Cenova: Karadeniz’de yükselişi ve düşüşü 3. Bölüm

0
681

Şehirler arasında en dikkat çekeni ise Azak Körfezi’nin batı yakasında bir nehir ağzında kurulu olan Kabarda (Cabarda) adlı yerleşimdir. Ortaçağ haritalarında da görülen bu yerleşim, adını, şüphesiz ki nüfusunun büyük oranını oluşturan Kabardey sakinlerinden almaktadır. Burada Adigelerin varlığı yadırganacak bir durum değil, doğal bir gerçekliktir. Bunun için tarihsel verilere bakmak gerekiyor. 

Ayrıca, bugün dahi, Ukrayna şehirlerinden birinin adı Çerkessk, onun biraz aşağısında da Zaporijya var. Tarihsel olarak haklarında ne deniyor bir bakalım:  

“Tatar Hanı Baksak 1282 yılında Çerkesleri Elbruz (Beştav)-Piyatigorsk bölgesinden Kursk bölgesine çeker ve orada bir kent kurup yerleştirir onlara ‘Kazaklar’ adı verilir. Ancak Çerkeslerin yaptıkları baskınlar ve yağmalamalar sık sık halkların şikâyetlerine neden olunca, Kursk prensi Oleg Han’ın iznini alarak kenti yıkmıştır. Bu olayda çok sayıda Çerkes ölmüş, sağ kalanlar ise sağa sola dağılmıştır. İşte bunlar Rus asıllı köylü kaçaklarla birlikte, kendilerini takip edenlerden kaçıp ormanlarda gizlenerek her yerde talanlar yapmaya devam etmişlerdir. Onları büyük çabalar sarf ederek kovabilmiş veya yatıştırabilmişlerdir. Büyük kısmı Dnyepr Nehri’nin aşağı akıntı kıyılarına yerleşip orada Çerkessk şehrini kurmuşlardı. Muhtemelen şehirdeki sakinlerin çoğunluğu Çerkes kökenli olduğu için bu adlandırma yapıldı. Bir çapulcu cumhuriyeti kurup daha sonra ünlü ‘’Zaparojye Kazakları’ adıyla tanınmışlardır.”1 

Rus kronikleri, 965’te Prens Svyatoslav, Aşağı Don bölgesinde Yass (Alan) ve Kasogları (Adige) yenerek Kiev’e götürdüğünden bahseder.2 

Bir de bilinen Mistislav ile Redade söylencesi var; hileli düello sonucunda Redade Mistislav’ın hizmetine girer. 

1380’de, Kulikova Savaşı sırasında Mamay’ın paralı askerlerinin birleşimi tanımlanırken Çerkeslerden de bahsediliyor.3 

Antik kaynaklarda, Maiot Gölü -Azak Denizi- çevresinin, Meot ve Sind, Azux-Azıg haklarının yaşadıkları alan olduğu, Thraklar ile Kafkasya halklarının ilişkili bulunduğu belirtildiği halde, Çerkeslerin bu çevre bölgelere Ruslar, Altın Orda, Litvanyalılar vb. halklar tarafından götürülüp yerleştirildiğini söylemek bir nevi tarihi gerçekleri görmezliktir. Çağ itibariyle ulus devletlerin bulunmadığı, sınırların geçirgen olduğu, aile ve evliliklerin komşuluk ilişkilerini belirlediği, geçişlerin hep var olduğunu hatırlamanın yararlı olduğu gibi, Azak çevresindeki Meot doğal yaşam alanının doğu-batı göçlerine açık olması, bölge yerli Meot nüfusunun zamanla seyreldiğinin de göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir. 

Herodot şöyle diyor: 

“Step’in üst yanında Thyssageteia’lar vardır, Maiotis’lerin topraklarını geçip Pauls-Maiotis denilen göle dökülen dört büyük ırmağın kaynakları oradadır.” 

“Lydia’lılar eskiden Maionia’lılar adını taşırlardı. …. Olympos Dağı’na komşu oldukları için bunlara Olympos’lular da denilir.”4 

Örneğin, Strabon “Geographika” adlı eserinde şöyle demektedir:  

“Thrak’ların bazılarına Sinti’ler, sonra, Sint’ler, daha sonra Sai’ler denmiştir; bunların ülkesinde Arkhilokhos kalkanını bıraktığını söyler… Bu aynı insanlara şimdi Sapai’ler denir; çünkü bütün bunlar, Abdera’nın etrafında Lemnos’un dolaylarındaki adalarda yaşarlar. Aynı şekilde Bryg’ler ve Phryg’ler aynı insanlardır ve Mys’ler ve Maion’lar ve Meones de aynıdır; fakat bu konuda daha fazla genişlemenin anlamı yoktur.”5  

Aytek Namitok ise şöyle yazıyor: 

“Meotide’nin Asaeileri, Lazyglar veya Azamatlar tanrı Odin’in gözdesi Az halkının ataları olarak görülüyorlardı; buradan İskandinavya’ya geldikleri söylenmektedir ve ilk çıkış yerleri olan Asgrad kenti burada aranmaktadır. 

Meotide’in Aslarının adı Çerkes dilinde Azәx ‘Az denizi, Asların denizi’ (xә ‘deniz’) olarak adlandırılan Azak Denizi’nin adında günümüze kadar sürüp gelmiştir. 

Çerkes halkları arasında Asların veya Lazygların doğrudan soylarından gelenler olarak kabul edilenler, Ubykhlar ve diğer Çerkeslerin Azyg olarak adlandırdıkları Abkhazlardır.” (s.122)  

“Mysialıların Thrakia’dan gelmiş oldukları yalnızca ‘Mysia Bosporosu’ gibi coğrafi adlarla değil, Thrakia ile Mysia boy adlarının uyarlığı ile ortaya konulmuştur.” (s.133) 

“Mysia dili konusunda συκαλοβος ‘çoban değneği’ ve μανδραντα ‘çöpleme (bir bitki)’ olmak üzere iki sözcüğe sahibiz. Birincisi Çerkesçe ile çözümlenmektedir: ‘Śaxo çoban (at çobanı)’, lә ‘erkek’ ve baś ‘değnek’ ve hepsi ‘çoban değneği’ demektir. İkinci sözcükte υτα unsuru belki Çerkesçe wutze, ‘ot’tur.” (s.134)6 

Bugün dahi Kırım’da halen mevcut olan dağ, tepe, yol, nehir ve bölge adlarını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.7 Rahatlıkla, Çerkes halklarının, diğer halklar tarafından adı geçen bölgelere taşınmadan önce de bu bölgelerde varlıklarının olduğu şüphesizdir. 

Kafkasya’nın batı kıyılarında mevcut Cenova-Venedik kolonilerinin, Kabardi (Cabardi) yerleşiminden, güneyde, Abhazya’da İngur Nehri’ne kadar sırayla isimleri şu şekildedir: 

Cabardi, Porto Pizano, Tana (Azov; Azak), Caval Tivnecxi (Don ağzı), Nabaraz (Don orta), Cuza (Don yukarı), La Cavin, Tarmagmo, Targaime, Pevid, Bacinachi; Balzimachi (Yeisk); (Tana’dan Çerkesya’ya giderken ilk limanlardan), Port Lothar (Lotar) (Tana’dan Çerkesya yönünde ikinci), Sap Giorgio; San Giorgio (Tana’dan itibaren 4. liman), Tlopese, (Tiosiopa), Copa (Slavyansk-na-Kubani) (Kitoplo, Lokopa; Kopar; Cupo) (Kuban Nehri ağzı kuzeyi), Cogia (Kuban Nehri aşağı), Gingisi (Kuban Nehri orta), Safanar (Kuban Nehri yukarı), Aqua (Kuban Nehri üst), Safaraz (Kuban Nehri üst yukarı), Caerogie, Meneon, Leshe (Kuban-Beysu ’Beisu’ ağızlarına yakın), Pess (Reho; Pexis; Pesce; Pesso; lo Reho; Pete), Calo Zichia, Alba Zihia (Aoul de Zichie), Cavo de Croce; Kruche (yeri tam belirtilmemiş-kuzeyde), Lafta, Matrakha (Kina); Tamatarkha; Matrega (Taman), Mapa; Varda (Anapa), Trinisse (Zimesse; Ninata; Calolimen; Batiyar; Batiar; Bata (Sucuk Kale; Novorossiysk’i; Büyük Liman), Coretko, Maura Laco [Mavro Liman (Gelencik)], Lau Sirtoiso, P. Susacko, Albapeku, Sanna, C. Q. Coba, Costa (Xosta), Liyash; Layso (Adler), Iaqosse [Cavo di Buxo; Carcari; Derveni (Gagra)], Auogassia (Tsandripsh), Abcasia [Santa Sofia; Pezonda (Pitsunda; Alakhadzy)], Cogire (Primorski? veya Miusera?), C.b.Bacie, (Tskvara?), Nicosa [Nicoxia (Yeni Afon; Athos; Anakopia)], Savastopoli, Eski Sogun (Sohum, Ako), İskuria [Skyrtia; Mıs Marfitam; Asassist (Kodor Ağzı)], Calticbca (Kodor orta), P.Marsilon, Cıncıbar, Tanassa (Canassa), Corcbanaia, Gauobina, Daxo.8 

Cenevizliler, Kafkasya’dan bu kolonileri üzerinden elde ettikleri kürk, deri, kök boya, yün, kanvas, pamuk, balık ve havyar, bal, kereste, kâğıt, safran ve balmumu, tahıl, tuz, şap, odun, gemi kerestesi, koyun derisi, tilki, sansar ve diğer kürkler, ipek halı, pamuklu kâğıt, gümüş cevheri, çeşitli meyve, mineral kaynakları Avrupa ve diğer yerlere ihraç ettikleri anamallardı. Köle ticareti de önemli yer tutuyordu. Ayrıca Uzakdoğu’dan gelen baharat ve çeşitli mallar bu koloni şehirler üzerinden Avrupa’ya gönderiliyordu. 

Kolonilerde Yunan çağından beri dolaşımda olan “Aspra”, “aspri di argento” adlı gümüş para idi. Bu para Yunan Aspra’sından farklıydı.9 

Cenevizliler, Fatih’in Trabzon Rum İmparatorluğu’nu ilhak edip Karadeniz’in Anadolu sahillerini kontrol ettiğinden bu tarafa Boğaz geçiş ücreti ödüyorlardı. Mayıs 1475’te ise, Cenevizlilerin, memleketin içişlerine karışmasından rahatsızlık duyan Kırım asilzadelerinden Eminek Bey’in talebi üzerine Fatih, 300 gemi ve 40 bin kişiden oluşan donanmayı Gedik Ahmet Paşa komutasında bölgeye intikal ettirmiş ve Cenevizlilerin Kırım ve diğer şehirlerdeki varlıklarına son darbeyi vurmuştur.10 

Böylece Karadeniz ve Batı Kafkasya’da uzun süreden beri devam eden Ceneviz varlığı son buluyordu. (Bitti)


1- Y. F. Blaramberg, Kafkasya, s.153 

2- O.B. Bubenok, Khazar Hanlığı’nın Güneybatı Sınırında Kosoglar, Hazar Almanak c.12 Kharkiv-2014 

-O.B. Bubenok, Eski Rus Kaynakçalarında Kasogların İlk Anlatımı ve Güvenilirlik Derecesi, At Kültü Dosyası, s.152 

3- O.B. Bubenok, Çerkessk Şehrinin Kuruluşu ile İlgili Efsaneler; Gerçek mi Kurmaca mı? 

4- Herodotos, Herodot Tarihi, Çeviren Müntekim Ökmen, İş Bankası Yayınları İstanbul-2009, kitap: IV, Mad: 123 ve VII. 74 

5- Strabon, Geographika-Antik Anadolu Coğrafyası, Çeviren Prof.Dr. Adnan Pekmen, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul-2000, s.30  

6- Prof.Dr. Aytek Namitok, Çerkeslerin Kökeni c.2, Çeviren Aysel Çeviker, KAFDAV Yayınları, Ankara-2008 

Ayrıca bakınız: Met Çünatıko Yusuf İzzet, Kafkas Tarihi c. II, Türkçeleştiren Doğan Erdinç, KAFDAV Yayınları, Ankara-2009 

7- Samir Hotko, Adige Tarihinin Periyodizasyonu, Çeviren Uğur Yağanoğlu, Jineps gazetesi Mart 2022 sayısı 

https://jinepsgazetesi.com/2022/03/adige-tarihinin-periyodizasyonu/ 

8- Yerleşim adları için bakınız: Üç bölümde adı geçen tüm kaynaklar 

9- E.S. Zevakıp ve N.A. Penchko, 13. ve 15. Yüzyıllarda Batı Kafkasya’daki Cenevre Kolonilerinin Tarihi Üzerine Denemeler, Tarih Enstitüsü SSCB Bilimler Akademisi  

10- Anıl Karadere , XIX. Yüzyılın İlk Yarısında İngilizce Seyahatnamelerin Işığında Kuzey Kafkaslar, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar-2014 

-Kırım haritası (da Kabardi): Kaynak: С. Г. Бочаров, Историческая география крымских территорий Генуэзской Газарии (1275—1475 гг.), The Genoese Gazaria and The Golden Horde, Volume 2 Kazan-Kshinev-‘019 

-Batı Kafkasya ve Kırım haritası, kaynak internet 

Önceki İçerikOubykh Mektupları Mayıs 2022
Sonraki İçerikBirey olarak ne yapmalıyız?
Jiy Zafer Süren
1951’de Samsun’da doğdu. Üniversite’yi terk etmiş ve muhasebeci olarak çalışarak emekli olmuştur. Çeşitli dergilerde şiir ve araştırma yazıları yayınlandı. Kafkasya üzerine yayın yapan, As Yayın’ın kurucuları arasında yer aldı. “Çipxe, Kafkas Aile Armaları” (derleme) ve “Tama Bahar Gelmeyecek” (şiir) isimli iki kitabı vardır. Nisan 2008 itibariyle Jıneps gazetesi yazarları arasında yer aldı, Ocak 2011 tarihinden bu yana yayın kurulu üyesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz