Zuar kutsal bir yerdir; ayrıca kayan yıldızlara da zuar diyorlar; bunların düştükleri yer de zuardır; zuarlar bir ağaç, orman, taş, mağara olabilir ve bazıları tüm Osetya’da meşhurdur; kimileri ise sadece bulundukları köyde bilinirler (Yazar burada Zuar’ı sadece mekân olarak kullanmış olsa da buralar aslında yüksek düzeyli göksel varlıklar olan Zuarlara adanmış kutsal alanlardır. Zuarlar, benim düşüncem, çoktanrılı dönemden tektanrılı döneme geçerken “Tek ve Büyük Tanrı”nın -Иунæг Стыр Хуыцау- yardımcılığı düzeyine çekilmiş eski tanrılar; bu süreçte üstlendikleri tanrısal işlevler -hastalık ve sağlık vermek, bolluk ve bereket sağlamak gibi- değişmemiş lakin. Zuarlar göksel varlıklar arasında en yüksek düzeyde olanlardır. Çocuklara çiçek ve kızamık hastalığı gönderen ritüel sofralarında adı her daim anılan Аларды / Alardı gibi ya da hırsızların ve soyguncuların koruyucu tanrısı Сау бæрæджы дзуар / Kutsal Kara Süvari gibi kötücül Zuarlar olsa da Nart destanında ve Oset mitolojisinde, Nartların dostane ilişkiler içinde olduğu yedi ana göksel varlıktan oluşan grup önemli bir yer tutar: Авд Дзуар / Yedi Dzuar. Diğer göksel ve doğaüstü yaratıkların –Зæдтæ ve Дауджытæ, Дуæгтæ’lerin- aksine, bu Zuar grubu her zaman Nartların yanında yer almış, onların ziyafetlerine ve Nart destanındaki diğer olaylara doğrudan katılmıştır. Nart destanında, genç Soslan onuruna düzenlenen bir ziyafete, kahramanın öğretmeni Safa’nın yedi Dzuar’ı nasıl davet ettiğini anlatır: İnsanların, yolcuların, savaşçıların ve iyilerin ve tüm Osetlerin hamisi, Şatana’nın babası Уастырджи, Уасгерги / Waştırci, Wasgergi; fırtınalarla -kötü ruhları yok ettiği- şimşeklerin ve ekinlerin efendisi Уацилла / Watsilla; vahşi hayvanların hamisi Afsati; evcil hayvanlarla küçükbaş sürülerinin hamisi ve bu nedenle adına kurban kesilmeyen tek göksel varlık olan Фæлвæра / Fælværa; göksel demirci Куырдалæгон / Kuırdalægon; rüzgârların efendisi Галæгон / Galægon ve suların efendisi Donbettır. Soslan onlara hizmet etti ve her birinden özel güçlerine uygun hediyeler istedi. Oset mitolojisine göre, göklerde yaşayan Yedi Dzuar, bazen büyük kanatlı, parlak ışıklı bir kuşun tek bir görüntüsüyle yeryüzüne iner. İnsan refahı, sağlığı, iyi bir tahıl hasadı ve sürülerinin artışı gibi olumlu şeyler, bu, bazı efsanelerde farklı Zuarlardan oluşabilen Yedi Dzuar’a bağlıdır. UG).
Kafkasya’nın diğer halklarının da, kadim zamanlardan beri bilinen, benzer kutsal yerleri vardır; Hıristiyan misyonerler önceleri sadece buraları mabet olarak kullanmışlar ve böylece halkı Hıristiyan dinine çok daha hızlı bir şekilde ikna etmişlerdir (Tam da bu nedenle normalde Hıristiyan ibadethaneleri sadece yerleşim yerlerinde olduğu halde sadece Osetya’da, eskiden kadim ata dininin kutsal mekânları olan, ıssız dağ başlarında birçok kilise inşa edilmiştir ve Ortodoks Kilisesi bu cemaatsiz kiliselerin tüm çevresine sahip çıkarak gereksiz ve haksız gerilimlere neden olmaktadır. UG).
Osetler bu kutsal yerlere çeşitli adaklar getirir, burada toplantılar yapar, evlilikleri kutsar, ölülerini anarlar; kaçaklar buralara sığınırlar. Kesilmesi yasak olan kutsal ağaçların üzerine, hastalık onları terk etsin diye, hastaların elbiselerinden alınmış paçavraları asarlardı ve hatta eski yazıtlara göre erkek cesetlerini boğa veya manda derisinin içerisine koyup dikerler ve bunu bu ağaçlara asarlardı; sadece kadınlar gömülürdü.
Kafkasya’da bu tür kutsal yerler olmasına rağmen, sadece Osetlerin ormanın ortasındaki pınarların yanına küçük kulübeler yaptıkları, buraya zaman zaman gelen sevgili ölülerinin dinlenmeleri için bir sedir ve bir yatak koydukları söylenmektedir; burada yılda bir veya iki kez merhumun şerefine ziyafet verilir ve ona da yiyecek ve içecek bırakırlar. Halen, Digorya adı verilen Osetya topraklarında, Digoryalıların yılda iki kez saman hazırlama ve çavdar hasadı yapmadan önce kurban kestikleri Олиссаи-Дона / Olissai-Dona (Olissai eski bir şarkıcının adıdır ve don Osetçede su anlamına gelir) adında bir mağara vardır; bunlardan birinde geçen yılki kurbandan bu yana doğan çocuklar için dua ederler.
Mağaralardaki sunular çok farklıdır; kaşıklar, mermiler, oklar, av ganimetleri, geyik ve bufalo boynuzları; ve kurbandan yapılan çorbayı karıştırmaya yarayan 2 ila 3 fit uzunluğundaki kaşıklar; bardak görevi gören bufalo boynuzları. Tavandan iki halat sarkıyor; içlerine küçük tahta parçaları sıkıştırılmış; her parça bir kurban anlamına gelir, bu nedenle ip bir kurban takvimi gibi işlev görür.
Artık Osetlerin, hakkında konuşmaktan hoşlanmadıkları, kült törenleri gittikçe basitleşiyor; ama bu mağara eskiden en kutsal yerlerden biriymiş. Burada verilen yemini tutmamak en büyük ayıp sayılırdı ve kadınların buraya girmeleri kesinlikle yasaktı.
- Zichy, “Kafkasya ve Orta Asya’da Yolculuk”
Budapeşte, 1897
Bu yazı için Marat Tsagaraty’nin çevirisinden faydalanılmıştır.