Pınarbaşı ilçe merkezine alışverişe ya da eğlenmeye giden Uzunyayla’nın uzak köylerinin birinden Kabardey delikanlısı cebindeki parayı bitiriyor, köyüne dönecek imkânı yok, karanlık da çökecek. “İyisi mi ben Hosthable’ye gideyim, bir de şöyle güzel haçeşi (misafir odası) olan bir ev buldum mu tamam, ağırlatırım kendimi bir güzel” diyor.
Ama bilmediği şey, Pınarbaşı ilçe merkezine çok yakın diye o kadar misafir ağırlıyormuş ki Hosthableliler, artık ilk başlarda misafir görünce “Ooooo keblağa hajı keblağa kışıha kı’a” (Oooo buyrun buyrun içeri girin) derken bir süre sonra misafir görünce “Iııı wuhoyme keblağa” (Şeyyyy, İstiyorsanız buyrun tabii) deyip geçiştirmeye başlamışlar. Misafirsevmezlikleri ile nam yapmışlar haklı sebeplerle.
Neyse, bizim Kabardey varıyor köye… Bakıyor şöyle avlu dışından, gözüne kestiriyor güzel haçeşi olan evi de. Vuruyor kapısını. İçerden Adigece “Kim o” diye sesleniyor ev sahibi. Bu hiç ses etmiyor, vuruyor kapıya bir daha. “Kim o” diye seslenince bir daha ev sahibi, bizim akıllı Kabardey gayet kendinden emin ve emrivaki bir ses tonuyla “Сэ ныжэбэ сыбгъэхьэщlэнус!” (Bu gece ağırlayacaksın beni!) diyor kendini tanıtmadan.
Bunu duyan ihtiyar amca merakla açıyor kapıyı, görüyor bizimkini. Hiç sektirmeden devam ediyor bizim akıllı Kabardey, işini garantiye almak için “Сэ тхьэм сырималъхьэси сыбгъэхьэщlэнус” (Ben tanrının damadıyım, ağırlayacaksın beni) diyor böbürlenerek.
“Wolehi senin gibi ağır misafiri ağırlamamak olmaz” diyor ihtiyar, giriyor Kabardeyin koluna “Naqo, öyleyse haçeşe gidelim” diyor.
Ve Hosthable’nin camisine götürüyor. “Мис мыр уи щыкъуадэм и хьэщlэщси узэрыхуейм хуэдизрэ ущыхьэщlэнкlэ ухуитс, щlалэ” (Burası senin kayınbabanın haçeşi, dilediğince kalabilirsin delikanlı) diyor güya akıllılık yapıp kendini ağırlatmaya kalkan gence, bırakıyor mejgıtte, dönüyor evine…
Vedat Yılmaz paylaşımı