Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı ile Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) ortak projesi “Sandıktaki Anılar”, 30 Mart 2022 tarihinde sözlü tarih çalışmasıyla ilgili bir proje başlatmıştı. “Türkiye diasporasının büyük şehirlerde yaşayan üyelerinin hikâyelerine ışık tutacağını; sergi, belgesel gibi paylaşım etkinlikleri sayesinde bir dönemin yaşantısına kaynak oluşturacağını düşündüğümüz, belge niteliği taşıyan fotoğraflarına ulaşmak için yola çıkıyoruz. İlk etapta İstanbul için ile başlayacağımız projemizde çalışacak gönüllü gençler arıyoruz” çağrısına ses vererek ziyaret grupları oluşturan gençler, kamera ve ses kayıt cihazlarıyla yola çıkarak ilk sözlü tarih görüşmelerini, Köy Çocuklarını Yükseltme Vakfı Başkanı Şıkım Sevim Küney ve Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı Yöneticisi Tsey Rengin Yurdakul ile gerçekleştirdi.
Stanovitze’den Niğde’ye
Ocak 2023’te, Çerkes el sanatları konusunda ustalaşan, Türkiye diasporasına “Kadim Çerkes El Sanatları” adlı eseri kazandıran Dışek (Дыщэкl) Ayşe ve Elmas Eşsiz kardeşler ziyaret edildi. Esen Bal’ın desteği ve Ayşen Dağıstanlı, Fatih Ekim ile Canper Erdem’in çalışmalarıyla gerçekleşen çekimler yaklaşık 5 saat sürdü.
2015 yılında Jineps gazetesine röportaj veren Ayşe ve Elmas Eşsiz kendilerini şöyle anlatmıştı: “Yugoslavya’nın Stanovizte köyünde doğduk, Türkiye’ye göçte Niğde vilayetinde iskân edildik, orada büyüdük, okuduk, hayata atıldık. 1961 yılında İstanbul’a taşındık. Kafkas Kültür Derneği ile 1968-69 yıllarında tanıştık ve bu, yaşamımızın bir dönüm noktası oldu.”
Kökeni eskiye dayanan imge: Ahşap
Mart 2023’te ise ahşap oyma sanatçısı Yismeyl Nevzat Özbay ile Ankara’daki atölyesinde yapılan görüşmeye, KAFFED Yönetim Kurulu ve Kültür Sanat Komisyonu Üyesi Feriha Kankoç’un yanı sıra projede görev alan Fatih Ekim, Elif Tokgöz, Canper Erdem ve Çetin Kılıç katıldı.
Kayseri’nin Pınarbaşı-Kazancık köyünde doğan Abaza sanatçı Özbay, dünyaca ünlü ressamların tablolarını da tahtanın ruhuna üfleyerek adeta canlandırıyor. Pablo Picasso’nun dünyaca ünlü eseri Guernica’yı 19 ayda özenle işleyen Özbay, bu eserini ‘ustalık’ yapıtı olarak adlandırıyor.
Jineps’in Temmuz 2009 sayısında yayımlanan söyleşide, çocukluğundan beri ahşap işleme sanatıyla ilgilendiğini belirten Özbay şu ifadeleri kullanmıştı: “Ahşap canlı organik bir madde, yaşamın kaynağı ve ağacı seviyorum. Genetik bir etken diye de düşünülebilir. Uzunyayla bir bozkır ve ağaca hasret, aslında tüm Uzunyayla Çerkeslerinde vardır bu duygu. Çocukluğum Uzunyayla bozkırlarında geçti.
Çobanların sopasına imrenerek büyüdüm. Çobanlar dışarıdan gelirdi, daha çok Türkmenler, Kürtler vd. halklar; koyunları güttükleri sopalarını yanlarında getirirlerdi ve o sopalar beni çok etkilerdi. Çocukluğumdan gelen bir etkilenim, kökeni çok eskiye dayanan bir imgedir ahşap benim için. Uzunyayla tamamen bozkırdır, yeşillik yok, en bozkır ise kuzeyde Sivas tarafıdır; güneyde Maraş ise daha yeşildir. Bozkırda ufuk çizgisini görürsünüz, bu ise bireysel özgürlükleri besleyen bir zemindir. Bireysel özgürlük, toplumsallaşmada bizi zorlayan etkenlerden birisidir. Aynı zamanda birlikte üretmeme nedenimizdir de.”
Koordinatörlüğünü Tuğçe Edizgil ve Ayşen Dağıstanlı’nın, danışmanlığını Dr. Didem Çatalkılıç’ın üstlendiği “Sandıktaki Anılar” kapsamında, belge niteliği taşıyan fotoğraflar ve hikâyeler derlenecek; toplumsal, kültürel ve sanatsal çalışmalara kaynak oluşturacak bir dijital arşiv oluşturulacak.
“Sandıktaki Anılar”da geçmişe bir yolculuk yaparak, Çerkes toplumunun sosyal yaşantısına, kurdukları dernek ve vakıfların faaliyetlerine, aralarındaki dayanışmaya ve yaşanmış birçok hatıraya hep birlikte tanık olacağız.
Haber: Serap Canbek