Her halkın kendi tarihinden gelen önemli günleri, şenlikleri, bayramları vardır. Bu önemli günler, bayramlar daha çok dinsel inanca göre şekillenir. Ancak bazı bayramlar, şenlikler toplumun değişen inançlarına uyum sağlayarak, şekil değiştirerek de olsa din değiştirmelere rağmen varlığını sürdürür. Hemşinlilerin bu şekilde pagan dönemlere dayanan, Hıristiyanlık ve Müslümanlığa geçiş sonrası da kutlanmaya devam edilen iki şenliği var: Vartevor ve Xodoç.
Vartevor: Gülün ve suyun şenliği
Vartevor veya Ermenice adıyla Vartavar’ın Nuh tufanına dayandığı kabul ediliyor. Ermeniler tarafından Hıristiyanlık öncesi dönemlerden bu yana kutlanıyor. İnanca göre, Nuh, tufan sona erince güvercin uçuruyor. Geminin ahalisi karaya inerken yağmur yağıyor. Bu yağmur hayatın yeniden başlamasını ve bereketi temsil ediyor. Birçok toplumda yağmur berekettir malum olduğu üzere. Vartavar’da insanların ellerine geçirdikleri her türlü araçla; hortum olsun, kova olsun, günümüzde artık su tabancası olsun birbirlerini ıslatmalarının nedeni işte bu tufan sonrasındaki yağmur bereketini anmak istemelerindendir. Pagan dönemde aynı zamanda her taraf güllerle süsleniyor, kurban kesiliyor, güvercin uçuruluyor ve büyük şenlikler düzenleniyormuş. Bazı araştırmacılar Vartavar isminin pagan Ermeni tanrıçası Astğik’in diğer adı olan Vartamad’dan (Gül Parmak) geldiğini kabul ediyor. Bazılarına göre ise isim güllerle süsleme geleneğinden geliyor. Ermenice vart: gül; var: ışık saçan demek. Yani Vartavar güllerin ışık saçtığı, her tarafın süslendiği bir şenlik niteliği taşıyor.
Ermenilerin MS 301 yılından itibaren Hıristiyanlığa geçmeye başladığı kabul ediliyor. Hıristiyanlığa geçişten sonra din adamları halkın alışkanlıklarını dikkate alarak Hıristiyan yortularının kutlamalarını pagan dönemin şenliklerine, bayramlarına denk getirmeye çalışmışlar. Bu yortulardan biri de İsa’nın suret değiştirmesi veya nurlanmasının kutlamasıdır. Kitab-ı Mukaddes’e göre; İsa’nın üç havarisiyle çıktığı dağda, yüzü güneş gibi parlıyor ve etrafında Musa ve İlyas beliriyor. Bu sırada Tanrı “Sevgili oğlum budur” diyor. İşte günümüzde, Hıristiyan Ermeniler pagan Vartavar ile birleşen bu günü Zadig’den 14 hafta sonra gelen ilk pazar günü kutluyorlar. Her yıl değişen bu tarih temmuz ayının ortalarında bir pazar gününe denk geliyor.
Müslüman Hemşinlilerde ise Vartavar ismi Vartivor veya Vartevor şeklinde telaffuz ediliyor ve yaklaşık aynı zamanlarda kutlanıyor. Vartevor, Hemşinlilerde artık daha çok bir yayla şenliği şeklini alıyor. Elbette Hıristiyanlıkla kazandığı dinsel niteliklerden tamamen sıyrılıyor. Hemşinlilerde dinsel bir gün olmaktan çok, bir halk bayramı görünümü kazanıyor. Tıpkı Hıdrellez veya Newroz gibi. Bugün çok yaygın karşımıza çıkmasa da eskilerin anlattıklarına göre Vartevor zamanı herkes en güzel giysilerini giyiyor; katırlar, taylar süslenip alınlarına aynalı alınlıklar, boyunlarına zangaklar (çan) takılıyormuş. Yayla yolu boyunca tulumlar çalınıp horonlar oynanıyormuş. Vartevor aynı zamanda farklı yaylalardan gençlerin bir araya gelerek tanıştığı, sevdalık ettiği bir şenlik olarak kutlanıyormuş. Hemşinlilerde bu günün bolluk, bereketle ilgili bir gün olduğu biliniyor ama tarihi, hikâyesi pek bilinmiyor. Hatta ilginçtir Xopa (Hopa), Noğedi/Makriyal (Kemalpaşa) tarafında Vartevor, Rize Hemşin yörelerine göre çok daha az biliniyor.
Bir tutam Vartevor anısı
Sosyal medyadaki HAMŞEN / ՀԱՄՇԵՆ / HEMŞİN / АМШЕН grubunda Vartevor ile ilgili bir paylaşımda bazı Hemşinliler Vartevor anılarını paylaşmışlardı. Bu paylaşımlardan Ülkü Çamlı’ya ait olanı buraya almak istiyorum. Ülkü, kendi Vartevor’unu şöyle anlatıyor:
“Çok gitmişim Vartevorde horana. Çocuktum, izlerdim, maşalah başinden horonu. Horan halkasının içinde oturan seyircilerin yeri genelde burda yaşlı ve çocuklar oturur. İskemlesini alan horanun içindeki yerini alır, yaşlılar genelde kızlara bakar, beğendiği kızı gelin etmek maksadıyla izlemeye alır, çocuklar da horan izler öğrenmek için, ilerisinin horancisi olacaktır çocuklar. Öyle çok yer etmiş ki çocukluğumdan kalma maşallah başından horan izlemek, genç kız olduğumda da izlerdim çok, girmezdim horona, babaannem derdi ki ‘heyde sen de bir gir horana ki ben de seni izleyim’. Yayla çocukluklarım geldi hatırıma, selam olsun Vartevor coşkusuna, hala kulağımızda olan tulumun sesine. Varol tulum yaşa Hemşin…”
Xodoç: Ot kesme veya bağbozumu
Pagan döneminde Ermenilerin baştanrıçasının adı Anahit’tir. Sarkis Seropyan’a göre, Anahit’in bayramı, günümüzde Hıristiyan Ermenilerin Surp Astvadzadzin (Meryem Ana) yortusuna denk düşüyor. İnanca göre Meryem Ana’yı öldüğünde bir mağaraya koyuyorlar, girişini de bir kayayla kapatıyorlar. İnsanlar oraya ziyarete gittiklerinde tuhaf sesler duyuyorlar. Dört gün sonra, öğrencilerinden Partoğomeos geliyor, haberi alıyor ve çok üzülüyor. Mezarı açıp Meryem Ana’yı son bir kez ona göstermek istiyorlar. Mezar açıldığında bakıyorlar ki Meryem Ana’nın cesedi yok. O zaman anlıyorlar ki Meryem Ana, oğlu Mesih tarafından göğe alındı. Ağustos ayının 15. gününe en yakın pazar günü işte bu nedenle Meryem Ana Yortusu olarak kutlanıyor. Anahit’in adlarından biri olan Şoğagat, Surp Astvadzadzin Yortusu’nun arife günü için kullanılan bir isim. Burada da yine pagan dönemin bir şenliği ile bir Hıristiyan yortusunun birleşmiş olma olasılığı karşımıza çıkıyor. Hıristiyan Ermenilerde bu yortuya Üzüm Bayramı da deniyor. Çünkü bu yortuya kadar inanç gereği üzüm yeme yasağı var. Bu gün bir çeşit bağbozumu şenliği, verilen nimetler için şükran sunma vesilesi oluyor. Eski zamanlarda bu tören bağlarda, tarlalarda yapılıyormuş, bütün ürünler oraya yığılıp tarlalarla birlikte kutsanıyormuş. Daha sonra kiliseler sembolik bir meyve olarak üzümü seçiyorlar. Bu gelenek, üzümün kutsanmadan yenmemesi usulü üzerine kuruluyor.
Hemşinlilerdeki Xodoç (Hodoç) da ağustosun 15’i civarı kutlanan bir şenlik. Xodoç’ta Hemşinliler kızlı erkekli çayırları biçmeye gidiyorlarmış. Çayır biçme sırasında elbette karşılıklı atma türküler, maniler söyleniyormuş. Hasat günü bir kutlamaya dönüşüyormuş. Bugün büyük oranda ortadan kalkmış bir gelenek olan Xodoç, ot biçme anlamına geliyor (Hemşince xod: ot). Belki de otun hasadı ile üzümün hasadı çok eski zamanlarda baştanrıça Anahit’in bayramında birleşiyor.
Bayramlarımıza sahip çıkmalıyız
Bayramlar, şenlikler gibi ortak kutlamalar halkların ortak değerleri, kimliklerinin önemli belirleyicilerindendir. Hemşinliler kimliklerine sahip çıkma mücadelesi verirken bu ortak değerlerini asla ihmal etmemelidir. Bugün elbette bu şenliklerin köylerde ve yaylalarda eski zamanlarda olduğu gibi kutlanması pek mümkün değildir. Böyle bir şey gerekli de değildir. Temel motifleri ve ana fikri korunarak modern kutlama biçimleri geliştirmek gerekir. Hemşinli müzisyenlerin sahne aldığı, çeşitli etkinliklerin düzenlendiği, büyük kent meydanlarında insanların birbirini ıslattığı, kahkahaların ve neşenin, bereketin ve doğanın yüceltildiği kutlamalar neden yapılmasın? Vartevor/Vartavar, Hemşin kimliğinin Hıdrellezi, Newrozu neden olmasın?