Ekim 2021 sayımızın hazırlığı sırasında gelişen bir konu nedeniyle yaptığımız açıklama; objektif gazeteciliğin gereğini yaparken, süreç içinde kimi oluşumları görmezden gelmeye başlamamız üzerinedir. Gerekçelerimizi kamuoyumuzla paylaşmak istedik.
Ocak 2007 sayımızdan:
Jıneps’i tanımlamak!
… Jıneps; bir gazetedir. “Gazete”nin amacı; kamuoyunu haberdar etmektir. “Haberdar” olan kamuoyu, böylece, özel/resmi kişi ve kurumlara tavrını bu bilgilerle belirler ve aynı zamanda etkiler… İşte bu nedenlerle de medya “4. Kuvvet” olarak tanımlanır.
…İlk çıkarken söz verdiğimiz meslek etiğini koruyacağımızı, otoritelerden değil kamudan yana, yani Çerkes ve Türkiye halklarının çıkarlarından yana yayın politikası izleyeceğimizi, insandan yana ama objektif olacağımızı bir kere daha duyurmak istiyoruz.
Diyoruz ki; Jıneps bir gazetedir. Bir akım, bir hareket ya da bir siyasal düşün dergisi değildir. Haber niteliği taşıyan her şey yer alacağı gibi, elbette farklı görüşte köşe yazarları, farklı görüşlerin tartışmaları da yer alacaktır. Yine “gazete” tanımına uygun olarak, haber seçiciliğinde önceliğinin olması doğaldır. Çerkeslerle ilgili haberleri, diasporadan -Kafkasya’dan- öne çıkaran Jıneps, Türkiye’de yayımlandığı ve bu coğrafyada yaşadığı için de “haber” niteliği gördüğü her şeyi sayfalarına taşıyacaktır. Haberin “bir gerçek” olduğu, “kurgulanamayacağı” olgusu nedeniyle, en önemlisi de etik ve objektif gazetecilik kuralları gereği, hoşuna giden gitmeyen ayrımı yapmadan sizleri haberdar edecektir.
… Yayın kurulunun yakın görüşlere sahip olması, elbette tesadüf de olamaz, yanlış da! Ama yayın kurulu, kendi görüşlerine taban tabana zıt olsa da; insani değerlere, etiğe ve hatta Çerkes adabına uygun olarak dile getirilmiş olması kaydıyla, bütün görüş, eleştiri ve düşünceye gazetenin kapılarını açık bırakmıştır. Bu kapılar sadece, tartışma zemininde değil, saldırı ve kötü niyet zemininde hareket etmeyi seçenlere karşı kapalı olmuştur, olacaktır!… (https://Jinepsgazetesi.com/2007/01/14-sayiyi-geride-birakirken)
2021 Eylül ayı içinde Reyhanlı Çerkes Derneği ve Antalya Çerkes Derneği’nin destek verdiği Çerkesya Gençliği kampı yapıldı. Antalya’da organize edilen kamp haberini alan, 2015 yılı genel seçim sürecinde yaşananlardan bilgisi olmayan gönüllü gazetecimiz Figen Özdemir Çiloğlu kamp yerini ziyaret edip söyleşiler gerçekleştirdi. Sonraki gelişmede söyleşinin gazetede yayımlanamayacağına dair yayın kurulu görüşünün ilgililerine bildirilmesiyle sosyal medyada yazışmalar başlatıldı. Yazışmalarda eleştiri çerçevesini aşan, deyim yerindeyse “yenilir yutulur olmayan” ifadeler üzerine (“Çerkesler için manipülasyon kazanı” daha uygun bir slogan onlar için; Çerkeslerin sesi olamazlar onlar… Öyle bir yürek yok çünki. Abileri kızarlar…) gerekçemizi kamuoyu ile paylaşmak istedik. Bunun için 2015 yılına geri dönmemiz gerekiyor.
2015 yılı genel seçim atmosferinde gazetemizin içinde yer aldığı Demokratik Çerkes Kongresi-Girişimi ile inisiyatif geliştirmeye çalıştık. Toplantılar yapıldı, kararlar alındı, gazetede söyleşiler yapıldı (Bekaroğlu ve Demirtaş ile söyleşi yapıldı, AKP söyleşi isteğimize olumlu dönüş yapmadı), ilkeler ve beklentiler oluşturuldu, vekil aday adaylığı için isimler belirlendi. Toplantılardan birine katılım için Ankara’dan yola çıkan Mefewud Nartan arkadaşımızla birlikte yolculuk edip İstanbul’a gelen Tarık Topçu’nun, o günkü tavrı ve sonrasında Samsun’dan HDP aday adaylığı girişimlerine dair aşağıdaki toplantı kararımız oluşmuştu:
“28 Mart tarihinde toplantıdan önce, başka sebeplerle İstanbul’a gelmiş bulunan Çerkesya Yurtseverleri Kurucu Meclis Sekreteri Schamis Hatko adını kullanan Tarık Topçu’nun, toplantı saati öncesi Nazım Kültür Merkezi’nde hepimizle birlikte kahvaltı yapmasına, o gün yapılacak olan toplantının amacını bilmesine ve hatta toplantı yapılacak mekâna gelip herkesi selamladıktan sonra, kendi işleriyle ilgili müsaade isteyerek ayrılmasına rağmen hiçbir bilgi vermediği HDP aday adaylığıyla ilgili, açıklama gereği hissetmeden, arkadaşımız Metin Kılıç’ın adını referans olarak kullanarak HDP mv. aday adaylığına başvurması özeleştirisini verene kadar yok sayılma kararının temelini oluşturacak bu davranışıyla ilgili…”
Bu karar nedeniyle Antalya kampında yapılan söyleşi yayımlanmayacaktı. Ancak bu sayımızda yayımlıyoruz. Nedeninin sosyal medyadaki sataşmalar olmadığını belirtip açıklayalım:
Bilgi tazeleme görüşmeleri yaptık, toplantı notlarımızı kontrol ettik. Anlaşıldı ki yukarıda belirttiğimiz toplantı kararını Topçu’ya iletecek olan kişi bunu yapmamış. O süreçte DÇK-G sekretaryasında görev alan Canberk Apiş, Topçu ile yüz yüze yaptığı bir sohbet sırasında konuyu gündeme getirdiğinde kararın Topçu’ya deklare edilmediğini anlamış ve kararı kendisine söylemiş. Canberk Apiş, bilgi tazeleme görüşmeleri sırasında durumu bize anlattı. Gereği yerine getirilememiş bir kararın sonucu olarak bir uygulama yapmamak için bu sayımızda söyleşiyi yayımlıyoruz.
Tarık Topçu’dan, etik olmayan davranışı nedeniyle bir açıklama beklentimizi de ifade ediyoruz.
Farklı siyasi görüşlerle hareket ediyor olsak da; kimliğimizi yok saymayan, niyetlerinde ve söylemlerinde samimi olan, şiddet ve nefret diliyle arasına mesafe koyan oluşumlarla ve kişilerle birlikte hareket etmek konusunda, Jineps olarak net tavrımız söylemde kalmamış, birçok konuda pratiğe de yansımıştır.
Anılan seçim yılında DÇK-G’nin geliştirdiği inisiyatif, gazetemizin de içinde yer aldığı bir ittifak olarak okunabilir. Topçu’nun tek yapacağı şey, şeffaf olarak Çerkesya Yurtseverleri adına veya birey olarak aday adayı olacağını söylemekti. Bu durumu saygıyla karşılar, hatta birlikte harekete edebileceğimizi, aday adaylığa evet diyen arkadaşlarımızla bir arada durabileceğini de önerirdik. Çerkesya Yurtseverleri’nin ilk broşüründe belirtildiği gibi; “Birlik, yani eylem ve güç birliği, aralarında politik farklar olan gruplar ve örgütler arasında, belli bir başlık altında ve o başlıkla sınırlı olarak bir araya gelmek, güçleri birleştirmek demektir. Birlik-eleştiri-birlik…”
Topçu’nun yol boyu Mefewud Nartan’la yolculuk yaptığını, İstanbul’da toplantı ortamına kadar geldiğini, bunu kendisinin talep ettiğini bir kez daha hatırlatalım.
Yani icazetten değil, etik davranıştan söz ediyoruz.
Ayrıca; farklı görüşlere gazetede özellikle yer vermek istiyoruz. Her daim bunun çağrısını yapıyoruz. Görüşlere katılmasak da ifade edilmesini sağlamak için var gazete, bundan asla imtina etmeyiz.
Görmezden geldiğimiz iki temel konudan biri buydu.
Diğer konu mu?
“Boşta gezen üç-beşinin yanına bir avuç fikir fahişesini de katmışlar…”
Kısa ve öz; diğer konu gazetemize yönelik ara başlıkta yer alan cümle vb. ifadelerin sonucu haber yapmamaya başladığımız oluşumlardır: Çerkes Hakları İnisiyatifi (ÇHİ), Çerkes Dernekleri Federasyonu (ÇERKES-FED), Çoğulcu Demokrasi Partisi (ÇDP), Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti Derneği. Yani özünde aynı anlayıştan beslenen, aynı kişilerden oluşan yapılar. Süreç içinde yeni isimler eklense ve ayrılanlar olsa da böyledir.
Dönemin (2015) ÇDP meclis üyesi Selçuk Bağlar’ın (Balkar) yazdıklarından:
“Evde kalmanın, istediği kızı alamamanın, istediğine varamamanın acısını ‘aktivist’ yazılarak çıkaranlar…
Boşta gezen üç-beşinin yanına bir avuç fikir fahişesini de katmışlar, kendilerince ‘ilkeler’ ve ‘manifestolar’ döşeniyorlar…
Sizinki orada burada öğrendiğiniz entelektüel züppelikleri mahallenizin zencilerine dayatmaktır…” www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=766019
Konuyu, “Nisan – 2019” sayımızda (https://Jinepsgazetesi.com/2019/04/chiden-cdpye-hakaret-ve-karalama-bir-elestiri-yontemi-midir/)
“ÇHİ’den ÇDP’ye / Hakaret ve Karalama bir eleştiri yöntemi midir?” manşeti ile kamuoyumuzun bilgisine sunmuştuk:
ÇHİ, Çerfed, ÇDP, iki web sitesi kurucuları özünde aynı anlayıştan beslenen aynı kişilerdir. Süreç içinde yeni isimler eklense ve ayrılanlar olsa da böyledir. Bu konunun altını özellikle çiziyoruz. Herhangi bir sorunda ‘Parti söylemedi, hareket söyledi’, ‘Biz yapmadık, onlar yaptı’, ‘Biz söylemedik, onlar söyledi’ vb. yaklaşımla sıyrılma çabasının beyhude olduğunun altını çizmek demek bu aslında…
Bir partiden söz ediyoruz, devamlılığı esas olan bir siyasi partiden. Tüzüğü, stratejisi ile, genel başkanları ve sözcüleri ile… parti bir bütündür. Zaman içinde başkanlar, sözcüler değişebilir, hatta strateji değişebilir, örneğin bazı konularda özeleştiri verilebilir ancak ne olursa olsun geçmiş çöpe atılamaz, yaşanmamış gibi davranılamaz. Yeni başkan, yeni sözcüler, yeni vekil ya da belediye başkan adayları, sürekliliğin sorumluluğunu da taşımak durumundadırlar. Partinin geçmişini yok sayamazlar, bilmiyorlarsa öğrenirler, derslerine çalışırlar, hafıza tazelerler…
…Jıneps; ÇHİ, Çerfed, ÇDP’yi haber yaparken neden görmezden gelmeye başlamıştır?
1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde ÇDP meclis üyelerinden bir şahıs, Jıneps Yayın Kurulu üyelerine yönelik hakaret içeren… bir yazı yayınladı, ÇHİ’nin Özgür Çerkes sitesinde. www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=766019
Yazı üzerine gazete ve seçimlere yönelik bir bildiri imzalayanlar olarak girişimde bulunduk. Parti Genel Merkezi Ankara adresine yazdık (ek 4), parti yöneticisi kişiler özelinde, kadın arkadaşlarımız kadın yöneticiler özelinde girişimlerde bulunduk. Kadın arkadaşlarımız özelinde gelen yanıt eklidir (ek 5). Yanıtlar ciddiyetten uzaktı, ‘İlgili kişi parti meclis üyesi değildir, isterseniz yasal yollara başvurun’ gibi. Web sitelerinde yayınlanmış yazıya yönelik tutumları bu idi. Kişilere yönelik girişimlerde sessizliği tercih eden, görmezden gelen parti yöneticileri de oldu.
Başvurumuzda da belirtiğimiz gibi tutumumuz gözden geçirdik ve ÇDP’yi de öncesindeki yapılanmaları da görmezden gelmeye başladık…
…2015 sonrası dönemde yeni yöneticiler, partinin yeni isimleri, bir yerlere aday olanlar böyle bir geçmişi bilmiyor olabilirler. Belirttiğimiz gibi masumiyet nedeni değildir bu durum… Burada kurucuların ve ilk parti meclisi üyelerinin tavırları, sözleri söz konusudur. Tüzükte yer alan cümleler, partiyi kuran ve temsil eden kişilerin söz ve davranışları ile bir bütündür. Kısaca yeni isimler geçmişten muaf değildir…
…“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”, belki felsefesi bu ÇDP yöneticilerinin. Biz unutmadık, unutturmayız.
Daha iyi insanlık hallerinde birlikte olmak üzere diyelim… 01.03.2019
Jıneps Yayın Kurulu
Partiye dair sosyal medyada eleştiriler oldu, Jineps’in neden haber yapmadığına dair. Açıklamıştık, tekrar ettik. Eleştirenler, bundan sonra eleştireceklerden ricamız “fikir fahişesi” vb. sözcükleri hatırlayarak empati yapmaları. Olması gereken ya da beklentimiz çok açık ki kurumsal girişimle konunun ele alınması ve bir sonuç çıkarılmasıydı. Bunun yerine en hafif deyimle “dalga geçildi”. Şahıs açıkça parti ilişkisini aynı yazı içinde belirtirken, dönemin internet sitesinde parti meclis üyesi olduğu yazılıyken, parti genel kurulunda divan üyeliği yaparken, dönemin parti genel başkanı “yasal yola başvurun” yazılı yanıtını verdi. Kadın arkadaşlarımızın özelde Günsel Şurdum Avcı nezdindeki girişimleri de sonuçsuz kaldı.
Görmeme kararımıza karşın, ekim sayımızda Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti Derneği’nin organizasyonunda yer aldığı sempozyum (Diasporada Çerkesler) gazetemizde haber yapıldı. (https://Jinepsgazetesi.com/2021/10/sempozyum-diasporada-cerkesler/)
Günsel Şurdum Avcı’nın sempozyum açılış konuşmasında söylediklerinin tek yanlı olmadığını düşünüyoruz:
“Bence günümüzde Çerkeslerin en önemli sorunu, sürekli olarak önemsiz nedenlerle Xabze’yi, saygıyı, nezaketi unutarak, kişilerin ve kurumların birbiri ile atışması, sonunda doğan kırgınlıklar, birbirlerini affedememe, kutuplaşmalar, toplumun parçalanması ve ‘Ulusal Varoluş’ gibi hayati konular için bile bir araya gelememesidir.
Her ne nedenle olursa olsun, tarihte ‘karşılıklı saygının temel olduğu güzel Xabze’si’ ile yer almış Kafkas Toplumu’na hiç yakışmayan, asimilasyonun en belirgin göstergesi olan ve toplumumuza adeta ‘sosyo-psikolojik hastalığı olan bir toplum’ imajı veren bu durum…”
Kamuoyumuza demek istediğimiz; gazeteciliğin gereklerini yerine getirmek için çaba gösteriyoruz. İlkesizlik, gizli ajandalarla arka planda iş çevirmeler, hakaret ve karalayıcı cümleler boşlukta kalmamalı. Bir sonucu olmalı. Toplumun her kesimine ve kişisine uzanabilecek böylesi yaklaşımlarla sorunumuza dair çözüm yolunda adım atabilmemiz kolay değil. Bir “ayıp” sözcüğü ile ilişkilere yön verebilen bir mirasın mirasyedileri olmamalıyız.
Birbirimizin gözünün içine bakarak söyleyebileceklerimizi klavye başında yazmayı ilke edinmeliyiz. Siper arkasından ateş eder gibi klavye silahşorluğu yapılmasını hoş görmemeliyiz. 16 yıllık yayın yaşamında gazetemiz bunlara özen göstermiştir.
Jineps Yayın Kurulu, görmezden gelme nedenini açıkladığı iki konuyla ilgili, geçen ayki sayımızda ve bu ayki sayımızda haber yapma kararını bundan sonraki sayılarında da sürdürecektir.