВИА. Ф. 13454. Оп. 6. Д. 73. Л. 1-7об.
  25. Фадеев Р.А. Кавказская война. – М.: Эксмо, 2003. – 640 с.
  26. Военно-топографическое и статистическое описание Кавказской губернии и соседствующих ей горских областей, сочиненное свиты Е. И. В. по квартирмейстерской части подп. Буцковским. 1812 г. // РГВИА. Ф. 414. Д. 300. Документ предоставлен М.Н. Губжоковым.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz