Nesli tükenmekte olan bir dili kurtarma girişimi

0
474

Genç Oset araştırmacımız Tsoriti Emine Şahingöz’ün Osetçe üzerine çalışmalarına dair 30.11.2021 tarihinde Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi’nde Othmara Glas’ın bir söyleşi-haberi yayınlandı. Bu haberin çevirisini yayınlıyor ve Şahingöz’e çalışmalarında başarılar diliyoruz.


Emine Şahingöz

Osetçe nesli tükenmekte olan bir dildir. Özellikle gençler artık bu dili öğrenmek istemiyor. Doktora öğrencisi Emine Şahingöz bu durumu değiştirmeye çalışıyor. 

Gençlerin artık öğrenmek istemediği bir dili nasıl korursunuz? Bu soru dünyadaki dilbilimcileri meşgul ediyor. Bu dilbilimcilerden biri de Frankfurt’ta yaşayan Emine Şahingöz. Avrupa’da doktora tezini ağırlıklı olarak Kafkasya’da konuşulan ve Farsçaya akrabalığı olan Osetçe üzerine yazan nadir akademisyenlerden biridir. “Dilin ölmekte olduğunu fark ettim ve bir şeyler yapmak istedim” diyor. 

Şahingöz ile Goethe Üniversitesi’nin Bockenheim kampüsünün yakınlarındaki bir kafede görüştük. Kahvesini yudumlarken büyük altın küpeleri hafifçe sallanıyor. Özenle bağladığı bordo başörtüsünün altından tek bir saç teli görünmüyor. Birkaç gün önce bu genç kadın Roma’da bir konferansa katılmıştı. “Almanya’da Osetlerle ilgilenen neredeyse kimse yok. Belki şu anda bir tek ben varım” diyor. Bu nedenle Avrupa’daki diğer akademisyenlerle fikir alışverişine çok önem veriyor. 

28 yaşındaki Şahingöz, Frankfurt’ta doğup büyüdü. Babası 1980’lerde Türkiye’den misafir işçi olarak Almanya’ya geldi. Ama o bir Türk değil, Osettir. Bu Şahingöz için önemlidir. Almanya ile Türkiye arasındaki misafir alma anlaşmasının imzalanmasından 60 yıl sonra, Kürtlerin, Çerkeslerin ve Osetlerin de buraya geldiği hâlâ çok az bilinen bir konu. 

  

Ailede Türkçe ve Osetçe konuşulmaktadır 

Şahingöz’ün aile öyküsü, Kafkasya’nın karmaşık tarihinin bir parçasıdır. 19. yüzyıldaki Rus-Kafkas Savaşı sıralarında binlerce Oset Türkiye’ye sığındı. Atatürk döneminde Şahingöz’ün ailesine bir Oset soyadı yerine Türk soyadı verildi. Bugün Osetya, Kuzey ve Güney olarak ikiye bölünmüştür. Kuzey Osetya, Rusya Federasyonu’nun bir parçası iken, Güney Osetya uluslararası hukuka göre Gürcistan’a aittir. (Gerçekte ise bir kaç ülke tarafından tanınan fiili olarak bağımsız bir ülkedir -UG) 2008 yılında bölge, Rus birlikleri tarafından işgal edildiği sıralarda manşetlere çıktı. 

Frankfurt’ta Şahingöz’ün ailesi, abisi ve ablaları ile evde Türkçe ve Osetçe konuşuyor. Ama sadece o anadiliyle bu kadar yoğun bir şekilde ilgileniyor. “Ailedeki tek beşeri bilimler uzmanı benim” diyor ve gülüyor. Goethe Üniversitesi’nde Hint-Avrupa ve Kafkas dilbilimi eğitimi alan Şahingöz, o zamanlar kariyerini Osetçeye bağlamak istemedi. Bu ilgi sonradan gelişti. Yüksek lisans tezi için “Küçük Prens”in, iki Oset lehçesi olan, Digorca ve İronca çevirilerini karşılaştırdı. 

Doktora tezinde şimdi “i” harfinin Oset dilindeki anlamını araştırıyor. Şahingöz, “Çoğu dilbilimci bu harfi “die”, “das” gibi bir “tanımlık” (article) olarak görüyor. Ben, farklı bir işlevi olduğunu savunuyorum” diyor. 

  

2200 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya 

Osetçe konuşan insan sayısı gitgide azaldığı için Şahingöz ‘ün çalışmaları önemlidir. Osetçe, UNESCO tarafından yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olarak sınıflandırılan 2200’den fazla dilden biridir. Dünya çapında yaklaşık yarım milyon konuşanı var. Şahingöz, Kuzey Osetya’da yaklaşık 300.000 kişinin Osetçe konuştuğunu tahmin ediyor. Ancak şehir sakinleri orada yaşayan diğer etnik grupların üyeleriyle iletişim kurabilmek için çoğunlukla Rusça konuşur. Buna ek olarak Rusça, özellikle genç insanlar arasında ortak bir dil olarak daha popülerdir. “Gençler için Osetçe kırsal bir dilidir.” 

Şahingöz, 2017 yılında ilk kez Osetya’ya gittiğinde sokaklarda sadece Rusça konuşulması karşısında şaşkına dönmüş ama “Artık bu durumu kanıksadım” diyor. Ama oraya gittiğinde sadece Osetçe konuşmaya çalışıyor. Aldığı tepkiler karışık: Yaşlı insanlar yurtdışındaki gençlerin dili öğrenmesinden mutlu oluyor. Gençler ise zor bir durumda kalıyorlar: “Yurt dışından birinin kendilerinden daha iyi Osetçe konuştuğu için utanıyorlar.” 

Ekim ayının başında Şahingöz, Rusya’nın güneyindeki (Kuzey Osetya-Alanya’nın başkenti) Vladikafkas’ta bir konferansa katıldı. Konu, Osetçenin nasıl hayatta tutulacağıyla ilgiliydi. Düşünceli bir şekilde pencereden dışarıya bakarak, “Ama orada da herkes Rusça konuşuyordu,” diyor. “Bir dilin yok olduğunu gördüğümde üzülüyorum.” 

Frankfurt’ta Şahingöz, dili ayakta tutmaya çalışıyor. Goethe Üniversitesi’nde bir Osetçe kursunu yönetti ve altı öğrenciye ders verdi. Ayrıca kampüs dışında da aktif. Almanya’da yerleşik kuruluşları olan Oset diasporası olmadığı için Şahingöz başka Osetlerle birlikte Avrupa Oset Kültür Derneği’ni kurmuştur. Dil ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak istiyor. Vladikafkas’taki Kültür Bakanlığı’nın derneği tanıyacağını ve projelerini destekleyeceğini umuyor. 

Önümüzdeki yaz doktorasını bitirmeyi planlıyor. O zaman Alman Araştırma Vakfı DfG’den aldığı burs da sona erecek. Daha sonra üniversitede dilbilimci olarak çalışmaya devam etmek istiyor. O zaman artık sadece Oset diline odaklanmayacak, fakat Osetçe üzerine bilimsel çalışmalarını da devam ettirecek.  

Gelecek yıl ilk kez bir Osetoloji konferansı düzenlenecek. 

  

https://www.faz.net/aktuell/rhein-main/frankfurt/doktorandin-will-sprache-ossetisch-vor-dem-aussterben-bewahren-17658240.html 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz