Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Kabardey-Balkar’daki manastır ve bir aşk öyküsü

Astemir Şeriev


Marina Bitokova


Kutsal Üçlü Ortodoks Kilisesi

Bir Kabardey köyünde ve hâlâ kullanımda olan bir Ortodoks manastırından daha beklenmedik şey bulmak zordur.

Ancak Kabardey-Balkar’ın Zolski Bölgesi’ndeki Sovkhoz Köyü’nde, Dzhinalsky (Jinal) Sıradağları’nın eteklerinde tam da böyle bir yer var: Kutsal Üçlü Manastırı. Homyakov Çiftliği’nden doğan köyün tarihi, manastırla ve Rus soylu kadın Ekaterina Alekseyevna Homyakova’nın hayatıyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.

“Astemir Şeriev ve Ekaterina Homyakova: Bir Kabardey Destanı” kitabı

Ekaterina Homyakova, şair, filozof, ilahiyatçı, Slavofilizmin kurucusu, ekonomist ve serflerin kurtuluşu projelerinin geliştiricisi Aleksey Stepanoviç Homyakov’un kızıydı. Anne tarafından şair Nikolay Yazykov’un yeğeniydi. Ailesi Nikolay Gogol, Alexandr Puşkin ve Yevgeni Baratınski ile yakın arkadaştı. Aile, karşılıklı sevgi, yaratıcılık ve entelektüel keşiflerle dolu hayatlarıyla Moskova’nın kültürel yaşamının merkezlerinden biriydi.

Ekaterina, yedi çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak 1843 yılında dünyaya geldi. Homyakov ailesi, ileride Kabardey’de eğitimci ve tanınmış bir halk figürü haline gelecek olan Dmitri (Lukman) Kodzokov’u da evlatlık olarak yetiştirmişti, Lukman bugün Malkinsky Harası’nın bulunduğu yerde bir sığır çiftliği kurmuştu. Kan bağı olmasa da bu yakın akrabalık, Ekaterina Alekseyevna’nın Kafkasya’ya gelip yerleşme kararında etkili oldu. 1870’lerin sonlarında, evlatlık amcası Dmitri Stepanoviç Kodzokov’un yardımıyla Zolka Nehri bölgesinde arazi satın aldı. Bu topraklar, sıradan bir adam olmayan Kabardey soylusu Erustan Nogmov’a aitti. Erustan, Adige eğitimci ve ilk Kabardey dilbilgisi kitabı “Adige Halkının Tarihi”nin yazarı Şora Nogmov’un oğluydu. Nogmov’un arazisini 1881 yılında satın alan Homyakova, Rus köylülerle birlikte oraya taşınarak bir çiftlik kurdu.

Bu kadının enerji dolu mizacı, arazisinde gerçekleştirdiği dönüşümlerden anlaşılabilir: 19. yüzyılın sonlarına doğru, burada peynir fabrikası ve tuğla fabrikası faaliyet gösteriyordu ve çiftliğin eteklerinde bölgenin en büyüklerinden olan geniş bir bahçe kurulmuştu. Nadir meyve çeşitleri yetiştiriliyordu. Bu müreffeh çiftçiliğin izleri bugün hâlâ görülebilir: Manastıra ait arazi, ağaçlarla çevrilidir. Ancak bugün Homyakov Çiftliği’ne eskisi gibi bakılmıyor.

Karmovo yerleşimi thamadesinin oğlu Kabardey Astemir Şeriev, Ekaterina Alekseyevna’nın çiftliğinin ve geniş arazisinin yöneticisi oldu. Astemir yaklaşık 30 yaşında, evli ve üç çocuk babasıydı (hepsi de çocuklukta çiçek hastalığından ölmüştü). Kendisinden dokuz yaş büyük olan Homyakova ise özgür ve zengin bir kadındı. Moskova’daki aile evinin bir kısmına ve ayrıca Tula kentinde geniş arazilere sahipti.

Astemir ve Ekaterina Alekseyevna’nın tanışma hikâyelerine dair, mitolojik ve romantik bir dille yazılmış birkaç versiyon mevcut: Ya Şeriev, burkasını kadının ayaklarının dibine atarak dereyi geçmesine yardım etmiş ya da kadın onu at sırtında dörtnala koşarken görmüş ve durdurmuş veya Kislovodsk pazarında tanışmış ve iş konuşurken âşık olmuşlar. Bir başka versiyona göre ise aşkları tamamen platonikti. Belki de gerçek çok daha sıradandı ama aşk efsanesi bu bölgelerde yayılmaya devam etti. Hatta bir zamanlar yerel halk, Şeriev’in Rus Çarı’nın kızıyla evlendiğini bile söyledi.

2018 yılında yayımlanan Olga Zolotukhina’nın belgesel tarih romanı “Astemir Şeriev ve Ekaterina Homyakova: Bir Kabardey Destanı”nda bu kişiler hakkında mevcut tüm bilgi ve belgeler derlenmişti. Tarihçi Adalbi Şeriev, Astemir’in sevgilisini ailesinin evine nasıl getirdiğini ve geleneksel Adige düğünü için nasıl ısrar ettiğini anlatıyor. Başka bir deyişle, fiilen çokeşlilik (bigami) gerçekleşmiş oluyor. Bu, Astemir’in yetiştiği Müslüman inancına aykırı olmasa da, Kabardey toplumunda nadir görülen bir durumdu. Dahası, toplum için bir meydan okumaydı: Kafkas Savaşı yeni sona ermişti, Ruslar ile yerel halk arasındaki ilişkilerde sarsıntılar hâlâ sürüyordu ve Astemir ilk eşi hayattayken, ikinci eş olarak bir Rus kadın getirmişti.

Bu, Homyakova açısından umutsuz bir hamleydi. Dindar ortamda yetiştirilmiş soylu bir kadın, kilise tarafından kutsanmamış bir evlilik içinde yaşıyordu. Ancak Ekaterina Alekseyevna’nın kız ve erkek kardeşlerinin ondan aldıkları tüm mektuplar, hem kişisel hayatında hem de mülküyle ilgili konular açısından mutlu olduğunu gösteriyordu.

Tuğla fabrikasının yasal sahibi Astemir Şeriev’in ölümünden sonra Homyakova, mirasın Astemir’in kardeşlerine değil, ilk eşi Selimhan Mudarova’ya devredilmesi için mahkemeye başvurdu. O günlerde Kabardey kadınların ekonomik güvenceleri ve miras hakları yoktu, tamamen erkek akrabalarına (baba, eş, erkek kardeş ve oğul) bağımlıydılar. Dava uzadı ve sonucu Homyakova’nın beklentilerini tam olarak karşılamasa da hukuki bir emsal oluşturdu.

Şeriev ve Homyakova 20 yıldan fazla birlikte yaşadılar. Astemir Şeriev, uzun bir hastalığın ardından 5 Mayıs 1902’de verem nedeniyle yaşamını yitirdi. Aynı yıl, Homyakov Çiftliği’ndeki Kutsal Üçlü Kilisesi’nin inşası tamamlandı. Ayrıca eşinin son arzusunu yerine getiren Ekaterina Alekseyevna, Karmovo yerleşiminde bir caminin inşasını tamamlamak için 3 bin ruble bağışladı. Diğer kaynaklara göre cami köyde değil, çiftlikteydi. Her ne olursa olsun, cami ayakta kalamadı, ancak kilise hâlâ ayakta.

1907 yılında Sarovlu Aziz Seraphim’in onuruna Kutsal Üçlü Seraphim Manastırı olarak yeniden adlandırılan kilise, Sovyet hükümetinin fanatik tarikatlara baskı yapmaya başladığı 1920’lere kadar faaliyet gösterdi. Yıkılmadı ama önemli ölçüde hasar gördü.

Sovkhoz Köyü sakinleri, çocukluklarında hazine aramak için bu terk edilmiş binada koşuşturduklarını hatırlıyor. Orada hiçbir hazine bulunamadı, ancak yakın zamana kadar üzerinde “AŞ” (Astemir Şeriev) harfleri olan tuğlalar vardı.

Homyakova, gelecekteki manastırın mimari tarzını, Osetya ve Gürcistan’daki benzer kiliseleri gördükten sonra seçmişti. Çevredeki doğal ortama öyle bir yapının uyacağını düşünmüştü.

(etokavkaz)

Çeviri: Serap Canbek

Serap Canbek
Serap Canbek
İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümündeki tahsilinin ardından sigorta sektöründe çalıştı. 2011 yılından beri Jıneps gazetesinde yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Prens Alexander Bekoviç-Çerkaski’nin hayatı ve şaşırtıcı maceraları

Kabardey prenslerinin soyundan gelen Çerkaski, Golitsyn’in evlatlığı, savaşçı, gezgin, Hazar Denizi’nin ilk haritacısı, I. Petro’nun yoldaşıydı. Hayatı maceralarla dolu, ölümü ise dillere destan oldu....

Abhaz ve Adige pagan kültüründe ‘açık hava’ cenaze töreni

Agrba Bella - Stanislava Hotko* Sayısız pagan kültü dikkate alındığında “açık hava”ya gömme defin töreni en eski pagan ritüellerinden biridir. Dini görüş ve fikirleri ifade...

17-19. yüzyıl Avrupalı yazarların araştırmalarında Adige kadınının sosyal statüsü üzerine düşünceler

Kumakhova Zairat Khasanbievna* Kuzey Kafkasya, ataerkil ve geleneksel yapısıyla her zaman öne çıkmıştır. Yazarlar, gezginler ve etnograflar yüzyıllar boyunca Kafkasya kadınlarının yaşamlarının kendine özgü özelliklerine...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img