İsviçre’de 300 bin kadın, ‘feminist grev’ çerçevesinde ve ‘eşit işe eşit ücret’ talebiyle 14 Haziran’da sokağa çıktı. Gösteriler başta Lozan, Cenevre ve Bern gibi büyükşehirler olmak üzere ülke çapında düzenlendi. Eşit ücret talebinin yanı sıra ayrımcılık, taciz ve cinsel şiddet de protesto edildi.
Kadınların eyleminde dikkat çeken en önemli olgu, büyük çoğunluğun genç kadınlardan oluşmasıydı. Şehrin dört bir yanına yayılan yürüyüş boyunca kadınlar duvar yazılamaları yaptı, zaman zaman müzik gruplarının ritmine uyarak hep birlikte dans etti.
Eylemde enternasyonal dayanışma ön plana çıktı. Latin Amerika ülkeleri, Türkiye, İran ve Almanya’dan katılımcılar da eylemde yer aldı. 1991’deki ilk kadın grevinin simgesi ve başlatıcısı Christiane Brunner, Lozan’daki yürüyüşe katıldı. Basına konuşan Brunner, “Hareketin devam ediyor olması iyi bir şey. Eğer durursak, geriye gideriz” dedi.
Sendikaların grev için sıraladıkları talep listesinin başında eşit ücret yer aldı. Bu talep kapsamında özellikle kadınların yoğun olarak istihdam edildiği 4,500 frank olan asgari ücretin (staj yapanlar için 5 bin frank) yanı sıra düşük ve orta ücretli sektörlerde iyileştirme isteniyor.
Adil ücret, emeklilik yaşı yükseltilmeden emeklilik maaşında artış ve çalışma saatlerinin aile hayatına uygun olması da dile getirilen taleplerden bazıları.
Çalışma saatleri açısından yarı zamanlı ya da eksik istihdamın yarattığı zorlukları bertaraf etmek için tam günlük çalışmanın haftada 35 saatten 30 saate düşürülmesi talep ediliyor.
Sendikalar ayrıca çocuk bakımının kamu sektörü tarafından finanse edilmesi, profesyonel ortamlarda cinsel taciz ve cinsiyetçiliğin önlenmesi gibi konuları da öne çıkarıyor. (Bianet)