29 Şubat 2024-3 Mart 2024 tarihleri arasında Yenikapı’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi imkânları ve öncülüğünde gerçekleştirilen Kafkasyalılar buluşması sanırım birçok açıdan ilklere imza attı. Bu buluşma Kuzeylilerin ve Güneylilerin bir araya geldiği en geniş çaplı buluşmaydı.
Laz Kültür Derneği olarak biz de bu buluşmada tek Laz derneği olarak yerimizi aldık. Ancak özellikle Abhazlarla olan tarihsel bir aradalığımız sebebi ile de Abhaz dostlarımız bizi hiç yalnız bırakmadılar. Hem onlara hem de diğer tüm Kafkasyalı dostlarımıza standımızı ziyaret ettikleri için bir kez daha ayrı ayrı teşekkür ederiz.
Standımızı ziyaret eden bir arkadaşımızın halası ile tanıştığımızda beni ilk gördüğünde boyumun biraz uzun olmasından dolayı tipik bir Çerkes olarak düşünmüş, Laz olduğumu öğrenince tebessümle biraz şaşırdığını söyledi. Aslında bu durum tüm Kafkasyalıların ortak fiziksel özelliklerinin olduğunun deneyimlenmesi, tabii Abhazlarla tarih boyunca bir arada yaşamamız sebebiyle geçmişimizde bir Abhazlık olması hiç de ihtimal dışı değil.
Yine standımızı ziyaret eden Gürcistanlı bir Azeri dostumuzun yaklaşımı belki de ortalama Türkiye insanının yaklaşımını temsil etti: “Lazlar da Kafkasyalı mı!”
Sözlük karıştırmayı çok severim. Yakından başlayalım, hemen bir bakalım TDK ne diyor? “Güney Kafkasya’da yaşayan bir halk veya bu halktan olan kimse.” Hiç fena değil.
Britannica: “Yakın akraba olan Megreller, Lazlar ve Svanlar Gürcistan Cumhuriyeti’ni oluşturur ve Batı Transkafkasya’da yaşarlar.” Transkafkasya yani Kafkas Dağları’nın güneyi, daha detaylı… İslam Ansiklopedisi: “Güney Kafkasya kökenli bir topluluk.” Kısa ve öz.
Esasen Lazların Kafkasyalı olduğunu bilmek için âlim olmak gerekmiyor. Ancak tüm Karadeniz’in Lazlarla özdeşleştirilmesi bir manipülasyona sebep oluyor.
Biz kendimizi Laz olarak tanımlarken bize Lazcada “gel” anlamına gelen “moxt’i” Lazı denmesi de abesle iştigal. Hiçbir halkın olmayacağı gibi Laz’ın da geli giti yoktur. Laz Laz’dır.
Stantlar gerçekten çok renkliydi ve görsel bir şölene ev sahipliği yaptı bu buluşma. Kafkas motifli takılardan heykele, heykelden maksimeye gerçekten bu buluşmada bulunmak büyük bir keyifti. Tabii her an bir grup gencin ya da yaşlının akordeon eşliğinde adeta korsan bir gösteri gibi dans etmesi de ayrı bir güzellikti. Tarz çok farklı olsa da biz de tulum ve horonla danslara katkı sunmaya çalıştık.
Bizim davetimizle Gürcistan’dan gelip sahne alan dostumuz Lado Burduli kendi bestelerinin yanında Zuğaşi Berepe’den “İgzas” isimli şarkıyı seslendirerek muhtemelen bir ilke imza attı. Zuğaşi Berepe dışında ve üstelik bir Gürcü sanatçı Lazca bir Zuğaşi Berepe şarkısı söyledi. Halkların kardeşliği yolunda küçük ama kıymetli bir adım… Öte yandan Türkçe repertuvarla sahne alınması bizi biraz bağlamdan uzaklaştırdı. Keşke bir toplantıda dile getirildiği üzere sahnede Kafkas dillerine sadık kalmak mümkün olsaydı…
Buluşma sona ermiş ve vedalaşma zamanı gelmişti. Biz de buluşma vesilesi ile tanıştığımız ve sohbet ettiğimiz dostlarımıza veda ederken bir kadın dostumuz elimizi almadı, elimiz havada kaldı. Allahtan hemen yanındaki kardeşimiz elimizi de aldı da, o mahcubiyetten kurtardı bizi. Tabii belki de benim öngörüp elimi uzatmamam gerekirdi ancak bir önceki yazımda bahsettiğim Abhaz köyündeki deneyimimiz bizi yanıltmış olsa gerek.
Nihayetinde güzel ve önemli bir buluşmaydı, umarım tekrarı mümkün olur…