Waştırci Dua Haftası mı Ceorguıba Bayramı mı?

0
463

Oset aristokrasisinin Osetya’da yaymaya çalıştığı İslam da Kafkasya’da en az Osetya’da yayılabilmiştir.


Aziz George’un klasik betimlemelerinden biri, Rus Devlet Müzesi St. Petersburg

İçinde bulunduğumuz ayın geleneksel Oset takviminde yaygın olan iki ismi var: “Джеоргуыбайы мæй” veya “Уастырджийы мæй”. Bu aya adını veren “Waştırci Dua Haftası” ya da “Waştırci Günleri” (Уастырджийы кувæн къуыри / Уастырджийы бонтæ) bayramında, tarım işlerinin tamamlanmasından sonra kasım ayının son haftasında, bir dizi geleneksel ritüeller yapılır. Osetler arasında bu bayramı Hasat Bayramı ya da Bereket Bayramı olarak adlandıranlar da vardır. Bayramın arifesinde, pazar günü, kurbanlık bir hayvan kesilir. Bunu cumartesi günbatımından sonra yapmak daha da iyidir, böylece ertesi gün et soğuyabilir ve işlenebilir. Kutlamanın kapsamına göre kurban bir boğa ya da koç olabilir ve bu güne “Gal ærgævdæn bon” (öküzü kesme günü) denir. Pazar günü fıdcınlar yapılır ve misafirleri davet ederler (fıdcıntı bon). İlk pazartesi aile çevresinde kutlanır. Salı günü şenlik masasında üç geleneksel wælibæx, kesilen bir hayvanın başı ve boynu servis edilir ve aile reisi dua ettikten sonra bütün erkekler masaya oturur. Masada, geleneğe göre, ilk kadeh “Büyük Tanrı”nın onuruna kaldırılır; ikincisi ise başyardımcısı Waştırci şerefine yapılır. Osetler dualarını da “Xuıtsaw æmæ dæ Waştırciyı xorzæx ud!” (Хуыцау æмæ дæ Уастырджийы хорзæх уæд!-Tanrı ve Waştırci kutsasın) şeklinde yaparlar. 

Aile reisi, ailesini ve sülalesini onların himayesine verir ve sevdiklerinin esenliği, huzuru ve mutluluğu için dua eder. Daha sonra geleneksel temenniler ve dualar edilir. Kutlamanın diğer günlerinde komşular birbirlerini ziyaret ederler. Bu hafta boyunca kanatlı hayvan kesilmez, balık, domuz eti ve bunlardan hazırlanan ürünler masaya konmaz. Kutlamanın son günü olan pazartesi, herkes aile çevresinde yeniden kutlar bayramı (Bigaev Taybek) 

Başlıktaki isimlendirme farkı aslında aynı kutsal varlığın Gürcüce ve Osetçe adlarından geliyor: Waştırci / Ceorguıba (Gürcüce Giorgoba’dan bozma Ciorguba (Гиоргоба > Джиоргоба). Waştırci (Уастыржди) Geleneksel Oset İnancı’nda (İron Din, Wats Din ya da Ætsæg Din – Oset Dini / Kutsal Din / Gerçek Din), tanrının en önemli yardımcısıdır. Osetya’nın ve Osetlerin hamisi Waştırci, erkeklerin, askerlerin ve yolcuların koruyucusu olup namuslu ve dürüst kişilerin, yoksul ve garibanların da hamisi ve gençlerin de yol göstericisidir. Erkeklerin hamisi olması hasebiyle kadınların onun adını anmaları bir tabudur ve ondan “Lægtı Zuar” (Erkeklerin Dua Kapısı) şeklinde bahsedebilirler.  

  

Efsanevi Şatana’nın babası 

Osetlere göre Wasgergi (Dig.) / Waştırci (İr.) Oset kadınının bilgeliğinin ve güzelliğinin kişileşmesi olan, Nart destanının kahramanı, efsanevi Şatana’nın babasıdır ve Tanrı ile insanlar arasındaki aracılıktan sorumlu işlevleri yerine getirir. Bazen Waştırci, fakir bir yaşlı adam kılığında insanlar arasında görünür ve böylece insanların gerçek yaşamlarını, sevinçlerini ve sorunlarını öğrenir ve yardım eder. İnsanlar Waştırci’ye en yüksek nitelikleri bahşettiler ve yüceliğini belirtmek için onu “Altın”, “Yiğit”, “Altın Kanatlı”, “Kıvılcım Gözlü” vb. sıfatlarla andılar. Muhtemelen Osetya’da Waştırci’nin onuruna kutsal alanın olmadığı bir vadi, bir köy yoktur. Rekom, Nıxaş, Kob, Xurxor, Zivgis, Xetag Korusu, Digorya Waştırci ve Cer kutsal alanları özellikle ünlüdür.  

İşlevlerine bakarak; Waştırci’nin pagan döneminde taşıdığı işlevlerin, öncelikle savaşçıların tanrısı olduğunu ve tektanrılı dinlerin (Kabarda üzerinden Müslümanlığın, önce Bizans ve Gürcistan, sonrasında Rusya üzerinden Hıristiyanlığın) etkisiyle İron Din tektanrılı bir yapıya dönüşürken Tanrı’nın (’Ştır Xuısaw) başyardımcısı konumuna düştüğünü varsayabiliriz. Yine de onun yanına çağrılmadan girebilen tek varlık olması diğer “yardımcı”lardan farklı konumuna tanıklık etmektedir. Nitekim geleneksel sofra dualarında en başta Tanrı’ya yapılan dua-dileklerin ardından Waştırci’ye yapılan dualar gelir.  

Waştırci zamanla kimi başka tanrıları da bünyesine almıştır (Тыхост Уастырджи gibi), dolayısıyla işlevleri de (sadece askeri seferler için değil, tüm yolculuklar için, bolluk ve bereket için, iyileri ve doğruları kötülerin şerrinden korumak için, barış ve huzur için vb.) çoğalmıştır, kutsal alanları da.  

İbrahimi dinlerin fanatikleri dışında, hangi dine mensup olursa olsun tüm Osetler Waştırci’ye saygı gösterirler. Kimliğini korumaya çalışan insanlarımız için Geleneksel Oset İnancı, bu kimliği diğerlerinden ayırt edici en belirgin özellik olduğu için, çok önemlidir: Etnik uyanış sürecinde İron Din’in yeniden güç kazanması tam da bu nedenledir. Etnik kimliğini yaşatmak isteyen insanlarımız, inanç boyutunun ötesinde, atalarının inançlarına ve anadilleriyle isimlendirilmiş, duaları oluşturulmuş bu tek dine sahip çıkıyorlar. Ben de tam da bu nedenle ata inancımızın bayramlarını düzenli olarak yayımlıyorum, zaman zaman da bu konuyla ilgili çevirilerimi, derlemelerimi paylaşıyorum sizlerle.  

Ermeniler ve Yahudilerin yanı sıra kendilerine has bir “etnik dini” olan ve bu şekilde etnik kimliklerini koruyabilmiş sayılı halklardan biridir Osetler. Bu “kendi” ulusal dini, geleneksel kültürü ve insanların zihinsel yapısı, Osetlerin sosyal ve manevi yaşamının uyumlu bir şekilde birleştirilmiş katmanlarıydı ve birbirlerine sıkı bağlarla bağlıydı bu katmanlar. Bu nedenle, ata dinimize saygı, insanların köklerine olan saygılarını ölçen bir mihenk taşı gibidir. 

Waştırci, Hıristiyan azizleri gibi halelendirilmiş

Hıristiyanlık ve Müslümanlık 

Osetya’da Hıristiyanlığın yakın zamandaki yayılmasının genel başarısına rağmen, misyonerler, Osetyalıların yüzyıllar boyunca halk ritüelleri ve ruhani kültürlerinde şekillenen ciddi geleneksel dini görüşlerini etkileyemediler. 19. yüzyıla kadar Rus ve yabancı seyyahlar tarafından yapılan tarihi tasvirlerin hiçbirinde, Osetler arasında Hıristiyanlığın sembollerinin tasviri yoktur. “Yabancı dinlere” karşı halktaki çekince sadece Rus Ortodoks Kilisesi için mevcut değildi.  

Oset aristokrasisinin Osetya’da yaymaya çalıştığı İslam da Kafkasya’da en az Osetya’da yayılabilmiştir. Bu dinler de yayılırken ancak İron Din ile melezlendikleri oranda kabul görmüşlerdir. Osetya’da farklı dini inancı olanların dağılımı hakkında veriler, hibrit inanç opsiyonu olmadığı için, farklılık göstermekle beraber, internette, hibrit inanç opsiyonu da olan yaklaşık 1.000 kişinin katıldığı, Osetya’da yaşayan, Oset kökenli ve bir dine bağlılığını bildiren kişiler arasındaki bir anketin sonuçları şu şekildedir: 

Geleneksel Oset İnancı: %42.4 

Hıristiyan: %13.8 

İslam: %3.7 

Hem Geleneksel Oset İnancı hem de Hıristiyan: %35.7 

Hem Geleneksel Oset İnancı hem de Müslüman: %2.3 

Diğer: %2.1  

Osetler arasında geleneksel ata dinine (Ætsæg Din – Gerçek Din / Was Din – Ulu Din) inananların oranı tüm eski Sovyet coğrafyasındaki, dolayısıyla modern toplumlar arasındaki en yüksek orandır. İkinci en yaygın inanç olan Ortodoks Hıristiyanlık ve -çok daha az bir oranda da olsa- üçüncü yaygın inanç olan İslamiyet ile melezleşmiş bir şekilde inananları da sayarsak, inançlı insanların 3/4 ile 4/5’i arasındaki bir kesim ata inancına inanmakta / saygı duymaktadır. Bunda en önemli husus, tarih olarak dağlık bölgelerde yaşayan Osetlerin ovalara nüfuz eden İbrahimi dinlerin etkisinden korunmuş olması ve daha yakın zamanda da, aktif olarak ateizmin propaganda edildiği Sovyet döneminde ata dininin gelenek kapsamında değerlendirilip İbrahimi dinler kadar baskı altına alınmamış olmasıdır. Sovyetler’in dağılma sürecinde insanlar “Sovyet İnsanı” / Komünist kimliklerini yitirirken kolektif kimlik, hatta şahsi kimlik olarak, çokluk milli kimliklerine sığınmışlardır.  

  

Oset ethno-dini 

Her ulus kendi kimliğini yeniden kurarken farklı tarihi / dini göndermeleri kullanmışlardır, Osetler içinse bu kaynaklar İskit ve Sarmatların devamı olan Alanların torunları olmalarının yanı sıra gelenekleri ve bununla iç içe geçmiş olan ata dinleri olmuştur. O kadar ki yazar Sergey Shtyrkov bu yönelişi, bir Oset ethno-dini projesi olarak adlandırmıştır. Bu durumu Benedict Andersonvari bir “hayali cemaat” kurma girişimi olarak değerlendirmek yanıltıcı olur; çünkü Osetler 20. yüzyılın başlarına kadar ulusal kimliklerini dinleriyle özdeşleştirdiler.  

Bir Oset için Oset olmak aynı zamanda Osetlerin inançlarına bağlı olmak anlamına geliyordu, tıpkı “Yahudi”nin hem din hem de insan anlamına gelmesi gibi. Bu nedenle 19. yüzyılda Gürcüler, Hıristiyanlığa geçen Osetleri “Eski Osetler” olarak adlandırmışlardır. Ancak Sovyet döneminin militan ateizminin hâkimiyetinden sonra, “Oset” terimi, Oset nüfusunun çoğunluğu, özellikle de gençler arasında geleneksel inançla özdeşleştirilmekten vazgeçti. “Geleneksel dini tanımlayacak başka bir ismin olmaması, Hıristiyan ve gayrimüslim tüm inançların “paganlık / putperestlik” terimiyle adlandırılması, nüfusun bu “putperestliğe” bağlı kalmaya devam eden kesimini bile yanıltmaya başladı. Resmi olarak Osetler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar olarak bölünmeye devam ettiler.  

  

“İnançta kimsin?” 

Yıllar içinde nüfusa “putperestlik” terimine karşı olumsuz bir tutumun aşılandığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, inanan bir Osetyalıya “İnançta kimsin?” sorusu sorulduğunda, çoğu durumda kendisine Hıristiyan veya Müslüman demeyi tercih eder. Kavramların ikame edilmesi, çoğu zaman çarpık bir Oset dindarlığı algısının nedeni haline geldi. Yani, Osetlerin Hıristiyanlığa karşı tutumunu analiz eden G.A. Kokiev, “Osetler hiçbir zaman özellikle dindar olmadılar ve ne o zaman, ne öncesinde ne de sonrasında hiçbir zaman belirli bir inanca sahip olmadılar” sonucuna varıyor. Prof. M.S. Totoev, “Hıristiyanlığın Osetya’daki istikrarsız konumunun en önemli nedenlerinden birinin, kitlelerin ona karşı olumsuz tavrı” ve “Osetlerin rahiplere karşı düşmanca tavrı” olduğuna inanıyordu. 

  

Milli ve dini devşirme 

Özellikle Hıristiyanlık bölgede yayılırken pagan unsurların reddedilmesini değil de dönüştürülerek kendi bünyelerinde eritilmesi yolunu, toptan bir reddediliş ile karşılanmamak için, mecburen seçerken (ki kendi de peygamberinin hayat hikâyesi dahil hemen tüm unsurları önceki dinlerden devşirmiştir) Waştırci’yi de Hıristiyan azizi St. George ile özdeşleştirmiştir ve onun gibi resmetmiştir (atın üzerinde bir ejderhayı / yılanı kargı ile alt ederken). Bu özdeşleştirmenin halk arasında olması anlaşılabilir ancak bu konuyu en iyi bilen kilise büyükleri tarafından yapılması manidardır. Bahse konu “Ceorguıba” ismi de Aziz George’un Gürcüce isminden türemiştir yani hem milli hem de dini bir devşirme kalkışmasının sonucudur. Zaten Gürcü kilise takviminde 23 Kasım resmi olarak Georgoba (Aziz George) Günü’dür. 

6.000 yıllık Aryan geleneğinden gelen, binlerce yıllık Osetlerin Nart Destanları’nın da temel karakteri olan Waştırci’nin, 1.700 yıl kadar önce yaşamış, Kapadokyalı gerçek bir tarihsel figür, asil bir Romalı bir general olup sonradan kellesi alınan ve daha sonra azizlik bahşedilen Aziz George arasındaki temel ve bariz farktan dolayı bu özdeşleştirilmedeki saçmalık bir yana Osetyalıların Hıristiyanlaştırma girişiminin, “ruhani yönelimimizi yabancılarla ikame ederek, halkın asimilasyonunu hızlandırma girişiminden başka bir şey” olmadığını görmek o kadar da zor olmasa gerek.  

Ceorgub (Aziz George) kavramının Waştırci ile hiçbir ilgisi yoktur. Abaev’in Etimoloji sözlüğünde yazılanlar da bilgisizlikle açıklanamaz elbet. “Ceorguıba” konseptinin başka bir versiyonu daha var: Sözde onlar, sonbahar tarım işinin sonunda bayram etkinlikleri düzenleyen, zengin sofralar kuran, köylüleri davet eden ve Waştırci’nin adını yücelten koca Ceor ve karısı Guba idi. Minnettarlıkla köylerini korudular. Ancak bu versiyon da yanlıştır (K. Gogaev – Xetæci Waştırciyı Zuarı Kuvæglæg). 1994 yılında Vladikavkaz’da yayımlanan “Osetlerin Etnografyası ve Mitolojisi” kısa sözlüğünde dahi Ceorguıba’nın Aziz George adına bir hasat bayramı olarak tanımlanıyor olması Oset kimliğine yönelik hem Rus hem Hıristiyan asimilasyon komplosunun bir örneği olsa gerek.  

  

“Osetlerin dini inançlarının iki katmanı olduğuna inanılır” 

Robert Kulumbegov’un belirttiği gibi: “Din, yeni siyasi ve toplumsal gücün ideolojisini onaylamanın bir aracıdır.” Bizans, Gürcistan ve Rusya İmparatorluğu da Osetya’da zamana göre test edilmiş bir araç kullandı. Yeni bir halk oluşturmaya çalışan Hıristiyan rahipler, bu ülkelerin etkisi altına girmiş, dinsel imgeler kadar daha anlaşılır ve ikna edici yeni bir imgeler sistemi kurmuşlardır. Temelde yumuşak taktikler kullanıldı. Dünyanın herhangi bir dininde, insanların yaşamının belirli bir bölümünden sorumlu bir ilah vardır; yağmur, bereket, avcılık, askerler, gezginler, kadınlar, çocuklar vb. Hıristiyan Kilisesi’nin azizleri. Dünyanın dini inançlarının varlığındaki bu benzerlik misyonerlerin işine geldi. Teknoloji basitti; işlevleri yerel tanrıya benzeyen bir Hıristiyan azizi seçildi, ilk etapta yetkili tanrı alındı. İlahi özün iki temsilcisinin kademeli olarak paralel varlığı iddia edildi; geleneksel göksel varlık ve Hıristiyan aziz.  

Tabii ki, Hıristiyan aziz ilk başta gerekli yetkiye sahip değildi, ancak giderek artan sayıda yerel topluluk misyonerleri ona tapınmaya çekti. Ve sonra bir gün geldi ki Hıristiyan Kilisesi’nin taraftarları mutlak çoğunluk haline geldi. Diğer yöntem. Misyonerler, geleneksel bir bayramın kutlanma tarihini Hıristiyan bayramına yakın bir tarihe ertelemeyi teklif ettiler. Yapabilseydi, o zaman dönüşüm basit bir mesele haline gelir. Yavaş yavaş, Hıristiyan tatili daha görkemli bir şekilde kutlandı ve inananlar iki benzer tatili birleştirmeyi teklif etti. Ve sonuç olarak, zamanın geçişi, sadece tatil zaman çerçevelerini değil, aynı zamanda eski tanrıların ve Hıristiyan azizlerin adlarını ve görüntülerini de üst üste bindirerek birleştirdi.  

“Osetlerin dini inançlarının iki katmanı olduğuna inanılır: Bir yanda ruhlar ve melekler (göksel varlıklar) geleneksel inançları, öte yanda Hristiyanlığın getirdiği azizler. Alanya Osetya’da Hıristiyanlığın gerilemesinden sonra Hıristiyan azizler bir anda ve tamamen ortadan kalkamadı. İnanç, iz bırakmadan kaybolmak için çok derin bir insan duygusudur. Dini inançlar asırlardır tasdik edilir, ancak bazen binyıllar bile insanların hafızalarından silinemez. Zamanla, mevcut kilisenin sürekli ilgisi olmadan, Hıristiyan Osetlerin yavaş yavaş geleneksel inançlara kısmen dönüş de dahil olmak üzere yeni bir biçim aldıklarına inanıyorum. Sonuç olarak, kutsal Hıristiyan Kilisesi Alanya, daha sonra adı olarak değiştirildi ve görüntüleri artık geleneksel panteonun temsilcileri olarak karşımıza çıkıyor. Bazı biliminsanlarına göre Hıristiyan özüne dönüşmüş Mıkalgabırtæ, Tarancelos, Tutır, Wasilla var. Aynı zamanda, antik oluşumun temsilcileri de hayatta kaldı: Æfşati, Don-Bettır, Gatagov, Galagon. Oset halk inançları araştırmacılarının kayıtlarında, artık geleneksel panteonda temsil edilmeyen daha eski tanrılardan söz edildiğini görüyoruz: Xor Aldar, Burhorali, Zegiman…” 

Bugünkü anlamda ulusların oluşumu çok yenidir ve ulus-devletlerin ortaya çıktığı Fransız Devrimi sonrasında başladığı söylenebilir. Tüm dünyaya da önce hâkim halkların uluslaşması, daha sonra hükmedilen halkların uluslaşması şeklinde yayılmıştır. Osetlerin de bir ulus bilinci edinmeleri, doğaldır ki göreli olarak daha da yeni bir dönemde olmuştur.     

Her millete komşuları genel bir isim takmıştır, kendilerini yaşadıkları coğrafya (bizde komlar / vadiler hatta), konuştukları diyalektle (İron, Digoron, Gudar) şeklinde tanımlarlarken. Bu isimlendirmeyi, bir aşağılama, ötekileştirme içermediği sürece, benimsemekte bir beis yok ancak kendi ata dininin en önemli figürünü yabancı (hem de en büyük düşmanının) diliyle ve senin inancını ilkel sayıp yok etmeye çalışan, kutsal alanlarımıza şapeller dikerek, Xetæci Waştırci Kutsal Alanı’nda Hıristiyan ayinleri yaparak, provokasyon peşindeki bir dinin perspektifinden isimlendirilmesini kabul edip benimsemek düşünülemez!.. 

  

“Waştırci Günleri” 

2017 yılında “Yuzinad” kamu kuruluşunun “İrıştonı Zuærttı Lægadgancıtı æmæ Kuvæg Lægtı Sovet” ve “Yuzinadı Hiştarty Nıxaş” üyeleri “Waştırci Günleri” konusunda bir yuvarlak masa toplamıştı. Bu toplantıda A. Varziev ve K. Elkanov’un belirttikleri gibi bayramın adının Waştırciyı Bontæ yerine Ceorguıba olarak çarpıtılarak anılmasının nedeni bizzat Waştırci kavramını değiştirme arzusudur. Yuzinad da sonuç bildirgesinde en çok saygı duyulan ve sevilen “duag” (Tanrı’dan sonra) olmuş ve olmaya devam eden Wasgergi / Waştırci ile bir ölümlünün kasten karıştırılmasına ilişkin “Yetkililerin, Ortodoks din adamlarının yardımıyla, Osetyalılara kendilerine yabancı olan Hıristiyan inancını empoze etme arzusu, ulusal panteonun bazı karakterlerinin adlarını çarpıtma ve yeni ad verme girişimlerinde ifade edildi. Onlara bir Hıristiyan sesi verir ve sonra gerçek kutsal anlamlarını siler. Bu durumda başlığı değiştirmeyi başardılar ama içerik aynı kaldı” der. “Elbette bir günde insanlar, herkesin aşina olduğu ‘Ceorguıba’ kavramının neden tatilin gerçek özünü ifade etmediğini ve ‘Aziz George’, ‘Ceor’ kavramlarıyla ve ‘Guba’ ya da bu kelimelerin başka herhangi bir yorumuyla bağlantılı olmadığını anlayacaklar.” Ancak en önemli değerler, yani gelenek ve kültürün somutlaştırdığı şeylerin yanı sıra Oset halkı tarafından çok övülen “Xuıtsa”, “duag”, “zuar” vb. kavramlar, hiyerarşilerinin mantığını yansıtan belirli bir sırayla sunulur. Ve yanlış anlaşılması ve yorumlanması, anlamın ihlaline yol açar. Belirtebileceğimiz gibi, yaşlıların, kutsal yerlerin sorumlularının ve bilimsel entelijansiyanın temsilcilerinin görüşleri örtüşüyor. Saygıdeğer “Duaga-Waştırci” bayramının geleneksel adını geri getirmek ve bu bayramın “Waştırciyı Bontæ” olarak adlandırılması gerektiğini insanlar arasında sürekli olarak yaygınlaştırmak gerekiyor. 

(http://iudzinad.com/джеоргуба-или-уастырджийы-бонта/

Memlekette ata dinlerine sahip çıkan milliyetçi Osetler bu konuda bir süredir hassasiyet göstermekte ve Cerguba yerine Waştırci Bayramı, Waştırci Dua Haftası deyimlerinin kullanılması için uyarılar yapmaktadırlar. Biz Diaspora Osetlerinin de bu hassasiyeti göstermemiz gerektiği kanısındayım. 

Waştırci ve St. George’un bilerek “karıştırıldığı” siteler: 

http://osinform.org/17998-dzheorguyba-nedelya-pokloneniya-uastyrdzhi.html 

https://1000.menu/holidays/info/1225-dzheorguyba-den-cvyatogo-georgiya 

https://p-coast.ru/besplatnye-razvlecenia-vo-vladikavkaze/ 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz