Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’nde İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması düzenledi.
“Omuz omuza bir arada yaşamı inşa edeceğiz” başlıklı açıklamada farklı nedenlerle göç etmek zorunda kalan milyonlarca insanın haklarının, yaşadıkları zorlukların ve verdikleri yaşam mücadelesinin altı çizilerek “Bir arada yaşamak, farklı kimlikler, diller ve kültürler arasında karşılıklı saygı ve dayanışmayı güçlendirmekle mümkündür. Barış, yalnızca çatışmaların sona ermesi değil; herkes için adil, güvenli ve onurlu yaşam koşullarının sağlanmasıdır. Göçmenlerin toplumsal yaşama eşit biçimde katılabildiği, haklarının korunduğu bir ortam, kalıcı ve sürdürülebilir barışın temelini oluşturur. Göçmen ve Mülteci Dayanışması olarak bugüne kadar hak ihlallerini takip etmekle birlikte barışı ve bir arada yaşamayı savunduk. Bugün de dayanışmayı büyütmenin ve barışı birlikte inşa etmenin mümkün olduğuna inanıyor, tüm kamu kurumlarını, yerel yönetimleri ve toplumu göçmenlerin haklarını gözeten, bir arada yaşamı ve barışı güçlendiren kapsayıcı ve hak temelli politikalara davet ediyoruz” dendi.
Göçmen ve mültecilerin karşılaştığı sorunlara dikkat çekilen açıklamada “Bir Arada İnsanca Bir Yaşamı İnşa Edeceğiz” pankartı açıldı.
DEM Parti’nin açıklaması
DEM Parti Göçmen ve Mülteciler Komisyonu da aynı gün yaptığı açıklamada “1990 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen Uluslararası Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarının Korunmasına Dair Sözleşme sonrasında, 18 Aralık tarihi Uluslararası Göçmenler Günü olarak ilan edilmiştir. Bu tarih tüm dünyada göçmenlerin maruz bırakıldığı emek sömürüsünün, hak ihlallerinin, ırkçılığın ve dışlayıcı politikaların görünür kılınması açısından önemlidir. Ancak bugün bu tablo en yakıcı biçimde Türkiye’de yaşanmaktadır” diyerek taleplerini şöyle sıraladı:
“• Göçmenlere yasal geçiş ve güvenceli statü hakkı tanınmalıdır.
- Göçmen kampları ve geri gönderme merkezleri kapatılmalıdır.
- Göçmen emeği üzerindeki sömürü son bulmalı, sigorta ve sendika hakları güvence altına alınmalıdır.
- Göçmen kadınlar için sınır dışı tehdidinden bağımsız koruma mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Sağlık hizmetleri ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır.”







