Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Analiz: Zengezur koridoru veya “Trump Yolu”

8 Ağustos günü, Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış için bir ön anlaşma imzalandı. Sürecin arka planında ABD Başkanı Donald Trump var. Antlaşmanın mutlak kazananı, tahmin edileceği gibi ABD; kaybedenler ise Rusya ve daha fazla da İran gibi gözüküyor.

Antlaşmanın özünde şu var: Ermenistan topraklarını kat eden bir koridor uzun vadede ABD’ye kiralanacak, koridor Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayacak ve Erivan bu düzenlemenin arkasında duracak. ABD ayrıca, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ekonomik bağların güçlendirilmesini öngörüyor.

Koridor meselesi, iki ülke arasında barış sağlanmasının önünde çok ciddi bir engeldi. Bakü, Azerbaycan uyrukluların koridor boyunca, kontrol noktalarında durdurulmadan özgür erişimini talep ediyordu. Erivan ise bu talebe karşı çıkıyordu.

Antlaşma sayesinde, koridoru yönetecek olan ABD, Ermenistan’ın koridor üzerindeki egemenlik haklarına saygı gösterecek veya öyle görünmesi sağlanacak. Buna karşılık Azerbaycan, Ermenistan engeline takılmadan, Nahçıvan’a erişme olanağına kavuşacak.

Antlaşmaya İngilizce kısaltılmış haliyle TRIPP adı takıldı. Açılımı; Trump Route for International Peace and Prosperity; Uluslararası Barış ve Refah için Trump Yolu.

Azerbaycan ve Ermenistan, barış antlaşması olarak tanımlanan metne paraf koydular. Ancak spesifik noktaların neler içerdiği bilinmiyor.

Ermenistan Başbakanı Paşinyan açısından, barış antlaşmasının imzalanması diplomatik bir öncelikti. Paşinyan ekonomik rotasını Batı’ya çevirmek, Rusya’dan uzaklaşmak istiyor. Barış antlaşmasının imzalanmış olması, bu pozisyon değişikliği için bir önkoşul işlevi görüyor.

Şu nokta çok önemli: Nihai bir antlaşmasının imzalanmasının önünde duran en önemli engel, Azerbaycan’ın bir talebinin henüz yerine getirilmemiş olmasıdır. Dağlık Karabağ üzerindeki Azerbaycan egemenliğinin tanınması için Ermenistan anayasasının değiştirilmesi talebi.

Barış antlaşmasını ABD açısından cazip kılan sebeplere gelince… Washington, önemi giderek artan Kafkasya bölgesinde bir köprü başı tutacak. Bu sayede, Trump yönetimi birkaç bölgede birden hedeflerine doğru yürüyebilecek. Bu hedefler kısaca şunlardır:

1. Orta koridor ticaret ağının hayata geçirilmesi. Bu sayede, ABD ile Avrupa Birliği’nin Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri ile ticaret hacmi ciddi biçimde genişleyecek.

2. Washington tarafından yönetilecek olan koridor, Kafkasya’nın geleneksel jeopolitik hegemonu Rusya’ya büyük bir darbe vuracak.

3. Kremlin bölgede barış gücü rolü oynamak istemiş, ama Azerbaycan ile Ermenistan’ın direnişiyle karşılaşmıştı. Şimdi, Rusya’nın, bu iki Kafkasya ülkesi üzerindeki stratejik etkisi büyük ölçüde zayıflamış durumda.

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ABD’nin yoğun müdahalesinin Kafkasya’nın içinde bulunduğu kırılganlığı daha da artıracağı vurgulandı. Aynı açıklamada, bölge dışı aktörlerin barışı güçlendirmek için mücadele etmeleri gerektiğinin altı çizilirken, mevcut sorunlara ve faylara yenilerinin eklenmemesi uyarısında bulunuldu.

Ayrıca, Rusya’nın bölgedeki tek stratejik varlığı olan, Ermenistan’daki askeri üssün kaderinin pamuk ipliğine bağlı olduğuna inanılıyor.

Görünen o ki, İran daha büyük zarar görecek. Koridor sayesinde, İran’ın kuzey sınırının yakınlarında, ABD bir dinleme üssü kurabilir. Ayrıca koridor, Ermenistan-İran ticaretine büyük bir darbe vurabilir.

Akılda tutmak lazım ki, 8 Ağustos antlaşması henüz resmi olarak tamamlanmadı. Koridorun yönetilmesine ilişkin detaylar son halini almış değil. Trump, imza töreninde iki önemli noktaya temas etti. Birincisi, kira süresinin 99 yıl olabileceğine işaret etti. İkincisi, Amerikan şirketlerinin, koridorun bayındır hale getirilmesi sürecinde önemli altyapı yatırımları yapacaklarını belirtti.

Geçmiş yıllar, başlangıçta parlak bir gelecek vaat eden jeopolitik girişimlerin, sürecin sonunda ayrıntılarda boğulduğunu gösteriyor. Bunlar arasında ilk akla gelenler Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki 2001 Key West barış süreci ve 2009 tarihli Türkiye-Ermenistan diplomatik normalleşme protokolleridir.

Kafkasya bölgesinde ABD, Rusya ve İran arasında jeopolitik rekabetin şiddetleneceğine ilişkin çok sayıda belirti var. Burası, geleneksel olarak Rusya’nın arka bahçesi, İran’ın ise oyun alanıydı. Şimdi, Kafkasya’da, ABD stratejik üstünlüğü ele geçirmiş durumda.

Özetle, “Trump Yolu” engellerle dolu. Güney Kafkasya’da kalıcı bir barışa ulaşmak kolay olmayacak.

Yazarın Diğer Yazıları

Action Russe

Action Russe, Çekoslovakya devletinin başlattığı bir yardım programının adıydı. Çek dilindeki karşılığı Ruska pomocne akce idi. Program Rusya kökenli mültecilere yardımı amaçlıyordu. 1921 yılının...

Trump, ikinci Nixon olmayacak

Donald Trump’ın beklentisi belli: Çin’e karşı Rusya’yı kendi yanına çekmek. Eski ABD Başkanı Richard Nixon da 1970’li yılların başında benzer bir plana sahipti. Onun Trump’tan...

Analiz: Gürcistan’da STK’lar ve medyaya yeni yasaklar geliyor

Gürcistan’da muhalefeti etkisiz hale getiren iktidar, şimdi de kalan bağımsız sivil toplum örgütlerini tasfiye etmek istiyor. İktidardaki Gürcistan Rüyası Partisi’nin hâkimiyeti altındaki parlamento, 24 Haziran...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img