Çeçenya güvenlik güçleri, ocak ayının sonunda insan hakları aktivisti ve İşkenceye Karşı Komite eski avukatı Abubakar Yangulbayev’in annesi Zarema Musaeva’yı Nijniy Novgorod’daki evinden aldı. Çeçen yetkililer, Musaeva’nın bir ceza davasında sanık olduğunu iddia etmişti.
Tip 1 diyabet hastası Musaeva, gözaltı sırasında baskıya maruz kaldı ve neredeyse bilincini kaybetmiş bir durumda dışarı çıkarıldı. Çeçenya lideri Ramzan Kadirov, güvenlik güçlerinin eylemlerinin yasal olduğunu ilan etti. Kadirov ayrıca Yangulbayev ailesinin yerinin “hapishane veya toprağın altı” olduğunu da sözlerine ekledi.
Akrabaları ve insan hakları aktivistleri bir haftadan fazla bir süre boyunca Musaeva’nın nerede olduğunu bilemedi. Avukatlarının Musaeva ile görüşmelerine7 Şubat’ta izin verildi. Çeçenya yargıçlar kurulu, Abubakar’ın babası Saydi Yangulbayev’in emekli yargıç statüsünü ve dokunulmazlığını 3 Şubat’ta kaldırdı. Abubakar, ailesine yönelik zulmün, Kadirov’u eleştirmesiyle doğrudan bağlantılı olduğundan emin.
“Tehdit ediliyoruz”
Abubakar Yangulbayev bir haber sitesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ailemiz, Çeçenya’daki insan hakları ihlallerini (adam kaçırma, işkence ve öldürme) defalarca rapor etti. Bir tiran ve diktatör olan Kadirov, halı altındaki çöplerin ortaya çıkarılmasından pek hoşlanmaz.
Annem, bir devlet görevlisine şiddet uygulamakla suçlanıyor. Bu dava, onun tutsaklığını yasallaştırmak için düzenleniyor. Şeker hastası olduğu halde yasadışı bir şekilde gözaltına alındı. Bu durumdaki kişiler, suçlu oldukları kanıtlanana kadar tutuklanamaz. 7 Şubat’a kadar avukatların onu görmesine izin verilmedi.
Annem, kendisinin saldırdığı iddia edilen kolluk görevlisini Grozni’deki Staropromyslovsky Bölge Mahkemesi’ndeki duruşma sırasında hayatında ilk kez gördü. Kolluk görevlisi, başı eğik bir şekilde ayağa kalktı. Yaşananlardan onun da rahatsız olduğu belliydi.
Mahkeme personelinin hepsini tanıyorum. Onlarla çalıştım, evimize geldiler, bazıları bir anlamda akrabamız gibi oldu. Hepsi bizimle empati kuruyor, hepsi anlıyor ama bir şey yapamıyorlar çünkü onlar da mağdur.
Çeçenya, Rusya’nın içindeki toplama kampıdır. Holokost sırasında yaşananların aynısı oluyor. Aynı aptalca emirler veriliyor, insanlar sindiriliyor. Kadirov’un emrine uymazsanız, aynı kaderi paylaşacaksınız: Kaçırılacak, öldürülecek veya sahte bir davayla hapsedileceksiniz.
Federal Hapishane Hizmeti’nin çalışanları bile anneme karşı nazik, ona ev yemekleri veriyorlar. Gözaltı Merkezi’nin başkanı, duruşmadan önce şeker hastası için gerekli olan şeker ölçüm cihazı diyabetle ilgili diğer malzemeleri getirtmesine izin verdi. Tüm bunların Kadirov’a ve onun komplekslerine kişisel bir hakaret olduğunu; annemin tutuklanmasının ise ailemizin faaliyetleri nedeniyle bir rehin almak için Kadirov’un yaptığı terör eylemi olduğunu herkes biliyor.
Ailemizin yerinin ‘hapishane ya da toprağın altı’ olduğuna ilişkin Kadirov’un açıklamalarına ek olarak, Devlet Duması Milletvekili Adam Delimkhanov tarafından doğrudan tehdit ediliyoruz. Ve onun tehditleri daha tehlikeli, çünkü Çeçenya yetkililerinin öldürme emrinin infazcısı olarak tanınıyor.
Kadirov eğer rakibini ortadan kaldırma emri verirse, Delimkhanov suçu organize eder ve infazı gerçekleştirir. Silahlar, tanıklar, belgeler bulur. Ailemizi tehdit eden kişiler, güvenlik güçlerinde yetkilidir ve silahlara doğrudan erişimleri vardır.
Bütün ailemiz Rusya’yı terk etti. Ancak hiçbir ülkeye siyasi sığınma başvurusunda bulunmak istemiyorum çünkü bu, Çeçenya’ya geri dönme olanağımı ortadan kaldırır. Ben de vatanımdan ayrılmaya hazır değilim ve ülkede sivil toplum kuruluşu kurmak için her adımı atacağım.
Çeçenya’da kalan ve ailemizin aleyhinde düzenlenen mitinge katılan akrabalarımız, bunu baskı altında yaptılar. Şunu anlamak gerekir ki, Kadirovcuların doğrudan baskısı olmaksızın ülkede tek bir miting bile gerçekleşmiyor. Her şey adam kaçırma, hapsetme, işten çıkarma, üniversiteden atılma tehditleriyle yapılıyor. Bunlar kesinlikle terör yöntemleridir.
Bu mitingin katılımcılarından destek sözleri içeren mesajlar aldım. Bana şu sözlerle videolar gönderdiler: ‘Buradayım, ama seninleyim’, ‘Size beddua etmekte zorlanıyoruz ama bunları başımızda dikilen Kadirovcularla söylüyoruz.’
Rusya’da insanlar kaçırıldığında, herkesi özür dilemeye zorlayan çılgın bir diktatörlük rejiminin şekillendiği sorusu her zamankinden daha fazla yoğunlaştı. Ancak cumhurbaşkanı hâlâ dış politika sorunuyla meşgul (Ukrayna ile savaş olasılığı).
Sıradan insanların tepkilerine bakarsanız bizim tarafımızdalar, bu yüzden onlara minnettarım. Bana öyle geliyor ki, ülkeyi Kadirov’dan kurtarmak için hep birlikte hareket ediyoruz. Muhalefeti cezalandırmak, masum bir insanı terörist olarak adlandırmak ve hapse atmak, tüm bunlar Çeçenya’da uzun zamandır uygulanıyor.”
(takiedela-ru)
Çeviri: Serap Canbek