‘Ağlamayacağız, yılmayacağız, unutmayacağız’

0
712

Sürülenlerle ilgili bir sınıflama yapılmıştı: “Taşınabilir” ve “taşınamaz” olanlar. Hasta ve güçsüzler, “taşınamaz” statüsündeydi. Stalinistlerin tabiriyle “taşınabilir” olanlar, tren istasyonuna gönderilmiş ve canlı hayvan taşımacılığında kullanılan soğuk trenlere doldurulmuştu. 

Yalharoy bölgesi köyleri: Sürgün için toplanma noktası ayarlamaya çalışan 86 Çeçen öldürüldü. 

Dağlık alanda Hahilge Akkha topluluğu: Yanlarına yiyecek yerine hastaları, kadın ve çocukları almak isteyen ailelere rağmen 32 insan öldürüldü.  

Kezenoyam Gölü: Göle atılan “taşınamaz” Çeçen sayısı bilinmiyor. 

Itum-Kale: Hastaların olduğu evlere el bombası ve molotofkokteylleri atıldı. Ölü sayısı bilinmiyor. 

Dağlık alan Malhista: Burada Çeçenleri mağaraya sokup yok etmek Rus askerleri arasında “moda” olmuştu. Kurban sayısı bilinmiyor. 

Urus-Martan: Çevre bölgelerden toplanan hastalar, Urus-Martan’daki hastaneye getirildi. Toplam 72 hasta, hastanenin on metre ötesindeki göçüğe canlı canlı atıldı, üzerleri çöp ve molozla kapatıldı. 

Açhoy-Martan bölgesi, Valerik Köyü’nün güneyi: 10 yaşındaki oğlunu kurtarma umuduyla saklanan Visita Anzor vahşice katledildi. Oğlu esir alındı. 10 yaşındaki çocuk, Shalazhi Köyü’ndeki camiye götürüldü ve askerler futbol oynamaya başladı. Çocuk, askerlerin topla değil babasının kesilen kafasıyla futbol oynadığını görüp ellerinden almaya çalıştı. 

Galançoz bölgesi, Haybah Köyü: Çoğunluğunu kadın, çocuk ve yaşlıların oluşturduğu 700 kişi canlı canlı yakıldı. Bu suçu işleyenler madalyayla ödüllendirildi. Ölenlerin en yaşlısı 110 yaşındaydı, en genci ise birkaç saat önce doğmuştu.  

Tanıklardan Salambek Zakriev o güne dair şunu söylüyor: “Haybah’tan dumanlar yükseliyordu. Byati Köprüsü yakınında 4 asker bir adamı kovalıyordu. Adamı öldürüp, cesedini Gekhi Irmağı’na attılar. Sürgünden 2-3 gün sonra bir ceset bulduk. Doğurmak üzereyken öldürülmüş bir kadına aitti, gömdük.” 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz