Hafıza Merkezi, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Hollanda Helsinki Komitesi’nin ortaklaşa yürüttüğü “Türkiye’de İnsan Hakları Savunucularının Rolü ve Korunmasının Güçlendirilmesi” projesi kapsamında hazırlanan “Savunmasız Yargı” raporu çıktı. Avukatların artan şekilde maruz kaldığı baskı ve haklarının sınırlandırılmasını kayıt altına almak amacıyla DİSK Basın-İş Genel Sekreteri gazeteci Faruk Eren tarafından hazırlanan rapora, Avukatlar için Avukatlar da (Lawyers for Lawyers – L4L) bu alandaki uzmanlığı ile katkı sağladı.
Raporda neler var?
Ergenekon Davası, Asrın Hukuk Bürosu, Çağdaş Hukukçular Derneği – Halkın Hukuk Bürosu, Ezilenlerin Hukuk Bürosu ve Cumhuriyet gazetesi davaları kapsamında yargılanan avukatlara değinen raporun verileri, hazırlanan iddianamelerin avukat müvekkil gizliliğinin ihlali de dahil çeşitli usul ve esas hatalarıyla dolu olduğunu gösteriyor. Buna göre, avukatlara sıklıkla müvekkilleri adına yaptıkları işlemler, müvekkilleri ile yaptıkları görüşmeler ve katıldıkları basın açıklamaları nedeniyle terör suçu isnat ediliyor. Üstelik yasalara aykırı olmasına rağmen avukatların müvekkilleri ile yaptığı görüşmeler kaydedilerek iddianamelere suç delili olarak girmeye devam ediyor.
OHAL döneminde çıkarılan kararnameler (KHK) ile adil yargılanma hakkı, silahların eşitliği prensibi gibi ceza yargılamasında temel nitelikteki prensiplerin ihlalinin kapısını açan değişikliklere de raporda detaylı bir şekilde yer veriliyor.
Rapor, OHAL döneminden beri süren ve normalleştirilen tüm bu keyfi uygulamalar ile mahkemelerde hâkimlerin özellikle usul konusundaki ihlallerinin, Türkiye’de yargının çok önemli bir ayağı olan savunmanın zayıflatılmasına, ülkenin de hukukun üstünlüğüne inanan bir yönetimden uzaklaştığını ortaya koyuyor.
Öte yandan rapor, toplumun adil yargılanma ve savunma hakkının savunulması için yürütülen mücadeleye de kayıtsız kalmıyor. OHAL öncesi ve sonrası avukatlık mesleğinin engellenmesine dönük mevzuat değişiklikleri ve avukatların yargılandıkları belli başlı davalara dikkat çekerken avukatların yürüttükleri karşı direniş de hatırlatılıyor.
Böyle bir ortamda adil yargılanma hakkının temel esaslarından olan savunma hakkının nasıl etkilendiğini ele alan rapor, savunma hakkının zayıflamasının sivil toplum ve hak savunuculuğu için oldukça tahrip edici etkileri olduğunu da belirtiyor.