Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Gülümseyelim

Merhaba… Yüzümüzde kocaman bir gülümsemeyle başlayalım bu ayki yazımıza. 

Amerikalı reklamcı Harvey Ball, 1963 yılında bir müşterisi için tasarladığı “smiley: gülümseme” ikonunun tüm dünyaca bilineceğini ve bu kadar yaygın kullanılacağını düşünmüş müydü acaba? Bu tasarım öyle çok beğenildi ki tekstilden kırtasiyeye pek çok üründe ve sanal âlemde en çok kullanılan emojiler arasında yer aldı, dünya çapında mutluluk – iyi niyet sembolü haline geldi. Harvey politika ve inançlardan bağımsız olmasını istediği sembolünden para kazanmayı hiç düşünmemiş ve telif hakkını almamış. 2001 yılında karaciğer yetmezliği nedeniyle vefatından sonra Harvey’in “herkesin, küçük ya da büyük, dünyada pozitif bir fark yaratabileceği”ne duyduğu inanca ithafen Dünya Gülümseme Vakfı kurulmuş. Günümüzde bu vakıf, Dünya Gülümseme Günü faaliyetlerini yürütmekte ve dünya çocuklarını desteklemektedir.  

Gelişmekte olan toplumlarda iş yaşamının getirdiği şiddetli rekabet ve sosyoekonomik zorlukların, bireylerin ruh ve beden sağlığı üzerinde olumsuz etkileri bilinmektedir. Şüphesiz son dönemde buna eklenen pandemik yeni yaşam tarzımız, artan can kayıplarımız, beden ve ruh sağlığımızda olumsuz etkilere neden oldu. Sosyalleşmek kavramını yeniden şekillendirdiğimiz bu dönemde moralimizi yüksek tutmak için elimizdeki tek savunma aracımız belki de yüzümüzdeki gülümseme ve kahkahalarımız.  

Moral bozukluğunun pek çok hastalığın nedeni olduğu ve iyileşme sürecini etkilediği bilinmekte. Gülümsemenin ve kahkaha atmanın iyileştirici gücüne “Kahkaha en iyi ilaçtır. Bir kahkaha atmak bir kilogram pirzolaya eşdeğerdir” gibi sözlerle hemen her toplumda tarih boyunca vurgu yapıldı. Bilimsel çalışmalar da atalarımızdan gelen bu kadim bilgiyi desteklemekte. “Kahkaha terapisi”, fiziksel, psikolojik ve sosyal ilişkileri sağlıklı hale getirebilen, dolayısıyla yaşam kalitesini iyileştirebilen bir tür bilişsel-davranışçı terapi olarak kabul edilmektedir. Kişinin akıl ve ruh sağlığı, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiye sahiptir. İlaç kullanımı, özel ekipman veya tesis gerektirmemesi, kolay ulaşılabilir olması da cabası. 

Kahkaha kandaki stres yapıcı hormonların düzeyini düşürerek stresin etkilerini azaltabilir. Üstelik bunun için illa katılarak gülmenize gerek yok, ufak bir gülümseme bile kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Gülümseyince 10, kahkaha attığınızda 64 farklı kasınız çalışıyor.  

Bu kaslar beyninize “iyi durumdayız” sinyali gönderiyor ve mutluluk hormonundan stresle savaşan hormona kadar tüm pozitif maddeler salınıyor. Sonuç daha sağlıklı ve mutlu bir siz … Sahte bir gülümseme bile bu hormonların salınmasını sağlıyor. Çünkü aynı tip kaslar kasıldığı için o çok akıllı beynimiz gerçek ile sahte gülümsemeyi ayırt edemiyor.  

Peki, nedir bu hormonlar?  

Dopamin: İyi hissetme hormonu. Öğrenme, hafıza, motor sistem ve beynimizin ödül sisteminin bir bileşenidir.  

Serotonin: Ruh hali, uyku, iştah, sindirimin düzenlenmesi, öğrenme ve hafıza ile ilişkilidir.  

Oksitosin: Aşk-empati hormonu. İlişkilerde güven, empati ve bağ kurmaya yardımcıdır. Doğum, emzirme, ebeveyn-çocuk bağı için gereklidir.  

Endorfinler: Doğal ağrı kesiciler. Stres veya rahatsızlığa tepki olarak üretilir.  

Kortizol: Stres düzenleyici hormon. Strese cevap olarak üretilir, yüksek kortizol düzeyi kan basıncını ve kan şekerini artırır. Devamlı strese maruziyet, kortizol düzeyini yükselterek mide ülserine, aşırı kiloya, şeker ve kolesterol artışına, yüksek tansiyona, yorgunluğa, anksiyeteye (kaygı bozukluğu) ve bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olabilir.  

Melatonin: Sirkadyen ritmin (organizmanın biyolojik saati) bekçisi. Uyku esnasında salınır, bizim ve hücrelerimizin uyku-uyanma düzenini, kan basıncını belirler, yaşlanmaya karşı savaşır.  

Depresyon beyinde norepinefrin, dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterlerin (sinir hücreleri arasında bilgi akışını sağlayan maddeler) azaldığı ve beynin duygu durum kontrol mekanizmasının bozulduğu bir rahatsızlıktır. Kahkahanın kortizol, dopamin ve serotonin aktivitesini değiştirerek, endorfin salgısını artırarak moral bozukluğuna ve anksiyeteye iyi geldiği düşünülmektedir. Özetle; kahkaha atarak stres, anksiyete ve depresyonun, zihin-ruh ve beden sağlığımız üzerindeki negatif etkilerini azaltmamız mümkün. Gülmek için mayıs ayının ilk pazar günü kutlanan «Dünya Kahkaha Günü»nü beklemenize gerek yok; her fırsatta gülün. Nitekim bilimsel çalışmalarda, daha çok gülen insanların, daha özgüvenli-pozitif, kendinden emin ve değişen koşullara daha kolay adapte oldukları saptanmış. 

Kahkaha, birçok ciddi hastalığın sonucunu etkileyen hormonal ve immünolojik parametreleri değiştirebilen bir terapi şekli olarak düşünülmekte.  

Kahkaha attığımızda melatonin ve serotonin salınımı artıyor, kaslarınızın ve zihninizin rahatlamasına yardımcı olarak dinlenmenizi sağlıyor. Yatmadan önce atılan kahkaha da uykuya geçişi kolaylaştırıyor ve uyku kalitesini artırıyor.  

Gülmek, konsantrasyonu ve yaratıcılığı artırıyor, öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Çok yoğun bir günün akşamı izleyeceğiniz komedi filmi kafanızı boşaltmanıza yardımcı olup odaklanmanızı destekler.  

Gülmenin, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kanseri önlemede – tedavisinde yardımcı olduğu savunuluyor. COVID’in bize öğrettiği o savaşçı T lenfositler, güldüğümüz veya uyuduğumuzda üretiliyor. 

Gülme esnasında salınan endorfinler vasıtasıyla ağrı gideriliyor. Bu nedenle kronik ağrısı olanlarda veya kanser hastalarında moralin tedavide önemli olduğu vurgulanıyor.  

Kahkahaların kardiyovasküler ve damar endotelyal (iç duvarı) fonksiyonları etkilediği bilinmekte. Hormon salgılanması, damar fonksiyonlarına etkisiyle kan basıncının düşmesini sağlıyor. Çalışmalarda, sık gülen neşeli kişilerde kalp krizi ve kardiyak bypass riskinin daha az olduğu bildiriliyor.  

Kahkaha terapisinin diyabete bağlı birçok rahatsızlığın başlamasını geciktirdiği ve diyabetin neden olduğu kalp-damar rahatsızlıklarından korunmada fayda sağlayabileceği açıklanmıştır.  

Gülme sırasında beynin belli bölgeleri uyarılıyor ve solunum, karın, sırt, bacak ve yüz kasları harekete geçiyor. Spor yapmış kadar olmasa da enerji tüketiliyor. Gülmek, bağırsak ve iç organları çalıştırıp karın kaslarını güçlendiriyor. Gülmekten gözlerinizden yaş gelmesi, çenenizin, karnınızın ağrıması hep iyiye işaret aslında. Şen bir kahkaha attığınızda diyaframınız titreşir, bu esnada aldığınız derin nefes vücudunuza daha çok oksijen girmesini sağlar, yani kahkaha atarken solunum egzersizini de yapmış olursunuz. Kahkaha, tüm insanların tanıdığı evrensel temel duygu dili olsa da erişkin-çocuk, kadın-erkek arasında farklılık gösteriyor. Erkekler daha kısa süreli, kadınlar daha uzun kahkaha atıyor. Çocuklar günde yaklaşık 300 kez, yetişkinler ortalama 17 kez gülüyor. Ne kadar az değil mi, büyürken gülmeyi unuttuk mu acaba!  

Çalışmalar insanların başkalarıyla birlikteyken daha kolay ve daha uzun süre güldüklerini gösteriyor. Yani kahkahanın bulaşıcı olduğu bilimsel olarak da kabul görüyor. 

Özetle; her fırsatta gülümseyin, kahkaha atın ve çevrenizdeki hayatlara dokunup onların da size eşlik etmesini sağlayın. Çünkü gülmek:  

*Stres ve gerginliği, depresyonu azaltıyor.  

*Kişiyi strese bağlı hastalıklardan koruyor.  

*Ağrıyı azaltıyor.  

*Konsantrasyonu artırıyor.  

*Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. 

*Kan basıncını düşürüp kalbi koruyor.  

*Kan şekeri seviyesini düşürüyor.  

*Yaşam süresini uzatıyor.  

Gülmenin ve psikososyal desteğin önemini kendi kızının lösemi tedavisi sırasında yaşayarak deneyimleyen Aslı Bastıyalı tarafından 2016 yılında kurulan Gülmek İyileştirir Derneği, İstanbul Altunizade ve Şişli’deki Hijyenik Oyun Merkezleri’nde kanser tedavisi nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış okulöncesi çağdaki çocuklara ücretsiz oyun ve sosyalleşme hizmeti, ailelerine de ücretsiz psikolog desteği veriyor. Gülmenin iyileştirici gücünden yararlanan bir toplum oluşturma hedefi olan bu derneğe destek olmak isterseniz link aşağıda. 

Ana mesajı “Bir iyilik güzellik yapın ve bir insanın gülümsemesine yardım edin” olan Dünya Gülümseme Günü bu yıl 1 Ekim’e denk geliyor. Bu bir işaret olabilir mi acaba? Pandemiden bunalmış, türlü yaralar almış ruhumuza iyi gelsin, hadi bu aya hepimiz gülümseyerek, çevremizdeki canlıların yüzünü güldürerek başlayalım. Ayşe Kulin’in de dediği gibi: “Dünyanın en güzel hissi, birinin yüzündeki gülümsemenin sebebi olduğunu bilmektir.” 

  

Kaynaklar: 

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27439375/  

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31725098/ 

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29162513/ 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5037252/ 

https://gulmekiyilestirir.org.tr/gulumseten-hediyeler/hediyelik-esyalar/ 

Dr. Hajbeviko Fatma Yılmaz
Dr. Hajbeviko Fatma Yılmaz
20 Ocak 1977’de Kayseri Pınarbaşı’nda doğdum. İlkokulu Kayseri Ahmet Paşa İlkokulu’nda, orta-lise eğitimimi Kayseri Nuh Mehmet Küçükçalık Anadolu Lisesi’nde aldım. Tıp eğitimimi 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Uzmanlık eğitimimi, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda 2014’te tamamladım. 2019 yılında Türk Nöroloji Derneği Nöroradyoloji Diploması’nı aldım. Türk Tabipler Birliği, Türk Nöroradyoloji Derneği ve KAHEV üyesiyim.

Yazarın Diğer Yazıları

Okula uyum süreci…

Büyümenin ve farklı bir ortama adapte olmanın en somut hali okula başlamak sanırım. Hepimiz öyle ya da böyle o sıralardan geçtik ve çok şey...

Seyahatin yan etkisi: Jet-lag

Bu dünyada yaşayacaksanız gezegenin dönüşüne ayak uydurmak zorundasınız! Uzun süreli uçuş yapan veya vardiyalı, özellikle gece çalışanlar hemen anladı ne demek istediğimi... Sadece insanlar değil, doğadaki...

Sıcak ve güneşli günlerden merhaba…

Ağustos ayı, tatil-güneş-gezme derken ammannn dikkat, çarpılmayın! Havaların mevsim normallerinin üstünde seyretmesi bir yana, pandeminin acısını çıkarırcasına sürekli gezme planları yaparken güneşin olumsuz etkilerinden...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img