Osetya Cumhuriyetleri – Alanya Devlet Armaları

Yazımızın ikinci bölümünde Kuzey ve Güney Osetya Cumhuriyetlerinde kullanılan devlet armalarını ve bunlardaki sembolizmi ele alacağız. Kuzey Osetya devlet dairelerinde kullanılan bayrağın ortasında Osetya’nın “kadim” arması yer almaktadır. Armanın ana bileşenlerinden biri, Osetya’nın dağlık manzarasını temsil eden koyu mavimsi gümüş gölgeli sıradağ siluetidir. Sıradağların arka planında, bir Kafkas parsı (leopar) sakin ama temkinli bir pozla tasvir edilmiştir. Vücudunda temel sarı (altın) zemin üzerine siyah benekler vardır. Leoparın karnı ise yine sarıdır ve lekesizdir. Sanatçı Murat Cigkaev’in (Мурат Джигкаев) çizdiği bu yeni devlet arması 24 Kasım 1994’te onaylandı. “Kuzey Osetya Cumhuriyeti – Alanya’nın devlet amblemi, kamu devlet birliği çağının hanedan işareti ile ilişkilidir ve kırmızı bir fonu olan yuvarlak bir hanedan armasıdır. Kırmızı arka plan, genel olarak kabul edilen dünya (ve Osetya ulusal) hanedan renklerinin sembolizmine uygun olarak hakkı, askeri gücü ve cesareti gösterir. Altın zemin üzerinde sağ ön uzvunu ileri doğru uzatmış siyah benekli altın renginde bir leopar; arkasında yedi zirveli gümüşi sıradağlar (yukarıdan aşağıya sırasıyla bir, üç ve üçlü gruplar halinde) vardır.” Sıradağlar, Osetlerin ve diğer Hint-Avrupa halklarının ataları arasında dünyanın en eski modeli olan Sekiz Tepeli Dünya Dağı’nın kozmolojik görüntüsünü yeniden üretiyor. En üst seviyede bir zirve (ilahi mutlak, yüce güç), orta seviyede üç zirve (insanların dünyası, Hint-Avrupalıların üç sosyal işlevi), alt seviyede ise dört zirve vardır -ana yönler, ülkenin coğrafi sınırları (orijinal modelden, yedi sayısının kutsallığına uyum sağlamak amacıyla, alt sıradan bir zirve çıkarılmış olsa gerek -UG). Diğer birçok halk gibi Osetler arasında da “yedi” sayısının kutsal bir anlamı vardır: Koban kültürüne ait pek çok nesnenin üzerinde genellikle yedi köşeli yıldız, yedi cennet ve yedi yılan resimleri bulunur (Alan mitolojisindeki tanrı Avd-zuar -kelimenin tam anlamıyla “yedi tanrı”- yedi genel ve yerel tanrıyı birleştirdi. Ekinlerin verimli hasadı, besi hayvan sayısının artması, insanların ve hayvanların hastalıklardan kurtulması Avd-zuara’ya bağlıydı). Armanın dairesel şekli Osetya için gelenekseldir ve kutsal çağrışımlara sahiptir. En üst düzeyde bir zirve vardır, o da ilahi mutlak, yüce güç anlamına gelir; ortadakiler insan dünyasını, alttakiler ana yönleri, ülkenin coğrafi sınırlarını simgeliyor. Gümüş renkleri saflığın ve bilgeliğin sembolü olarak hizmet eder. Resmi yoruma göre, dağların fonunda yer alan Kafkas leoparı, ortaçağda Osetya devletinin arması olan, Osetya’nın tarihi amblemidir. “Dağların fonundaki leopar, ortaçağda Osetya devletinin arması olarak hizmet veren Osetya’nın tarihi amblemidir.” Leopar, Oset devletinin ve sağlam gücünün tarihi bir sembolüdür. Armanın tüm yapısı, geleneksel olarak pan-Hint-Avrupa ideolojik tuvalinde öne çıkan İskit-Oset dünya görüşünün üç işlevine dayanmaktadır. Burada üç renk üç işlevsel semboldür, tüm görsel kompozisyonlar üçlülük ilkesine tabidir (Yorum metni ve armanın çizimi, RSOA Devlet Başkanı ve Hükümeti İdaresi Başkan Yardımcısı L. Dzugaev’e atıfta bulunarak D. Ivanov tarafından sağlanmıştır). (Resim 4)

Buna karşılık Güney Osetya Cumhuriyeti / Alanya Devleti’nin ilk devlet armasına sembol hayvan olarak kartal seçilmişti. Güney Osetya’nın egemenliğinin sembolü, üst kısmında mavi bir arka plan üzerinde güneş diski ve ondan bir Oset süsü şeklinde yükselen ışınlar bulunan altın bir kâsenin (Watsamongæ / Уасамонгæ) bulunduğu bir daireydi. 30 Mart 1992’de, Güney Osetya Cumhuriyeti Yüksek Konseyi Başkanlığı’nın kararı, armanın aşağıdaki tanımını içeriyordu: “Güney Osetya Cumhuriyeti Devlet Amblemi, üst kısmında mavi bir arka plan üzerinde, içinden beyaz-kırmızı-sarı renklerde güneş diski yükselen altın bir kâseyi kanatlarıyla yükselten altın renkli bir dağ kartalı armanın merkezi figürüdür, göğsünde, sürekli hareketin güneş sembolü ile üç eşit parçaya bölünmüş, yine beyaz-kırmızı-sarı renklerde sunulan, kalkan şeklinde bir daire vardır. Kartal, tüm Hint-Avrupa (Aryan) halklarının bu sembolü, Oset Nart destanında, folklorunda ve ulusal süslemelerinde geniş çapta temsil edilmektedir. Koban ve Tli’deki mezarlarda birçok kartal heykelciği bulunmuştur. Ayrıca daire kalkanının iç kısmı bir Oset süsleme deseniyle çerçevelenmiştir; kartalın sağ uzvunda bronz bir balta tasvir edilmektedir, solda ise yaprakları ve meyveleri olan bir meşe dalı, üç başak buğday ile yaprak ve meyvelerle birlikte tırmanan bir şerbetçiotu dalı vardır; daire, iç halkası üzerinde bir Oset süsleme deseni olan bir kenarlıkla çerçevelenmiştir. Beyaz dönen çerçevede, iki küçük Oset bayrağındaki üç renk ile motiflenmiş güneş sembolleriyle sınırlandırılmış iki dilde bir yazıt vardır – Osetçe (Latin alfabesinde) ve Rusça: “Güney Osetya Cumhuriyeti”. (Resim 5) Armanın tasarımcıları Güney Osetya Cumhuriyeti’nin ilk Yüksek Konsey milletvekilleri Dmitry Medoev ve Soslan Ostaev idi, çizim ise sanatçı Taimuraz Tskhovrebov’a ait. Watsamongæ Kupasına gelirsek: “Wats” kelimesi eski zamanlardan bu yana “ilahi”, “kutsal” (ör. Waştırci, Watsilla) anlamında kullanılıyordu. Wasamonga kelimesi ise Oset dilinde “Kutsal olanı öğretmek” anlamına gelir; bu kâse ilahi olanı, ruhsal olanı öğretir. Oset destanında Watsamong kâsesi gerçeği, hakikati ilan eder, yalanları açığa çıkarır, ahlak kuralları ışığında adaletin ve eşitliğin simgesidir. Kartal asaleti, cesareti ve özgürlüğü ve bağımsızlığı temsil eder. Balta, eski çağlardan beri Oset halkının doğasında olan gücü, cesareti ve savaşçılığı ifade eder. “Şerbetçiotu – kâseyi dolduran kutsal içecek Oset Birası Begænı’nın esas maddesi, dünyevi olandan kurtuluş, ebedi olanın kazanılması, barış, bolluk ve refahı simgeler, sonsuzluğu bulmanın sembolüdür. Buğday başakları ise barışı ve refahı temsil eder” (Soslan Tabuev). Kartal asaleti, cesareti ve özgürlüğü simgeliyordu. Kartal, Nart Destanları’nda kahramanları üst ve alt dünyalar arasındaki “dünya ötesine” taşıyan varlıktır.

Arma ve bayrak geleneksel olarak birbirine bağlıdır. Bayrak bir renk kodudur, arması ise renklerin grafiksel kodunun çözülmesidir. Arma fikri Nart Destanları’nın ideolojisinden türetilmiştir. Devlet amblemini oluştururken, arma bilimi olan hanedanlık armalarının genel kabul görmüş gerekliliklerine uymak gerekiyordu. Armanın tüm yapısı, geleneksel olarak Hint-Avrupa ideolojik arkaplanında öne çıkan İskit-Oset dünya görüşünün üç işlevine dayanmaktadır. Burada üç renk üçlü işlevsel semboldür, tüm görsel kompozisyonlar da üçlülük ilkesine tabidir. GO-A Devlet Arması’nın ilk versiyonunun tasarımı doğrudan Antik Yunan tarihçi Herodot’un kaydettiği İskit efsanesine dayanıyordu. Bu Oset mitlerine (Nart Destanı) göre İskitlere gökten düşen altından üç cisim verilmiştir: Kâse, balta ve boyunduruklu bir saban. Burada yine üç işlevli düşüncenin varlığını görüyoruz. Kâse kutsal bir semboldür, balta bir savaşçının aksesuarıdır, boyunduruklu saban ise çiftçinin emeğinin ana aracıdır.

Aynı nesneler -ya da bunların imlediği işlevlerin sembolleri- arma üzerinde stilize bir şekilde sergileniyor. Bir ritüel nesnesi ve sembolü olarak kâse, Nart destanında ruhun gücünü ve düşüncelerin saflığını kişileştiren kutsal kâse “Watsamongæ” adı altında yaygın olarak kullanılmaktadır. Armanın üst kısmında yer alır. Kartalın pençelerinde tuttuğu askeri silah, İskit baltasından farklıdır. Burada, Güney Osetya’daki Tli mezarlığında bulunan birçok Koban baltasından esinlenilmiştir. Hanedanlık armalarının özellikleri mümkün olan en yüksek düzeyde görüntü stilizasyonunu gerektirir. Boyunduruğu olan bir saban, bir arma için fazla hantaldır. Bu nedenle, bu nesnelerin, daha doğrusu işlevlerinin görüntülenmesi için başka bir seçenek bulundu. Her şeyden önce bunlar, günlük ekmek fikrinin ilişkilendirildiği üç arpa başağıdır. Ancak “farn”ın işlevi hiçbir şekilde bolluk kavramıyla sınırlı değildir. Bu nedenle Aryan ideolojisindeki dünya hayat ağacını kişileştiren meşe ağacı dalları (kadim insanlar Hayat Ağacı’nın güneşin desteği olduğuna inanıyorlardı). Ve, son olarak, eski çağlardan beri dini kültlerde kullanılan bir bitki olan ve geleneksel dualara eşlik eden Oset Birası / Begenı’nın ana maddesi şerbetçiotu. Dolayısıyla arma çizerlerine göre arpa başakları, meşe dalları ve şerbetçiotu, “farn”ın işlevlerinin bir saban ve boyunduruğa göre daha eksiksiz bir sanatsal temsilidir.

Kartalın göbeğindeki İskit savunma silahlarından olan kalkan vardır. Kalkan alanı güneş sembolü triskelion (üçlü sarmal -güneşin üç evresini; gündoğumu, güneşin tepede olması ve günbatımı- sembolize eder) işaretiyle üç eşit parçaya bölünmüştür. Hepsi bir arada, zaman ve mekânda sonsuz olan sürekli hareketin kişileşmesidir. Triskelion (τρισκελης – üç ayaklı) Keltlerden Japonya’ya, evrensel bir güneş burcudur ve aynı zamanda kendi kendine yeterlilik ile tüm işlerin başarılı sonuçlanmasıyla sonsuz yaşamın, sonsuz hareketin ve değişimin sembolüdür (gündoğumu-zirve-günbatımı / geçmiş-şimdi-gelecek). Tarihi Oset süslerinde de bulunan bu sembol aynı zamanda geleneksel Alanya halk inanışlarının (Kutsal din-Уацдин / Gerçek din-Æцæг Дин) gayri resmi amblemi haline gelmiştir ve yakın zamanlarda bunun Tanrı’nın Nartı Batraz’ın ardından döktüğü üç gözyaşının düştüğü yerler olduğuna inanılan Rekom, Tarangelos ve Tsærazonta Sidina Mykalgabyrtæ kutsal alanlarını sembolize eden “Tanrı’nın Üç Gözyaşı” olarak adlandırılan, Rekom’da bulunan haçları içeren, özel bir versiyonu daha ortaya çıkmıştır. (Resim 6) Üç sayısının kutsallığına dair de Oset Ata Dini’nde ve Nart Destanları’nda birçok referans vardır: Waştırci’nin “üç ayaklı atı”, Nartı Wuırıjmæg’in “üç çakmaktaşı”, Sirdon’un «üç yönde» uçan “üç oku” vb. Dumezil’in ortaya koyduğu işlevsel üçlü sosyal tabakalaşma sembolizminin yanı sıra kozmolojik tahayyülde de dünya “üç küreye” bölünmüştür: göksel – tanrıların meskeni, alt – ölülerin ve kötü ruhların dünyası, orta – yaşayan ölümlü insanların yeryüzü: Bu inancın kökeni çok daha eski Hint-Avrupa arketipik fikirlerine dayanır.
Kanatları yükseltilmiş altın renkli bir dağ kartallı armayı geliştirenler elbette eski leopar imajının varlığından haberdardılar. Ancak bunun sadece soylu Osetyalı Tsarazonov ailesinin savaş standardındaki bir görüntü olduğuna inanıyorlardı. Oset Nart Destanı’nda, folklorunda ve ulusal süslerinde geniş çapta yer alan kartalın ise Oset halkının ideolojisini yansıttığına; halkımızın, giderek tüm Hint-Avrupa (Aryan) halklarının sembolü olduğuna inanıyorlardı.

19 Mayıs 1999 tarihinde, siyasi mülahasalar ile, Kuzey ile milli birlik göstergesi olarak, fazladan etrafında Osetçe ve Rusça “Güney Osetya Cumhuriyeti” ibarelerinin de olduğu, aynı armayı benimsedi ve tüm Osetya’nın sembolü Kafkas parsı oldu. Bunun da ilk versiyonundaki Kuzey’in armasıyla aynı olan pars daha sonra farklılaştırıldı; Osetçe ibare alt taraftan yukarıya taşındı, daha sonra da Latin harfleri Kirile dönüştürüldü ve etrafındaki geleneksel güneş ışığı süslemeleri ve triskeliondaki renkler ve çerçevesi kaldırılarak iyice sadeleştirildi. (Resim 7) Bu armanın prototipi, ünlü Gürcü Prensi, tarihçi ve coğrafyacı Tsarevich Vakhushti Bagrationi’nin “İber Krallığı Haritası veya Tüm Gürcistan Haritası” atlasında çalışması sayesinde günümüze kadar gelmiştir. Bu çalışmada, Gürcistan’ın Kartli, Kakheti, Imereti eyaletlerinin 1735 yılında yapılmış haritalarının ve armalarının yanı sıra Gürcistan’ın komşu halklarının armalarına da yer vermişti. Osetya’yı iyi tanıyan Vakhushta Bagrationi derleyip çizdiği on altı arma / pankarttan birinin üzerinde Gürcüce “Ovsetis”-Osetlerin (arması/bayrağı)- ibaresi bulunmaktadır. (Resim 8) Bir dağ silsilesi arka planının önünde yürüyen bir leopar figürlü standardı ilk kez görüyoruz. Elbette o zamanlar Osetyalıların bağımsızlık sembolü olarak hanedan armaları henüz yoktu. Afişte gösterilen simge, ulusal bir arma görevi görüyordu (1989 yılında, Xetagatı K’oşta’nın yıldönümünde, Oset üç rengi ilk kez Nar köyündeki kulelerde uçmaya başladığında, çoğu kişinin ulusal bayrağın görünümüne ironi ile tepki gösterdiği, hatta Sovyet Kuzey Osetya’sının o zamanki liderinin, “kudarların kulelere astığı paçavraların” kaldırılmasını bile emrettiği söylenir. Sovyet zamanı bu tür gelenek icatları ne denli “tehlikeli” ise sonrasında da o denli gerekli oldular. Hobsbawm ve Ranger tarafından derlenen kitapla neredeyse günlük dilde bile kullanılacak kadar popülerleşen “icat edilen gelenek” örneklerini Sovyet sonrası dönemde, her bir halk kendi mitosunu yeniden kurmak zorunda kalınca, çokça gördük). (Resim 9)

Elbette çift başlı kartal da panter de kesintisiz süregelen devlet bayraklarında ve armalardaki milli semboller olmaktan uzaktı. Böyle olsa ejderha ya da geyik daha iyi bir sembol olabilirdi elbet. Nart Destanları’nda da ilk sancak tarifini bunları icat eden Nartı Şırdon’un ağzından dinleyelim: “… Ama hepsinden önemlisi, ateş püskürten ejderha şeklindeki sancaklarımız, savaş alanındaki düşmanlarımızı korkutuyor. Süvariler düzene girip düşmana doğru koştuğunda, sancaklar şişirilir, keten ejderhalar canlanır ve vücutlarını süvari sıraları üzerine uzatır. Sadece onları görmek bile onları korkutuyor, bu yüzden uzun bir kükreme yaymaya başlıyorlar. Bu ses düşmanlarımızın damarlarını uyuşturuyor… Böylece kumaştan ejderha yapma fikri ortaya çıktı, artık genel düzende yer alan her klanın kendi ejderhası var. Bunlar, Alagat klanı arasında beyaz, Akhsartagat savaşçıları arasında kırmızı, Borat arasında ise sarıdırlar. Atlılar savaş alanına doğru ilerler veya düzen halinde dururken ejderha sancakları hareketsizdir veya rüzgârda hafifçe sallanır. Süvari alayı dörtnala saldırıya geçince sancaklar rüzgârla dolup tamamen açılır ve ölüm şarkısını başlatır.” Yu.S. Gagloyti’nin (Ю.С. Гаглойти) belirttiği gibi üç rengin (beyaz, kırmızı ve sarı) sembolizmi, kadim zamanların İskit, efsanevi Nart ve ortaçağ Oset toplumunun üç işlevselliğine kadar uzanır. Bu üç işlevin yankıları, Osetlerin etnografyasında kaydedilen hayatta kalma formlarında bize ulaştı. Arma ve bayrak geleneksel olarak birbirine bağlıdır. Bayrak bir renk kodudur, arma ise renklerin grafiksel kodunun çözülmesidir. Beyaz renk saflığı ve bilgeliği temsil eder. Geleneksel olarak Oset halkı arasında bu renk kutsal (dinle ilgili) kavramlar anlamına geliyordu. Kırmızı renk cesaretin ve askeri erdemin sembolüdür. Sarı-altın rengi, Oset halkının “farn” kavramıyla birleştirdiği doğurganlık, bolluk, refah imajıyla ilişkilendirilir. Bu konularda Jineps’in Temmuz 2019 sayında çevirisini yayımladığımız “Alem” makalesine de başvurulabilir.
Elbette kuruluşlar siyasi partiler ve dernekler de sembollere sahip olma hakkına sahiptir; amblemler, armalar, bayraklar ve marşlar. Ancak bu sembollerin Osetya cumhuriyetlerinin devlet sembolleriyle örtüşmemesi gerekiyor. Armanın kullanımı devletin tekelinde olmalıdır. Antetli kâğıtta, mühürde ve hatta kartvizitte devlet ambleminin görüntüsü varsa, bu bunların bir devlet kuruluşunun antetli kâğıtları ve mühürleri olduğu ve kartvizitin resmi bir görevde bulunan bir kişiye ait olduğu anlamına gelir. Leonid Tibilov da bu konuya dikkat çekmiş ve “devlet sembollerine dikkatle ve gereken saygıyla davranılması gerektiğini” söylemişti. Devlet armasının ve bayrağın, sevgi ve bağlılık ifadesi olarak bile olsa, bir şekilde ayağa düşürülmesi sürecinin sonu bu sembolün sıradanlaşması ve nihayetinde Amerikan bayrağının paspaslarda hatta iç çamaşırlarında kullanılmasına benzer bir sürecin başlangıç aşamasıdır kanaatimce ve halihazırda devlet armalı mayolar boy göstermiştir bile. (Resim 11) Son söz olarak iğneyi de kendimize batıralım: Alan Vakfımız yakın zamanda, genel kurul kararı alınmaksızın, Osetya cumhuriyetlerimizin devlet armasını kendi armasının göbeğine yerleştirdi. Bu kadar küçük bir alana sıkıştırılan armanın hemen hiçbir zaman algılanamaması bir yana, devlet armasının özel kuruluşların armalarında kullanılması yasalara aykırıdır ayrıca uygun da değildir. Magas Dedyakov eski Vakıf armamızdan “Bana göre başarılı bir sembolün nadir bir örneği. Görünüşe göre her şey orada; bir güneş sembolü, bir süs ve ulusal renkler… Ancak sembol Osetlik çığlıkları atmıyor” diyerek sitayişle söz etmişti. (Resim 10) Bu hatadan yakın zamanda dönülmesini diliyorum.
Armadaki totem hayvan leopar ve bunun Osetlerin tarihindeki ve efsanelerindeki yerini yazımızın sonraki bölümünde irdeleyeceğiz. (Devam edecek…)