Prens ve prenses kelimelerinin etimolojik çözümlemesi

0
1107

Prens kelimesi

Kelimeyle ilgili benim ne diyeceğimden önce, kelimeyle ilgili nelerin söylendiğine, ne gibi yorumların yapıldığına bakmamız gerekli olacağı kanısındayım. Tabiidir ki kelime çalışırken ilk başvuru kaynakları sözlük ve etimolojik sözlüklerdir. Duruma kısa bir göz atalım. Yeri geldikçe dile getirdiğim bir durumu burada bir kez daha ifade etmek isterim. Birilerinin emeğine küçümseyerek, ona saygısızlık ederek değil ama ülkemizde etimoloji konusunda yeterli sayıda insan çalıştığını ve yeterince emek verildiğini sanmıyorum. Son birkaç yıldaki çabaların ise henüz yeterli bir kalıba girdiğini sanmıyorum. Kelimenin temeline inmeden bir kelimeyi bütünüyle bir dile mal etmek, o kelime hangi dile ait olursa olsun, kelimenin doğuşu hikâyesini yazmadan anlatacağımız çok şey, temelsiz yığma bina gibi olacaktır. Yaptığınız evet bir binadır, inşaat malzemeleri kullanılmıştır ama unutmayın ki yapı, yığma yapıdır. Kökenini açıklayamadığımız bir kelimenin herhangi bir dile nispet edilebilmesi, ancak dilin sonraki evrelerinde oluşmuş ayrışık dal diller ve kelimeler için söz konusu olabilir. İlksel ve orijinal dil/lere ait ilksel ve orijinal kelimeler için mutlaka her sesin bir çıkış adresi olmalıdır ve vardır. Bunu ne olduğunu yakalamanın yolu da doğal seslerin keşfinden geçer.

Aşağıda prens ve prenses kelimeleri için verilen tüm bilgiler, o kelimenin ilk defa hangi dilde rastlandığıyla ilgili tartışmalı bilgilerdir. Bir de günümüzde herhangi bir kelimenin kendi diline ait olmadığı halde onları kendilerine devşirmeye çalışan, oldukça çok sayıda anlamsız yazıya rastlıyoruz. Eldeki tüm çalışmalara baktığımızda elimizdeki en kapsamlı, en güncellenerek gelen etimolojik sözlük, eksiklerine rağmen Nişanyan Sözlük’tür. Dış dünya için an itibariyle bir şey söylemem doğru olmayacaktır. Girizgâh uzunca olsa bile zaman zaman bu tarz hatırlatmaların olması gerektiği kanaatimi hep korudum.

Nişanyan Sözlük’e prens kelimesini sorduğumuzda aldığımız cevap, [Köken: Fransızca Prince “1. hükümdar, 2. hükümdar oğlu” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince princeps “şef, önder, hükümdar” sözcüğünden evirilmiştir. Bu sözcük Latince primus “ilk, ön” ve Latince capere, capt- “almak” fiillerinin bileşiğidir] şeklindedir. Ancak bizim aradığımız etimolojik bilgi, (p-r-n-s) ses bileşenleri neden, nasıl o anlamı yüklenmiştir? Bunun cevabını hiçbir yerde bulamıyoruz. Yukarıdaki açıklamalardan sonra sözlük bizi Prima kelimesine yönlendiriyor.

Prima

Köken: [İtalyanca ve Latince prima “birinci” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük, Latince primus “birinci, ilk” sözcüğünün dişilidir. Bu sözcük, Hint-Avrupa Anadili yazılı örneği bulunmayan *préh₂i-is-(t)m̥mo-s (*prāi-is-(t)mmo-s) “daha önde” biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Hint-Avrupa Anadili yazılı örneği bulunmayan *per-¹ “ileri, ön” kökünün kıyas halidir. Daha fazla bilgi için per+ maddesine bakınız] der ve bizi per maddesine yönlendirir. Maddeyi olduğu dibi aktaralım. Aslında işte kelimenin kökeni de bu pe(r) kelimesidir. Kelimenin sonundaki R sesi kelime isimse belirtili, fiilse isim yapar. Speaker kelimesinde olduğu gibi.

Per+

Köken: Köken: Hint-Avrupa Anadili yazılı örneği bulunmayan per “1. ön, öte, 2. ödemek, satmak, 3. Öne atılmak, tehlikeye girmek” biçiminden evrilmiştir.” Ek açıklama: [Hint-Avrupa dillerinde öne, ileriye, öteye hareket bildiren edattır. Ekli ve çekimli biçimleriyle birlikte Latince per+, prae+, pro+, Yunanca para+, pro+, peri+, Farsça par+, far+, fra+, İngilizce for ve from biçimlerini alır. Hint-Avrupa dillerinde “öteye geçmek ve geçirmek” anlamına gelen fiiller ile “kapı” anlamına gelen adlar da aynı kökten türetilmiştir. Karş. Latince portare, Almanca fahren, İngilizce ferry, Farsça burdan “taşımak”, Latince porta “kapı”.

Yukarıda verilen bazı tahlillerin, Per kelimesiyle ilişkilendirilerek farklı dillerden verilen bazı örnek kelimelerin sağlıklı olduğu kanısında değilim. Ne var ki konumuz bu olmadığından, bu kelimelerin tek tek tahliline girmek, konumuzun dağılmamasına neden olacağı için doğru bulmuyorum.

Per kelimesinin Latince olduğu söylemek yanlış olmayabilir ancak kelime başka bir dilden Latinceye mi geçmiş? Başka bir toplum İtalya’ya yerleşirken diliyle birlikte kelime taşınmış mı? Dil zamanla değişimlere mi uğramış ve farklı şive veya aksanlar mı kazanmış? Söz konusu kelime, doğudan yalıtılmış bir şekilde Latince mi üretilmiştir? Kelime çözümlenirken mutlaka benzeri sorular göz önünde bulundurulmalıdır.

Prens ve prenses kelimeleriyle ilgili, Wikipedi dahil çoğu sözlük neredeyse tüm yorumlar, herhangi bir bilgi ilavesi olmaksızın birbirlerinin kopyası niteliğindedir. Bir kelimenin bugün herhangi bir dilde ya da dillerde kullanıldığını bulur ve yazabilirsiniz. Evet bu, etimoloji biliminde kelimeyle ilgili çalışma yapılırken ele alınıp irdelenen bir evredir. Ancak bir kavramın, bir olgunun neden o kelimeyle, o kelimenin de neden o seslerden oluştuğu ile ilgili gramer bilgileriyle sunulmadığı sürece bu tarz çalışmalar eksik kalacaktır. Semantik yönden bilgiler doğru verilse bile köken çözümlemesi güvenilirliği tartışmalı olarak kalacaktır. Dikkatinizi çekmiş olmalı, benzer kelimelerin etimolojik açıklamasını yaparken, bu tarz ön bilgileri ara ara vermeden geçemiyorum çünkü bu, tam olarak anlaşılabilmiş bir konu değildir. Şimdi çözümlemelerimizi yapalım.

 

Prens/Прэнс

Pe: (Ad.) 1. Burun, 2. İlk. 3. İleri, 4. Bir şeyin ucu veya kenarı, 5. Ön. 6. Önder, lider. Bildiğimiz gibi bu tarz kelimelerde ilk ve gerçek anlam insan organı adlarıdır. Kelime zamanla başka kelimelerle birleşerek yeni birleşik kelimeler türetir. Pe kelimesinin bir kelime olduğunu unutan dil ya da toplumlar onu önek olarak değerlendirmektedirler. Bu değerlendirmelerin yapılmasının nedeni o kelimenin kökeninin nispet edildiği dillere ait olmadığını göstermektedir.

Adigecede, dilin getirisi olarak kimi zaman P sesinden sonraki sesli harfin düşerek kullanıldığını görürüz. Pe kelimesi Perıt, Perıs, peğu, paşe vb şeklinde kullanılırken preç’ı gibi P sonrası sesli harfin düştüğü ve çift sessizle başlayan kelimelere rastlarız. Avrupa dillerinde günümüzde kullanılan prens, prenoun, prefix, psident şeklinde yaygın şekilde kullanılan kelimelere şahit oluruz. Antik çağ dillerinde de örn. Truvaca da Pэrıs gibi kelimelerin varlığına da şahit oluyoruz. Yukarıdan beri verdiğimiz tüm bu örneklerin temel kaynağı Adigecede burun anlamına gelen aynı pe kelimesidir. Kelimenin sonundaki sesli harfin değişkenliği ya da zaman zaman sesli harfin düşmüş olması, dilin ses ve gramer yapısıyla ilgili bir durumdur. Unutmamak gerekir ki Adigece hareketli ve değişkenlikler gösteren özgün bir dildir. Verdiğimiz örnekleme kelimelerde kök kelimenin P(e) olduğunun bir kanıtıdır. Burada atlanmaması gereken, Pe ne bir önektir ne de herhangi bir ektir. Bu benim Otej teoremimde ısrarla üzerinde durduğum gibi, başlangıçta kelimeler ses halinde doğmuştur. Değişik bir ifadeyle kelime, başlangıçta birden çok heceden oluşma imkânı yoktur, her bir ses aynı zamanda birer kelime niteliğindedir. Günümüzde bir dilin sahip olduğu ses zenginliği ve seste anlam olma özelliği o dilin ilksel ve orijinal olduğunun önemli bir kanıtıdır. Bu çözümlemeler de bu görüşümüzü doğrulamaktadır.

Pe sesinin burun anlamına geldiğini söyledik. R sesi 3. tekil ön zamiri, kelime sonuna geldiği zaman kelimeyi belirtili hale sokar. Fiili isimleştirme, ünlüler arası bağlam (kaynaştırma ünsüzü) gibi çok fonksiyonlu bir sestir. Bu açıdan kelime başında kelime kökü olarak pek bulunmaz. Nedeni titreşik bir ses olmasından dolayıdır. Bu duruma da ses felsefesi demek yerinde olacaktır.

Burada PER / пэр dediğimiz gerçek anlamda burunu şeklinde anlarız. İlksel anlamının dışında kelimenin anlamını İLKİ olarak anlarız. Günümüz Adigecede (Çerkesçede) A-PERE / А-пэрэ veya Yİ-PERE / ипэрэ şeklinde kullanılır. Burada baştaki A, 3. çokluk zamiridir, onların yani çok şeyin ilki olarak anlaşılır. Yi-pere (и-пэрэ) şeklindeki söylem 3. tekil zamiridir, onun ilki anlamını verir.

N sesi mastar ekidir. İlginç şekilde fiillerin olduğu gibi isim kelimelerin sonuna da gelir. A-PEREN: / А-пэрэн kelimesi Çokların İLKİ (olan), anlamını taşır.

S sesi isim ya da isimleşmiş kelimeler ile kelimelerin sonuna gelen Türkçedeki -dir ek fiilin birebir karşılığıdır. Antik çağ Luw toplumlarının kullandıkları kelimelerin sonuna gelen S sesiyle de etimolojik bağı olduğunu düşünmekteyim. AspendoS, KyzikoS, HadeS, EfesoS vb. Toparlamak gerekirse, PrenS kelimesi Önder, ilk olan kişidir, anlamını taşır.

Ayrıca Emir kipi olarak PEREN / пэрэн şeklindeki bir kullanım, Önde olsun, öne takılsın vb anlamları içerir.

Latincede kullanılan princeps kelimesine de değinmeden geçmeyelim. prenceps kelimesi anlam olarak Prince kelimesine dayanmakla birlikte, anlamı itibariyle biraz farklı olduğu kanısındayım. Princeps kelimesi, kral adayı prenslerin en büyük prensi olarak anlamak mümkündür. Princeps kelimesi, PrincepŞ kelimesinde olmalıdır. PŞI bugün bile Adigecede KRAL anlamında kullanılmaktadır. Özetle Princepş, kelimesi kral olacak büyük prens kavramını en doğru şekilde karşılamaktadır.

 

Prenses/Пренсес kelimesi

Genel olarak sözlükler, (https://www.etimolojiturkce.com/arama/prenses) prensens kelimesini [Fr princesse [f.] hükümdar kızı veya prens eşi ~ Lat principessa a.a. prens] şeklinde verir. Prens kelimesi ile ilgili açıklamaları yukarılarda vermiştim. Latince kullanılan PRİNCİPESSA kelimesi, prenses kavramını daha açıklayıcı özellik taşıyan bir kelimedir. Kelime anlam olarak Prensi bekleyen, onunla birlikte önde olan, anlamını tanımlayan bir kelimedir.

PESSA / Пэссэ kelimesinin, birini veya bir şeyi beklemek anlamını yitirmiş olma ihtimali çok yüksektir. Ancak Latincede çok özel kelime taramaları yaparak bu anlamı yakalamak mümkün olabilir. Bu bekleme, varlığın üç halinden biri üzerinden açıklanır. 1. Yapma durumu hali, 2. Oturma durumu hali, 3. Dikilme durumu hali.

Pelh: Yatar durumda var olma ya da birini uzun süreli bekleme.

Pes: Oturma durumda var olma ya da birini orta süreli oturarak bekleme.

Pet: Dikilme durumda var olma ya da birini kısa süreli ayakta bekleme.

Mekân ve pozisyon bildiren bu ön ekler 13 adet olup, bunlar pasif hallerdir. Pe– versiyonu, kelimeye önde bulunma anlamını kattığını söylemiştik. Günümüzde prenses olarak kullanılan kelimenin anlama daha yatkın ve nispeten daha orijinaline yakın olanı Latincedeki principessa kelimesi olarak değerlendiriyorum.

Yazının başından beri irdelediğimiz prens ve prenses kelimelerinin etimolojik örneklemesinde bile vardığımız sonuç, Adige dilinin en eski sanılan dillerden bile daha eski, ilksel ve orijinal bir dil olma özelliğine sahip olduğudur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz