‘Örgütsel ve toplumsal gücümüzü fayda esaslı bir biçimde eyleme dönüştürdük’

0
440

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Oral, deprem sürecinde KAFFED’in yaptığı çalışmaları anlattı.

-Çok üzücü bir afeti ve sonuçlarını hep beraber yaşamaktayız. Toplumun dayanışma ve yaraları sarma konusundaki kararlılığı güzel olan tek şey. Tüm kurumlarımızda dört koldan yürütülen yardım çalışmalarının hedefine ulaştığını, iyi organize olunduğunu görüyoruz. KAFFED tarafında sürecin başından sonuna olduğunuzu biliyoruz. Bize neler anlatmak istersiniz?

-Öncelikle tüm yönetim kurulu üyelerimiz adına yaşadığımız deprem felaketinde hayatını kaybeden tüm canlarımıza rahmet, başta yaralılarımız olmak üzere bu felaketten etkilenen herkesle geçmiş olsun dileklerimizi paylaşmak isterim. 6 Şubat Pazartesi sabahı deprem haberini ilk aldığımızda, herkes gibi biz de büyük bir şok geçirdik. Yaşadığımız afetin ölçeğini anlamamızla birlikte önce ivedilikle bölge derneklerimizin yöneticileriyle telefonla görüşerek bir irtibat grubu oluşturduk ve bölgedeki duruma ilişkin görüşmeler yaptık. Bu aşamada önceliğimiz bölge ile sağlıklı iletişim kurmak, acil ihtiyaçları belirlemek ve arama-kurtarma faaliyetlerine engel olmayacak biçimde yapabileceğimiz çalışmalar ile yöntemleri belirlemek oldu. Bu görüşmelerin hemen akabinde de yönetim kurulumuz, bölgedeki derneklerimizin başkanları ve yöneticileri ile Kayseri, Ankara, İstanbul ve Adana gibi koordinasyonda yer alabilecek derneklerimizin katılımıyla bir Deprem Kriz Komitesi kurarak 6 Şubat günü hemen çalışmalarımıza başladık. Aynı gün yönetim kurulu toplantımızı gerçekleştirip başkanlar kurulumuzla da görüş alışverişi içerisinde acil ihtiyaç listelerini belirleyip tedarik, nakliye, depolama ve dağıtım konularında işbölümü yaptık ve tüm derneklerimiz de Kriz Komitesi ile eşgüdümlü bir biçimde ayni yardım toplama çalışmalarına başladı. Dernek üyelerimiz, gönüllülerimiz ve hayırseverlerin gayretleriyle kısa sürede gıda, su, battaniye ve kıyafet gibi temel ihtiyaçlar toplanmaya ve temin edilmeye başladı. Böylece depremin ikinci günü sabahı harekete geçerek Kayseri Kafkas Derneği gönüllüleri ile girdiğimiz bölgede Göksun ve köylerinden başlamak üzere acil ihtiyaçların dağıtımına ve sonraki süreç için de diğer ihtiyaç tespitlerine başladık.

Bölgede ayni yardımların toplanması ve dağıtımı için Kahramanmaraş ve Reyhanlı’da bölge derneklerimiz toplanma merkezi ve depolara dönüşürken, hayırsever işinsanlarımızın da desteğiyle Kayseri, Pınarbaşı, Göksun ve Adana’da üs olarak kullandığımız depolar oluşturuldu. Kahramanmaraş bölgesi için Kayseri Kafkas Derneği, Hatay ve Osmaniye bölgesi için ise Adana Çerkes Kültür Derneği ihtiyaçların tespiti ve yardımların ulaştırılmasında koordinatör dernekler olarak tespit edildi. Federasyonumuz Kriz Komitesi koordinasyonuyla başta Kayseri, Uzunyayla ve Pınarbaşı’ndan 100’den fazla gönüllünün desteğiyle köyler dahil olmak üzere Göksun, Kahramanmaraş, Osmaniye, Gaziantep, İskenderun, Antakya ve Reyhanlı bölgelerinde son derece koordineli bir şekilde yardımların dağıtımına başladılar ve hâlâ da sürdürüyorlar. Samsun, Arıkbaşı, İstanbul ve Ankara’dan bölgeye gelen gençlerimiz de sahadaki çalışmalara katılarak insangücü ihtiyacını karşılamak üzere özveriyle çalışmaktalar. Bugüne kadar depremden etkilenen 4 ilde, ayrım yapmaksızın, toplam 61 yerleşim yerine yardımlar ulaştırıldı ve ulaştırılmaya devam ediyor. Yardım faaliyetlerimiz AFAD başta olmak üzere resmi kurumların bilgisi dahilinde ve koordinasyon içinde gerçekleşmektedir.

Yine aynı gün ortaya çıkan diğer önemli bir ihtiyaç da başta yaşlılar ve çocuklar olmak üzere depremden etkilenenleri güvenli alanlara tahliye etmek oldu. Bu minvalde ilk etapta Kayseri Kafkas Derneğimizin organizasyonuyla Pınarbaşı ve Kayseri merkez olmak üzere geçici konaklama yerleri belirlendi ve tahliyelere başlandı. Devamında Ankara Çerkes Derneğimiz de tahliye ve yerleştirme operasyonuna katılarak 100’ün üzerinde insanımız Ankara’da tespit edilen evlere yerleştirildi. Tüm bunlar devam ederken, bildiğiniz üzere arama-kurtarma çalışmaları da devam ediyordu ve bu konuda çok fazla ihbar alıyorduk. Gençlik organlarımızdan gönüllüler yönetim kurulumuz ile koordinasyonlu bir şekilde depremin ilk 10 günü boyunca enkaz altında olan kişilere dair sosyal medyadan ve bize doğrudan iletilen ihbarları tek tek arayıp teyit ettiler ve devamında AFAD ve gönüllü arama-kurtarma ekipleriyle iletişim kurarak gerekli yönlendirmeleri yaptılar.

İlk üç gün acil organizasyon ve koordinasyonun sağlanmasıyla beraber, önce Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Dinçer 9 Şubat Perşembe günü ve hemen ardından da 10-12 Şubat tarihleri arasında ben, genel sekreterimiz Selçuk Ulutaş ve yönetim kurulu üyemiz Özen Atcı’dan oluşan heyetimiz durumu yerinde görmek, bölgedeki derneklerimizin yöneticileri ve gönüllüleriyle ihtiyaç ve süreçleri istişare edebilmek ve depremden etkilenen hemşerilerimizle görüşmek üzere birer ziyaret gerçekleştirdik. Ayrıca Genel Başkan Yardımcılarımız Mutlu Akkaya ve Turan Akın, Kayseri ve Adana’da koordinasyonu sağlarken; yönetim kurulu üyelerimiz Şamil Yağan, Hakan Polat ve Seyfi Tokuç hem organizasyonda hem de aktif olarak sahada hâlâ çalışmaktadır.

Bölgedeki ziyaret ve çalışmalarımızı tamamlamamızla beraber, acil ihtiyaçlar ve ayni yardımların dağıtımının yanı sıra özellikle çadır ve ısınma konularına yoğunlaştık. İlk etapta Çerkes Derneği-Ankara’nın temin ettiği çadırlar bölgeye iletildi ve devamında da Kayseri Kafkas Derneği ile Federasyonumuzun işbirliği ve Kayserili işinsanlarımızın sorumluluk almasıyla 300 adet kışlık sobalı çadır iki gün gibi bir sürede üretilerek bölgeye nakledildi. Geldiğimiz noktada bölgede çadır ihtiyacı neredeyse kalmamıştır. O nedenle şu aşamada özellikle konteyner ve kalıcı barınma konuları üzerine çalışıyoruz. Bu konuda yönetim kurulu üyelerimiz Cankat Acı, Pelin Fidan ve Tuğçe Edizgil’in organizasyonu ve gençlik organlarının gönüllü katılımıyla KAFFED Konaklama Koordinasyon Masası’nı kurduk. Masada görev yapan gönüllü gençlerimiz aktif telefon ve bilgisayar başında 7 gün/24 saat esasıyla dönüşümlü olarak çalışmakta olup; tüm çalışmalarını derneklerimizle koordineli bir biçimde yürüterek, konaklama-barınma imkânı sağlamak isteyen gönüllü vatandaşlarımız ile depremden etkilenerek konaklama/barınma ihtiyaçları bulunan kişilerin/ailelerin detaylı kaydını tutmaktadır. Aynı zamanda, deprem bölgesinden kendi imkânlarıyla ayrılarak farklı illere giden insanlarımız da elimizdeki bilgiler dahilinde derneklerimiz tarafından ziyaret edilerek, ihtiyaçları ve sorunlarına dair görüşmeler yapılmaktadır.

Tüm bunlar devam ederken, bir yandan da organizasyonu değerlendirmek ve güçlendirmek üzere istişarelerde bulunmak için 13 Şubat itibariyle sırasıyla yönetim kurulu, kriz komitesi ve başkanlar kurulu toplantılarını gerçekleştirdik. Bu toplantılarda, mevcut çalışmalar insani, hukuki, ekonomik, envanter oluşturma, psikolojik destek gibi çeşitli boyutlarıyla ele alınarak istişare edildi. Nitekim şunu vurgulamak isterim ki depremin sonuçlarıyla beraber bölgedeki koşullar ve dolayısıyla da ihtiyaçlar günlük, hatta bazen saatlik olarak değişebiliyor ve tüm bu değişkenlerle beraber etkili bir süreç ve organizasyon yönetimi için dinamik, sürdürülebilir ve hantallıktan uzak bir yapı ve işleyiş kurmak gerekiyor. Bu bağlamda, değişken ihtiyaçlar ve sorunlara orta ve uzun vadeli olarak cevap verebilmek ve mevcut koordinasyonu daha sistemli hale getirebilmek için Kriz Masası’nın belirli bir organizasyon şemasıyla yeniden yapılandırılmak suretiyle Koordinasyon Kurulu’na dönüştürülmesine ve bundan sonraki tüm çalışmaların da Federasyonumuz tarafından Koordinasyon Kurulu ile beraber organize edilerek yürütülmesine karar verdik. Bu anlamda geçen haftayı altyapı oluşturmak üzere çalışmalarla geçirdik, bu hafta içerisinde koordinasyon kurulunun işleyişi ve detaylarını da netleştirmiş olacağız. Ayrıca hukuki ve psikolojik destek konularında da birimler oluşturmak üzere çalışmalara başladık. Psikolojik destek konusunda ilk çalışma olarak 16 Şubat Perşembe akşamı sahada çalışan gönüllülerimize psikolojik danışman Mehtap Kayaoğlu tarafından “Psikolojik İlkyardım” eğitimi gerçekleştirdik. Hukuki yardım konusunda profesyonel destek sağlamak üzere çalışmalarımız devam ediyor. Kuşkusuz önümüzdeki süreç uzun; orta ve uzun vadede yapılacak daha çok işimiz var. Bunlarla ilgili olarak da yeri ve zamanı geldikçe gerekli bilgilendirme ve duyuruları da yapacağız.

Bu noktada altını çizmek istediğim bir husus daha var. 6 Şubat’tan bu yana sürdürdüğümüz çalışmalarla beraber diğer bir önemli sorumluluğumuz da toplumumuza doğru ve teyit edilmiş bilgilendirmeler yapmak. Süreç içerisinde kişilerin niyetlerinden bağımsız olarak ne yazık ki çokça yanlış ya da teyit edilmemiş ya da güncelliğini kaybetmiş bilgi de dolaşıma girdi. Bize ulaşan bu tip bilgileri birinci elden teyit etmeye ve doğrudan muhataplarıyla paylaşmaya gayret ettik. Diğer yandan, böylesi yıkıcı bir afete ve sonuçlarına dair haber ve bilgilendirmeler yaparken, insani ve ahlaki birtakım ilkelerden bağımsız hareket etmek söz konusu olamaz. Depremden birinci derece etkilenen bireylerin kişisel haklarını ve verilerini korumak, kimseyi rencide etmemek, yeniden travmatize edecek unsurlardan kaçınmak ve her türlü ayrımcılıktan uzak durmak hepimizin sorumluluğu. Bu anlamda bilgilendirme ve paylaşımlarımızdaki hem dil hem de görsel seçimlerimizde ilkesel olarak bu tür unsurları, depremzedelerin ve depremden etkilenen kişilerin fotoğraf veya videolarını kullanmadık ve kullanmayacağız. Yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirici paylaşım ve yayınlar yapmak bu faaliyetlere katkı veren insanlarımıza karşı görevimiz ancak insani ve etik ilkeleri gözetmek de görevimiz. Zaten büyük bir travma ve felaket yaşamış insanlarımıza karşı görev ve sorumluluklarımızı da unutmamalıyız.

Son olarak, tüm derneklerimize ve toplumumuza üstlendikleri sorumluluk ve dayanışma bilinciyle çok hızlı bir biçimde harekete geçerek örgütlü bir biçimde gerekli her türlü yardım ve desteği sağlamak konusundaki üstün gayretleri için teşekkürü bir borç biliriz. Doğrudan bölgede bulunmaları ve bu bağlamda hiçbir özveri ve fedakârlıktan kaçınmadan ağır bir sorumlulukla ellerindeki her türlü kaynağı ve imkânı seferber eden Kayseri Kafkas Derneği Başkanımız Nurşah Özyürek ile önceki dönem başkanı Sedat Sürücü, Göksun Çerkes Kültür Derneği Başkanımız Oktay Oğuz, Kahramanmaraş Kafkas Kültür Derneği Yönetim Kurulu üyeleri Barış Öğüt ve Mutlu Bolat, Reyhanlı Çerkes Derneği Başkanı Haktan Şamis Apiş, İskenderun Çerkes Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gunef Doğan ve Adana Çerkes Kültür Derneği Başkanımız Alim Erdoğan’a ve onların nezdinde tüm yöneticilerine, üyelerine ve gönüllülerine de özel olarak teşekkür etmek isteriz. Ayrıca başta Kayseri olmak üzere, Samsun, Arıkbaşı, Ankara ve İstanbul gibi Türkiye’nin dört bir yanından bölgeye gelerek sahada görev alan veya bilgisayar ve telefon başında bilgi toplama-envanter oluşturmamızı sağlayan tüm gönüllü gençlerimizin de aynı şekilde özel bir teşekkürü hak ettiğine inanıyoruz. Var olsunlar. Benzer bir şekilde gerek anavatan gerekse Türkiye dışındaki pek çok sivil toplumu örgütümüz, devlet makamları, aktivistler, sanatçılar ve halkımızdan da büyük bir destek ve dayanışma gördüğümüzü, bunun için de minnettar olduğumuzu ayrıca ifade etmek isterim.

-Bugünlerde yaşanan hiçbir şeyin unutulmayacağını düşünüyorum. Anlatılmayı hak eden yüzlerce hikâye vardır. Bunların içinden bir anekdotu okurlarımızla paylaşmak ister misiniz?

-10 ili ve yaklaşık 12 milyon insanımızı doğrudan etkileyen böylesi bir felaket ve sonrasında her bir bireyin yaşadıkları anlatılmayı ve sahiplenmeyi hak ediyor, sizin de ifade ettiğiniz gibi. Tarif etmesi çok zor bir acı, kayıp ve yas yaşıyoruz hep beraber. Bizlerin de birinci elden tanık olduğumuz, yaşantıladığımız, gördüğümüz ve dinlediğimiz pek çok acı olay ve durum var. Ancak bir o kadar da henüz dile dökülememiş, anlatılamamış hikâyemiz var. Bunların her biri hakiki insan yaşantıları ve çok ağır deneyimler. Diğer yandan, depremin olduğu an itibariyle tüm örgütümüz ve halkımız beraber örnek bir dayanışma sergiledi. Tüm toplumumuz ve derneklerimiz bu anlamda görev hiyerarşisi engellerini minimize ederek, gerektiğinde inisiyatif alarak, koordinasyon ve organizasyonu hiç aksatmadan örgütsel ve toplumsal gücümüzü fayda esaslı bir biçimde eyleme dönüştürerek vakur ve özverili bir süreç işletmemizi sağladı. Talebin kimden geldiğine bakmaksızın, herkes elindeki tüm imkânları seferber etti. Bütün bunlar içerisinden bir tanesini seçip anlatmayı diğerlerine haksızlık olarak görürüm. İnanıyorum ki tüm bu yaşananlar ve hikâyeler hiçbir ayrım gözetmeksizin, tek tek toplumumuzun hafızasında ve vicdanlarındaki haklı yerini alacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz